Cesare Pavese

Vikisöz, özgür söz dizini
Cesare Pavese
İtalyan şair, romancı, çevirmen ve eleştirmen. Yaşama Uğraşı kitabının yazarı.
Doğum tarihi 9 Eylül 1908
Doğum yeri Santo Stefano Belbo
Ölüm tarihi 26 Ağustos 1950
Ölüm yeri Torino
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Cesare Pavese (d. 9 Eylül 1908 – ö. 27 Ağustos 1950) İtalyan şair, romancı, çevirmen ve eleştirmen.

Sözleri[değiştir]

  • Günleri değil, anları hatırlarız.  
  • Yanlışlar, hep başlangıçla ilgilidir.
  • En büyük iyilikler bilinmeden yapılır.  
  • Eğer acı çekiyorsak, suç her zaman bizdedir.  
  • Acı çekmiş hiç kimse artık eskisi gibi değildir.
  • Hayat, yaşantı aramak değil, kendimizi aramaktır.
  • Ben, yalnız kalmayı öğrendiğim zaman olgunlaştım.  
  • Kendimi aradım. Bunun dışında bir şey aramaz insan.   
  • İnsan bir şeye istek duyunca, her yerde onu görüyordu.
  • Aslında öldürmek mantıksız, biraz beklesek insanlar zaten ölüyor.    
  • Yalnız bir insanla arkadaşlık et, herkesten çok konuştuğunu göreceksin.
  • Kendimi yalnız bırakmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum.  
  • Yalnız kalmak, canı isterse sabahları kahveye oturmak. Kimseyi aramamak.
  • Dünya nasıl olması gerekiyorsa öyledir. Kendini kurtaramayanı hiç kimse kurtaramaz.
  • Yazmak güzel şey; hem kendine, hem bir kalabalığa konuşmak gibi iki zevki birleştiriyor.
  • İnsanın çocukluğu, derdini söylemekle ona çare bulmanın aynı şey olmadığını anlayınca biter.  
  • Her sabah, kendimizin nemli, sıcak bir kalıbı gibi, bir gök cismi gibi, yorgunluğumuzu bırakırız yatağımızda.  
  • Başkalarıyla, -hatta karşına çıkan tek insanla- sanki her şey o an başlayacak ve biraz sonra bitecekmiş gibi yaşamalısın.  
  • Yaşanacak bir yaşam vardır. Binilecek bisikletler var, yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak güneş batışları vardır.
  • Nasıl olur da Tanrı dua eden insanın sürekli olarak kendini aşağılamasını, ayinlerin ve törenlerin durmadan yinelenmesini ister?  
  • Yaşama sanatı, sevdiklerimize onlarla birlikte olmaktan ne büyük bir zevk duyduğumuzu göstermemekten başka bir şey değildir. Bunu başaramadık mı, bırakıp giderler bizi.  
  • Sevgi bilmeyi arzulamaktır.[1]
  • Sana yapılan bir yanlışın intikamını almak, sana yapılan adaletsizliği gönül rahatlığıyla dile getirme özgürlüğünü ortadan kaldırmaktır.[2]
  • Ağlamak anlamsız. İnsan doğar ve yalnız ölür.[3]
  • Başkalarıyla –hatta karşına çıkan tek insanla– sanki her şey o an başlayacak ve biraz sonra bitecekmiş gibi yaşamalısın.
(Yaşama Uğraşı)
  • Bir insan acı çekiyorsa, başkaları bir sarhoşmuş gibi davranırlar ona: "Hadi, kalk bakalım; yeter bu kadar; hadi işine; öyle değil; ha şöyle..."
(Yaşama Uğraşı)
  • Gençliğimin sona erdiğini haber veren belirtiler arasında en önemlisi artık edebiyata karşı büyük bir ilgi duymayışım. Bir zamanlar her şeye rağmen duyduğum, manevi doğrular bulma umuduyla açmıyorum kitapları artık. Okuyorum, daha da çok okuyabilmek istiyorum, ama bir zamanlar yaptığım gibi, kitaplarda bulduğum çeşitli yaşantıları ne heyecanla karşılıyorum, ne de bunları parlak, şiir öncesi ussal bir gürültüye dönüştürüyorum. Torino sokaklarında dolaşırken de aynı şey oluyor. Bu yerleri artık yaratma çabasını hızlandıran romantik, simgesel bir güç kaynağı olarak görmüyorum. Her keresinde, ‘önceden yapılmış bu’ demek geliyor içimden. Ezilmelerimi, saplantılarımı, yorgunluklarımı ve dinlenmelerimi iyice gözden geçirince, açıkçası hayata yeni buluşlar getirecek bir alan olarak bakmıyorum artık, şiir daha az ilgilendiriyor beni bu açıdan; sadece düşünülecek ve çözümlenecek olan sıkıcı bir malzeme gözüyle bakıyorum her ikisine de.
(1936)
  • Gerçeğin mutlak mantığına inanan düşünürler bu konuyu bir kadınla ciddi olarak tartışmamışlardır. (Yaşama Uğraşı 101)
  • Hayatın alaycı yasalarından biri de şudur: Sevilen kimse, veren değil, alan insandır. Sevilen kimse vermez, çünkü seven verir. Bu da anlaşılmayacak bir şey değildir; çünkü vermek almak kadar kolay unutulmayan bir zevktir; kendisine bir şey verdiğimiz insan bizim için gerekli, yani sevdiğimiz bir insan olur. Vermek bir tutku, neredeyse bir kusurdur. Kendisine bir şeyler verebileceğimiz bir insan olması gerekli.
  • Kendini öldürmeye karar vermiş bir adamın damarlarından boğazına yönelen bu gizli ve köklü sevinç neden? Ölümle yüz yüze gelindi mi, hâlâ diri oluşumuzun kafaya dank başka bir şey kalmaz geriye.
(Yaşama Uğraşı)
  • Kim bilir kaç kez o güvenli ve yerinde karara vardık: Ondan 'uzak duracak', ona sanki her şey şimdi başlıyormuş gibi davranacak, bu arada da onun her tutumunu biliyor olmanın getirdiği büyük avantaja sahip olacaktık. Ve kimbilir kaç kez bunu başaramadık? Niçinine bir bakalım. Yalnızlıkla bütünleşip onun karşısında kurban rolünü oynadık. Onun karşısında sakin ve hazır olmalısın; yalnızlığına dalmalısın. Artık kaya ol, dalga değil. '33'nte sandaldaki sağlamlığına yeniden kavuş. Boşalan içsel enerjini tazele. Rıza göster, talep etme. Bekle. Her dürtünün seni nerelere götüreceğini gör. O bildik alçaltıcı durumlara götüren bütün dürtülere egemen ol. Bunu yapamazsan, hiçbir şey yapamazsın.
(Yaşama Uğraşı)
  • Hiçbir kadın bir adamla parası için evlenmez. Kadınlar bir milyonerle evlenmeden önce ona aşık olacak kadar akıllıdır.
  • Kendimi yalnız bırakmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum
  • Kadınlar kendilerini guçsüz olana bir idol, güçlü olana bir eşya gibi sunarlar.
  • Sıkılgan katillerdir intihar edenler. Sadizm yerine mazohizm.
  • Gerçeklik insanın şu ya da bu şekilde içinde bir bitki gibi yaşayacağı bir zindandır.
  • Yaşama sanatı, sevdiklerimize onlarla birlikte olmaktan ne büyük bir zevk duyduğumuzu göstermemekten başka bir şey değildir. Bunu başaramadık mı, bırakıp giderler bizi.
  • Birisine iyilik etmeye çalış. Çok geçmeden onun hoşnutlukla parlayan yüzünden nasıl tiksindiğini göreceksin.
  • Günleri değil, anları hatırlarız.
  • Hayat, yaşantı aramak değil, kendimizi aramaktır.
  • İnsan kendini bir kadına duyduğu aşk yüzünden öldürmez.Aşk bizi tüm çıplaklığımız, sefilliğimiz, düşkunlüğümüz ve hiçliğimizle açığa vurduğu için öldürür.
  • Tiksiniyorum bütün bunlardan sözler değil, eylem artık yazmayacağım.
  • Yaşanacak bir yaşam vardır. Binilecek bisikletler var, yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak güneş batışları vardır.
  • Ancak bir özveriyi gerektiren sevgiye inan; bunun dışında her şey, çoğu zaman, boş sözlerden başka bir şey değildir.
  • Bir erkeği bir çocuktan ayıran özellik bir kadın üzerinde üstünlük kurmayı bilmesidir. Bir kadını bir çocuktan ayıran özellik ise, bir erkeği nasıl sömüreceğini bilmesidir..
  • Eğer acı çekiyorsak, suç her zaman bizdedir.
  • Elbette acı çekerek insan çok şey öğrenir. Ne yazık ki, acı çekmek öğrendiklerimizden yararlanacak güç bırakmaz bizde. Bir şeyi sadece bilmek, hiçten de az bir şeydir.
  • Yalnız bir insanla arkadaşlık et, herkesten çok konuştuğunu göreceksin.
  • Dünya nasıl olması gerekiyorsa öyle. Kendini kurtaramayanı hiç kimse kurtaramaz.
  • Yazmak güzel şey; hem kendine hem bir kalabalığa konuşmak gibi iki zevki birleştiriyor.
  • Her mutsuzluk bir yanlışın sonucudur, talihsizlik değildir. Herhangi bir yanlış da, bizim sorumluluğumuza girdiğine göre, karşılaşacağımız mutsuzluklar için kendimizden başkasını suçlamamalıyız. Böylece avutabilirsin kendini.
(Yaşama Uğraşı, 28 Ocak 1937)
  • Kendini yok etme çılgınlığının duyulması gerek. İntihardan söz etmiyorum. Bizim gibi insanlar - hayatı seven, beklenmedik şeylerin, insan ilişkilerinin tadını çıkaranlar- bir dikkatsizliğin dışında, işi intihara kadar vardırmazlar pek. Şu noktayı iyi düşünün; İntihar, şimdilerde sadece bir gözden kaybolma yoludur. Ürkekçe, sessizce yapılır ve tam bir başarısızlığa uğrar. Artık bir eylem değil, sadece bir boyun eğmedir.
(Yaşama Uğraşı)
  • Beklediğin kişi gelmez, seni bir daha hiç aramaz, senden uzak durursa, onun bu korkusuzluğu senin onun yokluğuna üzülmene yol açmaktan başka bir işe yaramaz. Sen ki başkalarının­ senin yokluğunu hissetmelerinden bu kadar hoşlanıyorsun, hiç olmazsa, bunun ne kadar boş bir şey olduğunu anla.
(Yaşama Uğraşı, 11 Kasım 1947)
  • Bir erkek kendisini aldatan bir kadın yüzünden üzülürse, o kadını sevdiği için değil, o kadının güvenine lâyık olamamasından duyduğu aşağılanma için çeker bu acıyı.
(Yaşama Uğraşı)
  • Ben hep iş işten geçtikten sonra şiir yazmaya başlıyorum. Ama bir şiirin herhangi bir şeyi değiştirdiği de görülmemiştir.
(Yaşama Uğraşı, 19 Haziran 1946)
  • Parasız olan şeyler en pahalıya mal olan şeylerdir. Niçin mi? Bize karşılıksız olduklarını anlama çabasına mâl olurlar da on­dan.
(Yaşama Uğraşı, 21 Ocak 1940)
  • Öyleyse o kadın için mi böyle sızlanıp duruyo­rum? Beni yanıltan, beni rezil eden o kadın için mi? Ama değişen başka bir şey yoksa, sıradan ve duygusal bir aldanış olmak­tan öte bir anlamı var mı o kadının?
(Yaşama Uğraşı, 28 Nisan 1936)
  • Asıl başarısız insan, büyük işleri gerçekleştiremeyen değil, - bunu kim başarmıştır ki - bir yuva kurmak, bir dostluğu, bir kadınla mutlu bir ilişkiyi sürdürmek, ekmek parasını kazanmak gibi küçük şeylerde başarısızlık gösteren insandır. Başarısızlığın en acısı budur.
(Yaşama Uğraşı, 6 Kasım 1937)
  • Kadın güçlünün ödülü müdür, yoksa zayıfa destek mi, güçlü ya da zayıfın isteğine bağlı olarak? Kadın zayıfa ödül olarak verir kendini, güçlüye de destek olarak. Ve kimse kendi seçimini gerçekleştirememiştir.
(Yaşama Uğraşı, 28 Kasım 1937)

Kaynakça[değiştir]

  1. This Business of Living (1935-1950)
  2. Cesare Pavese, This Business of Living (5 Mart 1938).
  3. The House on the Hill, bölüm 8, sf. 105

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Commons'da Cesare Pavese ile ilgili çoklu ortam dosyaları bulunmaktadır.