Sühendan
Görünüm
Sühendan, Türk yazar Ruşen Burak Argana tarafından yazılan alegorik kitap.
Alıntılar
[değiştir]- O gezginler bâtılı taşımakta güçlü kaslarıyla. Ve onlara göre acı veren ağırlık kaslarıdır![1]
- Ben bir inancım. Ama senin bana inanman, seni inançlı kılmaya yetmez![1]
- Bir efsun gibidir, sevmeyi tanımadan sevmek![1]
- Görürken göz dışındaki her şey nesnedir; kimse de nesnel bakamaz bunun için![1]
- Kendiniz olun ve “olmak” ile üstesinden gelin bunun.[1]
- Aynı meyveden tatmayı dileyebilirsiniz. Yeter ki bunun aynı ısırıkla olmasını dilemeyin.[1]
- Derinlik nereye kök salarsa, oraya düşer bütün derinler![1]
- Yolculuğum, bineğimdir! Çünkü ben, yolları değil, yolculukları kat edebilirim! Çünkü lüzumu halinde; yolumu, yani yükümü, üzerimden atabilirim![1]
- Uçuruma giden yollarda, pek çok çukur barınır.[1]
- Zaman, yalnızca batışının üzerinde yüzebilen bir gemidir![1]
- Sonsuzu idrak etmemiz ne kadar da kısa sürer(!)[1]
- Yürekten gülmeyi akıl edemeyen kimseye, aklının erdiği ne varsa somurtur.[1]
- Dallarınıza tutunan insanlara kök salmayın! Keza onlar da sizde kök salmazlar. Her dal, önünde sonunda kırılır ve herkes, kırılan bir dalı bırakır. En köklü tutunma dahi, bu hakikatin dalını kıramaz![1]
- Benim fethim; tüm fatihleri, kendimden ve sınırlarımdan uzak tutmaktır. Ve kendimi, fatihliğimden ve sınırlarımdan uzak tutmaktır. Ve sınırlarımı da, fatihliğimden uzak tutmaktır.[1]
- "Neden suyun derinliklerini keşfetmiyoruz?" diye sorulduğunda, "Ben denizin üstündeki köpükleri seviyorum" der. Böylece derinlerinde, sevgisini, keşfini engellemesi için köpürtür![1]
- Ah, benim alçak, boğuk tavanım: Akılsızlığım! [1]
- Denizin içinde, o susadığın damlayı ara![1]
- Özgürlük, kısıtlamalara ve mecburiyetlere rağmendir: Onların savrukluğunda dans etmez, onları savurarak dans eder. Özgürlük, dansı bile savurur![1]
- Yüreğiyle dans etmeyenin, burkulur işte yüreği![1]
- Ellerinizi, bataklığı kazacak kürekler yapmayın! Böyle yapanlar kendilerini batırmasalar bile, küreklerini batırırlar. Fakat bunu söylemekteki maksadım, çok daha batasıca bir şeyi kazıyor: Ellerinin, kürekleri için bataklığa dönüşmesini! Eğer elleri bir bataklık olursa, sonra onları kim kazabilir?[1]
- Kişiyi, tutkusuna üstün gelmeye karşı duyduğu hırs yiyip bitirir.[1]
- Kimi, kulaklarını duyduklarıyla tıkıyor, kimi de duymakla![1]
- Bizim “boyut” diye adlandırdığımız, sayıklamalarla dikilmiş bir ağız![1]