Şevket Süreyya Aydemir
Görünüm
Şevket Süreyya Aydemir | |
---|---|
Doğum tarihi | 1897 |
Doğum yeri | Edirne |
Ölüm tarihi | 25 Mart 1976 |
Ölüm yeri | Ankara |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Şevket Süreyya Aydemir, Türk yazar, düşün insanı, iktisatçı ve tarihçi.
Eserleri
[değiştir]Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Paşa 1 (1860-1908)
[değiştir]- Tutucu baskı ve zulüm; aczin ve dünyanın gidişine ayak uydurmamanın alâmetidir.[1]
- Hulâsa Abdülhamit'in saltanatı; cahil, çağın akışından habersiz, dünya görüşünden yoksun ve ruhen hasta bir adamın, ta 1908 ihtilâline kadar, Osmanlı imparatorluğunun idaresine kayıtsız şartsız ve sorumsuz el koyuşunun hikâyesidir.
- Osmanlı devleti, XIX. yüzyıl başlarından beri siyasî varlığını, daha ziyade İngiliz-Rus rekabetine dayandırıyordu.
Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Paşa 2 (1908-1914)
[değiştir]- Çünkü şuursuz sokak kalabalığı, halk demek değildir.
- Asker vermezlerdi. Şehirlerin mamur kısımlarında otururlardı. Şehir çevrelerinde en iyi bağlar, bahçeler, İstanbul çevresinde en iyi köşkler onlarındı. Sarayın ise, hazine nazırlığından mimarlığına, kuyumculuğuna, sarraflığına kadar birtakım idare işlerine, hatta mutfak, tablakârlık hizmetlerine kadar pek çok hizmetleri onlardaydı.
- Ermeniler hakkında
- Milliyetçilik, bir milli fikirler manzumesidir. Milliyetçi olabilmek için, evvela ortada bir milletin olması, sonra da milliyetçinin, bu milletin tarihini, yapısını bilmesi, davalarını kavraması, yönleri, hedefleri benimsemesi ve bunlara göre kendi dünya ve toplum görüşüne, milliyetçi bir yön tayin edebilmesi lazımdır. Onun içindir ki milliyetçilik, aydın insan işidir. Yoksa kişinin milletini sevmesi, milletine güven duyması, onun varlığını kanıyla, canıyla savunması, bir milli bağlılıktır ama, asıl milliyetçilik dediğimiz fikirler sistemi yahut toplum görüşü demek değildir.
- İttihat ve Terakki iktidarı da sonuna kadar Osmanlıcı kaldı. Enver Bey, Türkçü değil, Osmanlıcı-İslamcı idi.
- Birinci Dünya Harbi patlayınca da, halifenin imzası ile bir Cihâd-ı Mukaddes (Kutsal Savaş) ilan edilecek ve bütün İslam âlemi bu savaşa çağırılacaktır. Gerçi hiçbir İslam ülkesinde kimsenin kılı kıpırdayamayacaktır. Hatta tersine olarak, Rusya'dan, Hint'ten, Cezayir'e nice Müslüman ülkelerinden askerler, İngilizlerin, Fransızların saflarında bize karşı savaşacaklardır. Bu savaşta canla başla savunduğumuz kutsal ülke ve şehirlerde ise, Peygamberin sülalesinden gelen şerifler, bizzat halifeye ve Osmanlı Devleti'ne karşı isyan edeceklerdir. İngiliz altınları ve İngiliz casusları emrinde Müslüman Osmanlı Arapları, Hicaz'da, Medine'de, Mekke'de, Suriye'de Türk askerlerinin toptan öldürülmelerinde ön safı alacaklardır.
- Enver Paşa'nın hikâyesi ile, Osmanlı İmparatorluğu'nun son harbi (1914-1918) birbirine, sıkı sıkıya bağlıdır. Hatta bu harbe, Enver Paşa'nın harbi demekte, mübalağa olmasa gerektir. Çünkü 1914-1918 Harbi'ne katılışın gerçek kararcısı, Enver Paşa'dır.
Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Paşa 3 (1914-1922)
[değiştir]- Doğu vilayetlerinde silahlandırdığımız ve Abdülhamit devrinde "Hamidiye Alayları" adını taşıyan, Müslüman Kürtlerden kurulu İhtiyat Süvari Aşiret Tümenleri, kendi tümen karargâhlarını da yağmalayarak, çok defa silah atmadan dağıldılar. Araplar, asker ve deve vermiyorlardı. Suriye'de arkadan vurulduk. Şu halde biz, Birinci Dünya Harbi'nde Osmanlı ordusunun harbini, sadece bir "Türk Ordusu Harbi" olarak vasıflandırırsak, mübalağa etmiş olmayız.
- Arabistan'ın doymak bilmez, ama devlete bir zerre faydaları olmayan Arap şeyhleri için, bilhassa IV. Ordu Kumandanı Cemal Paşa kanalı ile, büyük ölçüde altın selleri akıtılıyordu.
- Birinci Dünya Savaşı dönemi
- Mustafa Kemal'in muvaffakiyetinin İstanbul'da büyük yankılar yaptığı da anlaşılmaktadır. Evvela bu başarı İstihbarat Bültenleri ile halka açıklanmış ve hatta o zaman yayınlanmakta olan askeri Harp Mecmuası Mustafa Kemal'in resmini renkli bir kapak halinde basarak yayına hazırlamıştır. Fakat Enver Paşa'nın:
- "— Zafer kimsenin değil Ordunundur!"
- emri üzerine bu kapak değiştirilmiş ve kapağa, Irak'ta başarı kazanan Halil Paşa'nın resmi konmuştur.
- Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale Muharebeleri dönemi
- Şehir ve kasabalarda halk yani kendilerini ve topraklarını savunduğumuzu sandığımız Suriyeliler, damlardan, pencerelerden, köşe başlarından, Türk askeri üzerine ateş yağdırıyorlardı.
- Birinci Dünya Savaşı dönemi
Sözleri
[değiştir]- Halkın en düşündürücü hali, onun susuşudur. Eğer halk susuyorsa, homurdanıyor demektir.[2]
- Evet, bir Kemalizm vardır: İnkılapçılık, dinamizm ve ilerleyiş.[3]
Kaynakça
[değiştir]- ↑ Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Paşa 1: https://macedonia.kroraina.com/en/samo/index.htm
- ↑ milliyet.com.tr
- ↑ Yön dergisi, Sayı: 19. Sayfa 9, 1962