Enver Paşa
Görünüm
Enver Paşa | |
---|---|
Doğum tarihi | 22 Kasım 1881 |
Doğum yeri | İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm tarihi | 4 Ağustos 1922 |
Ölüm yeri | Çeğen köyü, Tacikistan |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Enver Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında etkin olan Osmanlı askeri ve siyasetçisi.
Sözleri
[değiştir]- Bu hain herif (II. Abdülhamid), istese, bir anda her şeyi yapar; memleketi bahtiyar eder; etrafındaki alçakları dağıtır; hem memleket, millet bahtiyar olur, hem kendisi diyordum. Fakat bu adamın senelerden beri kan içmeye alışmış olduğunu ve insanın itiyadından vazgeçemeyeceğini düşündükçe, şahsına karşı fevkalade bir adavet (hissediyor) ve herhalde bunun vücudunun ortadan kalkmasının en selim bir çare olacağını düşünüyordum.[1]
- Ben, benden başka bir şey değilim, olamam, binaenaleyh Napolyon'un taklidi olarak ikinci olmak aklımdan hiç geçmemiştir.[2]
- Esir İslam âlemi içün biricik kurtuluş yolu bu âlemi teşkil eden her milletin kendi gücü ile üzerine çökmüş olan ecnebi tahakkümünü atmaya yürümesidir. Eğer küçüğünden büyüğüne kadar bu yolda kurtuluş mücadelesine girmeye azmetmez ve vakit kaybetmeksizin buna hazırlanmazsak, kıyamete kadar esaret zinciri altında inleriz. Böyle umumi bir hareket teşebbüsünün zalimlerin nazar-ı dikkatlerini daha ziyade celbedeceğini, dolayısıyla bunların zulümlerini arttıracağını ve belki de yarı müstakil kalmış olan Türkiye, İran ve Afganistan'ı da mahva yürüyeceklerini söyleyenlerimiz bulunur. Fakat maziye ve hale şöyle bir bakacak olursak, bu yoldaki düşüncelerin boş olduğunu pek ala anlarız. İslam âleminin ekseriyetinin esarette kalması akvam-ı İslamiyeden henüz müstakil olanlarından, hangisine temin-i hürriyet ve istiklal etti?. Şu halde bize kalan yegâne yol, esir kardeşlerimizi de kurtarmaya savaşarak hep birlikte hakkımızı, hürriyetimizi istirdad ve muhafaza etmek içün ölümü göze alarak, el birliğiyle çalışmaktır. Zaten mukadder olan ölümden korkarak köpek gibi yaşarsak hem geçmişlerimizin, hem de geleceklerimizin la'netlerine müstehak oluruz. Halbuki kurtuluş içün ölmeyi göze alırsak hem biz, hem de bizden sonrakilerin hür ve bahtiyar olmasını temin etmiş oluruz.
- Tarih şahittir ki, Türk askerinden şanlı, Türk askerinden fedakar hiçbir asker yoktur.
- O haysiyetsizi tahttan indirdiğimize o kadar mutluyum ki!..
- 1915, II. Abdülhamid hakkında
- Ah, cesur Araplarım! Keşke onları tüm çöl yollarından toplayıp düzgün bir şekilde silahlandırabilseydim ... Ama korkarım ki olamaz. Yüzlerce ve binlerce ihtiyacım olduğu yerde onlarca ve skorla sürükleniyorlar.
- "American Review of Reviews"tan alıntı
- Türkiye söz konusu olduğunda tüm güçlerin planları her zaman tamamen bencilce olmuştur. Yıllardır Rusya, Karadeniz boyunca ve Kafkasya'nın güneyinde kalan Türkiye'nin geri kalanı hakkında hiçbir şey söylememek için İstanbul'a göz dikti ve İngiltere, Rusya'nın bu emelleri gerçekleştirmesini engelleyecek kadar bizi yeterince güçlü tutmaya çabaladı. Sonunda Kayzer, Baltık'tan Basra Körfezi'ne kadar Alman kontrolündeki devletler zinciri planıyla geldi. Rusya bizi haritadan silecek, İngiltere bizi zayıf tutacak ve Almanya bizi güçlü kılacaktı. Onların yüzlerindeki tüm bencil motifler şüphesiz, ama - biz Türkler için, özellikle biz Jön Türkler için hangi alternatifin en az tiksindirici olduğunu merak ediyor musunuz? seleflerimizi çaresiz tutan İngiliz ve Rus diplomasisi ve entrikasının ağına düşmekten kaçınmak için elimizden geleni yapan kim? Almanya'nın Bağdat demiryolu imtiyazını neden aldığına, Hicaz hattının neden Almanlar tarafından yapıldığına ve Almanların askeri teşkilatımızı neden yeniden kurduğuna dair sorunuza cevap vermek için daha fazla şey söylememe gerek yok sanırım.
- Alıntı "The American Review of Reviews" - Sayfa 184 - Albert Shaw - 1915.
- Gerçek Türk birleşmesi en büyük dileğim ve bunun için bana çalışma özgürlüğü tanıyan her türlü uluslararası siyasi düzenlemeye abone olacağım. Türkiye'de çok sayıda Hıristiyan ve Müslümanlar var. İkincisi, dışarıdan değil, içten yeniden yaratırdım. Batı'da savaş gemilerini ve şarapnellerini kurtarmak için ihtiyacımız olan çok az şey var ve eğer bizi rahat bırakırsa bunlara bile ihtiyacımız olmayacak.
- Alıntı "The American Review of Reviews" - Sayfa 184 - Albert Shaw - 1915
- Bugün askerlerimizle ilgileniyoruz, dolayısıyla sadakatleri. Eskiden bir adama tüfek veriliyordu ve kendisi için yer değiştirmesi gerekiyordu.
- Alıntı "Ermeni Soykırımı: Amerikan Basınından Haber Hesapları, 1915-1922" - Sayfa 7 - Richard Diran Kloian - Tarih - 1985.
- Çalışmayanları zenginleştirmek isteyen herkes yok edilmelidir.
- Alıntı "Kan ve Toprak: Bir Dünya Soykırım ve İmha Tarihi" - Sayfa 405 - Ben Kiernan - Sosyal Bilimler - 2007.
- [Alaycı bir şekilde gülerek] Ruslar çekilirse, biter.
- Alıntı "The Armenian Review" - Sayfa 89 - Hairenik Derneği - Ermenistan - 1948.
- Çok yanılıyorsun. Bu ülke kesinlikle kontrolümüz altında. Suçu astlarımıza kaydırma arzum yok ve meydana gelen her şeyin sorumluluğunu kendim üstlenmeye tamamen istekliyim.
- Ermenilere yönelik katliamlardan üzüntü duyan ve onları uzak vilayetlerdeki sorumsuz taliplere ve astlara atfeden ABD Büyükelçisi Morgenthau'ya yanıt olarak. Alıntı "Yanan Dicle: Ermeni soykırımı ve Amerika'nın tepkisi" - Sayfa 374 - Peter Balakian - Tarih - 2003.
- Kendi halkımızı doyuramadığımız halde Ermenilere nasıl ekmek sağlayabiliriz? Acı çektiklerini ve büyük olasılıkla önümüzdeki kış hiç ekmek alamayacaklarını biliyorum. Ama burada, İstanbul'da un ve giysi bulmada büyük zorluk yaşıyoruz.
- Alıntı "Soykırımdan Direnişe Ermeniler: Soykırımdan Direnişe" - Sayfa 82 - Gérard Chaliand, Yves Ternon - Sosyal Bilimler - 1983.
- O zaman Ermenileri ve Yunanlıları sakinleştirmek için Platonik yöntemleri kullanabiliriz, ancak savaş zamanında araştırıp pazarlık yapamayız. Derhal ve kararlılıkla hareket etmeliyiz. Ben de Ermenilerin Ruslara bağımlı olarak hata yaptığını düşünüyorum. Ruslar onları canlı görmektense öldürülmüş görmeyi gerçekten tercih ediyor. Bizim için olduğu kadar Ruslar için de büyük bir tehlike. Türkiye'de bağımsız bir hükümet kurarlarsa Rusya'daki Ermeniler orada bağımsız bir hükümet kurmaya çalışırlar.
- Alıntı "Soykırımdan Direnişe: Soykırımdan Direnişe Ermeniler" - Sayfa 81 - Gérard Chaliand, Yves Ternon - Sosyal Bilimler - 1983.
- Ermeniler, düşmanlarımıza katılırlarsa başlarına ne geleceği konusunda adil bir uyarı aldılar. Üç ay önce Ermeni Patriği için gönderdim ve ona Ermeniler bir ihtilal başlatmaya veya Ruslara yardım etmeye kalkışırsa, onlara fesat gelmesini engelleyemeyeceğimi söyledim. Benim uyarımın bir etkisi olmadı ve Ermeniler bir devrim başlattı ve Ruslara yardım etti. Van'da ne olduğunu biliyorsun. Şehrin kontrolünü ele geçirdiler, hükümet binalarına bomba uyguladılar ve çok sayıda Müslümanı öldürdüler. Başka yerlerde ayaklanma planladıklarını biliyorduk. Şu anda Çanakkale Boğazı'nda canımız için savaştığımızı ve binlerce insanı feda ettiğimizi anlamalısınız. Biz böyle bir mücadele içindeyken, kendi ülkemizdeki insanların bize arkadan saldırmasına izin veremeyiz. Ne anlama gelirsek gelelim, bunu önlemeliyiz. Ermenilere halk olarak karşı olmadığım kesinlikle doğru. Zekalarına ve endüstrilerine en büyük hayranlığım var ve onların ulusumuzun gerçek bir parçası olmalarını görmekten daha iyi hiçbir şey istemem. Ama düşmanlarımızla ittifak kurarlarsa, Van ilçesinde yaptıkları gibi, yok edilmeleri gerekecek. Hiçbir adaletsizliğin yapılmadığını görmek için can atıyorum; Ancak kısa bir süre önce, suçsuz olduklarını anladığımda, tehcir edilen üç Ermeni'nin evlerine dönmeleri için emir verdim. Rusya, Fransa, İngiltere ve Amerika Ermenilere sempati duyarak ve onları cesaretlendirerek iyilik yapmıyor. Devrime meyilli bir halk için böyle bir teşvikin ne anlama geldiğini biliyorum. İttihat ve Terakki Partimiz Abdülhamid'e saldırdığında, tüm ahlaki teşviklerimizi dış dünyadan aldık. Bu cesaretlendirmenin bize çok yardımı oldu ve başarımızla çok ilgisi vardı. Aynı şekilde şimdi Ermenilere ve onların devrimci programlarına da yardımcı olabilir. Eminim ki bu dış ülkeler onları cesaretlendirmeselerdi, mevcut hükümete karşı çıkmak ve yasalara saygılı vatandaşlar olmak için tüm çabalarından vazgeçeceklerdi. Artık bu ülke mutlak kontrolümüz altında ve herhangi bir devrimciden kolayca intikam alabiliriz. mevcut hükümete karşı çıkmak ve yasalara saygılı vatandaşlar olmak için tüm çabalarından vazgeçeceklerdi. Artık bu ülke mutlak kontrolümüz altında ve herhangi bir devrimciden kolayca intikam alabiliriz. mevcut hükümete karşı çıkmak ve yasalara saygılı vatandaşlar olmak için tüm çabalarından vazgeçeceklerdi. Artık bu ülke mutlak kontrolümüz altında ve herhangi bir devrimciden kolayca intikam alabiliriz.
- Alıntı "Göçmenlik ve İltica: 1900'den Günümüze" - Sayfa 188 - Matthew J. Gibney, Randall Hansen - Sosyal Bilimler - 2005.
- Bu sabah Rıza Nur Bey dörtte geldi. ...Bana aleyhimde kat'iyyen söylemediğini maamafih Ruslar sordukları zaman 'Resmen Anadolu namına bir memuriyetleri yoktur dediğimi itiraf ederim.' dedi sonra Anadolu vaziyetine geçti ve eğer iş böyle devam ederse Anadolu'nun mahvolacağını söyledi.[3]
Hakkında söylenenler
[değiştir]- Bütün hükûmet kudreti, Enver Paşa'nın eline geçirildi. Kimseye bir şey sormaya lüzum hissetmeden istediğini yapıyordu. Bu milleti kurtarmak için Allah tarafından tayin edildiğini, hürmet ettiği bir zata söylediği de sonraları işitilmiştir.[4] Fahrettin Altay
- Kıratça Napolyon'un alnındaki bir tutam kâküle bile değmeyen bu şımarık, gerçi 13 sene cihangirlik oyunu oynadı. Hem de çocuklar gibi boyalı tenekelerle değil, Sezarlar gibi dipdiri insanlar ve sahici silahlarla oynadı. Seferberlikler onun seçtiği sahnelere sürü sürü Türk taşıdı. Boyalı aktör senelerce iskelet çiğneyerek, mahmuzu ile ölülerin etlerini yırtarak ve çamurlu çizmelerini yüz binlerce köylünün al kanında yıkayarak koca Osmanlı coğrafyasının o ucundan bu ucuna koştu. Osmanlı saltanatının yirmi otuz milyonluk halkı bu kızıl oyunun karşısında zincire vurulmuş bir seyirci hâlinde idi. Gözleri kupkuru, bomboş bakıyordu ve şüphesiz için için diyordu ki:
- — Allah'ım, biliyorum ki bu canavarı doğuran benim![5] Falih Rıfkı Atay
- Enver’le Müslüman Orta Çağ'ı bütün yeşilliği ile devam edecekti.[6] Falih Rıfkı Atay
- Arap cembiyeleriyle bağırsakları deşilerek etleri çöl güneşinden kavrulmuş olanlar! Sizler, ey Sarıkamış'ın buz dağı üstünde donmuş olanların kardeşleri, siz hep, pomadlı bir yüz derisinin kapladığı boş bir kafanın içindeki bomboş bir hayalin kurbanları değil misiniz?[6] Falih Rıfkı Atay
- Eski Harp Akademimiz tuhaftır, bir akıllı yetiştirdi mi Mustafa Kemal'i yetiştirir, batmışı kurtarır. Bir de akılsız yetiştirdi mi Enver'i türeterek varı hiçe indirir.[7] Falih Rıfkı Atay
- Enver Paşa herhalde zamanının en kuvvetli bir adamı olmak lazım gelir. Bunun aksini ispat edecek, elimizde, hiçbir vesika yoktur. Bilakis kuvvete delâlet edecek bir vesika vardır ki; o da Enver Paşa'ya mevkide iken kimsenin karşı gelmeyiş ve ancak memleket elden gittikten sonra birtakım insanların başlarını kaldırabilmiş olmasıdır. Böyle bir şahsın kuvvetli olmadığını söylemek lüzumsuz ve mânasız bir iddia olmaz mı? — Mustafa Kemal Atatürk (Ülkü No. 52)
- Enver, millicidir ve komünist olmadı. Amma kurtarıcı olan hiçbir çareye düşmanlık yapmadı. Belki de Balkan yenilgisiyledir, daha da küçülme tehdidini teşhis ediyordu; içinden "yaşamak, büyümektedir" diyordu. Dememiş olabilir, ben duyuyorum.
- Ataları, Doğu'dan Batı'ya yayıldılar. Enver'e, Batı'dan Doğu'ya kaymak düşüyordu ve bunu görmek de marifettir. — Yalçın Küçük
- Peki, Türkistan; bir ölüm kapısı idi. Evvela, ora halkları, Sovyetler'e karşı savaşıyorlardı ve Enver, hala, Sovyet dostluğunu savunuyordu. Türkiler, Büyük Britanya'ya dayanmak istiyorlardı ve Bagirov, "Enver Paşa, bu dönemde Türkistan'da Cengiz Han İmparatorluğu tipinde bir Orta Asya İmparatorluğu kurma ve İngilizlere Arabistan'daki kum çöllerini verme planları kuruyordu", demektedir, Enver, İngilizlere ölümüne savaş halindeydi. Salisen, Türkilerin ufku köyleriyle sınırlıdır ve Enver, buradan, Anadolu ve İstanbul'a çıkmak istiyordu. Türkistan'a çıkarken, Enver, umut ve heyecan ile ölümüne koşmaktadır. — Yalçın Küçük
- Her halde bu tür insanlar, çocuklar kadar saftırlar, Enver ve Cemal, Roy'un Hint ve eski bir millici olduğuna bakıp "kardeş" sandılar ve kafalarında ne varsa, Roy'a anlattılar. Enver, İç Asya'ya bir kıyam için yola çıkacağını Roy'a anlatırken, cellatlarına haber verdiğini bilmiyordu. Kim bilir, belki de bilmektedir. — Yalçın Küçük
- Hamidizmden iki yol çıkar. Biri, Kemalizm ve diğeri Enverizm'dir. — Yalçın Küçük
- Kemalizm içe dönük ve kurucu idi. Enverizm dışa dönük ve yayılmacıdır. Hem Enver Paşa hem Kemal Paşa, kişiliklerini ve formasyonlarını, Hamid'in saltanatında buldular; Hamid, Ermeni Politikası'na kadar, hem içte hem dışta modern bir prens sayılıyordu. Daha sonraki yıllarda üstü örtülmesine karşın hep modernizatör bir despot olarak kaldı; özgürlüklerden korkuyor ve modernizasyondan vazgeçemiyordu. — Yalçın Küçük
- Herzl, "devlet adamı" kabul ediliyordu. Devleti yoktu. Enver, milliyetçi idi. Milleti yoktu. Hep arıyordu. Savaş ilan ettim. Askerim yok ve tertipliyorum. — Yalçın Küçük
- Tabular ve ideolojiler arasında sıkıştırılmaya çalışan bir tarihçilik anlayışıyla Enver Paşa'yı okumak ve anlamak nafile bir uğraşı olacaktır! Kendi küçük dairesinde eleştirebileceğimiz Enver Bey, tarihin büyük dairesinde değerlendirildiğinde korkusuz, idealist, vatanperver ve kahraman bir komutan olarak karşımıza çıkacaktır! (Hakan BOZ)
- Enver; kanlı vuruşmaların, yürek delen okların, göğüs parçalayan kargıların, baş uçuran kılıçların hikayesidir. Enver; su gibi akan kanların, sayısız harcanan canların, sonu olmayan yiğitliklerin destanıdır. Enver; kızıl elmanın izinde uluğ bir yolcu, yiğit bir ihtilalcidir. - Hakan Boz
- Her yeni rejim kendisini kabul ettirmek için eskisini eleştirir. Bunu bir noktada tabii karşılamak lazımdır. Enver Paşa’nın olumsuz tanınmasının en birinci sebebi budur. Ancak yeni rejimler kuvvetlenip kök saldıktan sonra tarihe daha objektif bakmak gerekir. Maalesef Türkiye’de bu gerçekleşmemiştir ve objektif eserler kaleme alınamamıştır. Enver Paşa’ya olumsuz bakılmasının ikinci sebebi de budur. Nihayet üçüncü bir sebep basının batıcı (batılı değil) olmasında yatmaktadır. Enver Paşa devrinin gereği milliyetçi, dindar ve mason olmayan nadir şahsiyetlerden biriydi. Böyle olması tabii ki batıcı kamuoyu ve basında destek görmemesine sebep olmuştur. Son yıllarda Sarıkamış’ın sürekli gündeme getirilmesinin bir sebebi de budur. Niçin hiç kimse çöllerde şehit olan binlerce Türk gencini anmıyor? Ön yargıları kırmak için en tesirli yol, objektif, tarafsız eserler yazmaktır. — Yusuf Gedikli
- Enver Paşa, tarihimizde oynadığı o büyük role rağmen neden bir türlü nazarımızda lazım geldiği kadar yükselmiyor? Çünkü o, olduğundan fazla görünmeye ve yaptığından fazla göstermeye çalıştı ve bütün şarlatanlar gibi en samimi hareketleriyle bile bizim itimatsızlığımızı celbetti.[8] Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Bilirler midir ki en koyu Lenin iş birlikçisi Enver Paşa'dır. Bakü Kongresi bellidir. Enver Paşa, Lenin'le anlaşmış. Mustafa Kemal Sakarya'da yenilse Sovyetler, Müslümanlardan oluşan bir Kızıl Ordu'yu Enver Paşa'yı başına geçirerek Türkiye'ye yollayacaklar.[9] Uğur Mumcu
Kaynakça
[değiştir]- ↑ haberturk.com
- ↑ Murat Bardakçı, Enver, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s.226
- ↑ Murat Bardakçı, Enver, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s.242
- ↑ Fahrettin Altay, 10 Yıl Savaş, 1912-1922 ve Sonrası, İnsel Yayınevi, 1970.
- ↑ Falih Rıfkı Atay, Elbe Dönüşü, 1921
- ↑ 6,0 6,1 Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı, 1932
- ↑ Falih Rıfkı Atay, Kurtuluş, 1966
- ↑ Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Büyük Adamların Tevazuu, 1922
- ↑ Uğur Mumcu'nun 1987 Yılındaki Dikili Konuşması https://www.youtube.com/watch?v=I6tETFNn1vw