Peter Singer

Vikisöz, özgür söz dizini
Peter Singer
Avustralyalı filozof ve önde gelen bir hayvan hakları savunucusu.
Doğum tarihi 6 Temmuz 1946
Doğum yeri Melbourne, Victoria, Australia
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi
  • Kendi türünümüzün her üyesine genişletilmesi gerektiğini çoğumuzun kabul ettiği temel eşitlik ilkesinin, diğer türlere de genişletmemiz gerektiğini ileri sürüyorum.[1]
  • Çoğu İnsan akıl yürütme yetisi ve diğer zihinsel yetiler açısından İnsan dışı hayvanlardan daha üstün olabilir; ama bu, insanlarla hayvanlar arasında çizdiğimiz çizgiyi haklı çıkarmaya yetmez...
  • Siyah Özgürleşmesi, Eşcinsel Özgürleşmesi vb. hareketlere aşinayız. Kadın Özgürleşmesi hareketinin de doğmasının ardından bazı kişiler bu yolun sonuna gelindiğini dü­şündüler. Cinsiyet temeline dayalı ayrımcılık, evrensel olarak kabul edilen, gizlemeye gerek duyulmadan uygulanan, eskiden beri ırksal azınlıklara karşı hiçbir önyargıları olmamasıyla övünen liberal çevrelerde bile geçerli olan son ayrımcılık biçimidir, dendi. Ama ‘son ayrımcılık biçimi’ ifadesini kullanırken daima dikkatli olmalıyız.[2]
  • Darwinci bakış açısını kabul ettiğimizde, yani bizlerin özel olarak yaratılmış bir tür olmadığımızı ve Tanrı tarafından verilmiş, diğer canlılara hükmetme hakkımızın bulunmadığını kabul ettiğimizde, hayvanlardan gelen ve onların çektiği acıları somutlaştıran tüm bu ürünleri satın almamamız gerekecektir.[3]
  • Sırf bizimle aynı türe mensup olmadıkları gerekçesiyle onların çıkarlarını göz ardı eder ya da önemsiz görürsek, kaba ırkçıların ve cinsiyetçilerin mantığını benimsemiş oluruz. Irkçılar ve cinsiyetçiler de, kendi ırklarına ve cinsiyetlerine mensup kişilerin, diğer tüm özellikle­rinden ve niteliklerinden bağımsız olarak, sırf bu özelliklerinden dolayı daha üstün bir ahlaksal statüye sahip olduklarını düşünürler. Çoğu insan akıl yürütme yetisi ve diğer zihinsel yetiler açısından insan dışı hayvanlardan daha üstün olabilir; ama bu, insanlarla hayvanlar arasında çizdiğimiz çizgiyi haklı çıkarmaya yetmez… [4]
  • Bizim gücümüzün merhametine kalmış türlerin gaddarca sömürülmesine son vererek gerçek bir fedakarlık kapasitemiz olduğunu kanıtlamak için ayağa kalkacak mıyız? Asiler ya da teröristler tarafından zorlandığımız için değil de yaptığımız şeyin ahlaken savunulamaz olduğunu idrak ettiğimiz için?
  • Herkesin belli bir miktar zaman ve enerjisi vardır, ve bir amaç uğruna aktif şekilde harcanan zaman diğer bir amaç için varolan zamanı azaltır; ama insanlığın problemlerine zaman ve enerjilerini adayanların tarım-şirket ürünlerinin boykotuna katılmasına engel olan hiçbir şey yoktur. Vejetaryen olmak hayvan bedenlerini yemekten daha fazla zaman gerektirmez... Vejetaryen olmayanlar “insanların sorunları önce gelir” dediklerinde, insanlar için tam olarak ne yapıyorlar da çiftlik hayvanlarının müsrif bir acımasızlıkla sömürülmelerine destek olmaya devam ediyorlar diye merak etmekten kendimi alamıyorum.[5]
  • İnsanlar gelişirken birçok İnsan grubu bir kabile etiğine tutundu. Kabilenin üyeleri korunuyordu; ama diğer kabilelerden insanlar istendiği şekilde soyulabiliyor ya da öldürülebiliyorlardı. Yavaş yavaş bu koruma çemberi genişledi; ama daha 150 sene öncesine kadar siyahlar bu çembere dahil değildi. Bu yüzden Afrikalı insanlar yakalanıp esir edilebiliyor, Amerika’ya gemilerle taşınıp orada satılabiliyorlardı; Avustralya’da beyaz yerleşimciler Aborjinlere bir haşere gözüyle bakıyordu, onları avlıyorlardı, aynen bugün kanguruların avlandığı gibi. Kölelik ve sömürgecilik döneminin ırkçı etiğinden çok daha ötelere doğru geliştiğimiz gibi, şimdi de fabrika çiftçiliği, hayvanların araştırma aracı olarak kullanılması, balinacılık, fok avcılığı, kanguru katliamı ve yaban hayatın kökünün kazılması gibi olayların hüküm sürdüğü tür ayrımcısı etikten ötelere doğru ilerlemek ve gelişmek zorundayız. Etik çemberini büyütüp genişletmek adına bu son adımı atmak zorundayız.[6]
  • İnsanın hayvanlar üzerindeki tiranlığı bugüne dek büyük acılara sebep oldu, hâlâ oluyor, bu gerçek ancak beyaz insanların siyah insanlara yüzyıllardır reva gördüğü acılarla kıyaslanabilir. Bu tiranlığa karşı yapılan bir mücadele ahlâki ve toplumsal bütün mücadeleler kadar önemlidir.[5]
  • Siyah özgürleşmesi, eşcinsel özgürleşmesi gibi hareketlere aşinayız... İnsanlar ve insan dışı hayvanlar arasındaki bariz farklılıklara rağmen, acı çekme yetisi açısından onlarla aramızda bir fark olmadığını ve bu durumun onların da tıpkı bizim gibi çıkarları olduğu anlamına geldiğini belirtmiştim. Sırf bizimle aynı türe mensup olmadıkları gerekçesiyle onların çıkarlarını göz ardı eder ya da önemsiz görürsek, kaba ırkçıların ve cinsiyetçilerin mantığını benimsemiş oluruz.
  • Katledilmiş hayvanların vücut parçalarını her gün yiyen insanlar yanlış bir şey yaptıklarına inanmakta zorlanıyor, başka ne yiyebileceklerini hayal bile edemiyorlar.[7]
  • Çocuk oluşumuna yol açmayan her tür cinsellik, çok da uzak olmayan bir geçmişe dek, en iyi ihtimalle ahlaksız bir şehvet, en kötü ihtimalleyse de bir sapıklık olarak görülüyordu. Birer birer bu tabular düştü. Seksi üremeden ayırmak için doğum kontrol hapı kullanmanın yanlış olduğu fikri şimdilerde ziyadesiyle tuhaftır. (…) Fakat, her tabu da çökmüş değildir. Partilerde köpekleriyle seks yapmanın ne kadar iyi olduğunundan söz eden birini duyudunuz mu? Muhtemelen hayır. Hayvanlarla seks hala bir tabudur.[8]

Hayvan Özgürleşmesi[değiştir]

  • Piliçlerin ilk ve son kez güneş ışığını görüşleri de uzun, sıkış tepiş, penceresiz, amonyak ve toz dolu kümeslerde geçirdikleri yaşamlarından daha az sıkıntı verici olmuyor. Kapılar ardına kadar açılıyor, karanlığa alışmış durumdaki kuşlar bacaklarından yakalanıp, baş aşağı taşınarak kasalara dolduruluyor ve bu kasalar da bir kamyonun arkasına yığılıyor. Sonra piliçler kamyonla, öldürülecekleri, temizlenecekleri ve plastik ambalajlı et parçalarına dönüşecekleri "işleme tesisleri"ne götürülüyor. Tesiste kamyondan indirilip üst üste yığılan kasaların içinde sıralarını bekliyorlar. Bazen saatlerce süren bu bekleyiş boyunca onlara yem ve su verilmiyor. Nihayet kasadan çıkarılıp baş aşağı taşıyıcı bantlara asılıyorlar ve mutsuz hayatlarını sona erdirecek bıçağa doğru ilerlemeye başlıyorlar.
    Daha sonra piliç vücutları yolunup temizleniyor ve milyonlarca aileye satılıyor. Bu kişiler kemirdikleri kemiklerin bir zamanlar yaşayan bir canlının ölü vücudu olduğunu bir an için bile akıllarından geçirmiyor ve bu vücudu "satın alıp" yiyebilsinler diye bu canlılara neler yapılmış olduğunu hiç sormuyorlar.

Kaynakça[değiştir]

  1. Singer, Peter; Animal Liberation, Pimlico Press.
  2. sesonline.net
  3. Peter Singer - The Genius of Darwin: The Uncut Interviews - Richard Dawkins
  4. Hayvan özgürleşmesi, insan özgürleşmesidir...
  5. 5,0 5,1 Peter Singer, Hayvan Özgürleşmesi
  6. goodreads.com
  7. Yaşama Hakkı
  8. Peter Singer. Heavy Petting. Nerve. 2001. (English).
Peter Singer ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.