Dorian Gray'in Portresi

Vikisöz, özgür söz dizini

Dorian Gray'in Portresi, Oscar Wilde'ın tek romanıdır. Tamamlanan ilk baskısı Lippincott's Monthly Magazine'in Temmuz 1890 basımında yayımlanmıştır.

Giriş[değiştir]

  • Sanatçı güzel şeyler yaratandır.
    Sanatı göz önüne serip, sanatçıyı gizlemek sanatın amacıdır.
    • Bu sözler esere gelen eleştirilere karşı The Fortnightly Review dergisinde (1 Mart 1981) yayınlanmış, kitabın sonraki baskılarında giriş olarak kullanılmıştır.
  • Eleştirmen, güzel şeylerden edindiği izlenimi başka bir üsluba ya da yeni bir malzemeye dönüştürendir.
    En alçak eleştirinin en yüce biçimi özyaşamöyküsüdür.
  • Güzel şeylerde çirkin anlam bulanlar, sevimli olamadan yozlaşmışlardır. Bu bir hatadır.
    Güzel şeylerde güzel anlamlar bulanlar kültür ve zevkleri gelişmiş kişilerdir. Onlar için umut vardır.
    Onlar güzel şeylerin salt Güzellik ifade ettiği seçkinlerdir.
  • Ahlaka uygun olan ya da uygun olmayan kitap diye bir şey yoktur. Kitap denen şey ya iyi yazılmış ya da kötü yazılmıştır. Hepsi bu.
  • On dokuzuncu yüzyılın realizmden hoşlanmayışı kendi yüzünü aynada görmeyen Kaliban’ın öfkesidir.
    On dokuzuncu yüzyılın romantizmden hoşlanmayışı kendi yüzünü aynada görmeyen Kaliban’ın öfkesidir.
  • İnsanoğlunun ahlaksal yaşamı, sanatçının özne-malzemesi olsa da, sanatın ahlaki, kusurlu bir ortamın kusursuz olarak kullanılmasından ibarettir.
  • Hiçbir sanatçı herhangi bir şeyi ispatlamak isteğinde değildir. Doğru olmayan şeyler bile ispatlanabilir.
  • Biçim açısından tüm sanatların en üstün örneği müzisyenin sanatıdır. Duygu yönünden en üstün olansa aktörün sanatıdır.
  • Tüm sanat aynı zamanda hem yüzey hem de simgedir.
    Yüzeyin altına inen tehlikeyi kabullenir.
    Simgeyi okumaya kalkan tehlikeyi kabullenir.
    Sanatın aynasında yansıyan, aslında yaşam değil seyircidir.
    Bir sanat yapıtı üstüne yürütülen fikirlerin çok çeşitliliği, o yapıtın yeni, karmaşık, canlı ve yaşamsal olduğunu gösterir.
  • Yaptığına hayran kalmadığı sürece insanın; işe yarar bir şey yapması bağışlanabilir; işe yaramaz bir şey yapmanın tek özrüyse ona derinden hayran olmaktır.
    Sanat tümden kullanım dışıdır.

Birinci Bölüm[değiştir]

  • Saçmalık bu yaptığınız, çünkü şu dünyada, dillerde gezmekten daha kötü bir şey varsa o da dillerde gezmemektir.
  • Evet, gerçi entelektüel bir ifaden var, falan filan, ne ki güzellik, gerçek güzellik, entelektüel ifadenin başladığı yerde biter. Akıl, başlı başına bir abartı türüdür, girdiği yüzün uyumunu bozar. İnsan oturup düşünmeye başladığı dakikada salt burun, salt alın kesilir ya da böyle feci bir şey. Aydın mesleklerinde başarı kazanmış adamlara baksana. Nasıl da baştan ayağa çirkindirler! Yalnızca kilise bunun dışındadır, doğallıkla. Ne var ki kiliseyi meslek edinmiş olanlar da düşünmezler.
  • Bütün bedensel ve beyinsel seçkinliklerde bir uğursuzluk vardır bence, tüm tarih boyunca kralların sarsak adımlarını izleyip duran türden bir uğursuzluk. Öbür insan kardeşlerimizden farklı olmamak daha iyidir. Bu dünyada en şanslı olanlar bence çirkinlerle aptallar. Yan gelip yayılarak yaşam denen oyunu ağzı açık seyredebilirler. Zafer denen şeyi bilmeseler bile hiç değilse yenilgiyi de tatmazlar. Aslında hepimizin yaşamamız gerektiği gibi yaşar onlar, kaygısız, kayıtsız, çalkantısız. Başkalarının mahvına yol açmadıkları gibi kendileri de onun bunun elinde telef olmazlar. Senin unvanınla servetin, Harry; benim aklım fikrim, karınca kararınca; eğer bir değeri varsa sanatım; Dorian Gray’in güzelliği... Tanrı’nın bu bağışları yüzünden hepimiz acı çekeceğiz, hem de büyük acılar.
  • Ben birisinden çok fazla hoşlandım mı onun adını hiç kimseye söylemem. Onun kimliğinden bir parçayı başkasına teslim etmek gibi gelir bu bana. Gizli kapaklılığı sever oldum zamanla. Çağdaş yaşamı gözümüzde gizemli, büyülü kılabilecek tek şey bu gibi geliyor bana. Gizli tutarsan en sıradan şey bile tatlı, zevkli olabiliyor.
  • Doğal olmak da yapmacıklıktan başka bir şey değildir, hem de yapmacıklıkların en sinir bozucusu, bence.

Dördüncü Bölüm[değiştir]

  • İnsanlar kendilerine en çok gerekeni başkalarına vermeye düşkündürler. İşte bence bu, cömertliğin daniskasıdır.
  • İnsanlara yardımı sevenler, insanları düşünmez olurlar.