Bir dahi kendi çağında gezegenlerin yolunu aydınlatan bir kuyrukyıldız gibi parlar... Kültürünün normal seyriyle el ele gitmez: tam tersine çalışmalarını önündeki yolun çok ilerisine savurur.
Ormanı anlamak istiyorsanız, yalnızca kıyıda bir ileri bir geri gezinmekle yetinemezsiniz. Ona yaklaşmalı ve içine inmelisiniz, ne kadar tuhaf ve ürkütücü görünürse görünsün…
Unutulmamalıdır ki, insanlık herkesin kendi istediği gibi yaşamasına tahammül gösterdiği zaman, kişileri başkalarına hoş gelecek şekilde yaşamaya zorladığından daha büyük kazanç elde eder.
Barışın beş düşmanı içimizdedir, — açgözlülük, hırs, haset, öfke ve kibir. Bunlar ortadan kaldırılsaydı sarsılmaz bir sürekli barış içinde mutlu olurduk.
Kimi zaman yaşam bize tüm zorluklarını sunar. İşte o an yapmamız gereken tek şey, inancınızı kaybetmemektir. Yaşamımda beni ileriye götüren tek şey, yaptığım işe olan aşkımdır. Bundan hiçbir zaman kuşkum olmadı.
Düşünürü özel kılan, kanıtsız hiçbir olguyu kabullenmemesi ve yanıltıcı kavramlara kanmamasının yanı sıra mutlak, muhtemel ve şüphelinin sınırlarını kesin çizebilmesidir. Bu eser (Ansiklopedi) zamanla zihinlerde bir devrim yapacak ve umarım ki diktacılar, baskıcılar, fanatikler ve bağnazlar artık kazanamayacaklar. İşte o zaman, insanlığa hizmet etmiş oluruz.
Bazı şarkıların popüler hâle gelmesi beni umutsuzlaştırıyor. Bugünlerde popüler şarkı sözlerinin 200 sözcüğün altına düşmesi beni gerçekten huzursuz ediyor. İnsanlarla alay eder gibi. Her zaman elinden gelenin en iyisini yapmalı ve hünerini göstermelisin.
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket bizim! Bilekler kan içinde, dişler kenetli ayaklar çıplak Ve ipek bir halıya benzeyen toprak Bu cehennem, bu cennet bizim! Kapansın el kapıları bir daha açılmasın yok edin insanın insana kulluğunu Bu davet bizim! Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine Bu hasret bizim!
Üstümüzdeki gök kubbeleşmiyor mu? Altımızdaki yer sapasağlam durmuyor mu? Yıldızlar bize dostça bakarak yükselmiyor mu? Ben, kendi gözümle senin gözüne bakmıyor muyum? Evrendeki her şey insanın kafasına ve kalbine etki etmiyor mu? Ve her şey sonsuz bir ilahi sır halinde yakamızda dolaşıp durmuyor mu? Eğer kalbini tüm bu saydıklarımla samimi olarak doldurup bu duygularla mutlu olabiliyorsan, bunun adına ister şans, ister gönül, ister aşk, istersen tanrı de, ne fark eder? Hepsi aynı şey değil mi? Ben ona bir isim bulamıyorum. Bence duygu her şeydir. İsim ise boş bir gürültü ve göğün güzelliğini ve ışığını sislendiren basit bir dumandır.
Kliniklere bomba atan ve iyi doktorları öldüren fanatik kürtaj karşıtlarının, incelendikleri zaman su katılmamış birer türcü olduğu ortaya çıkıyor. Yetişkin bir inek, ahlak açısından, her türlü makul ölçüte göre, doğmamış bir bebekten daha çok sevgi ve yakınlığımızı hak eder. Kürtaj doktoruna “Cani!” diye haykıran yaşam yanlısı kişi, eve gidip bifteğini yer. Dr. Dolittle ile büyümüş olan hiçbir çocuğun gözünden bu çifte standart kaçmaz. İncil ile büyütülmüş bir çocuksa elbette bunu göremez.