Hayat ön provası yapılmamış bir tiyatro gösterisidir. Bu, alkışı olmayan tiyatronun perdesi kapanmadan; gülün, şarkı söyleyin, dans edin, âşık olun... Hayatınızın her anını değerlendirin.
Üç tutku, basit fakat ezici derecede kuvvetle hayatımı ellerinde tutmuştur; sevgiye olan özlemim, bilgiyi araştırma merakım ve insanlığın çektiği acı için duyduğum tanımlanmayacak kadar büyük bir merhamet.
Sanatçının ifade edeceği bir dünya olması için, o, öncelikle bu dünyada yer almalıdır; baskıcı ya da baskı altında, yılgın ya da isyankar, insanlar arasında bir insan.
Özgür iradeye ve bireysel sorumluluğa inanmanın sıkıcı tarafı problemlerinizin suçunu yükleyecek birini bulma güçlüğündedir. Sonunda o birini bulduğunuzda ise sürücü ehliyetinizin üstünde sıklıkla onun resminin çıktığını görmeniz çarpıcıdır.
Yeni bir bilimsel gerçek, karşıtlarını ikna edip onların ışığı görmesini sağlamakla bir zafer kazanmaz. Daha ziyade, bu karşıtlar nihayetinde ölürler ve yeni nesiller, gerçeklere alışık olarak büyür.
O engin bilim dünyası bana bazı yerleri aydınlık, bazı yerleri karanlık olan büyük bir arazi gibi görünüyor. Çabalarımız ya aydınlık bölgelerin sınırlarını artırmak ya da aydınlatma merkezlerinin sayısını artırmak amacında olmalıdır. İkincisi için yaratıcı dehalar gerekiyor; ilki için ise geliştiren, genişleten, güçlendiren bir bilgelik.
Yaşamımızdaki ışığın, aydınlığın dinamosu akıl, mutluluğun kaynağı ise sevgidir, aşktır ve hoşgörüdür. İnsanın yaşamında oluşan gölgeler, karanlıklar akla sırt çevirmekle, mutsuzluk ise sevgi ve hoşgörünün nefrete dönüşmesiyle oluşur. Aynı zaman dilimi içerisinde yaşayan insanların bir bölümünün yaşamlarına akıl ve sevgi şekillendirirken, çağın gerisinde kalmışların yaşamlarına sorgulanmamış itikatlar, alışkanlıklar, masallar ve de kendi çemberlerinin dışındakilere karşı duydukları kin ve nefret yön verir.
Herkes İsa'yı öldürdükleri için Yahudileri suçluyor. Yahudiler de suçu Romalılara atıyor. Ben bunu zencilerin yaptığını düşünen birkaç insandan biriyim.