Giambattista Vico
Görünüm
Giambattista Vico | |
---|---|
İtalyan siyaset felsefeci, tarihçisi ve hukuk danışmanı. | |
Doğum tarihi | 23 Haziran 1668 |
Doğum yeri | Napoli, Napoli Krallığı |
Ölüm tarihi | 23 Ocak 1744 |
Ölüm yeri | Napoli, Napoli Krallığı |
Vikipedi maddesi |
Giovan Battista (Giambattista) Vico, (23 Haziran 1668 – 23 Ocak 1744) ünlü İtalyan siyaset felsefecisi, retoriği, tarihçisi ve hukuk danışmanı.
Sözleri
[değiştir]- Anlayış yapmak yoluyla ortaya çıkar.
- Tacitus: Bilinmeyen her zaman abartılır.
- Hükümetler, yönetilen insanların doğasına uygun olmalıdır.
- İnsanın bilebileceği şeyler sınırlıdır ve kendisi gibi mükemmel değildir.
- Halkların doğası önce kaba, sonra şiddetli, sonra iyi huylu, sonra narin, sonunda çözülmüş.
- İnsanlar, en kederli ve en sevinçli olanlarda gözlemlediğimiz üzere büyük tutkularını şarkı yoluyla ifade ederler.
- Birbirini tanımayan bütün halklar arasında ortaya çıkan tek tip fikirlerin ortak bir gerçeklik zemini olması gerekir.
- Sağduyu, tüm bir sınıf, tüm ulus veya tüm insan ırkı tarafından paylaşılan, üzerinde düşünmeden yapılan yargılamadır.
- Mısırlılar dünyanın evvelki zamanını sırasıyla Tanrılar Çağı, Kahramanlar Çağı ve İnsanlar Çağı olarak üç çağa ayırmışlardır.
- İnsanlar bir şeyleri önce fark etmeden hissederler, sonra iç sıkıntı ve rahatsızlıkla fark ederler ve nihayet berrak bir zihinle düşünürler.
- İnsan, zihninin sınırsız ve belirsiz yapısından dolayı her nerede ve her ne zaman cehalete düşse, kendisini her şeyin ölçüsü sanmaya başlar.
- İnsanlar önce zorunluluk hissederler, sonra fayda ararlar, sonra rahatlık ararlar, daha sonra zevkle eğlenirler, sonra lüks içinde dağılırlar ve sonunda delirirler ve özlerini boşa harcarlar.
- Cebirsel yöntemle genç erkeklere büyüklük unsurlarını verme pratiği, genç zihinde canlı ve güçlü olan her şeyi dondurur, hayal gücünü bulanıklaştırır, hafızayı zayıflatır, yaratıcılığı köreltir ve zekayı zayıflatır.
- İnsanlar ilk başta zorunluluklarını duyumsar, sonra faydalı olanı arar, ardından ise konforla meşgul olurlar. Buna kendilerini zevk ve eğlence ile oyalamaları eşlik eder. O zamandan sonra sefahatin içinde rezillikleri boy verir, ve nihayetinde çıldırarak kendi varlıklarını tüketirler.
- Mısırlıların ahlâkı da sefihleşmişti, çünkü onlar fahişeleri hoş görmekle veya cevaz vermekle kalmayıp hürmet de göstermişlerdir. Teolojileri de, bâtıl inançlarla, sihir ve büyücülükle doluydu. Ayrıca, piramitlerinin ve diğer anıtlarının ihtişamı da çok büyük olmalarından dolayı barbarlığa yorulabilir.