Halide Edib Adıvar
Görünüm
(Halide Edip Adıvar sayfasından yönlendirildi)
Halide Edib Adıvar | |
---|---|
Doğum tarihi | 11 Haziran 1884 |
Doğum yeri | Kostantiniyye |
Ölüm tarihi | 9 Ocak 1964 |
Ölüm yeri | İstanbul |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Halide Edib Adıvar, Türk yazar, siyasetçi, akademisyen ve öğretmen.
Wikimedia Commons'ta Halide Edib Adıvar ile ilgili medyaları bulabilirsiniz. |
Sözleri
[değiştir]- Haksızlığa sapıp çoğu insanın seninle beraber olmasını sağlamaktansa adaletle davranıp tek başına kalmak daha iyidir.
- Her iyi kadın erkek için mukaddes bir kalkandır.
- Kadınlar sade bal değil, zehir tesiri de yaparlar.
- Kadınlar kendilerini sevenler için değil, onlara hükmedenler için can verirler.
- Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.
- (23 Mayıs 1919 Sultanahmet Mitingi'nde)
- Hükûmetler düşmanımız, milletler dostumuz ve kalbimizdeki haklı isyan kuvvetimizdir.
- (23 Mayıs 1919 Sultanahmet Mitingi'nde)
- Yazmayı yazmak için severim. Bir insanın nasıl sesi olur da söylerse ben de bir kuş öter gibi yazdım. Yazmak hayatımın büyük bir hazzıdır. Ve katiyen şöhret düşünmezdim. Çocukluğumdan beri içimden çıkmak isteyen bir sanat arzusu vardı. Çocukken de hikâyeler tasavvur eder, o vakit hikâyelerimi bir aktris gibi oynardım. Hiçbir gaye düşünmedim.[1]
Eserlerinden
[değiştir]Ateşten Gömlek
[değiştir]- Çanakkale'de dövüşürken ne asi ne esirdik. Namuslu bir millet gibi dövüştük, öldük, öldürüldük. Ne zamandan beri ve hangi milletle savaşılır da mağlup olduğu zaman ona katil denilir ?
- Esasen bütün milletlerin kudurmuş gibi, boğaz boğaza, milyonlarca insanı parçalamalarını manasız buluyordum.
- Hayat bana en korkak adamların iddia ve cesaretten bahsedenler olduğunu öğretti.
- Bu ıssız Anadolu mezarlıklarında ne kadar sevgili bıraktık, geçtik...
- Ateşten gömlek taşıyanlar sıcağın ısıttığı kadar yaktığını da bilirler.
Sinekli Bakkal
[değiştir]- Ayrılmak biraz ölmektir çok doğru
- İnsan biraz gevezelik etmezse dili paslanıyor.
- Fikir gidince insan da kağıt gibi cansız, manasız oluyor.
- İnsan denilen muamma resmini çizerken, kainat ressamının neden bu kadar zıt boyalar kullandığını, hangi zeka idrak etmiş?
- Taif, Şam, Halep, hepsi birdi. İstanbul'dan başka, dünyanın her yeri bir. İster saray olsun ister zindan!
Vurun Kahpeye
[değiştir]- Namus kadının yüzünü açıp açmamasında değildir. Din de peçe demek değildir. Öyle kapalı kadınlar vardır ki kapı arasından her türlü rezaleti yaparlar.
- Zavallı küçük kız bilmiyordu ki, aynı kudretle birbirine bağlı olan büyük aşkların hepsi masallardadır.
- İnsanların en etkili silahı, samimiyet ve zekadır.
- Hayatın bazı öncesiz anları vardır ki ne süresi ne biçimi ne tanımı vardır. Yalnızca bir duygulanma, yalnızca bir hayat sarsıntısıdır.
- Bazen adam, yirmi üç yaşında birdenbire ne kadar ihtiyar, ne kadar bütün dünyayı kavrayan bir tecrübeye sahip oluyordu.
Mor Salkımlı Ev
[değiştir]- Ben bu bayrağın altında doğmuş bir Türk kadınıyım. Burada yaşadım, burada öleceğim.
- Anladık ki insan sürülebilir, hatta imha edilebilir, fakat fikir öyle değil. Fikir kafadan kafaya, devirden devire atlar geçer ve kendini gösterir.
- Milletinin ve memleketinin geleceği tehlikede olmamak şartıyla ben daima savaşa karşıyım.
- Türkler, Arap dünyasına, Anadolu'dan çok fazla emek ve para sarf ettiler. O topraklarda Türk kanı döktüler. Fakat Araplar, memleketlerini müdafaa eden Türkleri istemiyordu.
- Ramazanda oruç tutanlar midelerinden en şımarık ve en sevgili bir çocukmuş gibi hiçbir şey esirgemiyorlar.
Türk'ün Ateşle İmtihanı
[değiştir]- Biz çabuk inanan, yufka yürekli insanlarız.
- Hayat, sinemadan başka bir şey değil. Tek farkı, sinema adama daha fazla heyecan veriyor.
- Türkiye sahiden çiğnenmeyecek kadar büyük lokmadır. İngiltere, lokmanın kenarlarını Yunanistan'a çiğnetmek istiyor.
- Türkler her türlü haksızlığı, hatta fenalığı affedebilirler, fakat onurlarına dokunulduğu zaman mesele bütün bütün değişir.
- Benim için, içinde bulunduğumuz tehlikeler ve çektiğimiz zahmetler acınacak değil, şeref verecek bir vaziyetti.
Kalp Ağrısı
[değiştir]- Kürt olan bir Türk genciyim (s. 14)
- Sevmek kafa ile düşünmeyle değildir. Sevmek... Sevmektir işte! (s. 72)
- Birbirimize ruhumuzun çirkin taraflarını görecek kadar yaklaşmadan ayrılmak belki daha iyi. (s. 142)
- İnsan gençliğinde kalbine ne kadar çok his ve hatıra biriktirirse o kadar geç ihtiyar olur. İnsana ekmekten, sudan fazla his lazım. (s. 194)
- İnsanın söktürdüğü dişinin yeri de bazen ağrır ve ağrı hiç de diş ağrısı değildir. (s. 239)
Seviyye Talip
[değiştir]- Felaket ve tehlike önünde birleşen kalpler, düşmana karşı birbirine kenetlenen eller toptan tüfekten müessir müdafaalardır. (s. 16)
- Aşk en ulvi nikahtır. İki kişiyi ondan başka bir şey bağlayamaz. (s. 53)
- Anlıyorum ki sevmekte niçin ve nasıl kat'iyen yoktur. (s. 79)
- Demek ki biz zavallı insanlar kalplerimizin elinde birer oyuncaktan başka bir şey değiliz. (s. 84)
- İnsanlar, yerler, çerçeveler değişiyor; fakat acılar, aşklar, şairler hep aynı! (s. 103)
Kaynakça
[değiştir]- ↑ Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar ki/Halide Edib Hanım, 1918