Перейти до вмісту

Süleyman Demirel

Матеріал з Vikisöz
Süleyman Demirel
Doğum tarihi 1 Kasım 1920
Doğum yeri İslamköy
Ölüm tarihi 17 Haziran 2015
Ölüm yeri Ankara
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Süleyman Sami Demirel, Türk inşaat mühendisi ve siyasetçi. Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. cumhurbaşkanı olup 1965-1993 yılları arasında da 7 farklı hükümette yaklaşık 12 yıllık bir süreyle başbakanlık yaptı.

Sözleri

[ред.]



  • Askerî cunta gelse ne yapacak, suçluları denize mi atacak?
    • 22 Ocak 1971 tarihli Millî Güvenlik Kurulu toplantısında.
  • Ağca hapishaneden nasıl kaçmıştır? Hapishaneler yol geçen hanına dönmüştür. Hapishanelerden pek çok kişi kaçmıştır.
  • Aksini diyenin alnını garışlarım!
  • Ağzını kapatacaksın! Ders verimi düşük oluyor.
    • 1980 öncesi mecliste, kendisine muhalif Ecevit'e tepkisi.
  • Açım diyene geber diyemezsiniz.
  • 1934 yılını hatırlıyorum. Ümit ve bereket olan yeşil, o yıl köyümüze uğramamıştı. Bir yılın ekmeği, yeşilin içinde gizliydi. Ama 1934 kuraklık ve kıtlık yılı oldu. Köylü, çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın kız topluca yağmur duasına çıktık. Ben de onların arasındaydım. Büyüklerin dualarını, çocukların ise bağrışmalarını hiç unutmuyorum.
    İşte o gün bugün kuruyan başağın arkasından gidiyorum. Kuruyan başak, Türk köylüsünün ümididir. Tane, dolmadan kurumuşsa, solmuş demektir. Çaresizliğe terk edilişinin işaretidir. Medeniyetçilik mücadelesine beni iten, köylünün o kış çektiğidir. Ailemizde, eli tutan herkes çalışırdı. Evimizdeki işimizin dışında oyun oynamaya pek vakit bulamazdık. Okula giderken, elimize bir de odun alırdık. Çünkü okulda yakacak yoktu.
    Okul yolunda beni çok yoran bir çantam vardı. Çantam neredeyse benim boyum kadardı. Bir elimde odun, bir elimde koca çanta, ayaklarımda da çok büyük ayakkabılarla uzun yol yürür, okula ulaşırdım.[1]
  • Bak şu kiremitleri görüyor musun? Cumhuriyet bu kiremittir. Şu göleti görüyor musunuz? Cumhuriyet işte budur. Bakın şu baraja, Keban’dır, biz yaptık. Bu Cumhuriyet’tir. Şu fabrikaya bakarsınız, orada Cumhuriyet’i görürsünüz. Cumhuriyet, çimentodur, kiremittir, fabrikadır, yoldur, barajdır, kalkınmadır, refahtır.[2]
  • Bana Türkiye’nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz "iyidir" derim. İki kelimeyle anlatın derseniz "iyi değildir" derim.[3][4]
  • Bana, "Sağcılar ve milliyetçiler cinayet işliyor." dedirtemezsiniz.
    • 1978 Maraş Katliamı olayları sonrası basına verdiği mülakattan.[5]
  • Bugün sağ tedhişçi diye bir şey yoktur. Türkiye'de sol tedhişçi vardır, sağ tedhişçi diye bir şey yoktur. Adam öldüren yok yani.[6]
  • Ben altı kere gittiysem yedi kere geldim.
    • "Sizi o bulunduğunuz yerden altı defa indirdiler, hâlâ orada oturmaya utanmıyor musunuz?" diye soran gazeteciye.
  • Ben bir gün evimde otururken Çankaya'ya çıkayım diyerek çıkmadım.
  • Basit ve anlaşılabilir ifade edemiyorsanız, yeteri kadar anlamamışsınız demektir.
  • Ben bir işe girersem adamı anasından doğduğuna pişman ederim.
  • Ben iyi yaşamak istemeyen bir halkı iyi yaşatamam ki!
  • Beşiktaş'ı niye sormuyorsun?
    • Kendisine Fenerbahçe'yi mi, yoksa Galatasaray'ı mı tuttuğunu soran muhabire cevaben.
  • Binaenaleyh, öküzün altında buzağı aramanın manası yoktur.
    • 24 Ocak 1980'deki basın toplantısından.
  • Binaenaleyh Türkiye'nin altı çürüktür, Türkiye'nin altı çürüktür diye bırakıp gidecek değiliz, bununla yaşamasını öğreneceğiz.
    • 17 Ağustos depremi sabahı.
  • Binaenaleyh barışmasını bilmiyorsan, tartışmayacaksın.
  • Bulun 226'yı, düşürün hükümeti.[7]
  • Bulut buluttur, bulutun akı da buluttur garası da, binaaneleyh, üzerine gonuşmaya değmez.
    • "Sayın Demirel, Yıldırım Akbulut için ne düşünüyorsunuz?" diye soran gazeteciye.
  • Bize plan değil, pilav lazım.
    • 70'li yıllarda ekonomik politikaların belirlenmesi sürecinde CHP'nin önerdiği planlı kalkınma önerisine cevaben.
  • Bu düzen böyle giderse elbet birileri çıkar, şapkayı giyer, kırata da biner.
    • Cumhurbaşkanlığı görevi sonrası seçim zamanı gazeteciye verdiği cevap.
  • Ben 12 Eylül'le sandıkta hesaplaştım.
    • 12 Eylül yargılamasında müdahil olup olmayacağı konusunda.
  • Biz özel televizyonlara "hür olun" dedik. "Çıplak olun" demedik ki![8]
    • Özel televizyonlar ve yayınlarının müstehcenliği tartışmaları olduğu sırada.
  • Bunların gidişi Allende gidişidir, sonları nasıl olur bilmem.[9]
  • Bu takdir-i ilahidir. Herkes söylediğimi iyi dinlesin. Bu, Cenab-ı Allah'ın takdiridir. Biz Müslüman bir ülkeyiz ve İslam inançlarına sahip bir milletiz. Doğanın gücü dediğimiz afetler ortaya konduğu zaman bunun karşısında insanoğlunun ne kadar sıkıntıya düştüğünü, ne kadar acze düştüğünü ilk defa görüyor değiliz. Çünkü bu bir muhteşem güçtür; ölçülmesi, biçilmesi mümkün olmayan ve bizim dileyeceğimiz şey bu gibi hadiseler karşısında beterinden ve tekrarından Cenab-ı Allah'ın milletimizi, memleketimizi korumasıdır. Hiç bunun eleştirilecek yeri yoktur.[10]
    • 17 Ağustos depremi için yaptığı açıklama.
  • Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.
  • CHP, tanklar dolusu motorin ve fuel-oil devretti de biz bunları içtik mi?[11]
  • Camiye siyaset girerse ibadet kalmaz, mahkemeye siyaset girerse adalet kalmaz!

  • Çorum'u bırakın, Fatsa'ya bakın.
    • Çorum olayları hakkında düşüncülerini soran gazeteciye cevabı.
  • Çaya yapılan zam değildir. Kalite ayarlaması yapıldı. Çayın kalitesi yükseltildi.
    • Çaya yapılan zammı soran muhabirlere.
  • Darbe Komisyonu'na ben ifade veriyor değilim. Eğer Darbe Komisyonu ifade almak istediğini söyleseydi ben kabul etmezdim onu. Ben devletin işlerini zorlaştırmam, kolaylaştırırım. Bilgi istiyorsanız verdik bilgi ama o kadar çok bilgi alındı ki sağdan soldan bunun içerisinden nasıl çıkılacağını doğrusu ben de merak ediyorum. Ama söylüyorum inşallah Darbe Komisyonu bu görevini bir tahkikat komisyonu haline getirmez.[12]
  • Devlet seçim sonuçlarına göre gereken tedbirleri alır.
  • “Daha fazla daha iyidir” diye kendinizi kandırmayın.
  • Devlet bazen rutinin dışına çıkabilir.
  • Derin devlet, normal devletin raydan çıkmış halidir.
    • Derin devletin ne olduğunu soran bir muhabire cevaben.
  • Demokrasilerde çareler tükenmez.
  • Dün dündür, bugün bugündür.[7]
  • DYP'yi ben kurdurdum.
  • Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz.
  • Dört kaz teslim etsen, akşama üçünü kaybedip gelir.
  • Dünyanın hiçbir ülkesinde zimmetinde 1200 ölü, %70 enflasyon, itibarsızlık, zulüm, işkence, adaletsiz ve merhametsiz partizanlık bulunan böyle bir hükûmet, bir gün dahi ayakta duramaz. Hırsı boyunu aşmış bir kadro, idareyi gasbetti.
    • Bülent Ecevit hükûmetine, 11 Şubat 1979
  • Efendim ben ne yapayım? "Askerler yapmadı, başaramadı." demek fevkalade dalalet olur.
3 Ağustos 1980 günü yapılan sıkıyönetim koordinasyon toplantısında askerlerin anarşi ve terörle mücadelesini takdir ederken
  • Elektriğin komünisti olur mu?
  • Enkaz devraldık.[7]
  • Esasen Suriye, Türkiye'ye karşı açık bir husumet politikası izlemektedir. PKK terör örgütüne aktif destek sağlamayı sürdürmektedir. Tüm uyarılarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha dünyaya ilan ediyorum.
    • 1 Ekim 1998 TBMM Yasama Yılı Açış Konuşması'ndan.
  • Eylemciler direktifi Ecevit'ten alıyor. Hükûmetin başı bir avuç para babasının hükûmeti tehdit ettiğini açıkça ilan ederek bunların hakkından gelinmesini istemiştir. Bu talebi 2 gün sonra yerine getirilmiştir.
    • 24 Temmuz 1979 günü İstanbul'da 100'e yakın eylemcinin 7 iş yerini basıp bombalaması hakkında
  • Fırat'ın kenarındaki bir kuzudan ben sorumluyum.
  • Fiyatlar günden güne artıyorsa memlekette pahalılık var demektir.
  • Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyetin sahibi yoktur. Yenilgi yetimdir.
  • GAP'ı kimseye gap diye gaptırmam.
  • Geçmişi kötülemek suretiyle hiç kimse kendini parlatamaz. Herkes kendi icraatını ortaya koymalıdır.
  • Geçmiş pişmanlık, gelecek endişedir. Huzur ise; sadece şu anda, bu gündedir.
  • Goalisyon hökümetimiz hayırlı uğurlu olsun.
    • 1991 genel seçimleri sonrası DYP-SHP koalisyon hükümetinin kurulduğu gün.
  • Güniz Sokak'ta Nazmiye ile tavuk besleyecek değiliz.
  • Günah benden gitti!
    • 1990'larda PKK'nın eylemlerinin arttığı sırada.
  • Hiç silah satan barış ister mi, ilaç satan sağlık ister mi, din satan ilim ister mi, hırsız olan hukuk ister mi?
  • Herkes benim gibi, "Dün dündür, bugün bugündür." deyip işin içinden çıkamaz!
    • Cumhurbaşkanlığının son basın toplantısında.
  • Hükûmet; ayakta durdukça anarşiyi körükler, ona cesaret verir. Ecevit; hile, entrika ve desise ile ele geçirdiği bugünkü ayıplı hükûmetin memleket meseleleri altında ezilmesinden dolayı feryat ediyor.
    • 2 Temmuz 1978
  • Hükûmet, günahlarının içinde boğulup gidecek. 14 ay içinde meydana gelen kan denizinin başsorumlusu hükûmettir. Başbakan silahların gölgesine sığınmıştır.
    • 3 Mart 1979
  • Hiçbir suyun derinliğini iki ayağınızla birden yoklamayın.
  • Her tohum kendi toprağında yeşerir, tohum çiçeğini, çiçek meyvesini göremez.
  • Hamsi kavağa çıkar mı? Çıkmaz. Bu ANAP ancak hamsi kavağa çıkınca iktidar olur.
    • 20 Ekim 1991 genel seçimlerinden önce düzenlediği bir mitingte yaptığı konuşmadan.
  • Halk yaş sebze gibidir, günlük yaşar.
  • Huzurlu bir yaşam için dinleten değil dinleyen, yargılayan değil anlayan, eleştiren değil hoşgören, kavga eden değil affeden olun.
  • Hakiki dost iyi günde davetle, kötü günde kendiliğinden gelir.
  • Hükûmetin başı.
    • Kendi partisinden 11 milletvekili transfer ederek hükûmeti kuran Bülent Ecevit'ten bahsederken, başbakan demek yerine.
  • Hayat maçını kaybettiren golleri en çok “Kendinizi en güçlü hissettiğiniz anlarda” yiyebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın.
  • İcabı olup olmadığı tartışılabilir. Ama icabı varsa feminizm fevkalade güzel bir şeydir.
    • Elele dergisine verdiği mülakatta.
  • İşiniz vardı da biz mi aldık?
    • 12 Temmuz 1969'da iş isteyenlere söylediği.
  • İşsizlikten kurtulmak istiyor musunuz? Takılın peşimize.
    • 1991 genel seçimleri öncesi miting konuşmalarından.
  • İşte ben bu odada kardeşlerimle yaşadım. Elektrik yoktu. Gaz lambasıyla okur-yazardık. Köy okulunu bitirdim. Ortaokul yoktu. Ortaokula gitmek için her sabah kilometrelerce yürür, kasabaya giderdik. Sonra Afyon Lisesi. Eğer bana Cumhuriyet nedir, diye sorarsınız. Size cevabım şudur: Cumhuriyet benim işte! İslamköy’den çıkmış bir köylü çocuğunu cumhurbaşkanı yapan, Cumhuriyet’tir. Cumhuriyet budur. Bunu Büyük Atatürk’e borçluyuz.[2]
  • Kendim için bir şey istiyorsam namerdim.[7]
  • Kederde de mutlulukta da “Bu da geçer” demeyi unutmayın.
  • Kaybettiklerinizin bazen kazancınız da olabileceğini unutmayın.
  • Kırk günde kabak yetişmez.
    • 1978'de CHP'nin 40 günde Türkçe bilmeyen öğretmenleri alıp öğretmen yapması için demiştir.
  • Kim ödeyecek 350 milyar lira zararı? Ben öderim diyen bir babayiğit çıksın göreyim, devlet öder diyen çıksın göreyim. Nereden öder devlet 350 milyar lira zararı?
    • 24 Ocak 1980 tarihli basın toplantısından.
  • Kayserililer benden daha da uyanık.
    • Kayseri mitingi sonrası.
  • Köprülerin altından daha çok su akar, dünyanın sonu değil.
  • Kan döken insanlar "biz kan dökmekten vazgeçtik" derlerse, "iyi yaptınız, alın size bir mükâfat verelim" denmesi mümkün değil. Kan döken insanlara "aman vazgeçmeyin, kan dökmeye devam edin" demek de mümkün değil. Kan döken insanlar bundan vazgeçerlerse, "bu iyi olmadı" demek de mümkün değil.[13]
  • Kim ne veriyorsa, 15 lira fazlasını veriyorum!
    • Ekim 1991 genel seçimleri zamanı kampanya döneminden.
  • Kontrgerilla tartışması kadar, Türkiye'de havanda su dövülen bir konu yoktur. Deniyor ki, araştıralım. O zaman her şeyi araştıralım, yarın güneş doğacak mı diye araştıralım?!
    • Tarih: 24 Şubat 1993
  • Meseleleri mesele etmezseniz, ortada mesele kalmaz..?
  • Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz.
  • Memlekette gaz vardır.
    • "Gaz sıkıntısı için hükümet ne gibi önlemler alıyor?" diye soran gazeteciye.
  • Memleket meseleleri bir parkta oturarak halledilseydi; çok büyük bir park yaptırır, hep beraber içinde otururduk.
  • MİT gizli saklı işler yapan bir teşkilat değildir.
  • Mutluluk, küçük şeyleri büyük fırsatlara çevirebilme becerisidir.
  • Mümkünü namümkün, namümkünü mümkün yapmak namümkündür.
  • Neden çifte vatandaşlık verecekmişiz? Kendilerini Türk hissediyorlarsa gelip Türkiye'ye yerleşsinler.
    • Tarihçi Kemal Karpat'ın 1969'da Başbakan Demirel'den yurt dışındaki Türkler için "Çifte Vatandaşlık Kanunu" çıkarılmasını teklifi üzerine verdiği cevabı. (26 Nisan 2009 tarihli Zaman gazetesinin 18. sayfasındaki haberi.)
  • Nerede kalmıştık?
    • 1987 - Siyasi yasaklı döneminin bitmesinden sonra katıldığı ve genel başkan seçildiği DYP kongresinde, kürsüdeki ilk sözü.
  • Ya neresini sıksaydım kardeşim?
    • Birleşik Krallık ile ilişkilerin gergin olduğu bir dönemde yapılan bir görüşmede, Bülent Ecevit'in elini sıkmasının doğruluğunu kendisine soran gazetecilere cevaben.
  • Ne yabancı sermayesinden bahsediyorsunuz? Kasaplığı Türkiye'de vatandaşın elinden almaya kalkmışsınız, ne sermayesi gelir Türkiye'ye? Çırpınır durursunuz.
    • 24 Ocak 1980 tarihli basın toplantısından.
  • Ne zammı yapmışız ki? Zammın bizimle ne alakası var? 19 günlük hükümet ne zammı yapsın? Yani eğer zammın hoş bir şey olmadığını, kimseyi sevindirmediğini biz bilmiyor muyuz? Öyleyse popülaritemizi kaybetmek için durup durduğumuz yerde zam yapacak kadar bizi akılsız mı sanıyorsunuz? Zam biz yapmadık. Zam iki ay evvel yapılacak şekilde konmuş duruyor, seçim geçsin, yapmayalım demişler, bizim önümüze geldi. Biz de düşündük taşındık, baktık, çektik, yapacak başka bir şey yok. Biz bir şey yapmadık, biz bulduk bunları, üstünde oturalım mı oturmayalım mı diye düşündük baktık oturamadık üstünde, civciv çıkacak çünkü.[14]
    • 1991 - Bir basın mensubunun "Bu zamlardan sonra halk size hâlâ Baba diyecek mi?" sorusuna yanıtı.
  • Niye? Biz mi öldürdük?
    • Başbakanlık kapısında bekleyen bir atı ölmüş ama iki at parası isteyen yaşlı adama verdiği cevap.
  • Olaylar fevkalade.
    • 13 Mart 1995 Gazi Olayları sırasında basına yaptığı açıklama.
  • 11 Eylül 1980 günü, Sıkıyönetim'e rağmen ülkenin her yerinde oluk oluk kan akıyordu. Nasıl oldu da 24 saat sonra her tarafta silahlar sustu ve her yer sütliman oldu?
    • 12 Eylül 1984.
  • 11 Eylül 1980'de Milli İstihbarat Teşkilatı ülkenin Başbakanı'na Angara'da olan biteni anlatmak yerine, Angola'daki olaylar hakkında rapor veriyordu.
    • 12 Eylül 1984.
  • Orası üniversite, oranın kuralları var. Danıştay, Anayasa Mahkemesi karar vermiş. İlla başı bağlı okumak istiyorsan, başı bağlı olarak okunabilen yerler var, oraya git. Arabistan'da falan öyle yerler vardır, oraya gidin, orada okuyun. Türkiye laiklikten vazgeçemez. Herkes aklını başına toplasın. Cumhuriyetin beşinci neslini yetiştirmiştir cumhuriyet ve bu nesil cumhuriyete sahip çıkmaktadır. Türban özgürlük falan değildir; bu, gericiliktir.
    • 2006.
  • Ordunuzu tahrip etmek istiyorsanız onu siyasete sokun, yapılacak en kestirme yol budur.[15]
  • Parazit yapıyor!
    • Zam isteyen sendika liderlerine.
  • Said Nursi büyük âlimdir, "Büyük âlim değildir" diyenin alnını karışlarım.
    • 1999 yılında Kocatepe'de yapılan Said Nursi mevlidine gönderdiği mesaj.
  • Su mu daha değerlidir yoksa petrol mü? Tabii ki su daha değerlidir. Çünkü petrol içilmez ama su içilir.
  • Sabır öfkeden, nezaket nefretten iyidir.
  • Sana ne? Tasası sana mı düştü? Sen mi talipsin? Sana vermemi ister misin? Kime vereceksem vereceğim, verince görürsünüz! Bu böyle olmaz, biraz sabretmesini öğrenin!
    • 28 Şubat sürecinde hükümeti kurma görevini kime vereceği konusunda soru soran bir muhabiri paylarken.
  • Siyaset bir meslek değildir, bir ilim de değildir. Nedir derseniz; siyasettir derim.
  • Siyasi hakları vermek görevimiz de, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni rencide ettirmemek görevimiz değil mi?
    • Celâl Bayar ve arkadaşlarının affedilmesi konusunda; ordunun bakışına karşı AP Meclis Grubunda söylediği söz.
  • Sinir ve hiddetin yakışmadığı bazı makamlar vardır; Cumhurbaşkanlığı da o makamların başında gelir.
    • Son başbakanlığı döneminde (1991-1993); yaşadıkları anlaşmazlıklar sonrası, o zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı ima ederek.
  • Siyasette 24 saat, çok uzun bir süredir.
  • Solculuk yokken ülke rahattı. Solculuk çıktıktan sonra ülkenin rahatı bozulmuştur.[16]
    • Yıl: 1978
  • Şapkamı alır giderim.[7]
  • Tespih çeken elle, tetik çeken el bir olmaz.[7]
  • Türkiye'nin birinci sorunudur enflasyon. Hakikaten bugün, enflasyon dediğiniz halk günlük yaşar, halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır. Esasen enflasyon, devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar. Borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz. Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun içindir ki Batılılar, enflasyona "bir numaralı halk düşmanı" derler. "Tek kollu canavar" derler. Batı enflasyondan fevkalade çekinir.
    • 11 Ekim 1991.
  • Türkiye yönetilemez, ancak idare edilir.
  • Türkiye 70 cent'e muhtaç olduğu devirde, hacılarımıza 70 milyon dolar ayırdık.
  • Türkiye'de koalisyon, seçimden önce kurulur.
  • Turbun büyüğü heybede.
  • Turgut Özal'ın başkaları tarafından öldürüldüğü iddialarının hiçbirisine katılmıyorum. Ben katılmam, eğer öyle bir durum varsa bulur çıkarırlar. 19 sene bulunup çıkarılmamış şimdi dahi bulunup çıkarılması geç değildir. Artık o görev adaletindir, başkasının değildir.[12]
  • Türk Silahlı Kuvvetleri'ni her gün idareyi devralmaya davet edenlere şunu sorarız: O zaman yurt savunmasını kim yapacaktır? Türk Silahlı Kuvvetleri'nin rejimin ve cumhuriyetin bekçiliği görevini bırakıp idareyi ele alması halinde, bizatihi korumakla mükellef oldukları rejim, cumhuriyet ne hale gelir?!
    • 12 Mart'a giden süreçte, 22 Ekim 1970 tarihli bir basın toplantısından.
  • Üs yok tesis var.[7]
  • Üzülmeyin çocuklar, üzülmeyin. Ben bir işe girersem adamı anasından doğduğuna pişman ederim.
    • Görev süresinin dolmak üzere olduğu dönemde, ATO Başkanı Sinan Aygün'e hitaben.
  • Vaa mı bunun başka türlü izah tarzı?
  • Vatana millete hayırlı uğurlu ossun.
  • Verdimse ben verdim, ne olmuş?!
    • İlksan ile ilgili Kemal Ilıcak'a verilen paralarla ilgili yolsuzluk haberi üzerine suç üstü yakalanınca demiştir.
  • 50 yılı aşkın kamu hizmetim, 35 yıllık siyaset hayatım, 7 yıllık Cumhurbaşkanlığım boyunca büyük Türkiye hedefi, demokrasinin ve anayasal kurumların güçlenmesi, demokratik kuralların işlemesi için mücadele ettim.
    • Cumhurbaşkanlığının son basın toplantısında.
  • Yasaksız Türkiye.
    • 1982 Anayasası'yla siyasetten yasaklı olduğu dönemde kullandığı slogan.
  • Yazın biz Bulgaristan'dan elektrik alıyoruz. Kışın Bulgaristan bize elektrik veriyor.
  • Yağmur yağarken "ben ıslanmam" diyemezsiniz.
  • Yıllarınızı nasıl geçirdiğiniz; o yılların içine ne kadar çok hatırlanabilir ve güzel an ve anı sığdırdığınız, sizin kaç yıl yaşadığınızdan çok daha önemli ayrıntılardır.
  • Yapamazsın onu, oraya girmeyin hiç! Bak bir şey söyleyeyim; Çanakkale'ye giden 250 bin kişinin de anası-babası vardı!
    • Abdullah Öcalan'ın idama mahkum edildiği dönemde kendisinden yardım isteyen Şehit Aileleri Derneği üyelerinden birinin "Biz devletimize güvenmeseydik, çocuklarımızı askere göndermezdik." sözüne cevaben.
  • 28 Şubat'ta benim yaptığım her şey anayasaldır, kanunlara uygundur ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temel esaslarını korumaya yöneliktir. Ben görevimi yaptım. Zaten aradan şu kadar zaman geçmiş bu kadar sene geçtikten sonra neyi arıyorsunuz...[12]
  • Yollar yürümekle aşınmaz.[7]
    • 12 Mart 1971 öncesi sol örgütlerin yürüyüşleri ile ilgili söylemiştir.
  • Yahya'yı ben kulağından tutup mahkemeye verdim.
    • Türkiye'nin ilk hayali ihracatını gerçekleştiren yeğeni Yahya Demirel için, cumhurbaşkanlığının son basın toplantısında böyle söylemişti. Doğrusu yolsuzluğu ortaya çıkaran Ticaret Bakanlığı müsteşarı Şerafettin Durugönül'ü görevden almıştı.
  • Yenilmiş kul hakkını ne Mekke temizler ne de tekke.
  • Yetmiş iki milletin önünde Kel Osman'ın apalak ikizleri gibi depişmenin manası yoktur.
    • 1992 yılında Demirel başbakanken düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'na (Davos) Türkiye düzeyinden temsil katılımı konusunda o dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile yaşadığı şiddetli anlaşmazlık sonrası.

Hakkında söylenenler

[ред.]
  • Yok, yok, böylesi görülmemiştir...
Böylesi, Türkiye Cumhuriyetinde ilk kez görülüyor, dünya demokrasi tarihinde de böylesine Başbakanlara rastlandığını ve rastlanacağını sanmıyorum...[17] Uğur Mumcu
  • Ecevit hükümeti döneminde iki yıl içinde siyasal nedenlerle öldürülenlerin sayısı 2245'dir. Yetmiş günlük Demirel hükümetinde siyasal nedenlerle öldürülenlerin sayısı şimdiden 504'ü bulmuştur!
Bu sayılar gösteriyor ki, terör azalmıyor, çoğalıyor.[18] Uğur Mumcu
  • Demirel'in yakın çevresi, bir zamanlar Demirel'e ağız dolusu sövenlerle doludur. Demirel'e en çok söven Dr. Bilgiç, bu hüneri nedeniyle Demirel'in en yakınında yer almıştır. Bunların "millî ve manevi değerler" anlayışı, bu açıdan oldukça büyük gelişim göstermiştir.[19] Uğur Mumcu
  • Ve Demirel, evlerinde çoluklarıyla çocuklarıyla boğazlanan Kahramanmaraş halkının kanlı cesetlerine bakarak konuşuyor:
— Bana, "Sağcılar ve milliyetçiler cinayet işliyor." dedirtemezsiniz.
Demirel'in insanlığını anlamak için bu sözler yeter. Böylesi bir politikacıya bugüne dek ne dünya tarihinde rastlanmıştır ne de Türkiye'de! Demek iktidar hırsı insanların gözlerini ve vicdanlarını böyle karartabiliyor.[20] Uğur Mumcu
  • — Bana sağcılar ve milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz...
Sana, «Yahya Demirel devleti dolandırmıştır» da dedirtmek mümkün değildir, biliriz! Tabii, şu kanlı katilleri, şu alçak sürüsünü, şu namussuz alayını suçlamak için ağzından bir tek söz çıkmayacak.[20] Uğur Mumcu
  • Evet ne olacak sonu? Ben merak ediyorum kendi hesabıma... Menderes gibi idam sehpalarını mı boylayacak? Yoksa, «bıktım bu işlerden» deyip, rahat köşesine mi çekilecek? Ne yapacak? Ne edecek? İş adamı mı olacak? Amerikan firması komisyonculuğuna mı dönecek?[21] Uğur Mumcu
  • "Ecevit isterse görüşürüm." diyen Demirel, 11 Şubat (1979) günü, "Dünyanın hiçbir ülkesinde zimmetinde 1200 ölü, %70 enflasyon, itibarsızlık, zulüm, işkence, adaletsiz ve merhametsiz partizanlık bulunan böyle bir hükûmet, bir gün dahi ayakta duramaz. Hırsı boyunu aşmış bir kadro, idareyi gasbetti." şeklinde beyanat veriyordu. Bir taraftan sırf cumhurbaşkanı istiyor diye "Ecevit isterse görüşürüm." diyeceksin, diğer taraftan hemen arkasından konuşacağın kişiyi böylesine çirkin kelimelerle suçlayacaksın. Elbette böyle bir durumda diyalog kurulamaz.[22] Kenan Evren
  • ... 24 Temmuz (1979) günü İstanbul'da 100'e yakın militan yedi iş yerini bastı ve bombaladı. Demirel bu fırsatı kaçırır mı? Hemen ertesi gün, "Eylemciler direktifi Ecevit'ten alıyor. Hükûmetin başı (Bir türlü başbakan diyemedi.), bir avuç para babasının hükûmeti tehdit ettiğini açıkça ilan ederek bunların hakkından gelinmesini istemiştir. Bu talebi iki gün sonra yerine getirilmiştir." diyerek Ecevit'i de teröristlerin başı yaptı, çıktı işin içinden. Bunu sade bir vatandaş söylese ceza kanunlarımıza göre ağır bir suç işlemiş olur. Ama parlamenter söylerse suç olmuyor.[22] Kenan Evren
  • İnsanda insaf, izan olmazsa işte böyle söyler, "Dün dündür, bugün bugündür." dediği gibi.[22] Kenan Evren
Demirel'in, 12 Eylül'den önce askerlerin anarşi ve terörle mücadelesini överken 12 Eylül'den sonra, "İdareye el koymaya kararlı oldukları için bilerek anarşinin üzerine gitmediler." sözü hakkında
  • Binlerce kişinin öldürüldüğü, her gün 20 vatandaşın katledildiği, arkalarından birçok yakınlarının gözyaşı döktüğü günler ne çabuk unutuldu. Kan ve gözyaşı dökülmesini bir türlü önleyemeyen idareciler başkaları mıydı? Evet, sen döktürmedin, sen de gözyaşı dökmedin ama kan dökenlere mâni olacak tedbirleri alamadın, aldırtamadın. "Ben önleyecek değilim ya!" diyemezsin. Zira önleyecek tedbirleri aldırtacak makamda idin.[23] Kenan Evren
  • Sayın hükümet 'enayi miyim?' diyor, 'zam yapacağım' diyor 'seçimden önce'. Yani seçimden sonra 'kazığı getiriyorum' diyor. Acı ilacı getiriyor, dayıyor. Süleyman Demirel? Dayayacak. Esas ustası.[24] Doğu Perinçek (1991 Liderler Açık Oturumu)

Kaynakça

[ред.]
  1. "Demirel'den babasına: Atatürk rejiminde siz de mebus olabilirsiniz". Hürriyet. 19 Haziran 2015. Erişim tarihi: 2017-10-22. 
  2. 2,0 2,1 "Cumhuriyet benim işte!". Milliyet. 17 Haziran 2015. Erişim tarihi: 23 Ekim 2017. 
  3. "Demirel siyaseti". Milliyet. 20 Kasım 2011. Erişim tarihi: 2015-05-20. 
  4. "İyiyiz iyi". Gazete Vatan. 2 Mayıs 2014. Erişim tarihi: 2015-05-20. 
  5. Cumhuriyet gazetesi, 26 Aralık 1978 https://egazete.cumhuriyet.com.tr/oku/192/1978-12-26/0
  6. Abdi İpekçi ile görüşmesinden (22 Temmuz 1976, Milliyet)
  7. 7,0 7,1 7,2 7,3 7,4 7,5 7,6 7,7 "En popüler söz yığını". Hürriyet. 3 Ekim 1999. Erişim tarihi: 16 Ekim 2010. 
  8. http://www.cumhuriyetarsivi.com/katalog/192/sayfa/1993/1/13/5.xhtml
  9. 20 Mart 1979 tarihli Milliyet gazetesi
  10. Süleyman Demirel - Bu Deprem Cenabı Allah'ın Taktiridir. (Gölcük Depremi /1999)
  11. Süleyman Demirel: Benzin vardı da biz mi içtik?
  12. 12,0 12,1 12,2 Demirel: Özal zehirlenmedi, tüm laflar safsata, ntvmsnbc.com
  13. "Demirel'in unutulmayan sözleri". Milliyet gazetesi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2015. 
  14. Demirel-1991 "Zammı kucağımda Buldum"
  15. Ordunuzu tahrip etmek istiyorsanız onu siyasete sokun, yapılacak en kestirme yol budur.
  16. Cumhuriyet gazetesi, 23 Mayıs 1978
  17. Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 12 Mart 1980
  18. Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 1 Şubat 1980
  19. Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 20 Ekim 1979
  20. 20,0 20,1 Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 26 Aralık 1978
  21. Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 17 Kasım 1977
  22. 22,0 22,1 22,2 Kenan Evren, Kenan Evren'in Anıları 1, 1990
  23. Kenan Evren, Kenan Evren'in Anıları 5, 1991
  24. "süleyman demirel, dayayacak. esas ustası."

Dış bağlantılar

[ред.]

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Commons'da Süleyman Demirel ile ilgili çoklu ortam dosyaları bulunmaktadır.

Vikihaber'de Süleyman Demirel ile ilgili haberler bulunmaktadır.