Kitaplar inanmak için değildir ancak soruşturmak içindir. Bir kitabı değerlendirdiğimizde kendimize sormamız gereken ne söylediği değil ne anlama geldiğidir.
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket bizim! Bilekler kan içinde, dişler kenetli ayaklar çıplak Ve ipek bir halıya benzeyen toprak Bu cehennem, bu cennet bizim! Kapansın el kapıları bir daha açılmasın yok edin insanın insana kulluğunu Bu davet bizim! Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine Bu hasret bizim!
Gençler, cesaretimizi takviye ve idâme eden sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık meziyetlerinin, vatan muhabbetinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsâli olacaksınız.
Himayemizi bilim ve edebiyatın geliştirilmesinden daha fazla hak eden hiçbir şey yoktur. Bilgi her ülke için halkın mutluluğunu getiren en kesin araçtır.
Bizim uygarlığımız belki binlerce yıl sonra yaşayan insanlara da geçecek. Bizim attığımız temeller üzerine yenilerini koyacaklardır. Ah! Onlar da bizi hatırlayıp bıraktığımız kültür mirasları için teşekkür edebilseler!
Tüm fanatik inanışların anahtarı yalnızca kendi kendilerini doğrulamalarıdır… [bazı inanışların] fanatik olmaları yanlış olduklarından değil yanlış olduklarının kendisine gösterilmesini olanaksız kılacak biçimde kendilerini ifade ediyor olmalarındandır.