Tartışma:Mustafa Kemal Atatürk/Din
Konu ekleBurası Mustafa Kemal Atatürk/Din adlı tartışma sayfası üzerindeki değişikliklerin konuşulduğu tartışma sayfasıdır. Maddenin konusunun genel olarak tartışıldığı bir forum değildir. |
|||
|
Sözlerde eksiklikler ve yanlışlıklar olabilir, bu nedenle herbirine kaynak gösterilmeli veya silinmeli.— Bu imzasız yazı 88.232.45.127 (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir.
Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır
[değiştir]Bu nasıl oluyor. Din hem Allahla kul arasında olan bişey, hem de milletlerin de ihtiyacı olan bişey. Bu bir çelişkidir. 1. cümleden anlaşılan, millet dinsiz ise yok olucudur, 2. cümleden anlaşılan ise din ferdi bir olaydır. Bu durumda her iki cümle birbiriyle çelişiyor. — Bu imzasız yazı 78.176.234.39 (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir.
Kendinle çelişen sensin..
Milletleri bireyler/fertler oluşturmuyo mu cahil!..
Anlamadan kelimeye göre yorum yapmak çok kolay.. Hep diyorum, her bilen bilmeyenin konuşmasına izin verilirse, Ülke bu halinden kurtulamaz...— Bu imzasız yazı 85.98.242.107 (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir.
Kaynak gösterilmeli ve kronojik sıraya göre dizilmeli
[değiştir]Sözler de çelişki olabilir, bu birisinin yanlış olduğu anlamına gelmez. Unutmayalım ki Atatürk de bir insan ve düşünceleri zamanla değişebilir.— Bu imzasız yazı 144.122.31.221 (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir.
- Aynen katılıyorum! Yılı ve hattâ ayı bile kaynağıyla belirtilmeli. Hattâ tabela haline getirmeyi öneririm. Böylece hem alfabetik, hem de tarihî siralama mümkün olur. Sae1962 16:42, 21 Kasım 2011 (UTC)
Kronolojik sıra olmasa da belli zaten. İslam'ı öven sözleri genellikle 1923'ten öncedir. --2001:A98:C060:80:FC46:74A8:2F80:D9B3 10:56, 15 Ocak 2014 (UTC)
KAYNAKLARI BİRİ YAZABİLİR Mİ?
[değiştir]Kaynaklar eksik biri tamamlayabilir mi?— Bu imzasız yazı 78.186.15.31 (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir.
Aziz Milletvekilleri! Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve siyasetde bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. (Kaynak: CHP Programı, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt 1, Sayfa 389, Atatürk'ün 01.11.1937'de TBMM açılışında yaptığı konuşma.)
Neden GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN ve GÖKTEN VE GAİPTEN DEĞİL 'de Kalın yazı kullanılmıştır? Biri bana bunu izah edene kadar düzeltmeye devam ederim, boşuna üşenmeyin.
Bu sözlerin gerçekçiliği
[değiştir]- 22.10.2018 tarihli bir not: Öncelikle bkz. Atatürk'e atfedilen bazı sözler hakkında önemli uyarı
"Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."
Kaynak: ATATÜRK, 1925, Kastamonu Nutku, Söylev ve Demeçleri
"Ben size manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur."
Kaynak: ATATÜRK, 1933, Milli Eğitim Bakanı Dr.Reşit Galip'e hitaben, İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeolojisi
"Prensiplerimiz, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."
Kaynak: ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Partisi programı, Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
"Türk'ler Arap'ların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türk'lerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasr etmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allah'a kendi lisanında değil Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah'a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında Türk Milleti bir çok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler."
Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
"Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dini yoktur. Türkiye'de bir kimsenin fikirlerini zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna müsaade edilmez. Hiçkimseye dini fikirlerinden dolayı birşey yapılmaz."
Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
"Bizi yanlış yola sevk eden habisler, biliniz ki çok kere din perdesine bürünmüşlerdir."
Kaynak: ATATÜRK, 1923, Adana Nutku, Söylev ve Demeçleri
"Hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular halife oldular. Gah şarka, cenuba, gah garba veya her tarafa saldıra saldıra Türk Milletini Allah için, peygamber için, topraklarını, menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah'a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular."
Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
"Hürriyet insanın düşündüğünü ve dilediğini mutlak olarak yapabilmesidir. Bu tarif Hürriyet kelimesinin en geniş manasıdır. İnsanlar bu manada hürriyete hiçbir zaman sahip olamamışlardır ve olamazlar. Çünkü malumdur ki insan, tabiatın mahlukudur. İptidai insanların, tabiatın herşeyinden, gök gürültüsünden, geceden, taşan bir nehirden ve vahşi hayvanlardan ve hatta birbirlerinden korktuklarını biliyoruz. İlk his ve düşüncesi korku olan insanın her düşünce ve dileğinin mutlak surette yapmaya kalkışmış olması düşünülemez. İptidai insan kümelerinde ata korkusu ve nihayet büyük kabile ve kavimlerde ata korkusu yerine kaim olan Allah korkusu insanların kafalarında ve hareketlerinde hesapsız memnular yaratmıştır. Memnular ve hurafeler üzerine kurulan bir çok adetler ve ananeler, insanları düşünce ve harekette çok bağlamıştır, o kadar ki düşünce ve hareket serbestisi gibi bir hak mefhum malum olmamıştır. Cemaatlerin başına geçebilen adamlar, cemaati Allah namına idare ederdi."
Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
"Tabiatın herşeyden büyük ve herşey olduğu anlaşıldıkça tabiatın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve haysiyetini anlamaya başladı." Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
Bu sözleri söyleyen birisi, bu başlıktaki sözlerin hangisinin sahibi olabilir? --4DEATH (mesaj) 01:56, 29 Haziran 2012 (UTC
Dua cümlesi
[değiştir]"Bu başarının, kutsal topraklarımızı düşman istilâsından büsbütün kurtaracak olan kesin zaferin hayırlı bir başlangıcı olmasını Tanrı'nın lütfundan dilerim." Bu sözün, dua olması açısından Din sayfasına eklenmesini konu dışı buluyorum. Ancak daha sonra, "kutsal topraklarımızı" ibaresindeki "kutsal" kelimesinden dolayı olabilir diye fikrim çatallandı. Bilmem diğer kullanıcılar ne düşünür? Eğer "kutsal" kelimesinden dolayı değilse bu alıntı silinmeli kesinlikle. Futbol, askeriye, siyaset, vd. konularda dua cümleleri kurulabilir ve bunlar Din konulu olarak değerlendirilemez. --Kutsalyolcusu (mesaj) 17:28, 27 Ekim 2013 (UTC)
- haklısınız, çıkartıldı. --kibele 12:25, 26 Ocak 2014 (UTC)
Grace Ellison
[değiştir]- atatürkün 1932den önce din aleyhine teksözü yoktur. Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. sözü saçmalıktır.bu yazar hanım türkçe bilmiyor atatürk türkçe konuşuyor. son derece yanlış anlamaya açık bir durum Not: İmzasız bu yazı 11 Ekim 2015 - 16:27'de BanasanaMesaj tarafından eklendi.
- Söz Andrew Mango'nun ilk basımı 1999'da yapılan Modern Türkiye'nin Kurucusu Atatürk'ün Biyografisi adlı kitapta geçiyor. Andrew Mango ise bu söze kaynak olarak Grace Ellison'ın ilk basımı 1928 tarihli Bugün Türkiye (Today Turkey) adlı kitabını kaynak gösteriyor, Atam.gov.tr sitesine göre Grace Ellison'un Ankara'ya ilk geliş yılı 1922, aynı kişinin 1922 tarihli Ankara'da Bir İngiliz Kadın adlı kitabı bulunuyor ama böyle bir sözün kaynağı olarak gösterilen kitabın 1928 tarihli olması durumu da var. Sözün kaynağını güvenilirlik yönünden değerlendirmek mümkün olsa da kaynaklı bir sözün silinmesi aykırı bir durum. Kaynakla ilgili şüpheler bulunması halinde tartışmalı bölümüne belki alınabilir. Bu tartışma içinse bol miktarda bir Grace Ellison tahlili gerekiyor sanırım. Son tahlilde ise kesin olarak kaynaklı bir söz olma durumu değişmeyecek.~~ BabatolianİLETİNİZ... 17:55, 11 Ekim 2015 (UTC)
Atatürk'e atfedilen bazı sözler hakkında önemli uyarı
[değiştir]İslam, Muhammed ve İslam tarihine ilişkin olup Atatürk'e atfedilen birtakım sözler ona ait değildir! Bu sözlerin iki kaynağı vardır:
- Jean Meslier adlı ateist bir rahibin yazdığı iddia edilerek Türkçeye çevrilmiş bir kitap olan Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali.
- 1930'larda liselerde okutulan Tarih ders kitabı.
Bunların ikisi de Atatürk'e ait değildir. "...Tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla, utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur..." sözü Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali kitabının 337. sayfasında bölüm başlığı olarak yer alır ("Tanrı" yerine "Tanrısallık" deniyor). Sonuç itibarıyla güvenilir değil.
Tarih ders kitabı (daha doğrusu kitapları: Tarih I, Tarih II vs.) ise onun tarafından değil tarihçiler tarafından yazılmış. Bunun da Atatürk'e atfedilmesi bir hata. Art niyet taşıdığı aşikar.
Vatandaş için Medeni Bilgiler kitabı Atatürk'ün eseridir ve maalesef bilgisizlik sonucu birtakım sözler ona atfedilmiş. Oysa görülecektir ki Medeni Bilgiler'de yer aldığı iddia edilen birtakım sözler aslında o kitapta yer almamakta, yukarıda örneklerini verdiğim ve onlara benzer yerlerde bulunmakta yahut uydurmadır. - Felecita 06.01, 22 Ekim 2018 (UTC)