Suç ve Ceza

Vikisöz, özgür söz dizini
Suç ve Ceza
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Suç ve Ceza (Rusça özgün adıyla Преступление и наказание - Prestuplenie i nakazanie), Fyodor Dostoyevski'nin 1866 tarihli romanı.

Suç ve Ceza romanının ilk cümlesi: Temmuz başlarında çok sıcak bir gün, akşama doğru, genç bir adam “S…” Sokağı’ndaki bir pansiyonda kiraladığı küçük odasından çıktı ve ağır, kararsız adımlarla “K…” Köprüsü’ne yöneldi.

Alıntılar[değiştir]

  • Gözlemlerine göre hastalığın, delikanlının şu son aylarda geçirdiği maddi sıkıntıların yanı sıra, ruhsal bazı nedenleri de vardı; “yani maddi, manevi pek çok karmaşık etkenlerin, birtakım düşüncelerden kaynaklanan korku, kaygı ve üzüntülerin… ve daha başka bazı şeylerin ürünü bir hastalık”tı bu.
  • Yoksulluk ayıp değil, bir gerçek. Sarhoşluğun erdem olmadığı ise daha büyük bir gerçek. Ama sefillik, sayın bayım, sefillik yüz karasıdır. Yoksullukta yaradılıştan gelen soylu duygularınızı koruyabilirsiniz, sefillikte ise asla!
  • Sefalet, fakirlikten daha beterdir efendim! Bir insanın artık gidecek bir yeri olmaması ne demektir bilir misiniz? Çünkü, muhterem efendim, her insanın dara düştüğünde çalacağı bir kapı bulunmalı değil midir? Eğer çalacağınız bir kapı yok ise; sefalete düşmüşsünüz demektir...
  • Ben niçin böyle budalayım? Mademki başkaları aptal, ben de onların aptal olduğunu kesin olarak biliyorum, neden onlardan akıllı olmak istemiyorum? Sonra şunu anladım ki Sonya, herkesin akıllı olmasını beklemeye kalkarsam bu çok uzun sürecek. Sonra şunu da anladım ki böyle bir şey hiçbir zaman mümkün olmayacak, insanlar değişmeyecek. Onları değiştirecek kimse yoktur. Bunun için yorulmaya değmez!
  • Her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözü pek olan, herkesten daha haklıdır! Bugüne kadar böyle gelmiş bu, bundan sonra da böyle gidecek! Bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür!
  • Cinayet mi? Ne cinayeti? Fakir fukaranın kanını emen, katilinin, vaktiyle işlemiş olduğu kırk günahı affedilen, kimseye lüzumu olmayan tefeci bir kocakarı, iğrenç, zavallı bir biti öldürmem cinayet mi sayılır?.. Ben bu cinayeti düşünmüyorum, onu temizlemeyi de aklımdan geçirmiyorum.
  • Birkaç tavşanın peşinden koşan hiçbirini tutamaz!
  • Bilgi ise, herkesten önce yalnız kendini sev, der. Çünkü dünyada her şey kişisel çıkar temeli üzerine kurulmuştur.
  • Nerede okumuştum, hani bir idam mahkûmu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: "Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta ayakta durmam da gerekse o şekilde yaşamak, şu anda yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir. Yaşamak, her şeye rağmen yaşamak...
  • Istırap ve acı çekme, geniş bir akla ve derin duygulara sahip olan insanlar için bir mecburiyettir.
  • Yeni bir adım atma, yeni bir kelime söyleme, insanların en fazla korktuğudur.
  • İnsanların kendi yarattıkları yalanlar çok bilinen doğrulardan daha iyidir.
  • Hepiniz birer gevezeden ve farfaracıdan başka bir şey değilsiniz! Küçücük bir acınız olsa, on paralık yumurtası için ortalığı birbirine katan tavuklara dönersiniz! Üstelik burada bile başka yazarların düşüncelerini çalansınız! Ruhlarınızda bağımsız bir yaşamdan iz bile yok! İspermeçten yapılmış yaratıklar! Damarlarınızda da kan yerine serum dolaşıyor! Hiçbirinize inanmıyorum! İlk işiniz, ne pahasına olursa olsun insana benzememektir.
  • O zaman şunu anladım, Sonya: iktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir. Bir tek şey söz konusuydu burada: cesaret! Böylece, hiç kimsenin, hiçbir zaman düşünmediği bir şey geldi aklıma! Evet, hiç kimsenin! [...] Ben... işte bu cesareti göstermek istedim ve... öldürdüm... Ben yalnızca cesaret göstermek istedim, Sonya, hepsi bu!
  • Yüz tavşandan hiçbir zaman bir at meydana gelemeyeceği gibi, yüz şüpheden de hiçbir zaman bir kanıt meydana getirilemez.
  • Karı koca ya da iki sevgili arasında geçen olaylar üzerine asla kesin konuşmayın. Bu işlerde yalnızca ikisinin bildiği, dünyada başka hiç kimsenin bilmediği, haberinin olmadığı gizli bir nokta her zaman vardır.
  • Ama burada yeni bir öykü başlıyor. Bir insanın yavaş yavaş yenilenmesinin, yeni bir hayat bulmasının, bir dünyadan başka bir dünyaya geçmesinin, hiç bilmediği yepyeni bir gerçekle tanışmasının öyküsü... Ve bu öykü yeni bir kitabın konusu olabilir. Bizim şimdiki öykümüzse burada bitiyor.[1]
  • Irmaklar gibi kan akıtan nice insanlar var ki kahraman diye taç gitmişlerdir. Memleketin kurtarıcısı diye omuzlarda taşınmıştır. Tarih onlardan cani diye değil, kahraman diye bahseder.[2]

Kaynakça[değiştir]

  1. Suçu kazıyın altından düzen çıkar
  2. Dostoyevski, Fyodor (2016). "Kadere Teslimiyet". Suç ve Ceza. Çeviren: Ali Çankırılı. Lacivert Yayıncılık. s. 365. ISBN 978-605-4985-24-1. 

Dış bağlantılar[değiştir]

Suç ve Ceza ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.