Düğün Dernek
Düğün Dernek, 2013 yapımı, komedi türündeki Türk filmi.
Diyaloglar
[değiştir]- Nazmi Emmi: Ne kesiyorsunuz bu bayram?
- Tüpçü Fikret: Karı kız. (!) Ya Nazmi emmi Kurban Bayramında değiliz, şeker bayramındayız! Ya bu çok yaşlandı yaa!
- İsmail: Fikret? Dövdüler mi lan seni vicdansızlar?!
- Tüpçü Fikret: Ufak bir sürtüşme oldu aramızda.
- Çetin: Fikret abi sen bana, sana bunu yapanların isimlerini ver, ben onların cisimlerini halledeceğim! Sen bana isim ver! İsim ver! İsim ver!
- Tüpçü Fikret: Kim! Peh! Beni?! Gardaş, beni, Tüpçü Fikret'i dövebilecek adam... [Yüzünü buruşturur] Sivas Otel'deymiş gençler! Ama öyle böyle dövmedi ya, küçük tüpünen gafamaaa gafama vurdu! Çakala bak! Beni, benim silahımla vuruyor!
- Nazmi Emmi: İsmail! Bende seni arıyordum. Burada dediler. [Etleri gösterir] Bu da sizin payınız afiyetle yiyin.
- İsmail: Allah kabul etsin.
- Tüpçü Fikret: Kimsede dur dememiş yani, kesmiş kurbanı.
- Çetin: Yazık günah abi ya! 2 lokma et yiyeceğiz diye acıktırmamışlar garibanı. Nazmi emmi! Deriyi n'aptın? Camiye mi vericen?
- Nazmi Emmi: Derisi yoktu. Pek deri çıkmadı bu sene.
- Saffet: Abi o eti yeme! Nazmi amca kim bilir ne kesti? Yeme yeme bırak! Muhtara bir soralım, nüfustan mıymış?
- İsmail: Hadi Allah kabul etsin.
- Çetin: Allah kabul etsin.
Beyaz Eşyacı
[değiştir]Çetin: Bak senin bu Tarık'a yardımcı olmak boynunun borcu. Biz senle aynı köyün evlatlarıyız. Beni mahcup etme bak burada bu kadar dolap var. Sende para yok kimde var oğlum! Abine yap bir güzellik lan!
Beyaz Eşyacı: Bunlar benim değil, bunlar şirketlerin malı. Ben bunları satıyorum, yüzdemi alıyorum!
Fikret: O kadar televizyon var. Bunlardan birini ver! Mesela ben bunu aldım. (Televizyonu sökmeye çalışır).
Beyaz Eşyacı: Fikret! Dur lan! Sen tüpçü değil misin?
Fikret: Tüpçüyüm.
Beyaz Eşyacı: Dükkandaki bütün tüpler senin mi?
Fikret: Benim. Başka kimin olacak ya? Çetin ne diyor oğlum bu? Ben başkasının tüpünü mü satacağım, ha! Ne diyor lan bu!
Beyaz Eşyacı: (Kataloğu gösterir) Bunlar dükkandaki malların bana geliş fiyatı. Ben bunları satıyorum, hem onların parasını ödüyorum hem kendi paramı ödüyorum. Bu mallar benim değil! Saffet hocam sen okumuş adamsın. Lütfen sen anlat lütfen!
Saffet: O zaman dilimizin döndüğünce... Arkadaşlar... Adam benim değil diyor. Yapacak bir şey yok. O da yazık burada işçi yani.
Beyaz Eşyacı: Ey kurban olduğum! Okumuş adamın hali bir başka oluyor işte, sağ ol hocam!
İsmail: Fırın ver.
Çetin: He, fırın ver. Madem dolaplar senin değil, bir fırın kadar da hatırımız vardır yani Zeki!
Yılmaz Para Sahnesi
[değiştir]Yılmaz: ATM'lerin bile ayırt edemediği sahte para bastım ben. Merkez bankasına gönderdim şaşırdılar. Adıma plaket yaptırıp verirler diyordum, 4 yıl hapis verdiler!
İsmail: Almasaydın.
Yılmaz: Öyle oluyor mu ya? Yok yok... öyle olmuyor...
İsmail: Olmuyor evet...
Yılmaz: Bulacağım o deveyi...
Sözler
[değiştir]- "Müessesemizde (çalınan)kaybolan eşyalarınızdan artık Çetin Abi sorumlu değildir. O artık tövbeli."
- "Gelinliğimin kefenim olacağı aklıma hiç gelmezdi."
- "Fermuarın açık kalmış. Gerçi ölü evinde kapı açık bırakılır denir."
- — Dört kahve içtin iki kahve parası var burada.
— İkisi soğuktu.
— Öyle böyle dövmedi ya Çeto, çok pis dövdü. Eve giderken ismimi unuttum iki defa. Mekanı da şaşırdım, bir kaç kere de yanlış yola girdim biliyor musun?
— Benim Twitter’da 27 takipçim var da.
— Terbiyesizler sen kim kimi takip ediyorsun SİVAS la bura..
— Taciz ya bildiğin!
- "Şimdi ben ilk günden tesbihe kalmayayım, yavaş yavaş. Daha ben başlangıç aşamasındayım, birinci level."
— Buyurun beyefendi, ben yardımcı olayım.
— Sen bana depremde Kızılay çadırı versen içine girmem, gider dışarıda yatarım be. Sana diyorum ki tüpüm değilsin. Yürü git!
— Ama çeto öyle böyle dövmedi güccük dübünen gafama gafama vurdu. Çakala bak beni kendi silahımla vuruyor.
— Müşteriye götürdüm almadı, bu ne biçim tüp almam ben bunu dedi.
— Eve giderken iki defa mekanımı şaşırdım.