Ceyhun Atuf Kansu
Ceyhun Atuf Kansu | |
---|---|
Doğum tarihi | 7 Aralık 1919 |
Doğum yeri | Bostancı |
Ölüm tarihi | 17 Mart 1978 |
Ölüm yeri | Ankara |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Ceyhun Atuf Kansu, Türk yazar, şair ve doktor.
Sözleri
[değiştir]- Ben bir halk ve toplum ozanıyım. Ya da öyle bir ozan olmak isterim.[1]
- Yaşanılacak bir yurt haline gelsin diye Anadolu, birbirimizi sevelim, birbirimizi tanıyalım, birbirimize bağlanalım, birbirimize saygı gösterelim diye yazacağım durmadan. Seher kuşları gibi kardeşliği, özgürlüğü söyleyeceğim, en güzel vakitlerde. Deyin ki ben Manyas Gölü’nde bir balığım, Köroğlu Dağlarında bir çam ağacıyım, dağlarıma, tozlu dumanlı yollarıma.[1]
Şiirlerinden örnekler
[değiştir]Dünyanın bütün çiçekleri
[değiştir]"Bana çiçek getirin, dünyanın bütün
çiçeklerini buraya getirin!"
Köy öğretmeni Şefik Sınığ'ın son sözleri.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçekleri getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin getirin... ve sonra öleceğim.
...
Hakkında söylenenler
[değiştir]Cahit Külebi'nin, Ceyhun Atuf Kansu için yazdığı dizeler
[değiştir]“ | Ceyhun kardeş sen bu ilden gideli
Dağlarım yıkıldı, çöllerim bomboş. Söğütlü dereler, iğdeli beller, Kuraktan çatlamış göllerim bomboş. |
” |
Nazım Hikmet'in, Ceyhun Atuf Kansu'nun annesinin ölümü üzerine yazdığı şiir
[değiştir]Ceyhun Atuf'un Moda'da bir darüleytamda (yetimyurdu) yöneticilik yapmakta olan annesi Müfdale Hanım, eşi Nafi ve kardeşi Vehbi Bey'leri Milli Mücadele'ye katılmak üzere Ankara'ya yolladıktan kısa bir süre sonra apandisitinin patlaması sonucu hayatını kaybetmiş ve Kuvay-ı Milliyeci dostları tarafından gömülmüştü. Vehbi ve Nafi Bey'lerle İnebolu'da tanışmış olan şair Nazım Hikmet, aşağıdaki şiiri yazmıştır.
“ |
Vehbi ve Nafi Kardeşlerimin Acılarına: Aldığım Bir Mektup (**) 1337 Mart Ankara Dün gece mektup aldım bir felakete dair Siyah satırlarında şöyle yazılı: Şair! Bilmiyoruz nereden başlamalı biz söze Kara bir hançer gibi zavallı gönlümüze Saplanan son acıyı sen de duyuyor musun? Yoksa hülyalarınla hâlâ uyuyor musun? Boşluklara atılan ruhumuza bu bir sır: Bilmiyoruz gönüller bu kadar yakın mıdır? Dileriz derdimizi avutmasın seneler Bize son vazifeni yapmış olursun eğer Zavallı gönlümüzde bu derin mâtemi sen Rübabının sesiyle ebedileştirirsen... Ah bir hale düştük ki duysa kâinat ağlar Hem bir kardeş kaybettik, hem çok sevgili bir yâr Biz gurbette ağlarken o da gurbette öldü Biz gurbete gömüldük, o toprağa gömüldü... Şimdi o uzaklarda, çok uzaklarda bizden! Hayaline ağlayan yorgun gözlerimizden Yüzü rüyalardaki yüzler gibi kayboldu. Zaten o bir çiçekti bir çiçek gibi soldu Bir bahçeye gitti ki açılmaz çiçekleri Kahpe felek kendini bildiği günden beri Gökler zulümleriyle bu kadar alçalmadı. Artık güzelliklere imanımız kalmadı. Hiçbir ümidimiz yok hiçbir gayemiz de Şair? Fani neşeyi artık arama bizde Şimdi biz bir hayale ağlarız için için Tesellisi olmayan gönüllerimiz için Sade ona kavuşmak tesellidir diyoruz Ona kavuşmak için ölümü bekliyoruz. |
” |