Sanatçının ifade edeceği bir dünya olması için, o, öncelikle bu dünyada yer almalıdır; baskıcı ya da baskı altında, yılgın ya da isyankar, insanlar arasında bir insan.
Sanatçının ifade edeceği bir dünya olması için, o, öncelikle bu dünyada yer almalıdır; baskıcı ya da baskı altında, yılgın ya da isyankar, insanlar arasında bir insan.
Bir şeye sadece duyduğunuz için inanmayın. Bir şeye sadece konuşulduğu veya bir sürü insan tarafından anlatıldığı için inanmayın. Bir şeye dini kitabınızda yazılı olduğu için inanmayın. Bir şeye öğretmenleriniz veya büyükleriniz söyledi diye inanmayın. Geleneklere veya törelere inanmayın. Çünkü onlar yüzlerce yıldır uygulanır. Fakat gözlemlerden ve analizlerden sonra bir şeyin akla uygun olduğunu, hem bireye hem topluma faydalı olduğunu bulursanız, o zaman onu kabul edin ve onu yaşayın.
Savaşta her şey birbirine giriyor. Güç, idealler, ahlak, pratik askeri gereklilikler. Ama yerlilerin arasında Tanrı yerine konma fikri baştan çıkarıcı gelmiş olmalı. Çünkü herkesin kalbinde mantıklı olanla mantıksız olan arasında bir çatışma vardır. İyiyle kötünün arasında. Ve iyi her zaman kazanmaz. Bazen karanlık yönümüz Lincoln’ın iyi meleğimiz dediği şeye baskın gelir. Herkesin bir kopma noktası vardır.
Akıl dünyanın en iyi paylaştırılmış olan şeyidir: zira her bir kişi onunla öylesine yeterince donanmış olduğunu düşününür ki, tüm başkaca şeylerde, yetinme konusunda en fazla zorluk çıkaranlar bile sahip oldukları aklın daha çoğunu asla istemek adaletlerinde değillerdir.
Ben ne hükümdarım ne kanun koyan; zaten böyle olduğu içindir ki, siyaset hakkında yazı yazıyorum. Hükümdar veya kanun koyan olsaydım, yapılması gerekeni söyleyerek zamanımı kaybetmez ya yapar, ya susardım.
Şair, bir çocuğun hayal gücüne ve ruhsal yapısına sahip bir insandır. Hangi dünya görüşünü savunursa savunsun, dünyadan edindiği izlenim dolaysızdır; yani, sanatçı dünyayı "tanımlamaz", dünya onundur.
Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve sefadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.
Düşünürü özel kılan, kanıtsız hiçbir olguyu kabullenmemesi ve yanıltıcı kavramlara kanmamasının yanı sıra mutlak, muhtemel ve şüphelinin sınırlarını kesin çizebilmesidir. Bu eser (Ansiklopedi) zamanla zihinlerde bir devrim yapacak ve umarım ki diktacılar, baskıcılar, fanatikler ve bağnazlar artık kazanamayacaklar. İşte o zaman, insanlığa hizmet etmiş oluruz.
Yabanıllığın en uç noktasına kadar gitmek istemiştim; benden önce kimsenin görmediği bu zarif yerlilerin arasında umutlarım gerçekleşmiş miydi? Coşku verici bir yolculuğun sonunda yabanıllarıma kavuştum. Ne yazık ki onlar fazla yabanıldı. Bir aynadaki görüntü kadar bana yakındılar, onlara dokunabiliyordum ama anlayamıyordum.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz? Çünkü onlar karılarını döverler. Seslerinin tonu yumuşak değildir. Dışarıda ezildikçe içerde zulüm kesilirler. Gazete okumaz ve haksızlığa, Ancak kendileri uğrarlarsa karşı çıkarlar.