Gustave Flaubert

Vikisöz, özgür söz dizini
Gustave Flaubert
Fransız romancı ve gerçekçilik akımını başlatan yazar
Doğum tarihi 12 Aralık 1821
Doğum yeri Rouen, Fransa
Ölüm tarihi 8 Mayıs 1880
Ölüm yeri Croisset
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Gustave Flaubert (12 Aralık 1821 – 8 Mayıs 1880), Fransız romancı.

Edebiyat eleştirmenleri tarafından modern romanın kurucusu kabul edilir.

Sözleri[değiştir]

  • Yaşamak için okuyun.    
  • Hüzün bir tür kötü alışkanlıktır.   
  • Umutsuzluk, kendini bile sevmemektedir.    
  • Deha Buffon'a göre yalnız uzun sabır ve çalışmadır.   
  • Eleştiride en yüksek şey yöntemdir; yaratmayı sağlar.   
  • Asıl acınacak şey dedi; lüzumsuz bir ömrü sürüklemektir.  
  • Hayatın en güzel günleri daha erken demekle geçer, sonra çok geç olur.   
  • İnsan her şeyden önce kendisi için yazmalıdır, iyi yazmanın biricik yolu budur.   
  • Sevdiklerimizi çekiştirmeye başladık mı onlardan kopmaya başladık demektir.   
  • Eğer acılarımız en azından birinin işine yarasaydı, özveride bulunduk diye avunurduk.  
  • Sevdiğim yer neresiyse ülkem orasıdır, bana hayaller kurduran, bana kendimi iyi hissettiren yerdir.    
  • Kinini azaltmak için harcadığı bütün çabalar onları daha da çoğaltmaktan başka bir şeye yaramıyordu.  
  • Her gülümsemenin altında sıkıntıdan bir esneme vardı. Her sevinç bir lanet, her zevk bir iğrenme gizliyordu.   
  • Uygarlık denen şey kaplumbağa hızıyla ilerliyor vallahi. Ama hala barbarlık içinde yerimizde sayıp duruyoruz!  
  • Çocuklukla gençlik arasında yer alan o aşk, çocukluktan gençliğe geçiştir, öyle de çabuk geçer ki unutulur gider.   
  • Şekilce güzel olmayan güzel düşünce olamayacağı gibi, ifade ettiği düşünce güzel olmayan güzel şekil de olamaz.  
  • İnsan, hiçbir şeye karşı ilgisi,  hiçbir şeyden umudu kalmayınca, hayatın her gün değişmeyen tekrarı altında ezilir.  
  • Her şeyi denedik ve her şeyi umutsuzca inkar ediyoruz ve sonra, tuhaf bir tamahkarlık, ve insanlığımızla bizi ele geçirdi.     
  • Ne çocuklar gibi bir avuntu olsun diye okuyun, ne de muhterisler gibi kendinizi talime zorlarcasına. Hayır hayır; okuyacaksanız şifa bulmak için okuyun.  
  • Vazife, büyük olanı hissetmek, güzel olanı candan sevmektir; yoksa toplumun sırtımıza yüklediği bayağılıkları ile birlikte bütün göreneklerini kabullenmek değildir.  
  • Ne olursa olsun mutlu değildi, hiçbir zaman mutlu olmamıştı. Hayatın bu yetersizliği, dayandığı şeylerin hemen bozulup çürümesi nereden geliyordu? Ama, bir yerlerde kuvvetli ve güzel bir insan, hem coşkunluk, hem de incelikle dolu kıymetli bir varlık, bir melek kılığı altında bir şair kalbi, gökyüzüne şairane düğün destanları söyleyen tunç telli bir rebap bulunsaydı, onunla tesadüfen niçin karşılaşmamalıydı? Ah, ne imkansızlık! Zaten hiçbir şey böyle bir araştırmaya değmezdi; her şey yalan söylüyordu, her gülümsemenin altında sıkıntıdan bir esneme vardı. Her sevinç bir lanet, her zevk bir iğrenme gizliyordu ve en iyi öpücükler, dudaklarda gerçekleşmesi imkansız daha yüksek bir şehvet özlemi bırakıyordu.

Alıntılar[değiştir]