Kırk Oda
Görünüm
Kırk Oda, Murathan Mungan'ın dokuz adet öyküsünden oluşan bir kitaptır.
Makas
[değiştir]- Bazı şeyleri ötekilere/onlara anlatmak güçtür. Anlamaya hazırdırlar. Anlamak isterler. Anlamaya çalışırlar fakat asıl zor olanın, sizin için güç olanın, bu anlatma çabası olduğunu anlamazlar.
- Hayatımda bir şeyler değişsin istiyorum. Sürekli bir şeyler değişsin. Sonra da çok korkuyorum. Her şey değişecek diye korkuyorum.
- Hiç önemsemiyormuş gibi gözüküp, deliler gibi önemsiyordum. Bu da benim ikilemimdi.
- Evet, onlardan (insanlardan) gizlice nefret ediyordum. Nefretimi aşırı nezaketimle örtüyor, onlara hep anlayışlı ve yakın davranmaya özen gösteriyordum. (...) Onları hor görüyordum, küçümsüyordum, yaşamlarında bir büyük eksiklik, bir boşluk varmış gibi geliyordu.
- Her şeyi anlıyor, herkesi tanıyor, her sorunu kavrıyor, yani kavraya anlaya yaşlanıyordum. anlamak yorgunuydum. Bu yüzden kimseye kızamıyordum. kimseden doya doya nefret edemiyordum. Kimseye ağız dolusu küfredemiyordum, kimseye deliler gibi öfkelenemiyordum.
Hedda Gabler Diye Bir Kadın
[değiştir]- Başkalarının gözleriyle görmekten, başkalarının gözleriyle bakmaktan yorgun düşmüş Hedda Gabler. Kapatıyor kapkara gözlerini, içine bakıyor, kendine bakıyor. Kararmış anıların dibinde çökerttiği binlerce kırık görüntü siyaha, durmadan siyaha ağıyor.
- Hiçbir şeyi sahiden yaşayamıyorum. sevinemiyorum, sevemiyorum. bütün duyarlılıklarım sahte, düşünülmüş, tasarlanmış, bütün inceliklerimin etkisi ve sonuçları hesaplanmış. bütün duyarlı yanlarımın çürüdüğünü duyumsuyorum. sanki gövdemin bir parçası usul usul çürüyor. karşı çıktığım bir dünyanın parçası oluyorum. (...) acı çekmeyi kuruyorum, sevmeyi, aşık olmayı, dost, arkadaş olmayı kuruyorum. sonra kurduklarımı yaşıyorum, kurduklarıma insanları inandırmak istiyorum.inanmadıkları zaman deliriyorum, suçluyorum, suçlanıyorum.
Tutkunun Veronica Voss'u
[değiştir]- Düşünüyorum. ben zaten hep düşünüyorum. Bu yüzden hiçbir ilişkim sürmüyor, hiçbir ilişkiyi götüremiyorum, sürekli kılamıyorum; düşünüyorum, düşünmekten yaşamaya vakit bulamıyorum. düşünmekten hiçbir şeye vakit bulamıyorum.
- "Aslında ne kadar duygusal bir şey orospuluk etmek..."
- Dilimde bu şarkı. içimde bu duygular. yüreğimde bu duyarlık. Aklımda orospuluğun inceliklerine ermek için ödediğim bedeller... karanlık yaşamların ışık saçan azizeliği. şiirsel açılar, soylu yıkımlar, görkemli düşüşler ve benzeri şeyler, ve benzeri şeyler... kalabalık yalnızlığından başka nedir ki orospuluk? bir başkasına nasıl anlatılır?