Server Tanilli

Vikisöz, özgür söz dizini
Server Tanilli
Doğum tarihi 1931
Doğum yeri İstanbul
Ölüm tarihi 29 Kasım 2011
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Server Tanilli, Türk yazar, anayasa hukuku profesörü.

Sözleri[değiştir]

  • Doğruya inançlar değil bilgi götürür.  
  • Ne var ki insan ekmekle yaşar önce...  
  • İnsanlığın ilerlemesini belirleyen din değil, bilimdir!  
  • Din ezilmiş insanın iç çekişi, taş yürekli dünyanın ruhu.
  • Çağdaşlaşmak isteyen bir toplum için gerekli din, bilimdir.
  • Kapitalizm yıkılacak ve yerine "sosyalist düzen" geçecektir.
  • Toplumu birleştirici harç din değil, özgürlükler ve demokrasidir.
  • Tarih fotoğrafınızı bir kere çeker, dikkat edin gözleriniz kapalı çıkmasın.
  • Var olmayı öğrenmek, büyük bir özerklik ve yargılama yeteneğine bağlıdır.  
  • Eğitimde sorun öğretmendir, dengeli eğitimdir, çağdaş bilgileri içeren kitaptır.
  • Dil bilincini yitiren bir ulus, düşünme ve düşünce üretme yeteneğini de yitirir.
  • Emperyalist eğilim, yalnız otoriterliği değil, saldırganlığı da beraberinde taşıyor...
  • Bin yıl süren bu dönemde, akıl zincire vuruldu, düşünce köle oldu, bilgi ise hiç ilerlemedi.  
  • Her ilke, daima belli bir yer ve zamandaki koşullara göre yeniden değerlendirilmek gerekir.  
  • Azgelişmişlik neden doğmuştur? Hangi etkenler, azgelişmeyi ortaya çıkarmıştır ve -bugün de-sürmektedir?  
  • Felsefe donup kalmayı sevmez. Paul Valéry'nin sözleri anlamlı : "Sadece istiridyelerle ahmaklar yapışıp kalırlar.
  • Savaşların olmadığı, halkların ve kültürel kimliklerin saygı gördüğü, gerçekten barışçı bir dünya kuramaz mıyız?
  • Bütün bu sorunların çözümü, asıl temel bir sorunun çözümüne bağlıdır ki, o da KALKINMA ve BAĞIMSIZLIK sorunudur.  
  • Bir bölük insanın milyonlarca insanın yiyecek-içeceğini yiyip yutabildiği bir ülkede, hangi erdem, hangi mutluluk olabilir ki?
  • Ekonomik açıdan Doğu, zengin yer altı ve yerüstü kaynaklarına karşın, Türkiye’nin “mahrumiyet bölgesi” olarak bırakılmıştır.
  • Emperyalizmin dayattığı bu uluslararası işbölümünde, Türkiye gibi azgelişmiş ülkelerin yeri, az kâr, az gelir getiren işleri yapmaktır.
  • II. Dünya Savaşı'ndan sonra, dünya tekelci kapitalizminin silah gücünü NATO ve onun içindeki Birleşik Amerika temsil etmektedir.
  • Kapitalist toplumda eğitim, pek doğal olarak, egemen sınıf olan burjuvazinin gereksinme ve isteklerine uygun olarak düzenlenmiştir...  
  • Ne denli acı olursa olsun gerçek şudur: Üniversite düzenimiz, emperyalizmin sultasında yaşayan Türkiye'de, komprador kapitalizmin sultasına bağlanmıştır...
  • İmam-hatip okulları yılda 4 bin, Kuran kursları yılda 30 bin "zekâsı köreltilmiş ve beyni dondurulmuş" köy çocuğu yetiştirir kuruluşlar olarak faaliyette bulunmaktadır.
  • Çağdaşlık, uğruna verilen kavgaya katılmayı da içine alır. Sömürülen, ezilen ve horlanan kişiler için daha güzel bir dünya, daha yaşanır bir düzen yaratmanın yolu buradan geçiyor çünkü.
  • Bozuk adalet yeter artık! Acemi ellerde yoğrulan, iyi pişirilmemiş adalet yeter! Yeter katıksız, kara kabuklu adalet! Dura dura bayatlayan adalet yeter! Bolsa insanın önünde ekmek, lezzetliyse...  
  • Her türlü dogmatizme ve bağnazlığa karşı olan felsefenin, dostlarından çok düşmanları olmuştur. Niçin böyledir? Çünkü gerçeğin hasbi araştırılmasından, aklın bitmeyen sorgulamasından korkanlar vardır.
  • Doğru, gerekliğin bir kopyası değildir ama, bilim ve insanlığın binlerce yıllık deneyimi göstermektedir ki, doğru nesneldir. Doğru, nesnel olarak var olan dünyayı yansıtır ve içeriği, kişinin bilincine bağlı değildir.
  • Bilim ile din bağdaşmaz; bağdaştırma çabaları ise olsa olsa mizaha konu olur, nitekim olmaktadır. Bunlar, birbirlerini tasfiye etmek zorunda olan ideolojilerdir. Toplumu birleştirici harç din değil, özgürlükler ve demokrasidir.  
  • Emeğin ve alın terinin sömürülmediği, kadının erkeğe oranla geri sayılıp ezilmediği, insanların tüm yeteneklerinin özgürce serpilip gelişebileceği, insanın kendini insan olarak gerçekleştirebileceği bir toplum düzenine kavuşamaz mıyız?
  • Ana-Babaların zekâ ve bilgi düzeyi ne kadar düşük, kültür ufku ne kadar dar, duyarlılıkları ne derece yüzeyselse, çocuklarına hükmetme, yani onları kendilerine benzetme arzuları da o derece güçlü olur. Birçok şey gibi özgürlük de aileden başlar.
  • Filozofların yaptığı önemli bir şey vardır : Bizi tartışmaya, açtıkları sorunlara eğilmeye, onlar üzerinde "bizzat düşünme"ye çağırırlar; bir yerde fikrî tembelliğimizden sıyırırlar bizi. Kant şöyle demişti : "Felsefeden öğrenilebilecek tek bir şey vardır: Felsefe yapmak!    
  • Gerici akım, sinemaya sıçramakta gecikmedi. Dinsel filmler, daha doğrusu din duygularını sömüren filmler büyük bir artış gösterdi. Ezan, mevlit okuma sahneleri, dua sahneleri, daha önceki yılların şarkılı, göbekli sahneleri kadar gereksiz, bol bol ve onlarla birlikte yer almaya başladı.
  • Atatürk, bu topluma bilinci anlatmış, bilinçli olma yolunu göstermiş, bu yolun amaçlarını açıklamıştır ama bu kültür, Atatürk'ü bile "inanç" olarak anlatmış, "inanç" olarak açıklamıştır. "Atatürk'e inanmak" sözü bile bu çelişkiyi anlatmak için yeterlidir. Atatürk inançla değil, bilinçle anlaşılır.  
  • Anadili bilincinden yoksun olan Osmanlı okumuşu kendi diline değil, Arapçaya, Farsçaya hayrandı. O, altı yüzyıl boyunca Türkçe köklerden, Türkçe eklere hiçbir sözcük türetmemiş, bunun yerine Arapça ve Farsçadan toptan alıntılamış ve dilini üç dilin karması melez bir duruma getirmiştir.
  • Yeni bir insan yetiştirmemiz gerekiyor: Bu insan, bireysel kurtuluşa değil, toplumsal kurtuluşa inanan; ilerlemeye ve geleceğe yönelmiş, geriye doğru değil ileriye bakan; aklın ve bilimin öncülüğünü kabul etmiş,  öyle olduğu için de sistemli düşünen, tartışan ve yaratan; barışa, emeğe, insan haklarına, hoşgörüye, demokratik değerlere baş köşede yer veren insan olacaktır.
  • Doğrudur veya yanlıştır, taraftar olunur veya olunmaz, bir bilim adamı olarak kabul ettiğim metot, görüş ve düşüncelerimden dolayı kime karşı sorumluyum? Yaşadığım çağa ve topluma karşı.[1]
  • Cumhuriyetʼi kuranların eğitimden anladıkları, bağımsız kafalar yetiştirmekti, bir fikre körükörüne saplanmamış, arayıp soran ve eleştiren kafalar; o güzel deyişle, "fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür" kuşaklar!
  • Din, felsefeye karşı daima dişlerini göstermiştir.[2]
  • Batıʼda önce Fransa’da yeşeren ve oradan yayılan laiklik, Rönesans ve Aydınlanma Çağı’nın ürünüdür.[3]
  • Türkiye, İslam dünyasında başta laikliğiyle tek ve örnekti; bugün de öyledir. Ancak, onu laiklik düşmanlarından kurtarmak gibi bir görev de vardır.[3]
    • Strasbourg, 2 Şubat 2008, Din ve Politika, ön sözünden, s. 11

Hakkında söylenenler[değiştir]

  • İşçiler, Server Tanilliʼyi unutmayın! O sizin gerçek dostunuz ve avukatınızdır! — Uğur Mumcu[4]
  • Server Tanilli sakin tabiatlı bir hoca değildi. Hitabet ve şiire düşkündü, tezlerini çok renkli biçimde sunardı. İnsanlara hakaret ettiğini veya bir tarafı küçümsediğini söylemek mümkün değildi ama doğrusu dünya görüşünü saklamazdı. Nereden geldiği belli olmayan suikastler yılında, 1978’in 7 Nisan’ı akşamında saldırıya uğradı. Kör kurşun hayatını sona erdirememişti ama sakat kaldı. Bu, onun sandalyeye mahkum olduğu ama kalemini hızla kullandığı uzun bir 32 yılın başlangıcı oldu. — İlber Ortaylı[5]

Kaynakça[değiştir]

Server Tanilli ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.