İnsan
Görünüm
İnsan | |
---|---|
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
- İnsan kıymeti bilin. Büyüklerinizin bir gün yanınızda olamayacağını, sevdiklerinize uzak düşebileceğinizi, onlardan ayrılabileceğinizi düşünerek elinizdekilerin kıymetini bilin.[2]
- İnsanların saadet anlayışları da gariptir. Kitaplara bakarsınız, kendilerini dinlersiniz, insanoğlunun asıl vasfı akıldır. Onun sayesinde diğer hayvanlardan ayrılır. Beylik sözüyle hayata hükmeder. Fakat kendi hatalarına teker teker bakarsanız bu yapıcı unsurun zerre kadar müdahalesini göremezsiniz. Bütün telakkileri, hususi bağlanışları hep bu aklın varlığını yalanlar.[3]
- Bir insan söyledikleri kadar söylemedikleri ile de insanlaşır.
- İnsan, kendisine bir mânâ vermeye çalışan tek mahlûktur.
- İnsanı akıllı yapan tek şey nefrettir.
- İnsan ne ise, o olmayı reddeden tek yaratıktır.
- İnsanı savunuyorum, çünkü düştüğünü gördüm.
- Vejetaryenliğin yayılması kadar insanlığın sağlığına ve dünyada hayatta kalmalarına fayda sağlayacak başka bir şey yoktur.[4]
- Artık yağ olmadan, et olmadan, balık olmadan yaşıyorum ve bu şekilde gayet iyi hissediyorum. Daima insanın bir etçil olarak doğmadığını düşünmüşümdür.[5]
- İnsanoğlunun en büyük zaafı, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanması. Hatta bütün yiyecekleri, hayvanları ve doğayı kendine sunulmuş bir nimet sanıyor. Evren dediğimiz bütün içerisinde, kendisini diğer canlılardan ayrı tutuyor. Çevreyi istediği gibi kullanıyor. Yıkıyor, yok ediyor. Halbuki insanoğlu bu evrende zincirin sadece küçük bir parçası. Bunu reddederek aslında kendisine bir hapishane yaratıyor. İnsanın bu yanılgıdan kurtulması en büyük özgürlük. Tabii bu da tam olarak mümkün olmayabilir ama bu çabanın kendisi de bir özgürlük.[6]
- İnsan ruhu ölmedi. Gizlenerek yaşamaya devam ediyor. İnsan ahlâkının kökü olması gereken merhametin, gerçek genişliğine ve derinliğine, ancak kendini insan türüyle sınırlamayıp bütün yaşayan canlıları kucaklaması sayesinde ulaşabileceğine inanıyorum.[7]
- Merhamet dairesini yaşayan bütün varlıkları kapsayacak denli geliştirene dek İnsanoğlu huzur bulamayacaktır.[8]
- İnsanlar, yabansı bir alışkanlıkla, kendilerini korkutan hayvanların adını alırlar, kendilerine bağlı olan hayvanların adlarını hiç almazlar. Kendilerine kurt denmesinden hoşlanırlar da köpek denmesinden hoşlanmazlar.
- İnsanları tanıdığımdan beri hayvanları daha çok sevmeye başladım.
- Eğer hayata küçük ayrıntılarıyla bakacak olursak ne kadar gülünç görünür. Mikroskopta görülen bir damla su gibidir, tek hücrelilerle kaynayan tek bir damla. Telaşla koşuşturup birbirleriyle mücadele etmelerine nasıl güleriz. Ister bu su damlasında isterse insan hayatının küçük süresi içinde olsun bu korkunç etkinlikler komik bir etki yaratıyor.
- İleriyi önceden görebilseydik, çocukların ölüme değil, hayata mahkum olan, ama henüz cezalarının ne anlama geldiğini bilmeyecek kadar bilinçsiz olan masum mahkumlar olduğunu görebilirdik. Yine de her insan ileri yaşlara... "bugün kötü ve her gün daha da kötüleşecek, ta ki en kötüsü olana kadar," denilebilecek bir hayat durumuna ulaşmak ister.
- Krallar taçlarını ve asalarını geride bıraktılar, kahramanlar da silahlarını. Ama aralarındaki, görkemlilikleri dışlarına taşan, bunu dışarıdaki şeylerden almayan büyük insanlar, büyüklüklerini yanlarında götürdüler. - Onaltı yaşındayken, Westminister Sarayı'nda
- İnsanların çoğu hayatlarının sonunda geriye dönüp baktıklarında molalarda yaşadıklarını görürler. Takdir etmeden ve zevk almadan geçip giden şeyin aslında hayatları olduğunu gördüklerinde şaşırırlar. Ve böylece umutlarla kandırılan insan ölümün kollarına koşar.
- İnsanlarla uğraşmada üstünlüğe ulaşmanın tek yolu onlardan bağımsız olduğunuzu göstermenizdir.
- İnsan, büyük bir hayretle, binlerce yıllık varolmayıştan sonra birdenbire var olduğunu görür; bir süre yaşar; ve sonra yeniden yok olması gereken aynı oranda uzun zaman gelir.
- Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. Isınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir, ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır.
- Tüm insanlar, doğaları gereği bilmeyi arzular.
- Aydınlanmış insan, olgunluğunda, mükemmeliyetçiliğinde kendi mutluluğunun peşine düşebilecektir, çünkü incelemeyi, kendisi için düşünmeyi ve diğerlerinin otoritesine göre bir şeyi gerçek olarak kabul etmemeyi öğrenmiştir, bunlar ona deneyimin, incelemenin daima hatalı olanı ispatlayacağını öğretmesiyle olmuştur.
- İnsanlara kendi akıllarına saygı duymaları ve cesur olmaları telkin edilmeli ve kendileri için arkasından koşması gereken hayallere gereksinimleri varsa, doğruluk, iyilik ve barış sevgisini benimsemeleri öğretilmelidir.
- İnsan toplum içinde yaşadığından, kendisine benzer ve kendi gibi hassas kişilerle sarılmış bulunmaktadır. Onların hepsi memnun olmak ve acıdan kaçmak isterler. Memnuniyetlerini mucip her şeye “iyi”, acıya sebep olan her şeye ise “kötü” derler. Devamlı olarak fayda temin eden her şeyi fazilet, diğer insanların karakterinde bulunan ve kendilerine zarar veren her şeyi kusur olarak vasıflandırmaktadırlar.
- Her insan, zamanın dünya üzerine bıraktığı birer yara izidir.
- İnsanlar ilginç değil mi? Vahşi hayatı öldürüyorlar- kuşları, geyikleri, her türden kedi, tilki, kunduz, dağsıçanı, fare, çakalın milyonlarcasını kendi evcil hayvanlarını ve onların yiyeceklerini korumak için öldürüyorlar. Ardından milyonlarca evcil hayvanı öldürüp onları yiyorlar. Bu da milyonlarca insanı öldürüyor; çünkü bu hayvanları yemek kalp krizi, kalp hastalığı, böbrek hastalıkları ve kanser gibi sağlığı bozan ve ölümcül sağlık koşullarına sebep oluyor. Ardından insanlar bu hastalıkların tedavisini bulmak için milyonlarca hayvana işkence edip onları öldürüyor. Başka yerlerde ise milyonlarca insan açlıktan ve kötü beslenme sonucunda ölüyor; çünkü yiyebilecekleri gıdalar evcil hayvanları kilo alsın diye kullanılıyor. Bu arada çok az insan bu kadar kolayca ve şiddetle öldüren insanlar senede bir kez “Dünyada Barış” için dua eden kartlar yollamasının saçmalığını farkedebiliyor.[9]
- Diğer hayvanları köleleştiren, hadım eden, üzerinde deney yapan ve onlardan biftek yapan insanların, hayvanların acı hissetmediğine dair anlaşılması kolay bir eğilimi var. İnsanlar ve “hayvanlar” arasındaki keskin ayrım, eğer biz hayvanları zerre kadar pişmanlık ya da suçluluk duygusu hissetmeden irademize boyun eğdirmek, bizler için çalıştırmak, onları giymek, onları yemek istiyorsak hayati öneme sahiptir. Hayvanlar fazlasıyla bizim gibiler.[10]
- Ve insanlar Homeros’un cennetindekiler gibi kucakladın mı kayboluyorlar. Hepsi birer gölge. Teneke bile değiller. Sevgi garip bir yangın. Yaşaması için büyümesi gerek. O yangına her şeyini atacaksın; zamanını, gururunu, dehanı. Ve kül olacaksın. İnsanlar ondan korkuyor, ondan yaşamıyorlar. Sonsuz karşısında cücenin korkusu.[11]
- İnsanlar dünyanın düzenli ve güvenli bir yer olması için yıllarca çalıştılar. Ama hiç kimse bunun ne kadar sıkıcı olabileceğinin farkında değildi. Bütün dünyanın parsellendiğini, hız limitleri konduğunu, bölümlere ayrıldığını, vergilendirildiğini ve düzenlendiğini, bütün insanların sınavlardan geçirildiğini, fişlendiğini, neɾede oturduğunun, ne yaptığının kaydının tutulduğunu düşünün. Hiç kimseye macera yaşayacak bir alan kalmadı, satın alınabilenler hariç. Lunaparka gitmek gibi. Film izlemek gibi. Ama bunlar yine de sahte heyecanlardı. Dinozorların çocukları yemeyeceğini bilirsiniz. Büyük bir sahte afetin olma şansı bile oy çoğunluğuyla ortadan kaldırıldı. Geɾçek afet veya risk ihtimali olmadığından, gerçek kurtuluş şansı da ortadan kalkmış oldu. Gerçek mutluluk yok. Gerçek heyecan yok. Eğlence, keşif, buluş yok.[12]
- Sahip olduğundan fazlasını istemeyen insan zengindir.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde, yemek için beslediğimiz hayvanlara yedirilen buğdaylarla direkt olarak insanları besleseydik 800 milyon aç insanı doyurabilirdik.[13]
- Avcı-toplayıcı yaşamın kısıtlamaları insanı üç milyon yıl boyunca kontrol altında tuttu. Tarım gelince bu kısıtlamalar yok oldu ve insan bir meteor hızıyla yükseldi. Yerleşik hayat iş bölümünü doğurdu. İş bölümü teknolojiyi. Teknolojiyle birlikte alışveriş ve ticaret geldi. Alışveriş ve ticaretle matematik, edebiyat, bilim ve diğerleri.
Hepsinin nihai amacıysa, insanın Dünya'yı fethedip tek hakimi olmasıydı, ki bunu da gerçekleştirdi - hemen hemen. Tam olarak başaramadı, bu da kendisinin sonunu getirecek gibi görünüyor. Çünkü insanlığın Dünya'yı fethi bizzat Dünya'yı mahvetti. Ve edindiğimiz tüm üstün yeteneklere rağmen Dünya'nın mahvoluşunu durduracak beceriye sahip değiliz, ya da neden olduğumuz zararları onarma yetisine. Dünya dipsiz bir kuyuymuşçasına zehrimizi boşalttık ona ve halen de devam ediyoruz. Yeniden üretilemeyen kaynakları asla tükenmeyeceklermiş gibi harcadık, hala da harcıyoruz. Dünya'nın bu istismara bir yüzyıl daha dayanabilmesi tahayyül bile edilemez. Ama kimsenin bir şey yaptığı yok. Tüm problemleri çocuklarımıza ve torunlarımıza miras bırakmaktan başka. [14]
- İnsan tarafından yaratılan bir şeyi yok ettiğimizde adına vandalizm deniyor. Doğanın yarattığı şeyleri yok ettiğimizde ise adı ilerleme oluyor.[15]
- İnsan ırkı için karamsarım, çünkü kendi çıkarını çok iyi kollamakta. Doğayı emrimiz altına almak istiyoruz. Eğer kendimizi bu gezegene uydurmaya çalışsak, onu kuşkucu ve diktatörce bakış açısıyla değil değerbilir biçimde görebilseydik varlığımızı sürdürebilme şansımız daha yüksek olurdu.
- Devrim, insan ve hayvan hakları ve özgürlük bir bütündür.[16]
- Bugün için çok iddialı bir söz gibi gelebilir; fakat gelecekte, dünya barışı için, insanoğlunun vejetaryen olmasının hem çok önemli, hem de gerekli bir aşama olacağını vurgulamak isterim. Daha önce yamyamlığı yaşayıp terk eden insanoğlu, şimdi de, önce kırmızı eti, zamanla da diğer canlıları yemeği terk edecek ve giderek barışçıl, daha az saldırgan bir canlı türü olacaktır.[17]
- En büyük sayıda insana en büyük mutluluğu veren eylem en iyidir..
- İnsan da ağaca benzer, ne kadar yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o kadar yaman kök salar yere, aşağılara, karanlıklara, derinliğe, kötülüğe.
- Ah dostum, insan aşılması gereken bir şeydir.
- İnsanoğlu çok derin bir varlıktır. Ben tanrı olsaydım bu kadar derin yaratmazdım.
- Bir insanın en iyi tarifi iki ayaklı ve nankör olmasıdır.
- İnsanlar, bir arslanı öldürmek istediği zaman ona spor der, bir arslan onu öldürmek istediğinde ise buna vahşet der. Hayvanlar benim arkadaşlarım ve ben arkadaşlarımı yiyemem.
- Bazı insanlar her şeyi olduğu gibi görür ve 'neden' diye sorarlar. Bense her şeyi asla olmadığı biçimde hayal eder ve 'neden olmasın' diye sorarım...
- İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Yine de, tüm hayvanların efendisidir.
Peki, bu durum, Doğa’nın bir yasası mıdır? Ülkemiz, topraklarında yaşayanlara düzgün bir hayat sunamayacak kadar yoksul mudur? Hayır, yoldaşlar, asla! İngiltere toprakları bereketlidir, havası suyu iyidir yurdumuz, bugün bu ülkede yaşayan hayvanlardan çok daha fazla bol yiyecek sağlayabilir.[18]
- Her yaşayan insan hayatın askeridir. Ölüm var her zaman. Ölüm hayata sığıyor ama hayat ölümü aşıyor. Hayat, doğadır.
- İnsan kendini yalnızca insanda tanır.
- İnsan her gün ya güzel bir ses işitmeli, ya gönül açıcı bir kitap okumalı, yahut güzel bir şey dinlemelidir.
- İnsanın bilgisi arttıkça, huzursuzluğu da artar.
- İnsanlara oldukları gibi muamele edersek, onları daha kötü kılarız. Eğer onları olmaları gerektiği gibi ele alırsak, olabilecekleri kadar iyi yaparız.
- Okunacak en büyük kitap insandır.
- Benim Kâbem insandır.
- Yolumuz; ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur.
- Büyük insanların uğraştığı ve koruduğu yükseklik, ani bir sıçrayışla erişilmiş değildir. Onlar diğerleri uyurken geceleri azimle yukarıya tırmanmaya çalışıyorlardı.
- Bize bir insan olarak saygı göster; bir kimsesiz olarak teselli et bizi.
- Yaşam, biz ölümlülere çok çalışmaksızın hiçbir şey bahşetmez.
- İnsanlar ışığı görmez, ışıkla görür.
- İnsanoğlu hayvanları ezelden beri yiyor derler. Bu mantığa göre insanların birbirlerini ezelden beri öldürmelerini de önlemeyelim. Ne de olsa bu da erken dönemlerinden beri yapılmakta.[19]
- Hayvanlar için bütün insanlar bir Nazi; hayvanlar için bu, sonsuz Treblinka’dan başka bir şey değil.[20]
- İnsan için önüne çıkan bütün yollar "yürünebilir" yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.
- Ey insan! Milyonlarca yıl önce ne idiysen o olacaksın.
- Hayvanları sevdiğini söyleyen binlerce insan, yemek vakti gelince, hayatlarını yaşanılır kılabilecek her şeyden yoksun, korkunç acılara ve mezbaha terörüne maruz kalan canlıların etinin tadını çıkarmaya koyulurlar.[21]
- İnsanın dramı sanki başka türlüsü de olabilirmiş gibi görünmesine rağmen yaşamın tadına varamaması yaşamın keyfini gereği gibi çıkaramamasıdır. Karmaşık çelişkili düşünceler ve duygular arasında korkular ve kaygılar içinde bocalayan ne istediğini ne istemediği tam olarak bilemeden tatsız bir yaşamı sürükleyip duran insanın bu durumu gerçekten acıklı… Ya da şöyle söyleyelim: İnsan kendi kendinden habersiz koşar adım ölümüne yol alıyor.
- Eğer bütün böcekler dünyadan yok olacak olsaydı, 50 yıl içerisinde dünyada hayat sona ererdi. Eğer insanoğlu dünyadan yok olsaydı, 50 yıl içerisinde bütün yaşam kendini yeniler ve gelişirdi.[22]
- Bütün alanlarda insandışını bertaraf etmeyi her şeyi insan yargılarının egemenliği altına sokmayı hedefleyen antropolojik bir bütüncülüğe doğru gidiyoruz. İnsan hakları burcunun etkisiyle hayvanları, doğayı ve bütün türleri genel olarak insanlaştırma, ahlaki bir antropoloji ve evrensel bir ekoloji kurma çabasındayız.[23]
- Beni ilgilendiren insanın ne olduğu değil ne olabileceği.
- Herkes nasılsa, insan da öyledir.
- Dünyadaki her şeyin bir sebebi vardır. Her bitki bir hastalığı tedavi etmek için büyür ve her insan bir görevle yaratılmıştır.
- İnsan et yemeden yaşayıp sağlıklı olabilir; o nedenle et yerse, sırf iştah için hayvanların öldürülmesinde payı olur. Ve böyle davranmak ahlaksızlıktır.[24]
- Gençliğimden bu yana et yenilmesine karşıyım. Bir gün insanların hayvanları öldürmeyi tıpkı insan öldürmek gibi cinayet kabul edeceğine inanıyorum.[25]
- İnsanın ince zekası… doğadan daha güzel, daha basit ya da daha dolaysız bir icat keşfetmeyecek.
- Richter II s. 126 no. 837 books.google
- İnsan, hayvanların şahıdır. Yabanilikte hiçbir hayvan insanın eline su dökemez. Hayvanları öldürerek yaşarız biz, birer mezarlığız biz.
- İnsana olanlar değil, O insanın içinde olanlar önemlidir.
- İnsan; çekirdeği aşk, sitoplazması sevgi, protein kılıfı merhamet olan tek hücreli bir canlıdır.
- Bir kuzunun hayatı bir insanın hayatından daha değersiz değildir.[26]
- Zayıf insanlar affedemezler. Affetmek güçlülere has bir özelliktir.
- İnsan seksen yaşında doğup 18 yaşına kadar yavaş yavaş yaşasa daha mutlu olurdu.
- İnsanı yaratmak tuhaf ve özgün bir fikirmiş ama buna koyunu eklemek, gereksiz bir tekrar olmuş.
- Eğer ki cennet varsa, erdem sahibi olmakla gidiliyorsa oraya, köpeğiniz oraya gider de siz dışarıda kalırsınız. Bütün yaratıklar içinde İnsan kadar iğrenci yok. Bütün canlılar arasında bilinçli şekilde kötülük yapma becerisine sahip olan tek canlı o. Acı verdiğini bilerek, spor olsun diye bir başka canlıya ızdırap çektiren tek yaratık İnsan.
- İnsanlar pek çok şeyi öğrenmişler; kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi. Fakat çok basit bir şeyi öğrenememişler: kardeş gibi yaşamayı.
- Hayvan dostuyum deyip, işkenceyle öldürülmüş hayvanları yemek! Hayvanlar insana dosttur, insan dostunu yemez.[27]
- İnsandışı varlıklar, “inek asalağı insan” diye tanımlıyorlardı herhalde zooloji kitaplarında insanı.[28]
- Yaratılış Kitabı'nın en başında bize Tanrı'nın insanoğlunu balıklar kuşlar ve tüm yaratıklar üzerinde egemenlik kursun diye yarattığı söylenir. Yaratılış Kitabı'nı yazan insandı elbette, at değil. Tanrı'nın insana hayvanlar üzerinde egemenlik kurma iznini verip vermediği pek belli değil. Daha akla yakın olanı, insanın inekle at üzerinde kurduğu egemenliği kutsasın diye Tanrı'yı yaratmış olması. Evet, bir geyiği ya da ineği öldürme hakkı insanoğlunun üzerinde görüş birliğine vardığı tek şey, en kanlı savaşlar sırasında bile. Bu hakkı verili saymamızın nedeni hiyerarşinin en tepesinde olmamız. Ama hele oyuna üçüncü kişi girsin -kendisine Tanrı tarafından, 'bütün öteki yıldızlardaki yaratıklar üzerinde egemenlik kuracaksın' denen, başka gezegenden bir yaratık- Yaratılış Kitabı'nı elde bir saymamız o an imkansızlaşır. Bir Marslının arabasına koşulan ya da Samanyolu sakinleri tarafından şişte kızartılan bir insanoğlu belki tabağındaki dana pirzolasını hatırlar da, inekten (çok geç olarak!) özür diler.[28]
- Gerçek insan iyiliği, ancak karşısındaki güçsüz bir yaratıksa bütün saflığı ile, özgürce ortaya çıkabilir. İnsan soyunun gerçek ahlaki sınavı, temel sınavı, onun, merhametine bırakılmışlara davranışında gizlidir: Hayvanlara. Ve işte bu açıdan insan soyu temel bir yenilgi yaşamıştır, o kadar temel bir yenilgi ki, bütün öteki yenilgiler kaynağını bundan almaktadır.[28]
- İnsan öyle bir varlıktır ki, zamanla her şeye alışır ve bu onun en iyi tanımdır.
- Eğer ülkeme yararlı olacak, diğer ülkeleri mahvedecek bir şey biliyorsam Prens’ime önermem; çünkü ben önce bir insanım, sonra bir Fransız’ım... Ben zorunlu olarak insan doğdum ve tesadüfen Fransız oldum.
- Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.
- Doğadan ayrı kalan insan, kibre tutulup tüm hakikati yadsımaya başladı, ve kendini doğanın hükümdârı olarak bildi. Ne zaman ki uzaklaştırdı kendini özünden, var oluşun temelinden, “doğa”dan, o zaman hastalıklar sardı bedenini ve şimdi de onlardan ilaç ve kimyasal bileşimlerle kurtulmaya çalışıyor. Bedenini ilaçlarla, toprağı ise kimyasal gübre ve herbisitlerle dolduruyor.
Sonuç: Hastalıklar, Acı, Verimsizlik ve Kıtlık. [29] - Her şey insan bilgisinin terk edilmesiyle başlar.[29]
- İnsan canlıların en şereflisiymiş! Yazık değil mi kurbağaya? Ben şahsen en ufak bir şerefsizliğini görmedim! Kimi arkadan hançerlemiş, kime yalan söylemiş, kimi 'rızkın havadan düşecek' diye avutup açlıktan öldürmüş, kimi kölesi kılıp çalıştırmış, kime iftira atıp süründürmüş? Zindan mı kurmuş, 'sürüm sürüm sürünesin' diye beddua mı etmiş, aklın yolunda gideni, coşkun bakanı ipe mi çekmiş, hakkını arayanı boka mı sokmuş? Toros'un ırmaklarında Soros'un düdüğünü mü öttürmüş? Ne yapmış? Yazık değil mi tilkiye? Kurnaz da yani, din mi icat etmiş? Yalancılığı bülbül mü bulmuş, denize zehirli atığı kumrular mı dökmüş? Ozonu kırlangıçlar mı delmiş, toprağı kirpiler mi hormonlamış? [30]
- 'İnsan eşrefi mahlûkat'mış. Tanrı kelâmı olarak Kitap'ta öyle yazıyor ya! Yani canlıların en şereflisiymiş insan! Bankerin, armatörün, fabrikatörün, gladyatörün, piyasacı aktörün, sömürgeci dublörün, soyguncu sektörün, dinci rektörün, zalim yandaşı kalemşörün, özel timci silahşörün adı Şeref olsa ne yazar! [30]
- Gerçekleşmesi yüzyıl mı alır onu bilemem ama eğer toplumların gelişimleri bir felaketle ya da bugünden öngöremediğimiz bir etkiyle kesintiye uğramazsa, İnsanlığın vejetaryenliğe geçişi ve hayvan haklarının yükselişi beni kesinlikle şaşırtmayacaktır.[31]
- İnsanlar yaşarken ölüyor. Tüm kitle haberleşme araçları, katlar, otomobiller, ev eşyaları vs. insanları yaşarken öldürmede, ölüm yaymada araç ödevi görüyor. İnsan duyarsızlaşıyor, sevgisizleşiyor, anlamsızlaşıyor. Bunlar yaşarken ölmenin belirtileri. Savunmak gerekiyor insanı. Nasıl savunulur insan: Kuruyan içine yönelerek, elbette. Hep insana yakınlaşabilmek, insan sıcaklığını duyumsayabilmek ya da duyumsatabilmek oluyor, yapılacak iş. Bu da sanatla, edebiyatla olur ancak. Onun için, insanı savunma gereğinden dolayı, sanatı, edebiyatı savunmak zorundayız. Sanatsız, edebiyatsız nasıl yakınlaşabilirim insana?[32]
- Olric, insan nedir biliyor musun? Ağaçları kesip kâğıt yapan, sonra o kağıda, ağaçları koruyun, yazandır.[33]
- İnsanın doğası değişmediği sürece olaylar ve şartlar değişmez.
- İnsan olmak ve hayatı hayvanlardan daha az anlamak ne hazin şey.
- İnsan diğer varlıkların acımasız yok edicisi olduğu sürece sağlık ya da barış nedir bilmeyecektir. İnsanlar hayvanları katlettiği sürece birbirlerini öldürecekler. Cinayet ve acı tohumları eken sevinç ve sevgi biçemez.[34][35]
- İnsan acılar, felaketler karşısında ‘Bu da geçer’ diyerek kendi kendini kuvvetlendirebilmelidir.[36]
- Her insan gördüğü rüyanın tabiridir.
- Sanatçının ifade edeceği bir dünya olması için, o, öncelikle bu dünyada yer almalıdır; baskıcı ya da baskı altında, yılgın ya da isyankâr, insanlar arasında bir insan.
- İnsan ve hayvan özgürlüğü hareketleri birbirinden ayrılamaz; çünkü hepsi özgür olmadan hiçbiri özgür olamaz. İnsanlar hayvanları sömürdüğü sürece huzurlu, insancıl ve sürdürülebilir toplumlar geliştiremez. Aynı şekilde hayvanlar da toplumlarda derin psikolojik ve kurumsal değişiklikler yapılmadan özgürlüklerine kavuşturulamazlar.
- İnsan... Öyle bir kelime ki fenalığını anlatmak için kendisinden başka bir kelimeye ihtiyaç yoktur.
- Eğer bir insan size Tanrı ineği konuşturdu derse ve siz de ona inanmazsanız aslında bu sizin Tanrı'ya inanmadığınızı değil o lafı konusan kişiye inanmadığımızı gösterir
- Yürü mavi ufkun gittiği son hadde kadar. İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.
- İnsan aklı sonsuza yatkındır. İnsan yürüyüşü sonsuza yöneliktir. Sonsuza bakmayan her yürüyüş tökezlemeye ve düşmeye mahkumdur.
- İnsan, başkasını beğenirken, kendinde olanı beğenir.
- Ortaçağ'da insan, doğayı etkileyemediği ve kontrol edemediği için kendine güvenden yoksundu. Bitkisel bir yaratıktı.Tekelsi düzende ise insan, toplumu etkileyemediği ve kontrol edemediği için kendisine güven duyamıyor. İnsanı insan yapan nehrin akışını değiştirmektir; bunun için çaba ve ortak çaba gerekiyor. Ortak çaba başarıya ulaştığı ölçüde insan yükseliyor.
Diğer
[değiştir]- İnsan giysiyle yola çıkar ama daima giysi önce varır.
- İnsan, yoluna konan taşlardan da güzel binalar inşa edebilir!
- İnsan kulakları... Sadece duymak istediklerini duyar.
Kaynakça
[değiştir]- ↑ For the People - Abraham Lincoln Association
- ↑ Haluk Dursun'dan gençlere altın değerinde 20 öğüt
- ↑ Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü
- ↑ (Letter to 'Vegetarian Watch-Tower', 27 Aralık 1930)
- ↑ IVU
- ↑ (New York Post, 28 Kasım 1972)
- ↑ Nobel Peace Prize address: The Problem of Peace in the World Today
- ↑ Albert Schweitzer, Medeniyet Felsefesi
- ↑ C. David Coates, “Old MacDonald’s Factory Farm” kitabının önsözünden.
- ↑ Ann Druyan, Carl Sagan, "Shadows of Forgotten Ancestors"
- ↑ Jurnal, Cemil Meriç, Cilt 2 (1966-83)
- ↑ Chuck Palahniuk, Tıkanma
- ↑ news.cornell.edu
- ↑ Daniel Quinn, Ishmael
- ↑ goodreads.com
- ↑ Twitter resmi hesabı
- ↑ Ender Saraç, Ayurveda -Sağlıklı ve Uzun Yaşamın Sırları
- ↑ George Orwell, Hayvan Çiftliği
- ↑ Isaac Bashevis Singer, The Letter Writer
- ↑ goodreads.com
- ↑ Jane Goodall, The Ten Trusts
- ↑ goodreads.com
- ↑ Jean Baudrillard, İmkânsız Takas, Çev: Ayşegül Sönmezay, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2005, s22
- ↑ On Civil Disobedience
- ↑ IVU
- ↑ An Autobiography, the Story of My Experiments
- ↑ 19 Haziran 2014, Twitter hesabından.
- ↑ 28,0 28,1 28,2 Milan Kundera, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
- ↑ 29,0 29,1 arsiv.indigodergisi.com
- ↑ 30,0 30,1 Hayat ve Aptallık
- ↑ (1993 yılında Z Dergisinden Michael Albert’a verdiği mülakat)
- ↑ Pakdil: Sanatı ve edebiyatı savunmalıyız
- ↑ Tutunamayanlar (1972) – Oğuz Atay
- ↑ attributed by Ovid
- ↑ ivu.org
- ↑ Rauf Raif Denktaş Kimdir?
Kişiler | Atasözleri | Konular | Kitaplar | Hayali karakterler | Filmler | Diyaloglar | Belgeler | Duvar yazıları | Mesajlar | Gaflar | Sloganlar