Türkiye

Vikisöz, özgür söz dizini
Türkiye
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi
Türkiye

Türkiye veya resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti, topraklarının büyük bölümü Anadolu'ya, küçük bir bölümü ise Balkanlar'ın uzantısı olan Trakya'ya yayılmış bir ülke.

Hakkında söylenmiş sözler[değiştir]

  • Türkiye’yi tanımanın en pratik yollarından biri de Konya, Edirne, Bursa ve İznik gibi eski Türk başkentlerini gezmektir. Bakanlık olarak halen üzerinde çalıştığımız “Şirin Osmanlı Kasabaları” diye bir projemiz var. Burada mimari dokusunu ve en önemlisi de ruhani özelliklerini kaybetmemiş köklü yerleşimleri belirliyoruz. Bu noktada Safranbolu, Amasya, Kastamonu ve Beypazarı öne çıkıyor. Benim favorim ise henüz pek az kişinin bildiği Güdül’dür. Ankara yakınlarındaki bu ilçe, günlük hayatın bütün özgünlüğü ile yaşandığı yerlerden. Yakınlardaki Tarihi İpek Yolu hattı üzerinde ise Taraklı, Mudurnu, Göynük üçlüsü bulunuyor. Bunlara Cumalıkızık, Birgi, Kula ve Tire’yi de dâhil edebilirsiniz.[1]Ahmet Haluk Dursun
  • Türkiye, tıpkı bir asma gibi, düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır Türkiye’nin, batmaz. Batarsa, okyanuslar taşar, onu da kimse göze alamaz.[2]Alev Alatlı
  • Mozart Türkiye'de konser vermeye gelirse tabii ki dinlemeye gideriz. — Emrah
  • Türkiye'de bir futbol bir de turizm hakkında herkes konuşuyor. — Erkan Mumcu
  • Türkiye geçmişteki kavgaları, bugüne taşıyarak, yarına hazırlanamaz. Geçmişin kavgalarını bugüne taşıyanlar, Türkiye'nin geleceğini kurtaramazlar.[3]Ersin Nazif Gürdoğan
  • Geleceğin Türkiye'si, edebiyatcılarıyla bilinecek, girişimcileriyle büyüyecek, siyasetcileriyle yönetilecek, generalleriyle savunulacaktır.[4]Ersin Nazif Gürdoğan
  • Osmanlı Devleti'nin en büyük mirasçısı Türkiye, Ortadoğu'nun geleceğini, İslam medeniyetinin değerlerinden daha çok Batı medeniyetinin değerlerinde aradı. Türkiye'de bütün yatırımlar, Doğu medeniyetinin bereketli topraklarına değil, Batı medeniyetinin çorak topraklarına yapıldı. İki medeniyet birbirine düşman ilan edildi.[5]Ersin Nazif Gürdoğan
  • Atatürk şu Türkiye kelimesi başından "zavallı" sözünü kaldırdı idi. Ondan sonraki tek marifetimiz; o kaldırılmış, unutulmuş sıfatı da medrese gibi, tekke gibi, şeriat ilk eğitimi ve nikâhı gibi yerine koymak olmuştur.[6]Falih Rıfkı Atay
  • Kutlu olsun bugün Türkiye yükseliyor. Türk halkı da Türkiye ile birlikte yükseliyor. İslam ümmeti de Türkiye ile birlikte yükseliyor. Filistin, Türkiye ile birlikte daha güçlü bugün. Sizler ve bizler, Kudüs'ü özgürlüğüne kavuşturacağız. Marmara şehitlerini (Mavi Marmara Gemisi) asla unutmayın. Marmara'da kanlarını döken şehitlerimiz Türkiye'nin iftihar tablosudur. Filistin halkının da iftihar tablosudur. Bugün Filistin topraklarının yeniden Filistin'e kazandırılması için Türkiye'nin ciddi bir katkısı var. Trump, Netanyahu ve onlarla birlikte yürüyenler, şunu asla anlayamadılar ki ne Filistin halkı, ne Kudüs ve ne de ona sahip çıkan İslam ümmeti, Filistin ve Kudüs'ten asla vazgeçmeyecek. Amerika sefaretini bir an önce Kudüs'e taşımanın mücadelesi içine girdi.[7]Halid Meşal
  • Türkiye'yi küçük bir Amerika yapacağız. — Nihat Erim (1949)
  • Öyle ümit ediyoruz ki 30 sene sonra bu mübarek memleket 50 milyon nüfusu ile küçük bir Amerika olacaktır. — Celal Bayar (1957)
  • Türkiye'deki rejim, bugün bir sürünme ve sürüklenme safhasındadır ve bu durum, millet içinde değer olarak bilinen şeyleri de yıpratmaktadır. Vicdan, karakter bütünlüğü, dürüstlük gibi vasıflar, iki yüzlü gidişin temposuna ayak uydurmuşlardır. Yüzlerce yıllık sağlam bir milletin daha fazla için için kemirilmesine müsaade edilmemeli, rejimin adı açıkça söylenmelidir. - Forum dergisi, sayı 124, giriş yazısı (15 Mayıs 1959)
  • Söyle bu ayıya, Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlettir ve yaptıklarından da kimseye hesap vermek zorunda değildir! — Cemal Gürsel
(27 Mayıs müdahalesinden sonra Kore'den neden Türk askerini çektiği hakkında hesap sormaya kalkan Amerikan Büyükelçisine çevirmesi için tercümana)
  • 20'nci yüzyılı anlamak için Türkiye'nin tarihi, bir anahtardır; ancak ben inanıyorum ki Türkiye'nin geleceği, önümüzdeki binyılın ilk yüzyılının şekillenmesinde de son derece önemli bir rol oynayacaktır. Bugün, birkaç dakika ayırarak, buna neden böyle inandığımı anlatmak istiyorum. İnsanlar, harita çizebilmeye başladıklarından bu yana, Türkiye'nin coğrafyasının sabit gerçeklerine dikkat çekmişlerdir ki, Anadolu, kıtalar arasında bir köprüdür; Boğazın en yakın noktasında, 1 kilometreden kısa bir mesafe Avrupa ile Asya'yı ayırır. Sizlerin inşa ettiğiniz köprüler, Türkiye'yi her gün daha da saran ticaret ve dünyanın tüm bölgelerine anında bağlayan haberleşme devrimi sayesinde, aslında, kıtalar arasında ayırım da kalmamıştır. Türkiye'nin Doğu ile Batı'yı birleştirebilmesindeki başarısı, bu coğrafyayı göz önüne alınca, daha da önem kazanmaktadır. — Bill Clinton (1999, TBMM konuşması)
  • Biliyorum ki siz medeniyetlerin ortasında tarihin dalgalarından etkilenen bir ülkesiniz. Ülkeyi bir yöne ya da diğer yöne çekmek isteyenler olabilir; ama ben inanıyorum ki Türkiye’nin büyüklüğü her şeyin ortasında olmasıdır. — Barack Obama
  • Ben Selefiliği önümüzdeki zamanlarda Türkiye için en büyük sorun olarak görüyorum. — Ümit Özdağ
  • Türkiye bugün tekrar siyasi ve toplumsal bir bunalım devresi geçirmektedir. Bin senelik tarihimizden beri geleneklerimizi temsil eden Türk Milleti, yeniden derin buhranlarla karşı karşıyadır. Samuel Huntington ünlü yazısında, dünyada kültürce bölünmüş milletler arasında Türkiye ve Rusya'yı misal gösterir. Türkiye, otuz yıldır bir kültür ve siyaset bunalımının içinde yuvarlanmaktadır. — Halil İnalcık (28 Mayıs 2008 tarihinde Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde toplanan İkinci Meşrutiyet Sempozyumu'nda okunan açış konuşmasından)
  • Türkiye’nin üniter yapısıyla bir sorunumuz yok. Türkiyelilik esastır. — Abdullah Öcalan
  • Gerçek Türkiye budur: Kimse kimseye karşı değil. Kimse savcı veya yargıç değil ve kimse, başkasına saldırmak, başkasını suçlamak sapıklığına düşmedikçe, suçlu değildir. Herkes hükmünü işindeki, yaşayışındaki başarılarına veya başarısızlıklarına göre, sadece buna göre alacak![8]Tarık Buğra
  • Türkiye, bölgesinde bir istikrar unsuru, güçlü bir ülkedir; hem Batı, hem Doğu nezdinde vazgeçilmez bir ülkedir ve aralarında bir köprüdür. Hadiseler bu gerçeği bir kere daha gözler önüne sermiştir. Bu gerçeğin bizim tarafımızdan söylenmesinden ziyade, başkaları tarafından teslim edilmiş olması önemlidir.[9]Turgut Özal
  • Türkiye, 2000 yılında yüz milyon nüfusuyla bastığı yeri titreten, büyük bir güç olacaktır! — Turgut Özal
  • Yeni bir dünya ve Türkiye konjonktüründeyiz. ABD’nin hegemonyasının sarsıldığı ve sorgulandığı bir döneme giriyoruz. Avrupa’da da büyük bir mücadele dalgası var...Yeni Türkiyenin konjonktürü Graham Fuller’in Türkiyesi. Yeni Türkiye Özal’la başladı, AKP bu süreci tamamladı. — Alper Taş (2010)
  • Başbakan Tayyip Erdoğan’a artık Türkiye Cumhuriyeti’nin genel müdürü ya da moda deyimle CEO’su olarak bakabiliriz. Çünkü Tekel işçileriyle polemiklerinden birinde şöyle konuştu: “Biz bu devleti adeta bir özel sektör mantığı ile çalıştıracağız.” İşte size Türkiye hakim sınıflarının 1980’li yıllardan beri izlediği ekonomi politikalarının yeni ve çok isabetli bir tanımı: Devleti şirket gibi yönetmek! — Sungur Savran (2010)
  • Türkiye toplumsal formasyonunun bugünkü siyaset düzlemi, esas olarak ulusalcılar ile akp'liler arasında şekilleniyor. Ulusalcıların da vurucu gücü, ordu. Ekonominin militaristleştirilmesinden bahsetmek, ekonominin devletleştirilmesini öngerektiren bir şeydir. Ben böyle bir şey olacağını sanmıyorum. fakat dediğim gibi, Türkiye'de siyaset alanındaki toplumsal kutuplaşmanın yansıması, bir tarafında ulusalcıların, bir tarafında küreselleşme şampiyonu akp'nin yer aldığı; ordunun bir kanadın vurucu gücü, siyasal karargâhı gibi davrandığı bir ortam içinde yer alınca, akp'nin sorumlu olacağı kapitalist dünya sistemiyle aşırı bütünleşmenin, akp'nin şampiyonluğunu yaptığı bir sürecin uzantısı olacak böylesi bir çöküş -alternatif bir üçüncü güç olmayınca-, ister istemez karşı tarafı güçlendirecektir. — Nail Satlıgan (2008)
  • 1946 Türkiye'si ile 1954 Türkiye'si arasında asır farkı değil, çağ farkı vardır. — Adnan Menderes
  • Türkiye'nin dini yok. Türklerin var. — Önder Sav
  • Türkiye geçmişten bu yana ne kadar tortu varsa bugüne kadar taşıdığı için acabalarla kafasını yoruyor. Hayır, acaba falan yok. Türkiye'de AK Parti dönemiyle birlikte yeni bir Türkiye dönemi başladı. — Bülent Arınç (2011)
  • AKP iktidarı, hizaya getirici kurumsallıkları etkisizleştirerek, bertaraf ya da asimile ederek bu yapılanmayı radikal biçimde değiştirmiştir. Öyle ki, Türkiye’de çok partili rejimin 40 küsur yıllık işleyişine altlık oluşturan yapılanma, artık geri gelmemecesine gitmiştir. “Restorasyon”, kim gelirse gelsin bu noktadan sonra mümkün değildir. Yarın bir gün restorasyona soyunanlar çıkarsa, bulunması mümkün olmayan bir “merkezi” arayıp duracaklardır. — Metin Çulhaoğlu (2011)
  • En masum insanlar, olmadık laflarla gözaltına alınıyor, yıllarca içeride kalıyor. Niye tutulduğunu bile bildiği yok. Türkiye'de adalet, hukuk, bitmiştir. Türkiye'de hukukun içine güve girmiştir. İyi gidiş değil bu. — Deniz Baykal (2011)
  • Türkiye'de üs yoktur. Ortak savunma amacıyla kurulmuş tesisler vardır. — Süleyman Demirel (1966)
  • Türkiye'de petrol vardı da biz mi içtik. — Süleyman Demirel
  • Türkiye 70 cent'e muhtaç olduğu devirde, hacılarımıza 70 milyon dolar ayırdık. — Süleyman Demirel
  • Türkiye artık bu anayasa tartışmalarını bitirmelidir. Bir ülke bu kadar sık anayasa değişikliğine tahammül etmez. — Süleyman Demirel (2011)
  • Anayasa yapılırken ulus devlet veya Türkiye devletini tartışacaksanız çok büyük sıkıntılara girersiniz. — Süleyman Demirel (2011)
  • Türkiye Ortadoğu ülkelerine model olamaz. Ne Türkiye model olur, ne de Malezya model olur. Kendi şartları var. Kendi şartlarına göre demokrasinin genel prensipleri var. Dünyada uygulanan politikalar var. Kendilerine göre bir yol çizerler.Zaten, Türkiye’den başka sekülerizmi kabul etmiş, demokrasiyi uygulayan ülke de yok. Türkiye de çalkalanıyor. Sıkıntı içerisinde Türkiye. — Süleyman Demirel (2011)
  • İtiraf etmeliyim ki Türkiye'deki "Adalet sistemi"ne ve "Hukuk" kavramına olan güvenimi fazlasıyla yitirmiş durumdaydım.
Nasıl yitirmeyeyim? Bu savcılar, bu hakimler üniversite okumuş, hukuk fakültelerini bitirmiş insanlar değiller mi? Okuduklarını anlayacak kapasitede olmaları gerekmiyor mu?
Ama gelin görün ki, bu ülkenin Yargı'sı birçok devlet adamının ve siyasetçinin de dile getirmekten çekinmediği gibi bağımsız değil.
Yargı yurttaşın haklarını değil, Devlet'i koruyor.
Yargı yurttaşın yanında değil, Devlet'in güdümünde. — Hrant Dink (19 Ocak 2007)
  • İnsanlara yöneltilen saçma sapan bir git/gitme muhabbetidir.
    Saçma bir cehalete teslimiyet devridir.
    Sürekli tehdit, hakaret, küfür etmecedir, maydanoz olmacadır.
    Sürekli tehlikeli iftiraların havalara savrulduğu bir ortamdır.
    Din siperinden birbirini devirmecedir.
    "Hukuk da din de benden yana nasıl olsa" diye kendinde her hakkı görmece ve de başkalarını istediği gibi ezebilme yetisine sahip olabilme... yıllarıdır, tatsızdır.
    Bunun adı 21. yüzyıl Türkiye'sidir.
    Tatsız bir ortamdır.
    Artık az gelmek istediğim bir mekândır... — Fazıl Say
  • Türkiye’de yaşanan büyük karmaşa, yalnızca anayasa metniyle ilgisi olmayan konuların anayasa sorunu olarak ortaya konulması. Sabah akşam anayasadan söz edilmesinin nedeni de bu. — Murat Sevinç (2011)
  • Türkiye’de 1921 Kurtuluş Savaşı’nın, 1924 ulus devlet inşasının, 1961 bürokrasi ve sol akımların dünya çapındaki etkisinin, 1982 ise artık ‘büyümüş’ sermayenin saldırısının ürünleriydi. Şimdi yeni bir anayasa yapılırsa, yıllar sonrasında muhtemelen İslamcı sermaye/ siyaset ve Kürt sorununun derin izleri okunacak. Hangisinin baskın olacağını, dengenin nasıl kurulacağını önümüzdeki aylarda göreceğiz. Ancak bu hastalıklar tedavi edilmediği sürece tabii ki anayasa tartışması sona ermeyecek. Çünkü anayasa metinleri, siyasal ve anayasal sorunların ancak bir ayağıdır. — Murat Sevinç (2011)
  • Arkadaşlar, gençler; Türkiye'yi biz kurduk! Suriye'yi, Mısır'ı, Irak'ı, Suudi Arabistan'ı başka birileri kurdu. Suriyeliler Suriye'yi, Mısırlılar Mısır'ı, Suudiler Suudi Arabistan'ı kurmuş değiller. Dahası, biz, Türkiye'yi savaşarak kurduk. Bu kolay bir iş değil. Bu kuruluşun bir konsensüsü var. Türkiye, 1922'den başlayarak her alanda Batılılığın gereklerini yerine getirmiştir. Eksik olan nedir? Pek fazla eksiği yoktur! Bu yüzden, AB'nin bizden istediği yalnızca bir takım uyum işleridir. Çünkü ötekileri zaten var, zaten yapılmış! Biz, hukuk devleti sürecine 1920'lerden, ama daha öncesinden de, Osmanlı İmparatorluğu'nun 18. yüzyılından itibaren girmişiz. Bu büyük bir birikimdir. Yalnızca birikim de değil, kuruluşun üzerinde yükseldiği ve geliştirdiği temeldir. Şimdi bunu ne yapacaksın? Hiç yokmuş gibi davranmak kimin, ne işine yarayacak? — Hüsamettin Cindoruk (2009)
  • Türkiye bir adliye sarayı haline geldi. — Hüsamettin Cindoruk (2010)
  • Türkiye en geç 1998'de Avrupa Birliği'ne tam üye olacaktır. — Tansu Çiller
  • Osmanlı Devleti çok büyük idi ve geride idi, Türkiye daha küçük ve ileride olacak. — Cahit Arf
  • Türkiye'de, her 3 Türk gencinin 4'ü şairdir! — Aziz Nesin
  • Biz Türkiye sosyalistleri, Kurtuluş Savaşı Türkiyesi'nin devamıyız. — Mehmet Ali Aybar
  • Profesyonel devrimci bugünün Türkiye’sinde kendini hayatı boyunca Türkiye’nin bağımsızlığına adayan kimsedir. — Deniz Gezmiş (1971)
  • Çark dönmesine devam edecek; cuntalar birbirini takip edecektir. Kimileri “Atatürkçü, laik” kimileri “reformcu” diye lanse edilecek, yurtsever aydınlar her defasında yeni bir umutla yeni gelenlere bel bağlayacak, sonra yanıldıklarını anlayacaklar, tekrar bir “ilerici” atılım olmasını bekleyeceklerdir.
Emperyalizmin işgali altındaki ülkelerde bu çark hep böyle döner. Ülkemizde de parçalanana kadar bu çark hep böyle dönecektir. — Mahir Çayan (1971)
  • Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor; belki biz olmayacağız; ama bu çelik aldığı suyu unutmayacak. — İbrahim Kaypakkaya (1973)
  • Türkiye açısından Kürtlerle ilişkilere bakılacak olursa en iyisi Irak’ın bölünmemesidir. — Henry Kissinger (2007)
  • ABD bu konu(PKK) için Ralston’u atadı. Ralston’un önerileri var. Bunlar yerine getirilecek mi buna bakmak lazım. ABD’dekiler Kürt bölgesinde kendileriyle savaşılmadığını düşünüyor, bir de Kürtlerle savaşmak istemiyorlar. Bana göre Türkiye’den Kürt bölgesine bir saldırı olmaması gerekiyor. Tabii oradan da Türkiye’ye olmaması gerekiyor. — Henry Kissinger (2007)
  • Türk-İslam sentezi, Türkiye'yi merkez-çevre çatışması üzerinden okuyup, aydınlar-bürokrasi-ordu ittifakını homojen bir modernleştirici özne olarak gören yaklaşımların en fazla bir "sapma" olarak değerlendirebileceği bir olgudur. Oysa bu sentez, Türkiye'nin 60'lı yılların sonundan itibaren anti-komünizmin etkisiyle hızla muhafazakarlaşan bürokrasi ve ordu ile muhafazakar entelijansiyanın yaptığı zımni bir sözleşme niteliğindedir. Bürokratların bir bölümü Yön-Devrim çizgisinde Doğan Avcıoğlu'nun bağımsızlıkçı-kalkınmacı görüşlerinin etkisi altında hızla solculaşırken, diğer bir bölümü ise başını Aydınlar Ocağı'nın çektiği muhafazakar entelijansiyanın öncülüğnde hızla miliyetçi-muhafazakar ideolojinin yörüngesine girmektedirler. - (2010) Fatih Yaşlı (Bilim ve Gelecek, sayı 73)
  • Türkiye'miz, çoktan kalkınmış, sanayileşmiş bir ülke haline gelebilir ve çağdaş uygarlığın bugün ön saflarında yer alabilirdi. Böyle bir gelişmeyi emperyalizm engellemiştir. Emperyalizmin kol gezdiği bir ülkede, daha önce mümkün olan kapitalist kalkınma yolu tıkanmıştır. Emperyalizmin pençesinde gerçekleşen bir takım kapitalist gelişmeler, ülkenin kalkınmasına değil, daha çok sömürülmesine yaramıştır. Tarihimiz göstermiş ve ekonomi bilimi de doğrulamıştır ki; emperyalist hegemonyadan kurtulup bağımsız olarak kalkınma yolunu seçebilecek duruma gelmek, kalkınmanın ilk şartıdır. Ekonomik bağımsızlık bir duygusal istek değil, kalkınmanın ilk gereğidir. — Doğan Avcıoğlu (1968)
  • Atatürkçü laik politika, bağımsızlık ve kalkınma irticanın kesin ilâcıdır. Bunlar gerçekleştirilmedikçe, Türkiye'mizin, emperyalizmin ve yerli isbirlikçilerinin körükleyecekleri yeni 31 Mart'larla yok olup gitmesinden, ne kadar korkulsa yeridir. — Doğan Avcıoğlu (1969)
  • Her büyük devalüasyon Türkiye’de rejim değişikliğine neden olur. — Yalçın Küçük
  • Türkiye, büyümezse küçülür. — Yalçın Küçük
  • Türkiye için, Avrupa, bir bataklıktır. — Yalçın Küçük
  • Türkiye'de faşizmin kütle temeli ancak İslam'a dayanılarak yaratılabilir. — Yalçın Küçük (1976)
  • Şubat 2011’de rejim değişmiştir. İslami faşizm hakimdir artık.
Önce paşaları aldılar. Sonra yargı ve şimdi de basın.
Artık Türkiye’de şubat 2011 itibariyle bir iç savaş başlamıştır.
İki taraf vardır. Bir tarafta Cumhuriyet, karşı tarafta İslami faşizm.
Galip geleceğiz.
29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyet yıkılmıştır. — Yalçın Küçük (2011)
  • Duruyorum, Silivri’de “Ancien Régime” sunuşu yapmıştım. Başta A. Gül hemen sahiplendi, Bülent Arınç bayram saydı, biraz da buna dayanarak “Yeni Türkiye” dediler. Ama birden ve ne olduysa, Ordu “Eski Ordu” olmaya dönüverdi. Ama ne oldu, Chp birden “Eski Chp” olmaya başlayıverdi. Henüz safralar içerde, ancak cumhuriyetçi bir kuşak yükseliyor. Peki, ne oldu, dolar yükseliyor, fiyatlar tırmanıyor, “tek kurtuluş ekonomik koruma” bağırışları duyuluyor. Başta ekonomi her yerde toslama ve foslama var. Sonun başındayız.
Silivri’de koğuştayız. Konuşma ve marş sesleri geliyor. Gittikçe yaklaşıyor; yoksa… — Yalçın Küçük (2011)
  • Ülkemiz, sermaye birikiminden başka bütün birikimlerin reddedildiği bir yapıya dönüşmek üzeredir. — Yalçın Küçük
  • Türkiye'de ve Malezya'da dinselleştirme, ilahi huzur değil, fabrika huzuru içindir. — Yalçın Küçük
  • Bugünün Türkiyesi'ne bakarak, Orta Çağı çok daha iyi anlayabiliyorum; çünkü şu anda, büyük bir put imalathanesinde yaşadığımı düşünüyorum, ülkemizde sesi olmayandan şarkıcı, yüzü olmayandan oyuncu, pelteklerden spiker yapılmasını, en cahillerin en büyük profesör sayılmasını görüyor ve şaşıyorum. — Yalçın Küçük
  • Peki ne görüyoruz; sonsuz tamahkar bir plütokrasi ile karşı karşıyayız. Şunu ileri sürebiliyorum, her sömürgeci Türkiye büyük zenginlerinden daha az sömürgecidir. Artık bunlar için "halkım" demek çok yersiz, her sömürgeci sömürdüğü halka bunlardan daha yakın ve insaflıdır. Her sömürgeci bunlardan çok daha "kalıcı" ruh halindedir ve bunları, kesinlikle "kaçıcı" tarif etmek zorundayız. — Yalçın Küçük
  • Artık Türkiye'nin ekonomik ve sınıfsal gelişimi içinde, laisizm de emekçi sınıfların güvence alanına katılmıştır ve bunu anlamak durumundayız. Ne sermaye ne de bürokrasinin belli kesimleri, artık laisizme sahip çıkmıyorlar. — Yalçın Küçük (1976)
  • Türkiye'nin büyük zenginleri bugünkü Türkiye'yi fazla aydınlık buluyor. Daha karanlık bir Türkiye istiyorlar. — Yalçın Küçük (2007)
  • Artık üç büyük hipotezle karşı karşıyayız. Bir, 1550-1600 yılları arasında, Türkiye bir Yahudi Partisi tarafından yönetiliyordu. Bir "Turco-Judaik" devletten söz etmek mümkündür, iki, modern cumhuriyet, bir rezerv devlet olarak kuruluyordu. Ön-örneğine işaret etmiş bulunuyorum. Üç, XIX. Yüzyılın başından beri bu topraklarda, kanlı iç çatışmaların bir Yahudi-Hıristiyan boyutu olmalıdır. Bedirhan'ın Süryani katliamına, Ermeni Tehciri'ne ve 6-7 Eylül'e bir de bu açıdan bakmak zorundayız. — Yalçın Küçük
  • İsrael, Türkiye'de İsrael'de olduğundan daha güçlüdür. — Yalçın Küçük
  • Son zamanlarda Israel’in kuruluş tarihi ile, Manda – 1920 başı, Türkiye’nin kuruluş tarihini, Meclis – 1920 başı, iç içe yazıyorum. Manda’yı ikinci Yahudi Devleti bildiler, bir bestelerini marş yaptılar, “Tikva”, bütün dünyada çaldılar. Ümit Haluk Bayülken’in Dışişleri Bakanı olması bu ada bağlıdır. Bazılarının kafalarında iki devlet, hem alternatif, hem de rakip doğdular. Devamla 1996 yılında Erbakan Başbakan, Çiller yardımcı, A. Gül defacto Dışişleri Bakanı iken, Türk-Israel gizli antlaşmasını imzaladılar. Bu antlaşmaya göre, Deniz hariç, Silahlı Kuvvetlerimiz Israel ile iç içedir. a, bu nedenle son krizde, Ankara ateşemiliteri çekemedi ve b, Hatay’da birliklerimiz tatbikat yaparken Israel kuvvetleri yakında idi, antlaşma var. Şimdi Ankara’nın Israel’e bağırması, karı-koca kavgasıdır. Koca rolünde Israel ağırbaşlı davranıyor, “geçer” diyen bir halini görüyorum. — Yalçın Küçük (2011)
  • Yükselen Osmanlı ile bugünkü Israel’in ortak çizgisi, bir haritalarının olmamasıdır. Osmanlı’nın haritası her gün ve her yıl değişiyordu. Süleyman’ın Fransa kralına gönderdiği ünlü ve yükseklerde uçan mektubun benzerlerini şimdi Israel yazmaktadır. Bugün Israel, Doğu Akdeniz’de Türk denizaltılarının elektronik sistemlerini her zaman kapatabileceğini ilan ediyor, Türkiye ise ithalat ve ihracatını kısma becerisini gösterememektedir. — Yalçın Küçük (2012)
  • “Acil” anayasa, bir, Erdoğan’a başkanlık; iki, Türkiye Federatif Devleti’nin kapılarını açmak için acil olmuştur. Bu kapılar ise, “ver kurtul” reçetesine gelmektedir ve Amerika’ya çıkmaktadır. Bu, Belge ve Altan için Amerika’yı bulma anlamındadır. — Yalçın Küçük
  • Türkiye özlenendir. Özlenendir çünkü Osmanlı kadar adaletin, sulhün ve kardeşliğin sembolü olmuş küresel bir medeniyet tecrübesi geliştirilememiştir. El Salvador Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri, tavırları, beklentileri bunu doğruluyor. İnşallah adamcağızın başına bir çorap örmez emperyalist Batılı ruhsuzlar![10]Yusuf Kaplan
  • Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter ve laik yapısına göz diken tüm unsurlara karşı bunca zahmete ve mihnete değer mi, diyorsanız, Atatürk'ün manevi mirasçısı olarak 'evet, değer' diyorum. Çünkü Türküm ve başka Türkiye yok!... — Necip Hablemitoğlu
  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kendini savunma mekanizması artık felç olmuş durumdadır... — Necip Hablemitoğlu
  • Laiklik Türkiye'de devlet eliyle yok edildi. — Uğur Mumcu
  • Laik ve Demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni dış destekli "Ilımlı İslam cumhuriyeti"ne dönüştürme gayretleri aralıksız sürdürülmektedir. — Sabih Kanadoğlu
  • Atatürk İlke ve Devrimleri bugün de, gelecekte de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yol göstericisidir. — Sabih Kanadoğlu
  • Atatürk devriminden sonra, İslam ülkelerinin genel kanısı, Türkiye’de dini değerlere saygısızlık ediliyor şeklindeydi. Ama benim gördüklerim bunun tam tersiydi ve söylentilerin sadece bir itham olduğunu gördüm. — Muhammed Zafirullah Han (Kaynak: Sir Mohammad Zafrullah Han, Tahdis-i Ni’met, Tahir Composing Centre, Gaba Bilding, Railpark, Lahore, 1994. s. 594)
  • Gerekirse yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de orada yerini bulur. — İsmet İnönü
  • Benim naçiz bedenim elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. — Mustafa Kemal Atatürk
  • Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uygun ve bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline değiştirmektir. — Mustafa Kemal Atatürk
  • Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye erişmek maksadını güder. — Mustafa Kemal Atatürk
  • Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. — Mustafa Kemal Atatürk
  • Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir. — Mustafa Kemal Atatürk
  • Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.[11]Mustafa Kemal Atatürk
  • Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. — Mustafa Kemal Atatürk
  • Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır: Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum. — Mustafa Kemal Atatürk
  • Arkadaşlar! Devrimimiz Türkiye'nin yüzyıllar için mutluluğunu üstlenmiştir. Bize düşen onu kavrayarak ve takdir ederek çalışmaktır. — Mustafa Kemal Atatürk
  • Türkiye mültecileri ağırlamada inanılmaz ve dikkate değer işler yapıyor. Türkiye 4 milyon mülteciyle belki de dünyada en çok mülteci barındıran ülke. Bu nedenle, anlaşmazlıkların çözümüne nasıl katkıda bulunabileceğimize ve mülteci konusunda iş birliğimizi nasıl güçlendirebileceğimize bakmalıyız. Türkiye ile ilişkilerimizi yeniden dengelemek zorundayız çünkü birçok önemli konu hala bu ülkeyle iş birliğine bağlı.[12]Angela Merkel (2020)
  • Bir hayalim var. Başını örtenle açanın, aynı üniversitede yasaksız, kavgasız, kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyorum. Bir hayalim var, Türk, Kürt, Alevi, Sünni ayrımı olmadan zengin ve fakir ayrıcalığı görülmeden, imtiyazsız, sınırsız bir Türkiye istiyorum.[13]Muhsin Yazıcıoğlu
  • Türkiye çok büyüyor. Bunu görüyoruz. Şu anda güçlü. İleride daha da büyük bir güç olacak ve dünya için çok önemli olacak. Biz de onların yanında olmak istiyoruz. Çünkü biz bu büyümenin bir parçası olmak istiyoruz. Türkiye'nin büyümesinin bir parçası olmak istiyoruz ve ona eşlik etmek istiyoruz. Bu yüzden bu ziyaret bizim için de çok önemli. Biz hep tek kutuplu çalıştık. Hep ABD'ye baktık. Hepiniz biliyorsunuz, bizim ticari ortağımız ABD. Tabii ki bizim için çok önemli. El Salvador için başka yerlere, yönlere bakmak da önemli. Baktığımız yönlerden biri de Türkiye. Bu yüzden buradayız.[14] Nayib Bukele
  • Bölgesel ve küresel hemen tüm sorunların çözümünde Türkiye, her liderin görüşüne başvurduğu, iş birliğini aradığı bir ülke haline gelmiştir.[15]Recep Tayyip Erdoğan (2020)
  • Türkiye bu ülkede kimin Cumhurbaşkanı seçileceği konusunda milletin temsilcileri yerine vesayetin dayatmasının belirleyici olduğu günleri geride bırakmıştır. Artık bu ülkede Cumhurbaşkanı milletin yarısından fazlasının doğrudan iradesiyle belirleniyor. Böylesine büyük bir devrimi hâlâ içlerine sindiremeyenler sancılarını farklı görüntüler ve bahaneler altında dışa vuruyor. Bizzat kendisi bir kaset komplosuyla iş başına gelen, partisi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık hadiselerini görmezden gelerek orada kalmayı başaran bir siyasi partinin sözde Genel Başkanının sancısının sebebi de budur. Bunların derdi milletledir, milli iradeyledir, milletin tercihleriyledir. Bunlara oy vermeyen öğretmen sözde öğretmendir, muhtar sözde muhtardır. Çiftçi sözde çiftçi, hâkim sözde hâkimdir. Her hafta toplumumuzun bir kesimini hedefe koyarak, kendi çapsızlıklarını, parti içi skandallarını örtmeye çalışıyorlar.[16]Recep Tayyip Erdoğan
  • Şimdi de son çeyrek asırdır Türkiye’nin etrafını kuşatıyor NATO’su, ABD’si, AB’si, İran’ı hep birlikte ve Irak’ı, Suriye’yi işgal ediyor, uzaktan kumanda ettikleri IŞİD’i, YPG / PKK’yı üzerimize salıyor…[17] - Yusuf Kaplan

Kaynakça[değiştir]

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Commons'da Türkiye ile ilgili çoklu ortam dosyaları bulunmaktadır.

Vikisözlük'te Türkiye ile ilgili kelime açıklaması bulunmaktadır.

Vikipedi'de Türkiye ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.

Vikihaber'de Türkiye ile ilgili haberler bulunmaktadır.