Emperyalizmin ve halk yönetiminin hiçbir ortak noktası yoktur. Politikaları, usulleri ve ruhları birbirinden ayrıdır. — John Atkinson Hobson (Imperialism kitabından)
Emperyalizm, hegemonyasını garanti altına almak için bir düşman kampın varlığına ihtiyaç duyar.[1] — Süleyman Seyfi Öğün
Ahmaklar, memleketi Amerikan mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını temin etmek için bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk istiklalini feda ediyorlar! — Mustafa Kemal Atatürk (1919)[2]
Lenin’in sadece Hobson’a dayandığını söylemekte bir eksiklik buluyoruz; Buharin çok parlak ve ancak fikri istikrarı olmayan bir Bolşevik idi. Lenin, Kapitalizm’in Son Aşaması’nı yazarken, önünde, Buharin’in bu alandaki önemli çalışması da bulunuyordu. Hobson ve Buharin’e dayanarak, emperyalist ya da monopolistik devletin, mutlaka ve mutlaka “rantiye” ve “tefeci” olduğu sonucuna varmıştı. O halde, şimdi Avrupa’da bazılarına göre otuz ve bazılarına göre on yıldır sürüp gelen günahkar düzenin, tefeci düzen olduğundan hiçbir kuşku duyamayız. Ve bu düzen, Lenin’in ifadesiyle, parazitlerin sistemidir; kokuşmaktadır. — Yalçın Küçük (2012)