Türk Oğuz beyleri, budunum, işitin! Üstte mavi gök basmadıkça, altta yağız yer çökmedikçe, Türk milleti, ilini, töreni, kim bozabilir?! Türk milleti, kendine gel, aklını başına devşir!
Başkan Reagan bana ilk konuşmamızda "bu bir Holokosttur" dedi. Bu sözü beni çok derinden üzdü ve onun mektubuna karşılık olarak "Sayın Başkan, Holokostun ne anlama geldiğini iyi biliyorum" dedim.
28 Şubat’ın bir ihtilal olduğunu söylüyorlar. Hayır. 28 Şubat bir ihtilal değildi. Meşru zeminlerde yaşanan bir olaydı. Milli Güvenlik Kurulu zemininde alınan kararlarla ilgiliydi.
Atatürk ve Atatürkçülük, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vazgeçilmesi mümkün olmayan, ideal bir düşünce kaynağı olarak bütün varlığı ile önümüzde durmaktadır.
Bazı kişilerin düşüncelerinden daha saçma bir şey var mı acaba? Geleceği önceden görmekle böbürlenenleri kastediyorum… Gelecek olan her şey belirsizlik içinde yatar. Hiç durup beklemeden yaşa!
Her şeyden önce, basit bir sır öğrenirsen her türlü insanla anlaşman kolaylaşır, Scout. Bir insanı anlayabilmek için, o insanın baktığı açıdan bakmayı becerebilmelisin.
Evren dediğimiz kitap, yazıldığı dil ve harfler öğrenilmedikçe anlaşılamaz. O, matematik dilinde yazılmış; harfleri üçgen, daire ve diğer geometrik şekillerdir. Bu dil ve harfler olmaksızın kitabın bir tek sözcüğünü anlamaya olanak yoktur.
Ahlaka boyun eğme, bir hükümdara boyun eğme gibi kölece ya da mağrur ya da çıkarcı ya da teslimiyetçi ya da budala bir heyecan ya da düşüncesizlik ya da umutsuzluk eylemi biçiminde olabilir. Bu tür boyun eğme aslında ahlaksal değil.