Ümit Yaşar Oğuzcan

Vikisöz, özgür söz dizini
Ümit Yaşar Oğuzcan
Doğum tarihi 22 Ağustos 1926
Doğum yeri Mersin
Ölüm tarihi 4 Kasım 1984
Ölüm yeri İstanbul
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Ümit Yaşar Oğuzcan (22 Ağustos 1926 - 4 Kasım 1984), Türk şair.

Kaynaksız[değiştir]

  • Gökyüzü güneş olsa; sensiz karanlıktayım...
  • Ne gariptir şu ayrılık günleri... Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan; nedense bir tuhaf oluyor insan...
Dosya:St. Johns River Astor Fla 2050606.jpg
Gerçekten en güç sanat dalı olan şiirin asıl zorluğu çok kolay sanılmasından ileri geliyor. Hammaddesi sadece kelime ve aracı da kâğıt ve kalem olan bir sanatın kolay sanılması doğaldır bir bakıma.
  • Gerçekten en güç sanat dalı olan şiirin asıl zorluğu çok kolay sanılmasından ileri geliyor. Hammaddesi sadece kelime ve aracı da kâğıt ve kalem olan bir sanatın kolay sanılması doğaldır bir bakıma…
  • Sonuç olarak genç şairlerin çok okuyup çok yazmalarını, fakat zor beğenip az yayınlamalarını dileyeceğim.
  • Şiirden önce aşk vardı, şiirden sonra ölüm var.

Şiirlerinden Örnekler[değiştir]

Ayrılanlar İçin[değiştir]

Yollarımız burada ayrılıyor,
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa,
Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız.

Her kaderin tesellisi bulunur, üzülme,
İnsan ne kadar sevse unutabilir.
Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer…
Sen de unutursun bir gün gelir.

Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma.

Beni Unutma[değiştir]

Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma

Aşk için yeryüzünde uzaktan ötesi yok,
En uzun gecelere şafaktan ötesi yok.

Yaklaşanlar Tanrı’ya o gerçek aşıklardır,
Nehirlere denize varmaktan ötesi yok.

Ötesi Yok[değiştir]

Aşk için yeryüzünde uzaktan ötesi yok,
En uzun gecelere şafaktan ötesi yok.

Yaklaşanlar Tanrı’ya o gerçek aşıklardır,
Nehirlere denize varmaktan ötesi yok.

Taş bir duvardır her gün dikilen karşımıza,
En ulu ağaçlara yapraktan ötesi yok.

Elbette ömür biter, can gider ey sevgili,
Aşkı sende bulana topraktan ötesi yok.

Ben çakıl taşıyım küçük,
Ben kaldırım taşıyım yorgun,
Ben sabır taşıyım pare pare...
Ve ben ah mezar taşıyım,
Ne çare!

Taş[değiştir]

Ben çakıl taşıyım küçük,
Ben kaldırım taşıyım yorgun,
Ben sabır taşıyım pare pare...
Ve ben ah mezar taşıyım,
Ne çare!

Bütün mesele;
İçmek ya da içmemek değil!
İçince küçülmemek,
Küçülünce içmemek.

To Be Or Not To Be[değiştir]

Bütün mesele;
İçmek ya da içmemek değil!
İçince küçülmemek,
Küçülünce içmemek.

Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni,
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını.

Acılar Denizi[değiştir]

Ben acılar denizinde boğulmuşum
İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni,
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını.

Türkiye'miz[değiştir]

...
Dolaştım Türkiye'yi mezar mezar
Zamana hükmeden taşlar gördüm
Ta Ardahan'dan Edirne'ye kadar
Kesilmiş, fakat eğilmemiş başlar gördüm
Kolu bir yerde, bacağı bir yerde yatar.

Dolaştım Türkiye'yi yürek yürek
Gördüm insanlarında hürriyeti
Kovanlarında işlemişler petek petek
Güzelliği, doğruluğu, iyi niyeti
Dedim: Mümkün değil Türkiye'yi sevmemek

Dedim: Hemşehrilerim, kardeşlerim
Aydın olsun yarını hepinizin
Sizin için göz nurum, alım terim
En iyi insanları namuslu Türkiye'mizin
Sizinle yaşayıp, sizinle ölmek isterim.

Bir Gün Anlarsın[değiştir]

...
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.[1]

...

Orhan Veli'nin Ardından[değiştir]

Yıl bindokuzyüzkırkaltı
Ankara'da Şükran Lokantası
Köşede bir masa
Masanın üstünde bir tabak
Tabakta marul salatası
Bir sandalyede sen vardın
Orhan Veli
Bir sandalyede ben

Yıl bindokuzyüzkırkaltı
Ankara'da Şükran Lokantası
Köşede bir masa
Masanın üstünde bir tabak
Tabakta marul salatası
Bir sandalyede sen vardın
Orhan Veli
Bir sandalyede ben,
Kadehlerimizde Kulüp rakısı
Ve dudaklarımızda yarım kalmış mısralar
Hala gözlerimin önündedir
O sarhoş gecenin hatırası.

Şimdi mahzun kaldı şiirlerin
Gittin "Sereserpe" "Hürriyete doğru"
"Kitabe-i sengi mezarın"
"Altındağın rüyası"
Hey! koca Orhan Veli hey!
Ne sana kaldı, ne bana kalır
Bu gözünü sevdiğim dünyası.

Her Gün Seninle[değiştir]

...
Sesini duymadığım gün
Yaşanmış değil
Açan çiçek değil
Öten kuş değil
Yüzünü görmediğim gün
İçimde yıldızlar sönük
Güneşler güneş değil
Seni sevmediğim gün
Seni anmadığım gün
Olacak iş değil.

Hakkında söylenenler[değiştir]

  • Ümit Yaşar’ın şiiri somut bir şiirdir. Somut kavramlarla yazar şiirini. Daha doğrusu, genellikle fiillerle yazar şiirini. Tıpkı halk şiirimiz gibi, tıpkı geleneksel şiirimiz gibi. — Demirtaş Ceyhun
  • Ümit Yaşar’ın son yılların en iyi şairlerinden biri olduğunu anlamak için ondan birkaç satır okumak yeter. — İlhami Soysal
  • Şunu da itiraf edeyim ki, genç şairler arasında Türkçeyi en temiz ve en selis yazan odur. — Orhan Seyfi Orhon
  • Bu kadar yıllık çalışmamızda Ümit kadar çalışkan ve iş ahlakı olan çok az insan gördüm. Tabii aynı zamanda üretken de... Yaptığı işleri alt alta yazsanız, kaç kişinin öz geçmişini doldurur da artar bile. — Semih Balcıoğlu
  • Gördünüz mü şiiri? Sonunda altın dişli Pakize hanımın sırrını ortaya vuruyor ama, doğrusu terbiyeli çocuk… “ayıptır söylemesi” dedikten sonra söylüyor. — Şevket Rado
  • Şairler vardır, dizelerinde öyle bir uyum saklıdır ki, şiir kendi müziğini besteciye iletir. Kısa uzun hecelerin ritmi, ses renkleri, beş çizgili dünyada mutlulukla yerlerini bulurlar. Ümit Yaşar Oğuzcan bu anlamda bir şair ve bestecidir. Büyük bir zevkle bir çok şiirini müzikledim. — Timur Selçuk

Kaynakça[değiştir]

Ümit Yaşar Oğuzcan ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.