Claude Lévi-Strauss
Görünüm
Claude Lévi-Strauss | |
---|---|
Yahudi asıllı Fransız antropolog ve etnolog. | |
Doğum tarihi | 28 Kasım 1908 |
Doğum yeri | Brüksel |
Ölüm tarihi | 30 Ekim 2009 |
Ölüm yeri | Paris |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Claude Lévi-Strauss (28 Kasım 1908 - 30 Ekim 2009), Fransız antropolog, etnolog ve yapısalcı antropolojinin en önemli isimlerinden biri.
Sözleri
[değiştir]- Dil toplumun bilinçaltıdır.
- Ölüm zordur. Ama üzüntü daha da zordur.
- Gezilerden ve gezginlerden nefret ediyorum.
- Bazen yazdıklarımdan çok şey öğreniyorum.
- Gördüğüm, keşfettiğim herşey beni yaralıyor.
- Herkes kendi alışık olmadığı şeye barbarlık der.
- Dünya insansız başladı ve insansız son bulacak.
- Akıllı insan doğru cevaplar için, doğru soruları sorar.
- Bilimde nihai gerçeklerin olmadığını da unutmamalıyız.
- Anlama, bir tür gerçekliği diğerine indirgemekten doğar.
- Yalnızca insan değil, yaşayan tüm canlılar saygıyı hak eder.
- Varoluşumu bitirdiğim dünya artık sevdiğim bir dünya değil.
- İnsanlar sadece eserleriyle birbirinden farklılaşır, hatta var olur.
- Mit, ilkel insanın hayatı problemler üzerinde düşünme tarzıdır.
- Biz karar alırken değil, alınmış karara uyarken fikir birliğine varıyoruz.
- Bilim insanı, doğru yanıtları veren kişi değil, doğru soruları soran kişidir.[1]
- Doğal bir insan ne toplumdan öne çıkmaya ne de toplumdan dışarı çıkmaya çalışır.
- Batı bilimi devamlı yeni soyutlamalar yoluyla yeni araçlar ve yeni kavramlar yaratır.
- Algıladığımız dünya bilinmez bir gerçekliğin, zihin mimarisi içinde kırılmasından ibarettir.
- Bugün ister bitkiler ister hayvanlar olsun, canlı türlerin korkunç bir şekilde ortadan kaybolması var.
- Farklılıklarını yitirmemiş insanlar arasında bir gün eşitliğin ve kardeşliğin hüküm süreceğini hayal ediyoruz.
- Özgürlük, insanlarla, işgal ettiği alan, tüketiciyle sahip olduğu kaynaklar arasındaki nesnel bir ilişkinin sonucudur.
- Bütün memeliler arasında sadece insan her mevsimde sevişebilmektedir. İnsan türünün dişilerinde bir ya da daha fazla kızışma dönemi yoktur.
- Doğa rengarenk bir dünya sunar gözlerimize ve biz, kültürlerimizin gelişimindeki benzerliklerden ziyade aramızdaki farklılıkların altını çizme eğilimindeyizdir.
- Her birimiz birtakım şeylerin meydana geldiği bir tür kavşağız. Kavşaklar tamamen pasiftir; oralarda bir şeyler gerçekleşir. Başka bir yerde, aynı derecede geçerli ancak farklı bir şey vuku bulur.
- Özgürlük ; sadece kendileri tarafından gerçekleştirilmiş ve sürdürülmüş olduğu için diğerlerinden daha saygın uygarlıkların tutkun oldukları bu nitelik, ne bir hukuki buluş ne de bir felsefi hazinedir.
- Yoğunluğu yüksek bir toplumun bu yoğunluktan ötürü, besin maddeleri tükenmezden önce salgıladıkları toksinlerle birbirlerini uzaktan yok etmeyi başaran un parazitleri gibi, kendi kendini zehirlemeyeceği de kesin değildir.
- İnsanlığın muhtelif kısımları arasında kültürel farklılıklar olmasına rağmen, insan zihninin her yerde bir ve aynı olduğu ve aynı kapasitelere sahip bulunduğu, muhtemelen antropolojik araştırmaların pek çok sonucundan biridir.
- Onlarca hatta yüzlerce bin yıl boyu, oralarda da, seven, nefret eden, acı çeken, keşfeden, savaşan insanlar yaşadı. Gerçekte, çocuk halklar yoktur; çocukluk ve ergenliklerinin günlüğünü tutmamış olanlar da dahil olmak üzere, tüm halklar yetişkindir.
- Yabanıllığın en uç noktasına kadar gitmek istemiştim; benden önce kimsenin görmediği ve belki benden sonra kimsenin görmeyeceği bu zarif yerlilerin arasında umutlarım gerçekleşmemiş miydi? Coşku verici bir yolculuğun sonunda yabanıllarıma kavuşmuştum. Ne yazık ki onlar fazla yabanıldı.Bir aynadaki görüntü kadar bana yakındılar, onlara dokunabiliyordum ama anlayamıyordum.[2]
Hakkında söylenenler
[değiştir]- Lévi-Strauss'un durgunluğu bende bir çekingenlik hissi uyandırıyordu, ama bunu ustaca kullanırdı o; bir ölü yüzü ve hiç ifadesiz bir sesle izleyicilerimize tutkuların çılgınlığını anlattığında onu çok komik bulmuştum.[3] — Simone de Beauvoir
- Lévi-Strauss, kuşkusuz, toplumsal olayların yapısal niteliğinin altını çizen ne ilk ne de tek kişidir ancak onu başkalarından ayıran, bu yapısallığı ciddiye almak ve şaşmadan onu bütün sonuçlarıyla birlikte değerlendirmektir.[4] — Jean Pouillon