Yüzüklerin Efendisi İki Kule

Vikisöz, özgür söz dizini

Yüzüklerin Efendisi: İki Kule, J. R. R. Tolkien'nin Yüzüklerin Efendisi: İki Kule adlı kitabından uyarlanmış ve Peter Jackson tarafından yönetilmiş 2002 yılında gösterime giren fantazi filmidir.

Gandalf[değiştir]

  • Gri hacı bana eski zamanlarda böyle derlerdi. 300 insan hayatı boyunca yürüdüm arzda ama artık vaktim kalmadı. Şansım yaver giderse bunlar boşa gitmez. Beşinci günün şafağında beni bekleyin, şafakta doğuya bakın.

Theoden[değiştir]

  • Heyhat bu kem günler bana denk gelecekmiş. Gençler yok oluyor yaşlılar kalıyor. Bu kadar yaşamak soyumun sonunu görmek için miymiş?
  • Babalar oğullarını gömmemeli.
  • Bize ulaşabileceğini sanıyorsa, Saruman'ın kolu gerçekten uzamış.

Sam[değiştir]

  • Mordor. Orta Dünya üzerinde görmek isteyebileceğimiz son yer ama gitmek için uğraştığımız tek yer. Üstelik gidemediğimiz de tek yer.

Saruman[değiştir]

  • Eski dünya sanayi ateşinde yanacak. Ormanlar devrilecek. Yeni bir düzen çıkacak, kılıçla, mızrakla ve orkların demir pençeleriyle yürüteceğiz savaşı.
  • Dünya değişiyor. Kimde Mordor'la Isengard'ın ordularına karşı koyacak güç var? Sauron'la Saruman'a iki kulenin birleşmesinin kudretine kim dayanır? Sauron efendimizle Orta Dünya'yı birlikte yöneteceğiz.

Gollum[değiştir]

  • Gölgeler kadar yumuşak ve hızlı olmalıyız.

Ağaçsakal[değiştir]

  • Lakin kadim Ent lisanında tek bir lakırdının dahi vakit aldığını, o kadar vakit icap ettiren bir şeyin kayda değer değilse, zaten hiç söylenmeyeceğini bil genç hobbit.
  • Bir büyücü daha dikkatli olmalı. Ne elfçe de ne de insan lisanında bu yaptığı hainliğin karşılığı var.

Aragorn[değiştir]

  • Ben bir faniyim sizse Elf. Bu bir rüyaydı Arwen o kadar.

Legolas[değiştir]

  • Kızıl bir güneş doğuyor. Dün gece kan dökülmüş.
  • Yine de bütün umudunuzu yitirmeyin. Yarının ne getireceği bilinmez. Güneşin doğusu genelde bir şeyler nasihat eder.
  • Ama sana yenilmek hiddetlendirmiyor beni, seni tekrar bacaklarının üstünde görmek o kadar hoş ki!
  • Huzuru ölümden sonra bulsunlar.

Gimli[değiştir]

  • Cüce kadınların pek görünmediği doğru. Aslında hem görünüşleri hem sesleri o kadar bize benzer ki onları erkek cüce sanırlar. Bu yüzden insanlar kadın cüce olmadığına inanmaya başlamış. Sanki cüceler yerden bitiveriyor sanmışlar.

Diyaloglar[değiştir]

Aragorn: Hızlandılar, kokumuzu almış olmalılar. Acele edin.
Legolas: Gel Gimli.
Gimli: Üç gün üç gecedir izliyoruz. Ne yemek ne dinlenmek. Çıplak kayaların gösterdiğin gayrı bir iz bile yok.

Aragorn: Lorien yaprakları yere beyhude düşmez.
Legolas: Hayatta olabilirler.
Aragorn: Yarım günlük bir mesafedeler.
Legolas: Gel Gimli, arayı kapatıyoruz.
Gimli: Arazide harcandım. Biz cüceler kısa mesafe koşarız. Kısa mesafelerde tehlikeliyiz.

Aragorn: Legolas, Elf gözlerin neler görüyor?
Legolas: Kuzeydoğuya dönüyorlar. Hobbitleri Isengard'a götürüyorlar.

Aragorn: Yurttan ne haber var Rohan süvarileri?
Eomer: Bir elf, bir adam ve bir cücenin Atçanyurt'ta ne işi ola? Hemen söyleyin.
Gimli: Bana adını ver ki at efendisi, ben de sana vereyim.
Eomer: Kelleni uçururdum cüce eğer yerden biraz daha yukarıda olsaydın.
Legolas: Eliniz inmeden düşen kalırdınız.
Aragorn: Ben Aratorn oğlu Aragorn, bu Gloin oğlu Gimli buysa orman diyarından Legolas. Bizler kralınız Theoden ve Rohan'ın dostlarıyız.
Eomer: Theoden dostla düşmanı karıştırır oldu. Soyundan olanları bile. Saruman kralın aklını zehirleyip bu toprakların efendiliğini istiyor. Yanımdakiler Rohan'a sadık olanlardır. Onlardır ki sürdüler bizi. Ak Büyücü çok kurnaz. Derler ki, orada burada pelerinli başlıklı yaşlı bir er gibi gezermiş. Her yanda casusları elimizden kaçıp duruyor.
Aragorn: Biz casus değiliz. Ovayı batıya doğru geçen uruk hailerin peşindeyiz. İki dostumuzu esir aldılar.
Eomer: Urukları hallettik. Geceleyin hepsini kılıçtan geçirdik.
Gimli: Ama iki hobbit vardı yanlarında iki hobbit gördünüz mü?
Aragorn: Küçüktürler çocuk gibi görünürler.
Eomer: Kimseyi sağ komadık. Leşleri yığıp bir güzel yaktık.
Gimli: Öldüler mi?
Eomer: Bağışlayın. Arayın onları ama bir şey ummayın. Umut bu topraklardan gitti.

Pippin: Konuşuyor Marry, ağaç konuşuyor.
Ağaçsakal: Ağaç mı? Ağaç kimmiş? Ben entim.
Marry: Ormanın çobanı bir ağaç güder.
Pippin: Onunla konuşma Marry, cesaretlendirme.
Ağaçsakal: Kimi Ağaçsakal der.
Mary: Peki kimden yanasın?
Ağaçsakal: Yan mı? Ben kimseden yana değilim. Zira kimse benden yana değil minik ork. Artık kimse ormanlarla ilgilenmiyor.
Marry: Biz ork değiliz biz hobbitiz.
Ağaçsakal: Hobbitleri hiç işitmemiştim. Orkların bir ziyani gibi geldi bana. Ateşle yaklaşırlar, baltayla gelirler. Kemirirler ısırırlar, kırarlar, yakarlar. Ziyancılar, gaspçılar kahrolsunlar.
Marry: Anlamadın yani hobbitiz biz buçukluk yani Shire halkı.
Ağaçsakal: Belki öyle belki de değilsinizdir bunu Ak Büyücü bilir.

Sam: Ölü bir şeyler var, suda ölü yüzler var.
Gollum: Hepsi ölü, hepsisi çürümüş. Elfler, insanlar, orklar eski büyük bir savaş çok eski. Ölü Bataklıklar evet evet adısı bu.

Legolas:Aragorn orada bir şey var.
Aragorn: Ne görüyorsun?
Legolas: Ak Büyücü, yaklaşıyor.
Aragorn: Hiç konuşturmayın üzerimize büyü yapar. Çabuk davranmalıyız.

Ak Büyücü: İki geç hobbitin adımlarını izliyorsunuz.
Aragorn: Nerede onlar?
Ak Büyücü: Evvelki gün bu taraftan geçtiler. Ummadıkları birine rastladılar, memnun oldunuz mu?
Aragorn: Kimsin sen kendini göster, bu imkansız sen düşmüştün?
Ak Büyücü: Ateş ve su içinden, en alttaki zindandan en yüksekteki uca kadar her yerde savaştım, Mordorlu Balrogla. Sonunda düşmanı aşağı atıp, helak olmuş halini dağın yamacına çaldım. Karanlık aldı beni ve hem düşünceden hem de zamandan azade kaldım. Yıldızlar devrettiler teker teker, her gün dünya üzerindeki bir ömür kadardı lakin işin nihayeti bu değildi. Yeniden içimde hayat hissettim görevi tamamlamak için geri gönderildim.
Aragorn: Gandalf
Ak Büyücü: Gandalf doğru bana verilen isim buydu Gri Gandalf ismim buydu. Ben Ak Gandalf'ım. Tam kader dönerken ben de döndüm size.

Legolas: Eğer bir büyüyle gözlerim bağlanmadıysa bu bir yılkı.
Gandalf: Gölge Yele tüm atların efendisi. Nice tehlikelerde dostluk etti bana.

Grima: Bir kral için tek varisini kaybetmek ne acı. Evet bunu algılayabilmek çok zor olsa gerek. Özellikle şimdi abinde seni bıraktıktan sonra.
Eowyn: Beni yalnız bırak yılan.
Grima: Zaten yalnızsın. Kim bilir karanlığa neler söyledin? Yaşamının çekilir gibi olduğu gecenin o acı saatlerinde altın kafesin seni boğmaya başladığında vahşi şeyleri yakalamak için çok latif, çok soğuk... Kışın soğuna tutunmuş solgun bir bahar sabahı...
Eowyn: Sözlerin zehir gibi.

Grima: Efendim Gri Gandlf geliyor felaket tellalıdır.(Theoden'e fısıldar.)
Gandalf: Bakıyorum da konağınızdaki konukseverlik oldukça azalmış gibi.
Grima: Onu istemeyiz. (Tekrar Theoden'e fısıldar.)
Theoden: Neden seni hoş karşılayım? Gandalf felaket tellalı.
Grima: Çok adil konuştunuz efendim. Evet evet bu hokkabaz ortaya iş işten geçince çıkıyor. Lathspell takıyorum adını, yani kara haber.
Gandalf: Sen sus çatallı dilini dişlerinin ardında tut. Bir uşakla ağız dalaşına girmek için geçmedim ateş ve ölümden.

Gandalf: Theoden, Théngel oğlu çok uzun zamandır gölgelerde oturdun. Kulak verin seni bu tılsımdan azat ediyorum.
Theoden: Senin burada hiç gücün yok Gri Gandalf.
Gandalf: Seni yaradan zehiri çeker gibi çekip çıkarıcam Saruman.

Theoden: Son günlerde düşlerim çok karaydı.
Gandalf: Parmakların bir kılıcı kavrasaydı eski gücünü daha iyi hatırlardın.

Gandalf: Bu Saruman'ın dehşetinin bir parçası sadece. Artık Sauron'un korkusuyla güdüldüğü için daha da güçlü. Sürün atlarınızı, yüzleşin onunla. Kadın ve çocuklardan uzaklaştırın onun savaşmalısınız.
Aragorn: Şu anda tam iki bin eriniz kuzeye ilerliyor. Eomer size sadık erleriyle dönüp kralları için savaşacaktır.
Theoden: Şimdiden aramız 300 fersah açılmıştır. Eomer yardım edemez. Benden ne umduğunuzu biliyorum ama bu duruma daha fazla ölüm getiremem, savaşı göze alamam.
Aragorn: Savaş kapınızda zaten, göze alsanız da almasanız da.
Theoden: Son gördüğümde Theoden'di Rohan kralı Aragorn değil.

Aragorn: Kılıçlara aşina gibisin.
Eowyn: Yurdun hatunları hanidir kılıc kuşanır. Kılıçsız olanlar da kılıçla ölebilir. Ne ölüm ne acı ürkütür beni.
Aragorn: Peki siz neden korkarsınız?
Eowyn: Kafesten, yaşlılıktan ve alışkanlıktan. Parmaklıkları kabullenip büyük işler başarma isteği gönülden silininceye kadar orada kalmaktan.
Aragorn: Tam bir kral kızı, Rohan'ın muafız kızısın. Yazgınızın öyle olacağını sanmam.

(Gollum'un kendisi ile konuşması)
Onu istiyoruz, ona muhtacız. Kıymetlimizi almalı. Bizden çaldılar, minik sinsi hobbitler, numaracı hobbitler, fena hobitler.
Yoo efendi, olmaz.
Evet kıymetlimiz fena seni aldatıcaklar, üzücekler.
Efendi dostumuz.
Senin hiç dostun yok. Kimse seni sevmez.
Seni dinlemiyorum dinlemiyorum.
Yalancı hırsızın tekisin.
Hayır.
Pis katil.
Git başımdan.
Git başımdan mı?
Senden nefret ediyorum, nefret ediyorum.
Bensiz nerede olurdun? Gollum, gollum... Bizi kurtaran bendim. Benim sayemde yaşadık. Benim sayemde, benim sayemde...
Artık değil.
Ne dedin sen?
Artık bize efendi bakıyor. Sana lüzum yok.
Ne?
Git ve bir daha geri gelme. Git ve bir daha geri gelme. Şimdi git ve bir daha geri gelme.... Biz ona gitmesini dedik, gidiyor işte kıymelimiss. Gitti, gitti Smeagol hür.

Eowyn: Amcam bana garip bir şey anlattı. Büyük babam Thengel'le savaşa gittiğinizi ama karıştırıyor olmalı.
Aragorn: Kral Theoden'in iyi bir hafızası var. O zamanlar küçük bir çocuktu sadece.
Eowyn: Öyleyse en az 60 yaşında olmalısınız (Aragorn hafif bir başını sallar.) 70 ama 80 olamazsınız.
Aragorn: 87
Eowyn: Siz Dúnedain'lerdensiniz bir Numenor torunu uzun yaşamla kutsanmış. Irkınızın artık efsane olduğu söyleniyordu.
Aragorn: Geriye çok azımız kaldı. Kuzey Krallığı uzun zaman önce yok edildi.
Eowyn: Üzgünüm lütfen yemeye devam edin.

Elrond: O asla geri gelmeyecek. Hiç umut olmadığı halde neden burada oyalanıyorsun?
Arwen: Hala bir umut var.
Elrond: Aragorn bu savaştan sağ çıksa bile ayrılacaksınız. Sauron mağlup edilip Aragorn kral olsa dahi tüm umutlarınız gerçekleşse dahi, yine de faniliğin acısını tadacaktır. İster kılıçla ister zamanın yavaş ilerleyen tesiriyle, Aragorn ölecek. O göçüp gittiğinde seni teselli edecek bir şey olmayacak. Dünyanın nihayetinden önce tüm haşmetiyle ayakta duran insan krallarının o muhteşem sureti sonunda ölecek. Lakin sen kızım aynı, kışın çöken yıldızsız geceler gibi karanlık ve kuşku içinde kalacaksın. Burada hüzün içerisinde solan ağaçlar arasında yaşayacaksın. Nihayet tüm dünya değişip hayatının uzun yılları tamamen harcanıncaya kadar... Arwen, burada senin için ölümden başka bir şey yok.

Faramir: Adamlarım ork casusu olduğunuzu söylüyor.
Sam: Casus mu? Dur bir dakika orada.
Faramir: Peki casus değilseniz kimsiniz? Konuşun.
Frodo: Biz Shire'lı hobbitleriz. Benim adım Frodo Baggins bu da Samwise Gamgee.
Faramir: Koruman mı?
Sam: Bahçevanı.

Frodo: Ayrık Vadi'den tam yedi arkadaş çıktık yola. Birini Moria'da kaybettik. İkisi akrabamdı. Bir de cüce vardı ve bir elfle iki adam. Aratorn oğlu Aragorn'la Gondor'lu Boramir.
Faramir: Boramir'in dostu musunuz?
Frodo: Evet. Ben öyleyim.

Theoden: Büyük bir ordu mu?
Aragorn: Bütün Isengard boşalmış.
Theoden: Kaç kişi?
Aragorn: En azından on bin kişi.
Theoden: On bin mi?
Aragorn: Tek bir amaçla bir araya gelmiş bir ordu, insan alemini yok etmek. Karanlık basınca burada olurlar.
Theoden: Gelsinler hele.

Theoden: Hiçbir ordu dik surlarına gedik açıp Boru Şehre ayak basamadı.
Gimli: Bu kafasız orkların kuru gürültüsü dğeil. Bunlar uruk hai zırhları kalın kalkanlarıysa geniş.
Theoden: Çok savaşlara katıldım efendi cüce kalemi savunmasını da iyi bilirim.

Aragorn: Süvarileri yollayın beyim yardım çağırmalısınız.
Theoden: Peki kim gelecek elfler mi cüceler mi? Dostluk konusunda sizin kadar şanslı değiliz, eski müttefikler öldü.
Aragorn: Gondor cevap verir.
Theoden: Gondor mu? Batı Ağıl düştüğünde Gondor neredeydi? Dört yanımızı düşman alırken Gondor neredeydi, neredeydi? Yok beyim Aragorn biz yalnızız.
Dağlardan yağmur gibi geçtiler, çayırlardan yel gibi estiler.

Theoden: Ben kimim Gamling?
Gamling: Siz kralsınız atam.
Theoden: Sen kralına güveniyor musun?
Gamling Adamlarınz beyim peşinizden her yere gider.
Theoden: Peki atla binicisi nerede, öten o boru nerede? Dağlardan yağmur gibi geçtiler, çayırlardan yel gibi estiler. Günler batıdan battı bile tepelerin ardından gölgeler içine. Nasıl bu hale geldik?

Aragorn: Bana kılıcını ver. Adın nedir?
Háleth: Háleth Háma'lı Háleth beyim. Herkes sabaha çıkmayacağımızı söylüyor. Hiç umut olmadığını söylüyorlar.
Aragorn: Bu güzel bir kılıç Hama'lı Haleth. Her zaman umut vardır.

Gimli: Orada neler oluyor? (Boyu sur duvarından kısa olduğu için ne olduğunu göremez.)
Legolas: Açıklayayım mı dostum? Yoksa bir kutu bulmamı mı tercih edersin?

Ağaçsakal: Genç ve cesursunuz Efendi Marry ama bu hikayedeki vazifeniz bitti. Evinize dönün.
Pippin: Belki de Ağaçsakal haklıdır. Buraya ait değiliz Marry. Her şey çok büyük nereye kadar gidebiliriz ki, bizim için Shire var. Belki de eve dönmeliyiz.
Marry: Eğer Isengard'daki yangın yayılırsa, Tıkış Kazası ve Er Diyarı'ndaki ormanlar da yanar ve dünyada bir zamanlar yeşil ve güzel olan hiçbir şey kalmaz. Shire diye bir yer olmaz Pippin.

Aragorn: Mesafe çok uzun.
Gimli: At beni.
Aragorn: Ne?
Gimli: Oraya atlayamam, fırlatman lazım. Elf'e söyleme.
Aragorn: Katiyen.

Ağaçsakal: Sizi ormanın garp hudutunda bırakıcam. Oradan garba doğru seyrederek, memlektinize vasıl olursunuz.
Pippin: Dur, dur bekle. Geri dön bizi güneye götür.
Ağaçsakal: Cenup mu? Lakin cenuptan Isengard'a varılır.
Pippin: Evet aynen öyle. Görünemden Saruman'ın yanından geçip gideriz. Tehlikeye yaklaştıkça zarardan uzaklaşmış oluruz, böylesi aklına hiç gelmez.
Ağaçsakal: Bu bana pek makul gelmiyor, lakin pek bir ufaksınız olabilir de. O halde cenuba. Sıkı tutunun Shirelılar.

Theoden: Hisarı aldılar. Her şey bitti.
Aragorn: Adamlarınız savundukça bu kalenin düşmeyeceğini söylemiştiniz. Hala savunuyorlar, savunurken ölüyorlar.

Theoden: Bunca ölüm... İnsan bu nefret karşısında ne yapsın?
Aragorn: Benimle at sürün, karşılayın onları.
Theoden: Şanlı bir ölüm için.
Aragorn: Rohan ve halkımız için.

Sam: Aynı cenk hikayelerindeki gibi Bay Frodo, yani ciddi hikayeler gibi. Tehlike ve karanlık içinde olanlardan, bazen kendi sonunu bile bilmek istemezsin ya hani. Nasıl iyi olacak diye inanamazsın. Bu kadar kötülük olduktan sonra dünyan nasıl eski haline dönecek ama sonuç olarak bu geçici bir şey. Bu gölge, yani karanlık bile bitmeli. Yeni bir gün doğacak, güneş çıktığında daha da parlak olacak. Bunlar hiç unutamadığımız anlamlı şeyler. Bunları anlamayacak kadar küçük olduğumuzda bile ama Bay Frodo ben anlıyorum artık, biliyorum. O hikayelerdeki insanların da dönme şanları vardı ama dönmediler işte. Tutundukları bir şey olduğu için daima yollarına devam ettiler.
Frodo: Peki biz neye tutunuyoruz Sam?
Sam: Dünyada hala iyilik olduğuna Bay Frodo, bu uğurda savaşılacağına.

Sam: Komutan Faramir değerinizi gösterdiniz efendim. En yükseğinden.
Faramir: Shire gerçekten de büyük bir krallık olmalı Efendi Gamgee. Bahçevanları böylesine bir onur sahibiyse.

Sam: Acaba bizim hakkımızda da türkü yakacaklar mı dersin?
Frodo: Ne?
Sam: Acaba insanlar bir gün Frodo ve yüzüğü bir dinleyelim diyecekler mi? Ben de, evet en sevdiğim öyküdür diyeceğim. Frodo ne kadar cesurmuş değil mi baba? Evet oğul hobbitlerin en meşhurudur, lafımı boşa atma.
Frodo: En önemli şahsiyetlerden birini unuttun. Yiğit Samwise Gamgee'den biraz daha bahset. Sam olmasa Frodo oraya gidemezdi.
Sam: Bak şimdi Bay Frodo alay etme ben çok ciddiyim.
Frodo: Ben de öyle.

Oyuncular[değiştir]

Karakter Oyuncu
Éomer Karl Urban
Frodo Baggins Elijah Wood
Gandalf Ian McKellen
Samwise "Sam" Gamgee Sean Astin
Aragorn Viggo Mortensen
Meriadoc "Merry" Brandybuck Dominic Monaghan
Peregrin "Pippin" Took Billy Boyd
Legolas Orlando Bloom
Gimli John Rhys-Davies
Saruman Christopher Lee
Elrond Hugo Weaving
Bilbo Baggins Ian Holm
Galadriel Cate Blanchett
Arwen Liv Tyler
Theoden Bernard Hill
Éowyn Miranda Otto
Sauron Sala Baker
Gollum Andy Serkis
Haldir Craig Parker
Gríma Wormtongue Brad Dourif
Gamling Bruce Hopkins

Ayrıca bakınız[değiştir]

Dış bağlantılar[değiştir]

Yüzüklerin Efendisi İki Kule ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.