Sana bakmak, suya bakmaktır. Sana bakmak, bir mucizeyi anlamaktır.
Zaman içine atıldığımız şiddetli ve değişmez bir debisi olan azgın bir nehirdir ve kaybolmak mutlaktır bir yerinde zamanın. İşte ölüm diye bildiğimiz şey de bundan başka bir şey değildir.
Şimdi sen gidiyorsun ya, herkes sana benzeyecek.
Yazarlık, yazmak: uydurmak değil seçmektir.
Geçiyordum, hayal kırıklığına uğradım.
Sinek üçlüsü!
(Diğer ünlü komedyenler Beyazıt Öztürk ve Cem Yılmaz'la gerçekleştireceği bir proje hakkında, projenin adının ne olacağını soran gazetecilere.)
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim.
Hamam böceği kafası kopsa bile 8 gün yaşarmış. Peh! O da bir şey mi ? Bazı insanlar, bir ömür boyu beyinsiz yaşayabiliyorken.
Neymiş? Birini seviyorsak serbest bırakacakmışız. Dönerse bizimmiş. Dönmezse hiç bizim olmayacakmış. Güvercin besliyoruz sanki.
Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana! Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma!
Söylemek isteyip de söyleyemediğim çok şey var. Kiminin yüzüne; kiminin gelmişine, geçmişine.
Bugüne kadar bir sürüyü yemişimdir! Artık hayvansal gıdaları ağzıma sürmem.[1]