Dostoyevski benim için bir şoktu. Onu anlamam 10 yılımı aldı. Acı bizi birleştiren şey. Acı her yerde ve hepimiz onunla yüzleşmeliyiz. Benim bütün filmlerim onun hakkında. Dostoyevski, aynı kitabı tekrar tekrar farklı karakterlerle ve farklı durumlarla yazmış. Ben de aynı filmi tekrar tekrar yapmaya çalışıyorum. Konuyu değiştirmek bana oportünizm gibi geliyor, sanki siyasi ya da finansal sebeplerden yapılıyormuş gibi.
Bir şeye sadece duyduğunuz için inanmayın. Bir şeye sadece konuşulduğu veya bir sürü insan tarafından anlatıldığı için inanmayın. Bir şeye dini kitabınızda yazılı olduğu için inanmayın. Bir şeye öğretmenleriniz veya büyükleriniz söyledi diye inanmayın. Geleneklere veya törelere inanmayın. Çünkü onlar yüzlerce yıldır uygulanır. Fakat gözlemlerden ve analizlerden sonra bir şeyin akla uygun olduğunu, hem bireye hem topluma faydalı olduğunu bulursanız, o zaman onu kabul edin ve onu yaşayın.
Üzerinde çalıştığımız her hayvan bizi şaşırttı. Kurtların, köpeklerin ne kadar akıllı olduklarını gördük. Ama sadece onlar değil, “kuş beyinli” diye dalga geçtiğimiz kuşlar da çok akıllı. Sayı sayabiliyor, alet kullanabiliyorlar. Biz entelektüel olarak çok da farklı değiliz. Sadece öyle olduğumuzu düşünüp egomuzu şişiriyoruz.
Himayemizi bilim ve edebiyatın geliştirilmesinden daha fazla hak eden hiçbir şey yoktur. Bilgi her ülke için halkın mutluluğunu getiren en kesin araçtır.
Merakına müsamaha göster, onu besle; Çünkü o, seni hayata bağlı tutacak. Hayatın, senin kontrolünde olsun ve unvan hastalığına kapılma. Tavır alma ve hiçbir şeyi hakkınmış diye, kabullenme.
Hayat ki akıp gider bulanık bir su gibi, Korkulu rüyalarla geçen bir uyku gibi... Çabalama... Kabul et bunu olduğu gibi! Hayattan fazla bir şey bekleyenler delidir...
Bizler çoğu kez insan hakları üzerine konuşuyoruz. Ama aynı zamanda insanların hakları üzerine de konuşmalıyız. Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorunda? Diğerleri 70 yıl yaşasın diye neden bazı insanlar 35 yıl yaşamak zorunda?Diğerleri müthiş derecede zengin olsun diye neden bazıları berbat bir şekilde yoksul olmak zorunda? Ben, bir parça ekmeğe bile sahip olamayan dünya çocuklarının adına konuşuyorum.
Sizi tedirgin eden şeyi söyleyeyim mi? Fransa'nın üç yüz yıldır yaydığı büyük özgürlük ışığı tedirgin ediyor sizi; o akıldan yapılmış ışık. Aydınlık Fransız ulusundan meydana gelen ve dünyanın bütün uluslarının yüzüne Fransa'nın parıltısı halinde vurmuş olan o ışık rahatsız ediyor sizi.
Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.
Günün birinde ya çıldıracağız, ya da dünyaya hakim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalizin şerefine birkaç kadeh içelim.
Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür, Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür, Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür, Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür, Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür, Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür, Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür.