İçeriğe atla

Gurbet Kuşları (film)

Vikisöz, özgür söz dizini

Gurbet Kuşları, senaryosunu Orhan Kemal ve Halit Refiğ'in yazdığı 1964 yapımı filmdir. Orhan Kemal'in 1962 yılında yayımlanan Gurbet Kuşları adlı romanından uyarlanmıştır.

Alıntılar ve Diyaloglar

[değiştir]
  • "Bir binanın tepesine çıkmak için merdivenin en altından başlanır."
  • "Boş gezinmekle olmaz, Bunun burası İstanbul, Allah'ın arka cebinden peygamberi çalarlar vallahi."
  • "İş, bilenin; kılıç, kuşananın; devran, sürenin. Gözünü açmayana, aklını kullanmayana ekmek yok bu dünyada."
  • "Allah’ın izni ile şah olacağız İstanbul’da, şah!"

— Nereye varsam kendimin gurbetinde kaldım.


— Rüşvetsiz köy olmaz, rüşvetsiz şehir olmaz.


— Bugün bir güvercin gördüm şehirde. Bugün bir güvercin şiirden içeri...


— Niçin peşimden geldiniz?

— Sizlen konuşmak istiyorum.

— Olmaz burada konuşmak, görürlerse çok fena olur.


(Ayla ve Kemal bir tepenin üzerinden gecekondu mahallesini izlemektedirler.)

Kemal: İstanbul’a gelirken hepimiz ayrı hayaller içerisindeydik, her tuttuğumuz şeyin zahmetsizce elimizde altın olacağını umuyorduk.

Ayla: Yaşamak, daha iyi bir hayatı özlemek herkesin hakkı değil mi?

Kemal: Evet Ayla, yalnız bunu hak etmek için çalışmak, verimli olmak gerekir.

Ayla: Şu karşıda oturanlar kim bilir nereden göçüp buraya gelmişlerdir. Kendi küçük ve yoksul köylerinden hiç mi çıkmasaydılar?

Kemal: İnsanlar birbirlerini boğazlamayı bırakıp birlikte yaşamasını öğrendikleri gün dünya büyük bir şehir olacak. Ama bizler şimdilik kendi küçük evimizi onarmak zorundayız.

Yemek Sahnesi

[değiştir]

Murat: Fatma nerede?

Hatice: Yarının sebzesini almaya gitti çarşıya.

Murat: Bu kazık dururken niye onu gönderdin? Yahu bin kere söylüyoruz. Kız kısmı bakkala çakkala yollanmamalı ama dinleyen nerede... (Kemal'e dönerek) Sen niye gitmedin?

Kemal: Ders çalışıyordum.

Murat: Ders çalışıyormuş... Ulan bilemedin çeyrek saatlik bir iş. Gider alır gelir sonra gene çalışırsın. Hem ne çalış çalış! Allame mi olacaksın?

Kemal: Kim bilir? Belki de olacağım.

Murat: Bu dünyanın dingili ekmek oğlum ekmek... Sende zerre kadar düşünce olsa bizim gibi üçün beşin yoluna bakarsın.

Kemal: O seni alakadar etmez.

Murat: Bana bak... Biçimsiz biçimsiz konuşma gene.

Tahir: Hele beni dinle Murat. Benim evimde ben varken kimseye laf düşmez. Oğlumu okuturum okutmam, kızımı bakkala manava yollarım yollamam, o benim bileceğim şey.