Susanna Tamaro
Görünüm
Susanna Tamaro | |
---|---|
İtalyan Yazar, yönetmen. | |
Doğum tarihi | 12 Aralık 1957 |
Doğum yeri | Trieste, İtalya |
Vikipedi maddesi |
Susanna Tamaro, İtalyan kent soylu bir ailenin kızı. Trieste'de 1957 yılında doğdu, Orvieto yakınlarında Dört köpeği, on kedisi, on beş kırmızı balığı, pek çok papağanı, beş kaplumbağası, bir kirpisi ve otuz hampsteri oldu.
Sözleri
[değiştir]- Vicdan bilincin merkezidir.
- Uyku sırları ortaya çıkartıyor.
- Ben hüzünlü masalları severdim.
- Hiçbir çocuk sevgisiz yaşayamaz.
- Yürek parçalanırken nasıl ses çıkartır?
- İnsanın güzelliğe gereksinmesi vardır.
- Düşünürken acı veren pek çok şey var.
- Gerçeğe doğru, gerçeğin içine yürünmeliydi.
- Belki de bu günleri yaşamak için doğmuşumdur.
- Üzerime düşeni yapmış, tasamı rafa kaldırmıştım.
- Ben sadece öyküler anlatmayı öğrenmek istiyordum.
- Sözcükler ansızın zihnimin içinden akmaya başladılar.
- Hayat, eğer dolu dolu yaşanırsa olağanüstü bir süreçtir.
- Söylemek ve yapmak arasında kocaman bir deniz vardır.
- Cenneti görebilmek için neden ölümü beklemek gerekir ki?
- Ben senin içinde olan ışığı söndürmemeye çalıştım yalnızca.
- Eriyip giden bir varlıktan, maddeleşen bir varlık çıkar ortaya.
- Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yaptığımız yolculuktur.
- İnsanoğlunun gerçekten değiştirebileceği sadece kendi zihnidir.
- Tanrı bir babadan oğlunu kesmesini isteyecek kadar kötü olamaz!
- Var olan tek gerçek ve inanılası öğretmen, insanın kendi vicdanıdır.
- Gerçekten özgür olmak insanın sahip olduğu en büyük zenginliktir.
- Çayırın üzerinde çayır, ağacın altında ağaç, insanlar arasında insanlarla ol.
- En üzgün anınızda bile Sizi cümleleriyle mutlu eden insanları Asla üzmeyin.
- Hiçbir şeye tutunma. Hiçbir şey arzulama. Hiçbir şey bekleme. Hiç olmayı bil.
- Her şeyi görmüş olan sevginin ışığıydı o. Her şeyi içinde barındıran sevginin ışığı.
- Açık mekanlarda hareket etmek bana oksijen, düşüncelerime istikrar sağlıyordu.
- Hayat ilkbaharda dağlardaki karların erimesi kadar çabuk sona erer. Anlamadan bitiverir.
- Hayatımızın hatırladığım ilk anından itibaren seninle benim aramda daima bir kitap olmuştu.
- Huzursuzluk böylece son durağa vardı ve gerçek yüzünü gösterdi. Gerçekliğe duyulan susuzluk.
- Yıllar önce bir saklambaç oyununda gizlendiğim bir buğday tarlasındaki gibi gene yapayalnızdım.
- İnsan her günün sonunda kendini daha yorgun hissediyor, bir yaşam sonundaysa tükeniyorsun.
- İnsanın kendi iç dünyasına bakmak istemediği zaman bahaneler bulması dünyanın en kolay şeyidir.
- Sözcükler tek başlarına insanı kırmaz. İnsanı yaralayan, Sözcüklerin arkasına saklanan ikiyüzlülüktür.
- Artık din diye bir şey kalmadı, gerçekten öyle. Dünya altüst oldu. Şimdi babalar, oğullarından özür diliyorlar.
- Bu neşenin ardında bir kırıklık pusuda yatardı ve sen kahkahalardan sessizliğe şaşılacak bir kolaylıkla geçerdin.
- Çınarın altında oturduğunuzda kendiniz değil, çınar olun, ormanda orman, kırda kır, insanlar arasında insanlarla olun.
- Yalnızca acı insanı geliştirir.Ama acıyla göğüs göğüse gelmelisiniz,kaçmaya çalışan ya da ağlayıp sızlayan kaybetmeye mahkumdur.
- İnsanı her şeyi yiyen bir tüketiciye, daimi olarak tatminsiz bir varlığa dönüştürmek istemiyorlar mı? Satın alıyorum, o halde varım.
- Zamanlar değişiyordu, insanlar değişiyordu, çevremdeki her şey değişiyordu ve ben hep kımıldamadan durduğumu hissediyordum.
- Ben şimdi ormanda yürüyorum ve ayak izlerimden başka iz yok. Kimse yürümüyor yanımda, kimse izlemiyor beni, ya da önümden gitmiyor.
- Büyük yürüyüşçüler olmamız gerekiyor. Temelleri artık yargı ve önyargı değil, alçakgönüllülük ve anlayış üzerine kurulmuş bir dünya için yürümeliyiz.
- İnsanoğlu tembeldir, bir yere gidecekse her zaman en kısa yolu seçer. Kötülüğe ulaşmak için elini uzatmak yeter; oysa iyilik yapmak için bir çaba gerekir.
- Söylediğim an çoktan pişman olmuştum, dudaklarımdam içeri çekmek isterdim, bu sözleri yeniden yutabilmek için elimden geleni yapardım, ama çok geçti.
- Hiç bir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk ve yüreğinin götürdüğü yere git.
- Yeryüzünde eşitlik yoktu. Her ne kadar hepimizin iki bacağı, iki kolu ve bir başı varsa da aslında farklı türlere aittik. Ben kartallar dünyasına aittim, onlarsa tek hücreli canlıların dünyasına.
- Son derece farklı iki evrende yaşıyorduk: Sen ağırlıklı olarak sağduyunun egemen olduğu kendi dünyanda yaşarken ben tehditler, karanlıklar, arada düşen yıldırımlarla dolu kendi dünyamdaydım.