Fahrenheit 451

Vikisöz, özgür söz dizini
* Alev kadar güzel şey var mı, dünyada? * Hangi devirde olursak olalım, bizi ona doğru iten nedir? * Sürekli hareket, insanların bulmaya çalışıp bulamadıkları. Ya da hemen hemen sürekli olan bir hareket.

Fahrenheit 451, Ray Bradbury'nin 1951'te ilk defa basılan ünlü bilim kurgu romanıdır. İlk kez, Şubat 1951'de Galaxy Science Fiction'da (Vol. 1 No. 5) yayımlanan "The Fireman" adlı kısa öyküye dayanmaktadır. Baskıcı bir gelecek toplumunun anlatıldığı bu kitap aynı zamanda distopya olarak da sınıflandırılabilir.

FAHRENHEIT 451: Her şeyin alevler tarafından yutulmasını, alevlerin içinde kararmasını ve değinmesini görmek özel bir zevkti.
Kitabın ilk satırları.

Birinci kısım: Kalp ve salamandıra[değiştir]

  • Yakmak bir eğlenceydi. (3)
  • On yedi yaşındayım ve deliyim. Amcam, bu ikisinin daima beraber yürüdüğünü söyler. Sana yaşını sordukları zaman daima on yedi de ve deli olduğunu söyle. (7)
  • Pazartesi günü Millay'ı, Çarşamba günü Whiteman'ı, Cuma günü Faulkner'i yakarsın, hepsini kül haline getirirsin, sonra külleri yakarsın, resmi sloganımız bu. (8)
  • —Yaktığım kitapları hiç okudun mu?
    Montag güldü. "Yasaya aykırıdır!"
    —Ah, tabiî.
    (8)
  • Diğerlerine benzemiyorsunuz. Birkaçını görmüştüm, biliyorum. Konuştuğum zaman bana bakıyorsunuz. Ay hakkında bir şey söylediğim zaman aya bakıyordunuz dün akşam. Diğerleri hiç böyle yapmazlar. Diğerleri beni bırakıp giderler, konuşmamdan sıkılırlar. Ya da beni tehdit ederler. Artık kimsenin başkası için ayıracak zamanı olmuyor. Beni olduğum gibi kabul edenlerden biri de sizsiniz. Bu sebeple itfaiyeci olmanızı garip karşılıyorum. Her nasılsa bu iş size hiç uymuyor. (24)
  • İnsanlar mutlu olmak istiyor, doğru değil mi? Hiç duymadın mı? İnsanlar, "ben mutlu olmak istiyorum" diyor. Eh, mutlu değiller mi? Onları her zaman hareketli tutmuyor muyuz, onlara eğlence vermiyor muyuz? Bütün yaşantımız bunun için değil mi? Eğlence için yaşamıyor muyuz? Kültürümüzün bunu temin ettiğini kabul etmelisin. (59)

İkinci kısım: Elek ve kum[değiştir]

  • Mutlu olmak için ihtiyacımız olan her şeye sahibiz, fakat mutlu değiliz. Kayıp olan bir şeyler var. Çevreme bakındım. Gördüğüm tek şey, yıllardan beri yaktığım kitaplardan kalan artıklar. Bu bakımdan kitapların yardımcı olabileceklerini düşündüm. (82)
  • İhtiyacınız olan kitaplar değil, vaktiyle kitapların içinde olanlar. (82)
  • İyi yazarlar genellikle hayatın gerçeklerine dokunurlardı. Bu bakımdan kitaplardan neden bu kadar nefret edildiğini, korkulduğunu anlıyor musunuz? Hayatın gerçek yönlerini veriyorlar. (83)

Üçüncü kısım: Parlak alevler[değiştir]

  • "Ne korkunç bir sürpriz", dedi. Bugünlerde insanlar kendilerine bir şey olmayacağından çok emin görülüyorlar. Başkaları ölür, onlar ölmez. Sonuç ve sorumluluk yok. Oysa, her ikisi de var. Neyse bunlardan söz etmeyelim ha? Sonuç kavranıncaya kadar iş işten geçmiş oluyor, öyle değil mi, Montag? (106-107)
  • Alev kadar güzel şey var mı, dünyada?, dedi. Hangi devirde olursak olalım, bizi ona doğru iten nedir? Sürekli hareket, insanların bulmaya çalışıp bulamadıkları. Ya da hemen hemen sürekli olan bir hareket. Eğer devam edersen, bütün hayatın boyunca yakamın. Yangın nedir? Anlaşılmaz şey. Bilim adamları bize moleküller ve friksiyon hakkında bilgi verebilirler. Ama aslında ne olduğunu bilmezler. Sonuç ve sorumlulukları yok eden bir güzellik. Bir problem çok can sıkıcı mı oldu, at fırının içine. Sen Montag, şimdi yükün çok ağırlaştı. Ve yangın seni omuzlarımın üzerinden alacak. (107)