İçeriğe atla

Otomatik Portakal (film)

Vikisöz, özgür söz dizini
Otomatik Portakal
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Otomatik Portakal (İngilizce özgün adıyla A Clockwork Orange), yönetmenliğini Stanley Kubrick'in üstlendiği 1971 yapımı ABD filmi.

  • Eski girdi çıktılar için vakit yok aşkım,ben sadece sayacı okumaya geldim.
  • İyilik içten gelir. İyilik bir seçimdir. Bir insan seçemezse, insanlıktan çıkar. (Peder)

Alex DeLarge

[değiştir]
  • Bu adil değil! Güzel, sevimli Ludwig Van'ı duyduğumda midem bulanmalı, bu hiç adil değil!
  • [anne ve babasına] Doğru! Ben şimdi gidiyorum! Artık beni izleyemeyeceksiniz. Kendi yolumu çizeceğim! Çok teşekkür ederim. Bırakın vicdanınıza otursun.
  • İyi izle ufaklık. İyi izle.
  • [seslendirme] Küçük bir enerji patlaması akşamı yaşadığımızdan, hepimiz biraz halsiz, bitkin ve perişan hissediyorduk ey kardeşlerim. Bu yüzden arabadan kurtulduk ve bir içki içmek için Korova'da durduk.
  • Biraz soğuk ve anlamsız, değil mi güzelim? Seninkine ne oldu küçük kız kardeşim? (...) Eve döndüğünde, küçük kızkardeş, bulanık cıvıltılarını oynamak için neyin var? Bahse girerim zavallı portatif piknik çalarlarınız dışında çok az şeyiniz vardır. Amcayla gel ve aslını duy. Melek trompetlerini ve şeytan trombonlarını duy. Davetlisin.
  • [Beethoven'ın Dokuzuncu Senfonisini dinlerken] Ah saadet! Mutluluk ve cennet! Ah, muhteşemdi, muhteşemliğin ete bürünmüş haliydi. Nadir bükülmüş cennet metalinden bir kuş gibiydi ya da bir uzay gemisinde akan gümüşi şarap gibiydi, yerçekimi şimdi tamamen saçmalıktı. Kafam karıştıkça, çok güzel resimler biliyordum!
  • [seslendirme] İki yıldır bu cehennem çukurunda, bu insan hayvanat bahçesinde olmak, acımasız gardiyanlar tarafından tekmelenmek ve tokmaklanmak ve senin gibi tatlı bir genç kızın her yerine salyalarını sürmeye hazır, kötü niyetli suçlular ve sapıklarla tanışmak aydınlatıcı değildi, hiç değildi.
  • [seslendirme] Ertesi gündü kardeşlerim ve sabah ve öğleden sonra, onlar ekranda aşırı şiddet görüntülerini gösterirken onların istediği gibi oynamak ve işkence sandalyesinde oturmak için gerçekten elimden gelenin en iyisini yaptım. Ama sesler böyle değildi. Tek ses müzikti. Sonra bütün acım ve hastalığım içinde, hangi müziğin gümbürdemekte olduğunu fark ettim - bu Ludwig van'dı - Dokuzuncu Senfoni, dördüncü bölüm.
  • [filmin son sözü] İyileşmiştim.

Bakan

[değiştir]
  • Herkesin bildiği gibi hükümet senin yüzünden popülaritesini yitirdi, oğlum. Gelecek seçimleri kaybedeceğimiz söyleniyor. Basın bizi çok eleştirdi yapmak istediğimizden dolayı. Ama kamuoyu değişkendir.
  • Çok acı çektiğini anlayabiliyorum Yardım edeyim, ister misin? Ben ve üyesi olduğum hükümet olanlardan dolayı çok üzgün, oğlum. Çok üzgün. Sana yardım etmek istedik. Sonunda yanlış olduğu anlaşılan öğütleri dinledik. Bir soruşturma örgütü sorumluları bulacak. Bizi arkadaş gibi kabul et. Seni düzelteceğiz. En iyi biçimde tedavi göreceksin. Sana hiçbir zaman zarar vermek istemedik. Ama birçoğu istedi. Kimleri kastettiğimi biliyorsun. Bazıları, politik amaçları için seni kullanmak istedi. Ölümün onları çok sevindirecekti ve bundan hükümeti sorumlu tutacaklardı. Özellikle bir adam var, yazar, yıkıcı eserlerin sahibi, kanın için çığlık atıyordu. Seni sırtından bıçaklamak saplantısı içindeydi. Ama şimdi güvenliktesin. Onun hakkından geldik. Ona kötülük ettiğini öğrendi. En azından, kötülük ettiğini sanıyordu. Saplantı içinde, seni sorumlu kılıyordu çok sevdiği birisinin ölümüyle ilgili olarak. Çok tehlikeliydi. Kendi güvenliği için onu tutukladık. Senin için de.

Dr. Branom

[değiştir]
  • [Alex'e] Şiddet çok korkunç bir şey. Şimdi bunu öğreniyorsun. Vücudun bunu öğreniyor... Bu öğleden sonra kendini kötü hissettin çünkü iyileşiyorsun. Görüyorsu, sağlıklı olduğumuzda, nefret dolu olanlara korku ve mide bulantısı ile tepki veriyoruz. Sağlığına kavuşuyorsun, hepsi bu. Yarın bu saatlerde, daha sağlıklı olacaksın.
  • Bunu neden yaptın birader? Ben sana hiç kötülük etmedim.
  • Senin hakkında bir şeyler duydum. Ne yaptığını biliyorum. Zavallı kederli ebeveynlerinin kalplerini kırmak. Demek geri döndün, ha? Hayatı güzel anne baban için bir kez daha sefalet haline getirmek için geri döndün, öyle mi?
  • Siz benim için bir baba ve anne gibiydiniz. Peki, şimdi gidip ikinizi doğru düzgün bir oğul gibi olmayan bu genç canavarın merhametine bırakmak, benim için, yani, doğru ya da adil olmaz. Bakın şimdi ağlıyor. Ama bütün becerisi ve ustalığı bu. Bırakın gitsin ve başka bir yerde bir oda bulsun. Bırakın hatalarını anlasın ve sahip olduğu kadar iyi bir anne ve babayı hak etmeyen nasıl kötü bir evlat olduğunu öğrensin...

Diyaloglar

[değiştir]
Alex: DURUN! DURUN, LÜTFEN! YALVARIRIM! BU BİR GÜNAH! BU BİR GÜNAH! BU BİR GÜNAH! BU BİR GÜNAH! BU BİR GÜNAH! BU BİR GÜNAH!
Dr. Brodsky: Günah? Bunun nesi günah?
Alex: Bu! Ludwig Van’ı bu şekilde kullanmak. O kimseye bir zarar vermedi. Beethoven sadece müzik yaptı.

Baba: Acaba akşamları işe gittiğinde tam olarak nereye gidiyor?
Anne: Yani, dediği gibi, çoğunlukla tuhaf şeyler yapıyor, orada burada yardım etmek gibi.

Oyuncular

[değiştir]
Otomatik Portakal (film) ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.