Hubert Reeves

Vikisöz, özgür söz dizini
Hubert Reeves
Kanadalı bir Astrofizikçi ve Bilim İnsanı
Doğum tarihi 13 Temmuz 1932
Doğum yeri Montreal
Ölüm tarihi 13 Ekim 2023
Ölüm yeri 13. arrondissement (Paris)
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Hubert Reeves, Kanadalı astrofizikçi.

Sözleri

  • İnsan en çılgın türdür.
  • Yaşam balçıktan doğmuş!
  • Kanıt yokluğu, yokluğun kanıtı değildir.
  • Teleskop bir zamanda geri gitme makinesidir.  
  • İnsan gittikçe artan bir bilgi hazinesi biriktiriyor.
  • Evrenin tarihi, yapılaşmakta olan maddenin tarihidir.
  • Doğayla savaş halindeyiz.Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz.
  • Gerçekte, başka birçokları arasında bir türüz biz de, o kadar.
  • Bugün bilinen en eski resimli mağaralar yaklaşık 40 bin yıllık.
  • Akrepler bizi öldürecek radyasyon düzeyinde yaşayabiliyorlar.
  • Buradaki zaman ölçeklerini düşündüğümüzde başımız dönüyor.
  • Bilimle din aynı alanda hüküm sürmezler. Bilim öğrenir, din öğretir.
  • İnsan, kültürünü geliştirip zenginleştirerek doğaya egemen oluyor.
  • Galaksilerin toplu hareketi Büyük Patlama'nın tek kanıtı olmasa gerek.
  • Dünya bizim beşiğimiz, ama insan sonsuza kadar beşiğinde kalamaz ki.
  • Evrimin sürebilmesi için kapalı ortamların oluşması kesinlikle gerekliydi.  
  • Oksijen de, hayat için vazgeçilmez bir öğe olan suyun bileşimine girecektir.
  • Ölüm sayesinde canlılar dünyası kendini yenileyebilir, adeta yeniden doğar.
  • Yalnız insan beyni kendi kendini sorguluyor...Onu diğerlerinden ayıran da bu.
  • Bedenimizdeki en küçük atom aslında yıldızların tozundan başka bir şey değildir.  
  • Atom molekülde, molekül hücrede, hücre organizmada, organizma ise toplumda.
  • Yeni doğan yavru karınca, soydaşlarının çizdiği yolları ve çeşitli iletişim ağlarını öğrenecektir.
  • Hepimiz Afrika kökenliyiz ve 3 milyon yıl kadar önce doğduk; bu gerçeğin bizi kardeşliğe götürmesi iyi olurdu.
  • Bilimin görülebilen ve algılanabilen olgularla ilgilenir. Görülenin ‘ötesinde’ olanları yorumlamaya izin vermez.      
  • Evren bu haliyle hep yoktu. Ve durmadan gelişiyor. Evrim geçiriyor. Ve bu evren hep daha çok karmaşıklık yönünde.
  • Evrenin gözünde biz küçük ve önemsiz kıvılcımlardan başka bir şey değiliz, keşke bunu unutmama bilgeliğini gösterebilseydik.
  • Büyük Patlama'dan sonraki ilk on mikro saniyelik süreler içinde evren,quark ve gluonlardan oluşmuş uçsuz bucaksız bir magmaydı.
  • Güneş, galaksideki orta boy yıldızlardan biridir. Yüz milyar yıldızdan en az 1 milyarı, hık demiş burnundan düşmüşcesine, Güneş'imize benzer.
  • Binlerce bireyin eşzamanlı kolektif davranışları, bir tür kolektif zeka doğurur. Karınca yuvası, örneğin, besini getirmek için en kısa yolunu seçmeyi bilir.
  • Bir tek nefes almamız için, bir an bile varlığımızın bilincinde olmamız için, yüz milyarlarca parçacık, atom, proton, nötron kesin işlevlerini görmek zorunda.
  • Demek ki, sadece birey açısından yararlı ve geçerli devreleri elde tutup diğerlerini eleyen bir tür ayıklanma süreci işlemektedir. Öğrenmek ayıklamak demektir.
  • İnsan en deli canlı türüdür görünmez bir tanrıya tapar, Gözler önündeki doğayı ise katleder. Farkına varmaz ki, katlettiği bu doğa taptığı o görünmez Tanrı'nın kendisidir.
  • Bilim bize var olan her şeyin -taş, yıldız, kurbağa ya da insan- aynı maddeden, aynı temel parçacıklardan yapıldığını öğretiyor. Tek fark parçacıkların birbirine göre düzenlenişinde.
  • Durgun bir evren modelinin savunucusu İngiliz astrofizikçi Fred Hoyle bunların dışında: Kurama, alay olsun diye, Büyük Patlama (Big Bang) adını veren de odur; ama bu ad tuttu işte.
  • Çiçeklerle dolu bir dünyada, birtakım akıllı küçük maymunlar doğuyor.Bunların torunları, kuraklığa direnebilmek için, arka ayakları üzerinde dikiliyorlar ve yeni bir evren keşfediyorlar.
  • Evrenin sonsuza dek yayılmasını ve soğumasını sürdürecek. Ancak bu bu sonuç gene de kesinlik kazanmış sayılmaz. Ama ne olursa olsun, genleşmenin daha en az kırk milyar yıl süreceğini biliyoruz.
  • Eğer Evren ebedi olsaydı bütün bu ilerlemeler şimdiye dek yüz defa, bin defa, milyon defa yapılıp bitirilmiş olurdu ve ben de artık hiçbir şeyin değişmediği, bitmiş, tamamlanmış bir dünyada yaşıyor olurdum.
  • Günümüzde artık bilim de bir görüş oluşturmuş bulunuyor. Bu belki de yüzyılımızın en büyük kazanımı: Bilimin elinde artık kökenlerimizin eksiksiz bir öyküsü var. Bilim, dünyanın tüm tarihini yeniden kurmayı başardı.
  • Bu arada, yok olmalarından bütünüyle sorumlu olduğumuz, sayıları gittikçe artan, yeryüzünden silinmiş türlere bakacak olursak, doğanın dengesine ve yaşam çeşitliliğinin korunmasına zararlı tür nitelemesini, diğer tüm türlerden daha çok hak eden biz oluruz herhalde.
  • Canlıların varolma hakkı tartışılamaz ve hiçbir canlının varoluşunu haklı göstermesine de ihtiyaç yoktur. "Zararlı türler" ve "zararlı otlar" sözleri, bitkilerin ve hayvanların bize hizmet etmek için varolduğunu ve üzerlerinde hiçbir sınır tanımayan bir hakka sahip olduğumuzu savunan, yüzyıllar öncesinden gelen bir önyargının yansımasıdır.
  • Canlıların varolma hakkı tartışılamaz ve hiçbir canlının varoluşunu haklı göstermesine de ihtiyaç yoktur. "Zararlı türler" ve "zararlı otlar" sözleri, bitkilerin ve hayvanların bize hizmet etmek için varolduğunu ve üzerlerinde hiçbir sınır tanımayan bir hakka sahip olduğumuzu savunan, yüzyıllar öncesinden gelen bir önyargının yansımasıdır. Bu ifadeler benmerkezciliğimizin, (ya da insanmerkezciliğin) cahilliğimizin ve dar görüşlülüğümüzün doğrudan ifadesinden başka bir şey değildir. Gerçekte, başka birçokları arasında bir türüz biz de, o kadar. Bu arada, yok olmalarından bütünüyle sorumlu olduğumuz, sayıları gittikçe artan, yeryüzünden silinmiş türlere bakacak olursak, doğanın dengesine ve yaşam çeşitliliğinin korunmasına zararlı tür nitelemesini, diğer tüm türlerden daha çok hak eden biz oluruz herhalde.