Persepolis

Vikisöz, özgür söz dizini
Adalet senin işin değil, senin görevin sadece bağışlamak.

Persepolis, 2007 yapımı Marjane Satrapi'nin aynı ismi taşıyan ve çizgi roman olarak yazılmış otobiyografisinin sinemaya uyarlanmasıyla yapılmış animasyon filmi.

Marjane[değiştir]

  • Aşk, küçük burjuvalara özgü saçma bir duygu.
  • Batıda sokakta düşüp ölsen kimsenin umurunda olmaz.
  • Artık dayanamıyorum, hayat beni aşağı çekiyor. Konuşacak kimsem yok.
  • Avusturya'dayken bir yabancıydım şimdi kendi ülkemdeyim ve yine bir yabancıyım.
  • [Çarşaf giymiş bir kadının resmini çizerken] Bu gerçekten çok saçma. Bütün açılardan aynı görünüyor. Güya anatomi dersindeyiz. Tek bir şey görebiliyoruz, o da koca bir burun.
  • Biz hanımları eleştiriyorsunuz ama buradaki erkek kardeşlerimiz her türlü saç ve kıyafetle gezebiliyor. Bazen öyle bir giyiniyorlar ki iç çamaşırları dışarıdan belli oluyor. Nasıl ki bizim kısa baş örtümüz onları tahrik ediyor, ben de bir kadın olarak onların kıyafetlerinden etkilenemez miyim? Kadınların nefsi yok mu? Yoksa, bir-iki santimlik bir bez parçasından tahrik olunur mu?

Anne[değiştir]

  • Şimdi sokaklara şehit adları veriliyor. Askerlerin ailelerine kalan bu. Birer sokak adı!

Baba[değiştir]

Mutluluğa o kadar açtık ki özgür olmadığımızı unutmuştuk.
  • Evet, savaş bitti bu doğru. Ama artık durumumuz daha kötü. İnsanlar neden savaştığımızı bile hatırlamıyorlar.
  • Batı her iki tarafa da silah sattı. Biz de aptal gibi oyunlarına geldik. Sekiz yıl boyunca bir hiç için savaştık. Bir milyon kişi bir hiç uğruna öldü. Savaş sonuna doğru durum iyice korkunçlaştı. Ateşkesten önceki bir ay boyunca Irak, Tahran'ı haritanın üstünden silmek istermişçesine her gün bombaladı. Sonuna doğru rejim, Irak destekli bir askeri darbeden korkmaya başladı. Hükümet siyasi tutukluların neden olabileceği tehlikelerden korktu. Devlet sorunu radikal bir biçimde çözmeye karar verdi. Mahkumlara bir seçenek sunuldu. Ya rejime bağlılık yemini edip ideallerinden vazgeçip hapiste kalacaklar ya da idam edileceklerdi. Büyük birçoğunluğu idam edildi. Şimdi sokaklara savaşta şehit düşenlerin adlarını veriyorlar. Ailelerine geride kalan tek şey bu. Sokak isimleri. Artık Tahran'da yürümek bir mezarlıkta gezinmeye benziyor. 90′ların başında büyük idealler devri sona ermişti. Devrimden sonra o kadar çok öğrenci tutuklanmıştı ki siyasi konulardan bahsetmeye bile cesaret edemiyorduk. Savaşı nihayet geçmişte bırakmayı başarmıştık.
  • Mutluluğa o kadar açtık ki özgür olmadığımızı unutmuştuk.

Büyükanne[değiştir]

  • Asla unutma. Korku insana yavaş yavaş farkındalığını kaybettirir. Böylece birer korkak olur çıkarız.

Diyaloglar[değiştir]

Allah: Marjane, senin neyin var? Peygamber olacak biri böyle yapar mı?
Marjane: Ama... Allah Baba! Rami'nin babası insanları öldürmüş.
Allah: Marjane! Olanların hiçbiri Rami'nin suçu değil. Babasının günahlarını ona yükleyemeyiz. Kötünün yaptığı hiçbir kötülük yanına kalmaz. Sen sadece benim adaletime güven. Adalet senin işin değil, senin görevin sadece bağışlamak.

Öğretmen: Yeni rejimimizde politik suçlardan hüküm giyen kimse kalmadı. Büyük bedeller ödemiş olsak da özgürlüğümüzü kazandık.
Marjane: Öğretmenim.
Öğretmen: Yine ne var Marjane?
Marjane: Şah zamanında amcam politik tutukluydu ama yeni rejim onu idam etti. Şah zamanında 3.000 tutuklu vardı sizin rejiminizde 300.000′e çıktı. Nasıl olur da bize bu şekilde yalan söylersiniz.

Polis: [Arabanın içinde yapılan anons] Lütfen koşmayınız! Sırt çantalı bayan, lütfen koşmayınız!
[Arabayla Marjane'e yaklaştıkten sonra] Bayan, neden koşuyorsunuz?
Marjane: Geç kaldım, beş dakika sonra dersim var.
Polis: Ama yollarda böyle koşturamazsınız. Koştuğunuz zaman kalçanız sağa sola sallanıyor. Bu, günahtır.
Marjane: Siz de bir zahmet kalçalarıma bakmayın!