Haksızlığa sapıp çoğu insanın seninle beraber olmasını sağlamaktansa adaletle davranıp tek başına kalmak daha iyidir.
Her iyi kadın erkek için mukaddes bir kalkandır.
Kadınlar sade bal değil, zehir tesiri de yaparlar.
Kadınlar kendilerini sevenler için değil, onlara hükmedenler için can verirler.
Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.
(23 Mayıs 1919 Sultanahmet Mitingi'nde)
Hükûmetler düşmanımız, milletler dostumuz ve kalbimizdeki haklı isyan kuvvetimizdir.
(23 Mayıs 1919 Sultanahmet Mitingi'nde)
Yazmayı yazmak için severim. Bir insanın nasıl sesi olur da söylerse ben de bir kuş öter gibi yazdım. Yazmak hayatımın büyük bir hazzıdır. Ve katiyen şöhret düşünmezdim. Çocukluğumdan beri içimden çıkmak isteyen bir sanat arzusu vardı. Çocukken de hikâyeler tasavvur eder, o vakit hikâyelerimi bir aktris gibi oynardım. Hiçbir gaye düşünmedim.[1]
Çanakkale'de dövüşürken ne asi ne esirdik. Namuslu bir millet gibi dövüştük, öldük, öldürüldük. Ne zamandan beri ve hangi milletle savaşılır da mağlup olduğu zaman ona katil denilir ?
Esasen bütün milletlerin kudurmuş gibi, boğaz boğaza, milyonlarca insanı parçalamalarını manasız buluyordum.
Hayat bana en korkak adamların iddia ve cesaretten bahsedenler olduğunu öğretti.
Bu ıssız Anadolu mezarlıklarında ne kadar sevgili bıraktık, geçtik...
Ateşten gömlek taşıyanlar sıcağın ısıttığı kadar yaktığını da bilirler.
Ben bu bayrağın altında doğmuş bir Türk kadınıyım. Burada yaşadım, burada öleceğim.
Anladık ki insan sürülebilir, hatta imha edilebilir, fakat fikir öyle değil. Fikir kafadan kafaya, devirden devire atlar geçer ve kendini gösterir.
Milletinin ve memleketinin geleceği tehlikede olmamak şartıyla ben daima savaşa karşıyım.
Türkler, Arap dünyasına, Anadolu'dan çok fazla emek ve para sarf ettiler. O topraklarda Türk kanı döktüler. Fakat Araplar, memleketlerini müdafaa eden Türkleri istemiyordu.
Ramazanda oruç tutanlar midelerinden en şımarık ve en sevgili bir çocukmuş gibi hiçbir şey esirgemiyorlar.