Köyden İndim Şehire
Köyden İndim Şehire, yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı, 1974, Türkiye yapımı komedi filmi. Salak Milyoner filminin devamı niteliğindedir. Baş rollerini Kemal Sunal, Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Halit Akçatepe'nin paylaştığı filmde, köylerinde gömülü olan defineyi bulduktan sonra, altınları bozdurmak için Ankara'ya gelen dört kardeşin hikâyesi anlatılmaktadır.
Konusu
[değiştir]Pek de yolunda gitmeyen İstanbul macerasından sonra köylerine dönen Saffet, Himmet, Hayret ve Gayret defineyi kendi tarlalarında bulunca bir anda hayallerine kavuştuklarını düşünürler. Ankara'da yaşayan hemşehrileri Kuyumcu Ali Rıza'ya altınları bozdurup paraya çevirmeye giderler. Kuyumcu Ali Rıza bu Kayserili cengaverleri ilk gördüğünde sıradan biri sanıp sürekli dükkânından kovdurur −ilk geldiklerinde dükkânda bile değildir. Daha sonra asıl niyetleri ortaya çıkınca işi evinde kendi odasında ağırlamaya kadar götürür −evdeki hanımı ve baldızı buna karşı çıkarlar. Nitekim Ali Rıza ne altınlardan pay kapabilmiştir, ne de çocukların evini talan etmesine mani olabilmiştir. Fakat en sonunda kardeşler altınları paylaşamayarak kavgaya tutuşurlar. O sırada altınlar çatıdan aşağı saçılır ve kardeşler Kayseri’ye geri döner.
Replikler
[değiştir]- Himmet: 1315,1316, 1317, 1318, 1319
- Gayret: Himmet ağa, tomofil de alacaz deel mi?
- Himmet: Tabi alacaz olum hemi de en.. (gülerek) Hay Allah gaçta galdıydım? Sayarken gonuşup gafamı garıştırmayın len.
- Himmet: 1, 2, 3, 4, 5, 6...
- Saffet: Himmet ağa, gafanı garıştırmak gibi olmasın emme, apartman da alacak mıyız (gülüyor)?
- Himmet: Tabii alacaaz olum. 1, 2, 3, 4, 5, 6... Dördbindördyüzgırgdört, dördbindördyüzgırgbeş, dördbindördyüzgırgaltı, dördbindördyüzgırgyedi...
- Hayret: Himmet ağabey, bu garılar gene çok gonuşuyorlar, senin gafan garışacak.
- Himmet: Hehe.. sayende garıştı.
- Hayret: Kesin lan gürültüyü!
- Himmet: 1, 2, 3, 4, 5, 6... Dördbindördyüzgırgdört, dördbindördyüzgırgbeş, dördbindördyüzgırgaltı, dördbindördyüzgırgyedi...
---
- Himmet: Ulen altını o gariya sen mi verdin?
- Gayret: Ben verdim.
- Himmet: Niye len?
- Gayret: Söylemesin diye.
- Himmet: Neyi söylemesin diye?
- Gayret: Altınların sende olduğunu.
- Himmet: Ulen altınların bende olduğunu gariya kim söyledi?
- Gayret: Ben söyledim.
---
- Kuyumcu Ali Rıza: Hah! Salata geldi. Haaa! Dikkat et tabağı kıracan!
- Kuyumcu Ali Rıza'nın Eşi: Allahın camı! Ne bağırıyosun kırmadık ya!
- Kuyumcu Ali Rıza: Eyi! Bir de kıracan da 20 bin gaymeyi sokağa atacan demi?
- Saffet:Anaaa! Bir tabak 20 bin gayme mi?
- Kuyumcu Ali Rıza: Yok canım. Sadece bi tabak deel. Halis Çekoslavakya
porseleni! 144 parça. Ama bi tanesi kırıldı mı bütün takımı at sokağa.
- Hayret'in Eşi: Çorba da pek güzel olmuş. Elinize sağlık.
- Hayret: Dikkat etsene salak karı! Kırıyodun 20 bin liralık takımı! Bu tabak böyle hayvan gibi konur mu! Anaa!
- Saffet: Kırdı.
- Himmet: Tabak kırdı.
- Gayret:Şimdi at takımı sokağa.
- Himmet: Ulan eşşoleşşek! Karıya gösterecen diye böyle hayvan gibi ta-
- Saffet: Bu da kırdı.
- Himmet: Ben de kırdım.
- Gayret: Takım eyice boku yedi. Hehehe
- Hayret: Kusura kalma Ali Rıza Efendi. Bir iki tabak kırdık.
- Kuyumcu Ali Rıza: Kırın, canınız sağolsun kırın. Siz tabakların kıradurun, ben de kuzu sandığını, şey aman canım, sandık dolmasını, Allah kahretsin, kuzu sandık dolmasına bi bakıyım geliyim.
---
- Saffet: Himmet Ağa. Ali Rıza Emmi'yi şurdaki polislere soralım mı?
- Himmet: Deli misin oğlum sen? Polise sorulur mu? Hem altınlar gider elimizden hem de hapsoluruz. Başkasına soralım. Hemşerim, Ali Rıza'yı nirden buluruz?
- Sokaktaki 1. adam: Ne Ali Rıza'sı be?
- Himmet: Allah Allah... Ali Rıza'yı tanımıyo.
- Hayret: Buralı değil heralde
- Himmet: Hemşerim sen buralı mısın?
- Sokaktaki 2. adam : Evet
- Hayret: Biz Ali Rıza Emmi'yi arıyoruz da
- Sokaktaki 2. adam: Tanımıyorum kardeşim
- Hayret: Hehe. Ne cahil adam. Ali Rıza Emmi'yi tanımıyor.
- Saffet: Biz bu Ali Rıza'yı bulamayacaz.
- Hayret: Niye bulamayalım oğlum. Sora sora Bağdat bulunur.
- Saffet: Soralım. Af edersin hemşerim, Bağdat nirde?
- Himmet Ağabeyyy! Altınları satınca kuru fasulyede yer miyiz?
- İş cehalette. Ne gelirse insanın başına cehaletten gelir.
- Ben cahil bir adama, parası için yaltaklanamam.