Bulutlar Pusuda
Bulutlar Pusuda | |
---|---|
Yazarı | Oyhan Hasan Bıldırki |
Yayın tarihi | Damla Ofset Matbaa & Dijital Baskı Merkezi Söke, Birinci Baskı 2006 |
Lisanı | Türkçe |
Türü | Şiirler |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
'Bulutlar Pusuda', Türk yazar ve şair Oyhan Hasan Bıldırki'nin üçüncü şiir kitabı.
Şehrin ışıkları kör etti
Gökyüzünün nurdan rengini.
Baksanıza bütün yıldızlar;
Simsiyah ağlaşıyorlar.
(Bulutlar Pusuda, Yıldızlar - s. 7)
Söke’de bir cami avlusunda
Adı sebile çıkmış şadırvanın altında
Kurnalardan oluk oluk sular akıyor
Yeni umutların şafağında bir adam
Abdestini tazeliyor!
(Bulutlar Pusuda, Umutların Şafağında - s. 12)
Kahramanlıklar bu çağda demlenir, çelikleşir
Hainlik denilen şey yanı başında
Filizlenir, gelişir
Sonsuz akınlara çıkan
Ölümsüz atlara biner duygular
(Bulutlar Pusuda, Karasevda - s. 15)
Açılır mor sümbüller gibi
Yüreğinde yaşamak sevinci
Gök maviliğince tükenmez
Kim bilir kaçıncı sil baştanlara
Yeniden başlamalara
Umut yüklü baharlara
Anaç kuşlar gibi kanat çırpar
(Bulutlar Pusuda, Sarkaç - s. 20)
Atlılar, giden atlılara katıldılar
Atlılara katıldılar giden atlılar
Nal seslerinde dünya titrer gibi
Çanakkale ufkuna aktılar, aktılar.
(Bulutlar Pusuda, Olsaydım - s. 27)
Sen,
Aydınlıkta güneşim
Karanlıkta kutup yıldızım.
Sen,
En güzelin tarifi
Öpülesi ellerin sahibi:
Canım öğretmenim!
(Bulutlar Pusuda, En Güzelin Tarifi - s. 29)
Şiir bir ebemkuşağı
Mavi, yeşil, sarı, kırmızı
Ansızın hayâl ufkumuzu kuşatır
Şiir henüz doğuma yatmış bir çiçek
Gonca gonca sancılar içinde
Hayata uzanır
(Bulutlar Pusuda, Av İzinde Bir Şahin - s. 38)
Vatan topraklarında çakır dikenleri
Çayırlar, ısırganlar, zehirli yandaklar
Türlü niyetlere yatmış soysuz başkaldırılar
El ele vermişler, kol kola girmişler
Kaşına rastık, gözüne sürme çekmişler
Hürriyeti allı pullu gelin etmişler
(Bulutlar Pusuda, Sıcak Salıncaklar - s. 46)
Baba ekmek peşine düşmüş gurbette
Ana kız evde, hem arkasız, hem aç
Sokaklarda çengi köçek çeteler
İlk adımıyla birlikte bebeler ölüyor
(Bulutlar Pusuda, Kan Uykusu - s. 51)
Yalnız seni düşünmek yalnız seni duymak
Her gün seninle uyanmak uykularımdan
İlk kez sevdanın en doyulmazını tatmak
Yalnız senin ateş saçan dudaklarından.
(Bulutlar Pusuda, Kaderim Beni Çağırıyor - s. 73)
Ses bayrağımız Türkçe tek değil mi
Başka başka diller cakasındayız
Sağlam eve destek mertek değil mi
Ocaklar söndürme çabasındayız
Adam sayılma fiyakasındayız
(Bulutlar Pusuda, Can Pınarı - s. 83)
Aynalar gerçeklerin dili
Yalansız dolansız hafıza bekçileri
Sevgilere açık yüreğimdeki dünya
Besbelli aynalarda gizli
(Bulutlar Pusuda, Yüreğimdeki Dünya - s. 84)
Çıldırtmasın beni delişmen sular
Rüzgârlar aşkımızı tartışmasın
Aramızda kalsın gizli sevdamız
Hiç kimse bilmesin kurt kuş duymasın
Türkülerde söylenmesin ne çıkar
Bizim destanlık hayatımız mı var
Çekilsin yollarımdan karlı dağlar
(Bulutlar Pusuda, Delikanlı Yüreğim - s. 90)
Kavuşup buluşmanın derdindeyim
Hangi yıldızda saklı umutlarım
Deli dolu ömrün son demindeyim
Çilemin çiçekleri kuzularım
Dün buradaydılar, şimdi nerdeler
Hepsi de bir rüyâ gibi geçtiler
Son akıncı gibi akıp gittiler...
(Bulutlar Pusuda, Son Akıncı - s. 95)
Yüreğimde sayısız deli taylar coşuyor,
Ceylan gözlerine vurgun olduğum.
Bayrak açmış inadım tutulmuyor,
Şimdi görüşmenin tam vakti.
Ne sen saklan, ne ben ebe olayım
Göze gelsin tek tek naz çiçekleri
Pul pul olup dökülsün ayrılıklar...
Bildiğim bütün sayılar da bitti,
Korkunun tellerinden kurtar kendini.
Haydi durma bir sebep de sen uydur.
Sabrım tükendi;
Çık ortaya.
Ay doruktan aşıyor!
(Bulutlar Pusuda, Yaz Ortasında Islanmak - s. 96)
Dört mevsimi şöyle böyle yaşadım
Üç beş kitapta yazılı adım
Kaderine razı fedakâr eşim
Sana sonsuz teşekkürler
İki çocuk, birkaç torunum
Gelinim, damadım
Yağmalansa da kovanım
Şunun şurasında
Geçinip gidiyoruz
(Bulutlar Pusuda, Hikâyem - s. 102)
Bize yasak mı mutlu günler
Salkım saçak umutlarımız nerede
Sırası mı şimdi ayrılmaların
Gönlüme kor ateşler düştü
Gözlerim yanıyor!
(Bulutlar Pusuda, Gönlümde Kor Ateşler - s. 128)
Gönlüm darda
Ay küstü gidiyor
Yıldızlar sensizliğime ağlıyor
Demek ki her zaman
İki kere iki dört etmiyor.
(Bulutlar Pusuda, İki Kere İki - s. 129)
Yollar karmakarışık dostum
Günler ve yıllar, uzayıp giden yollar
Diken diken batarken umutlarımıza
Gün ışığını kaybediyor
Dalda yaprak soluyor
Gözlerim tutsak oluyor
Bakışlarına.
Bir ömrün baharında
Yıldızları saymakla geçti vaktim
Buna bir de,
Aşkım ve toyluğum karıştı
Bakışlarım tutsak oldu
Gözlerine.
Ölümlük kalımlık diye
Resim çekiyor.
(Bulutlar Pusuda, Resim - s. 141)
Kişiler | Atasözleri | Konular | Kitaplar | Hayali karakterler | Filmler | Diyaloglar | Belgeler | Duvar yazıları | Mesajlar | Gaflar | Sloganlar