Türkân Saylan

Vikisöz, özgür söz dizini
Türkân Saylan
Türk tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci.
Doğum tarihi 13 Aralık 1935
Doğum yeri İstanbul
Ölüm tarihi 18 Mayıs 2009
Ölüm yeri İstanbul
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Türkan Saylan (13 Aralık 1935, İstanbul - 18 Mayıs 2009, İstanbul), Türk tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği eski genel başkanıdır.

Sözleri[değiştir]

  • Her eğitimli kadının bu cumhuriye borcu var.  
  • Sakın siz, istemeyerek de olsa hayvanlara zarar vermeyin.
  • Çocuklar, anlamını bilmediğiniz bir şeyi sakın ezberlemeyin.  
  • "Umut" asla yitirilmemesi gereken bir yaşam iksiri kanımca.  
  • Yazıklar olsun çocukların üzerinden saldırı planlanlayanlara!   
  • Bana düşen bütün görevleri yerine getirdim, ölüme de hazırım.[1]
(Ölümünden kısa bir zaman önce.)
  • Ben kendim için hiçbir şey istemedim hayatta, kendi yolumu kendim seçtim.
  • Yılların deneyimiyle şunu söyleyebilirim: "Hakkâri kalkınırsa Türkiye de kalkınır!  
  • Bir doktorun tek arzusu hastasını sağlığına kavuşturmak, yaşamını uzatmaktır.     
  • Hep birlikte, "sorunların" değil "çözümlerin" bir parçası olmayı öğreneceğiz umarım.  
  • Oku çocuğum, oku da vatana, millete hayırlı bir evlat ol" diye uğurlanırdık okulumuza!  
  • Ne çok şey değişti dünyamızda, televizyon kültürü, ne tabuları bıraktı ne de erdemleri.   
  • Hep birlikte doğayı, hayvanları, suyumuzu, havamızı yok ediyor, hiç mi hiç aldırmıyoruz.  
  • Öğrenme açlığı değil midir, bizim daha diri, daha canlı olarak yaşama sarılmamızı sağlayan.  
  • Tanrı adına yakılan insanlar ve cennete gideceğine inandırılmış, azmettirilmiş saldırganlar!    
  • Dünyada herkese yer var, paylaşmasını bilebilirsek ve yetinebilirsek barış içinde yaşayabiliriz!  
  • Bu işlere 30 yaşımda başladım, keşke 20 yaşımda başlasaydım, şimdi 10 yıl daha ilerde olurdum.  
  • Bu acımasız rekabet dünyasında, ayakta kalabilmeleri için acımasız olmalarını mı öğütleyeceğiz hala?  
  • Doğayı, çevreyi,çiçekleri ,hayvanları sevmeyen zaten yok sayılır. Bir ot gibi yaşamak,yaşamak mıdır ki?  
  • Hayatım boyunca tek isteğim, iyi ve dürüst birinsan olmaktı. İyi ve dürüst insanlarla birlikte yaşamaktı.  
  • Türkiye'mizin çok farklı bir ülke olarak varoluşunun temelinin laik düzenimiz olduğunu bilmeyen yoktur.   
  • Şu bizim insanlarımızın hep kalıplaşmış söylemlere inanması ve hemen hiçbir şeyi sorgulayamamasi ne acıdır.  
  • Eğer bu gidişin önüne geçilemez ise, bundan toplumun bütün kesimleri ve Türkiye Cumhuriyeti zarar görecek. 
  • Neden susuyoruz, neden haksız davranışlara boyun eğiyoruz. Unutmayalım, İstiklâl Marşı'mız "Korkma" ile başlar!  
  • Eğitim sistemi bir yazboz tahtasına benzemiş, iktidarların artıları eksileriyle bugünkü çıkmaz ve açmazlara gelinmiştir.  
  • Kadınların evlere girip çocuk doğuran, yemek pişiren konuma geçtiği ilkel çağların avcılık dönemlerine geri dönüyoruz.   
  • Ben olumsuz şeylere hiç yokmuş gibi bakarım. Hep olumlu şeyler üzerinde yaşadığım için olumsuzluklar beni etkileyemez.
  • Toprağımızın insanını sevmeden, saymadan, onlara güvenmeden ve onlara güven vermeden hiçbir gelişme sağlayamayız.    
  • Ben bundan fazlasını yaptım; hastalarıma yaşam şartlarını da hazırladım, onlara iş ve aş buldum, çocuklarına kanat gerdim.   
  • Kız çocuklarının okutulmamasının önüne geçecek her türlü girişim, beraberinde kadın istismarının önlenmesini de getirecektir.  
  • İçimizdeki bu olumsuz duyguları yenebilir, çocuklarımızı birazcık savaş karşıtı ve eşitliğe inanmış olarak yetiştirebilir miyiz acaba?  
  • Cumhuriyetimizin insan kaynaklarını böylesi kötüye kullanmaya ve eğitilmiş insan gücünü boşa harcamaya kimsenin hakkı yoktur!  
  • Geçmişten kalma "ben suçlayayım, sen suçsuzluğunu kanıtla" mantığı yeni bakış açısında asla yer almamalı, aksine engellenmelidir.    
  • Günümüz Türkiye'sinde siyaset toz duman. Kafalar iyice karışmış! İktidarın dünyaya ve ülkeye verdiği iletiler birbiriyle çelişip duruyor.    
  • Töre cinayetlerimizle, kafatasçılarımızla tanımaya devan ediyor ve bunca güzellikler yok sayılabiliyorsa burada bir yanlışlık var demektir!  
  • Duble yola, hava alanına, kaldırım taşlarını değiştirmeye, daha daha nelere boşa harcadığımız tüm parayı eğitime yatırarak her şeyi çözebiliriz.  
  • Çağımızda kadının toplumda gerçek yerini alması için en az erkekler kadar eğitim görmesi ve ekonomik özgürlüğünü kazanması gerekmektedir.  
  • Cumhuriyetin gerçek bireyi kadınımız, töreye kurban olmaz, berdel edilmez, kuma olmaz. Olsa olsa, öğretmen, doktor, hemşire, memur vb. olur!  
  • Tanrılar aracılığıyla öbür dünyada erkek egemenliği gelişirken ne yazik ki kadın buyruk altına alınan bir cinsel mal olmak yazgısından kurtulamamıştır.    
  • Minnettarım tüm hayatımı vakfettiğim cüzamlılarıma, çünkü onların onların sayesindedir ki, memleketimin binlerce başka çocuğuna da uzanabildim.  
  • Doğamızı yok edenleri, bankaları ve halkı soyanları, "zamanaşımı" denen bir garip çözümle "yok" sayıyoruz. Adaletin yerine mafyayı koyanlar az değil.   
  • Yaptığımız her şey için iyi ki yapmışız diyoruz ama hiç yeterli bulmuyoruz kendimizi. O kadar çok şeyi eksik yaptım ki. Yapmak istediğim bir sürü şey var.    
  • Devrimcilik sözcüğü, içinde barındırdığı "devirme" çağrışımları nedeniyle, çoğu zaman yasaklandı. Kendine "devrimci" diyenlerin başlarına çok şeyler geldi.   
  • Birilerinin inançlar kendi çıkarları için sömürdüğü ve bu sömürüyü halkımız üzerinde baskı kurmak ve siyasal gücü ele geçirmek için yaptığı ortaya çıkmaktadır.  
  • 21. yüzyılın ilk çeyreğinde, ülkemizin eğitim sistemini "fırsat eşitliği ve çağdaşlaşma" temeline oturmamış bir devletle ve süregelen hükümetlerle karşı karşıyayız.
  • Günbatımını, şafağı, mehtabı seyrettiğimde ya da yıldızlarla dolu lacivert göğe baktığımda acılarıma rağmen, içimde yaşadığıma sevinç doluyor, mutlu oluyorum.  
  • Eğer bir yerlerde bilime, demokrasiye, barışa, aydınlığa aç bir çocuk senin ışığını bekliyorsa, sönmeye hakkın yoktur. Işıyacaksın! Ölüme saniyeler kalmış olsa bile.    
  • Beni hırpaladılar, yerden yere vurdular, ne gavurluğum kaldı, ne Kürtçülüğüm, ne de komünistliğim. Şu son aramayla da darbeci yerine kondum. Umrumda bile olmadı.
  • Özverili, aydın insanlarla birlikte olmak, konuşmak, yazışmak, mücadele edip, farklı yerlerden kutup yıldızı gibi aynı menzile varmaya çalışmak, hayatımızı anlamlandırır.    
  • Ben sadece yüreği insan sevgisiyle dolu bir hekimim.Ülkemi, insan haklarına ve hukuka saygılı, demokrasiye inanan hükümetlerin idare etmesini isteyen bir vatanseverim!   
  • Yoksul olmaları, çaresiz olmaları koşuluyla, hiç ayrım yapmadan, Türk, Kürt, Süryani vs. demeden, kırsalın evlere hapsedilmiş kızlarına kapıları araladım, ışık tuttum yollarına.  
  • Önce kurumlar bizi araştırıyorlar, bizi buluyorlar. Sonra biz onları inceliyoruz. Atatürk ilkelerinden sapmadan, Türkiye’nin ileri gitmesini isteyen insanların desteğini almak istiyoruz.  
  • Yine aynı şeyi yapıyoruz. Bu kez din üzerinden bölünüyoruz. Türbanlı-türbansız, inançlı-inançsız, dinci-laik! Sürekli intikam peşindeyiz. Ne saçma bir gidiş bu! Ne tehlikeli, ne yaman!
  • Ateşler içinde bir vatan! Alevi-Sünni diye ayrıldık. Türk-Kürt diye ayrıldık. Gencecik çocuklarımıza kıydık, en değerli sanat insanlarımızı yaktık, kül ettik, yerlerini asla dolduramayacağımız.
  • Köprülerin altından çok sular geçti. Çok partili dönem, köy enstitülerinin, halkevi ve halk odalarının kapatılması, ihtilaller derken, temel değerlerimizden ödün vere vere günümüze gelindi.  
  • Türkiye'nin birikimi, olağan demokratik rejime dönüş için yeterlidir. Bunun başarılabilmesi, bütün devlet görevlilerinin ve toplum kesimlerinin, hukuk devletinin ilkelerine saygı duymasıyla mümkündür.  
  • "Türkiye'de din eğitimi yok, yetersiz" demenin salt siyasal sömürü olduğunu biliyoruz. Bu kurslar var oldukça, herkese açık bulundukça, bu "yokluk" iddiasını anlamak ve anlatmak kolay olmasa gerek!    
  • Okula gönderilmediklerinden için için ağlayan minicik kızların gözyaşları ve geleceğin Türkiye'sinde çağdaş bireyler olma düşleri hepimizi çağırıyor! Ey insanlar neredesiniz? Kurtuluşumuz burada değil mi?   
  • Şu bizim insanlarımızın hep kalıplaşmış söylemlere inanması ve hemen hiçbir şeyi sorgulayamaması ne acıdır. Oysa bize tek ve değişmez gerçek olarak dayatılan herhangi bir şeyi bir kez "Acaba doğru mu?" 
  • Hepimizin ortak paydası bilgilenmek, bilinçlenmek, sorumluluk almak ve üretmekti; kendimiz için değil, ülkemizin geleceği için, çocuklar, gençler, kadınlar ve tüm halkımız için sabırla üretmek ve evrensel mutluluğu bu uğraşta bulmak.  
  • Yinelemekte yarar var. Kadın istismarıyla ilgili şiddet içeren hiçbir eylem geçiştirilmemeli, verilen cezalar affa, ertelemeye, zaman aşımına uğratılmamalı, adalet ve emniyet mekanizması eşitlikçi bir kafa ve yaşam biçemi kazanabilmelidir.   
  • Neden Hakkari’yi ve Muş’u, en güzel toprakları öylece bırakmışız, ilgi göstermemişiz? Oraların koşulları da İstanbul, İzmir, Eskişehir gibi olsaydı, oradaki insanlar da başka şeylere ilgi göstermeyecekti. Bugün de yapılması gereken şey budur.   
  • Paramız varsa, hiç okula gidemeyenlere destek olalım. Camsız pencerelere cam çerçeve takalım. Unutmayalım "eğitim"den sorumlu birimin adı, cumhuriyet kurulalı beri "Milli Eğitim" ya da "Ulusal Eğitim"dir. Herkese fırsat eşitliğini, devlet okullarını, verdiği eğitimi iyileştirerek sağlayabiliriz, görevimiz budur.  
  • Ben olumsuz şeylere hiç yokmuş gibi bakarım. Hep olumlu şeyler üzerinde yaşadığım için olumsuzluklar beni etkileyemez.[2]
  • Önce kurumlar bizi araştırıyorlar, bizi buluyorlar. Sonra biz onları inceliyoruz. Atatürk ilkelerinden sapmadan, Türkiye’nin ileri gitmesini isteyen insanların desteğini almak istiyoruz.[2]
("Toplumsal sorumluluk projesi gerçekleştirmek isteyen kurumlarla neye göre çalışıyorsunuz?" sorusuna verdiği yanıt.)
  • Neden Hakkari’yi ve Muş’u, en güzel toprakları öylece bırakmışız, ilgi göstermemişiz? Oraların koşulları da İstanbul, İzmir, Eskişehir gibi olsaydı, oradaki insanlar da başka şeylere ilgi göstermeyecekti. Bugün de yapılması gereken şey budur.[2]
  • Yaptığımız her şey için iyi ki yapmışız diyoruz ama hiç yeterli bulmuyoruz kendimizi. O kadar çok şeyi eksik yaptım ki. Yapmak istediğim bir sürü şey var. Bu işlere 30 yaşımda başladım, keşke 20 yaşımda başlasaydım, şimdi 10 yıl daha ilerde olurdum. Ben kendim için hiçbir şey istemedim hayatta, kendi yolumu kendim seçtim.[2][3]

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Vikipedi'de Türkân Saylan ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.

Kaynakça[değiştir]