Bertolt Brecht

Vikisöz, özgür söz dizini
Bertolt Brecht
Alman şair, oyun yazarı, tiyatro yönetmeni
Doğum tarihi 10 Şubat 1898
Doğum yeri Augsburg
Ölüm tarihi 14 Ağustos 1956
Ölüm yeri Berlin
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Eugen Berthold Friedrich Brecht, kısaca Berthold ya da Bert Brecht, (10 Şubat 1898, Augsburg, Bavyera, Almanya - 14 Ağustos 1956, Doğu Berlin), Alman şair, tiyatro yazarı ve yönetmenidir.

Sözleri[değiştir]

  • Önce ekmek, sonra ahIak.
  • Her insan kendi adasında yaşar.  
  • Sen kazandın ama ben haklıydım.  
  • YazıkIar oIsun kurtarıcı bekIeyenIere!  
  • Hiç bir iIerIeme mantığa geri dönüş kadar zor değiIdir.
  • ÖzgürIük neye yarar, yaşarsa bir arada özgürIerIe tutsakIar.
  • KurtuIuş yok tek başına, ya hep beraber ; ya da hiç birimiz.. !
  • Hiçbir şey biImeyen cahiIdir, ama biIip de susan ahIaksızdır.
  • Sofradan en fazla payı alanlar, Bize KANAATKAR olmayı öğretiyor.  
  • Banka soymak acemi işidir. Gerçek profesyoneller banka kurarlar!
  • İnsana yararIı buIuşIar bastırıIır. Ona zarar verenIer ise destekIenir.
  • Bir banka soymak, bir banka açmaktan daha büyük bir suç değiIdir.
  • İşçi sınıfının insanlığa karşı hiçbir borcu yoktur. İnsanlık ona borçludur.
  • Mücadele eden yenilgiye uğrayabilir, mücadele etmeyen zaten yenilmiştir.  
  • Unutmayın, bir ip koptuğunda yeniden bağlanabilir, ama eskisi gibi çekmez.  
  • Sanat gerçekliğe tutulan ayna değil, onu şekillendirmek için kullanılan çekiçtir.  
  • Hatalar kötü değil. Onları düzeltmemek bile kötü değil. Kötü olan, onları gizlemektir.  
  • Haksızlık her yerde ve her zaman olduğu için, haklılığın karakter özelliklerini taşımaya başlar.  
  • Yazarlar, hükümetlerin savaş yaptıkları kadar hızlı yazamazlar, çünkü yazmak düşünmeyi gerektirir.  
  • Sizler şu an batmakta olan geminin duvarlarına çiçek resimleri yapıyorsunuz ve bunun adına sanat diyorsunuz.
  • Barış, insandan yana oIan tüm çabaIarın, tüm üretimin, yasama sanatını da içermek üzere tüm sanatIarın temeIidir.
  • Büyük sıçrayışı gerçekIeştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün yarına dünIe besIenerek yoI aIır.
  • Büyüyecek! Mülk sahiplerinin mülklerive mülksüzlerin sefaleti. Yönetenlerin söylevlerive yönetilenlerin suskunluğu...
  • Mizahın oImadığı bir üIkede yaşamak kötüdür. Fakat çok daha kötü oIan, mizahsız yaşayamayacağın bir üIkede yaşamaktır.
  • Nasıl yaşar insan? Çiğneyerek, ezerek, Öbür insanları yiyerek! Yalnız böyle yaşayabilir insan İyice unutabilmek için insan Olduğunu.  
  • Benim gibiler kendilerini öldürecek sopalara bile para verir, Ondan sonra da o sopalara fiyatları üstünde, onların mezarlarına gömerler.  
  • Tabi yaşamak için yemek gereklidir. Ama yemek yiyen herkesin de yaşadığı söylenemez. İnsanlığın asıl itici gücü, kendini ifade edebilme, yani kişiliğini sonsuzlaştırmasıdır.  
  • Bacağını kaybeden herkes başkalarından merhamet mi dilenecek? Tabi ama gerçek olan bir şey daha var ki o da, kimsenin seve seve bir şey vermediği. Savaşlar kural dışıdır.  
  • İnsanIara kırmızı bir kuyrukIuyıIdız göster, onIarı beIirsiz bir kaygı iIe korkut ve göreceksin ki, insanIar evIerinden koşarak çıkarken bacakIarını kıracakIardır. Fakat onIara mantıkIı bir cümIe söyIeyip bunu yedi sebep iIe kanıtIarsan, sana sadece güIecekIerdir.
  • Ey mutsuzlar! Kardeşlerinizi boğazlıyorlar, göz yumuyorsunuz. Çığlıklar duyuluyor, ama siz susuyorsunuz. Aramızda dolaşıp kurbanını seçiyor zorbanın teki, sessiz kalırsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burası, sizler nasıl insanlarsınız! Haksızlık varsa bir yerde eğer ayaklanmalı insan. Ayaklanma olmuyorsa batsın o şehir yerin dibine. Yansın bitsin, kül olsun karanlıklar basmadan!  
  • Ben de bir bilge olmak isterdim. Yazıyor eski kitaplar bilgelik nedir: dünya kavgalarına uzak durmak ve o kısa zamanı korkusuz geçirmek şiddete başvurmadan hem kötülüğe iyilikle karşılık vermek düşlerini gerçekleştirmek değil, unutmak bilgelik olarak kabul ediliyor. Tüm bunları yapamıyorum: gerçekten karanlık bir çağdır yaşadığım!  
  • Dostluğuna diyecek yok ya, Dostların kimler? Şimdi bizi iyi dinle: Düşmanımızsın sen bizim, Dikeceğiz seni bir duvarın dibine, Ama madem bir sürü iyi yönün var. Dikeceğiz seni dibine iyi bir duvarın İyi tüfeklerden çıkan İyi kurşunlarla vuracağız seni. Sonra da gömeceğiz İyi bir kürekle İyi bir toprağa...  
  • Halkın ve askerlerinin desteğine muhtaçtırlar. Haklı değil miyim? Savaş bitecek mi dersiniz? Laf olsun diye sormuyorum, hani ucuz mal var da, alıp depoya koysak mı diye soruyorum. Ama savaş biterse, onları atmaktan başka çare kalmaz.   
  • Bir tabiat kanunu değildir savaş, Barışsa bir armağan gibi verilmez insana: Savaşa karşı Barış için Katillerin önüne dikilmek gerek, 'Hayır yaşayacağız! ' demek. İndirin yumruğunuzu suratlarına! Böylece mümkün olacak savaşı önlemek.
  • Sofradan en fazla payı alanlar, Bize kanaatkar olmayı öğretiyor. Karnını doyuranlar, Açlara seslenip gelecek güzel günlerden bahsediyor. Ülkeyi uçuruma sürükleyenler, Sıradan insan için ülke idare etmenin zor olduğundan dem vuruyor.
  • İnsan yalnızca kendini düşündüğünde, yanlışlar yaptığına inanamaz ve bu nedenle de ilerleyemez. Onun için insan, kendisinden sonra çalışmayi sürdürenleri düşünmelidir. Bir şeylerin tamam sayılması, ancak bu yolla önlenebilir.   
  • Bilin: halkın ekmeğidir adalet! Bakarsınız bol olur bu ekmek, bakarsınız kıt, bakarsınız doyum olmaz tadına, bakarsınız berbat. Azaldı mı ekmek, başlar açlık, bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.  
  • Nasil yaşar insan? Hiç yılmadan; Ezmekten, saldirmaktan, soymaktan bıkmadan, Böyle yaşar insan insanlıktan Çıkmaktan hic usanmadan. Boşuna kasilmayiniz baylar! Kotulugunuze bakmadan.   
  • Savaşa karşı Barış için Katillerin önüne dikilmek gerek,"Hayır yaşayacağız!" demek. İndirin yumruğunuzu suratlarına! Böylece mümkün olacak savaşı önlemek.  
  • Herkes başkasına öğüt verebilir. Ama sen maddi yönden de yardım ediyorsun. İşte dostluk bu, bir dost eli...  
  • Yok, yok onlar olmasaydı Kuruşlarda olmazdı. Çünkü onların yoksulluğu olmazsa, Semiremez hiçbir insan.  
  • Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin? Seni kimse satın alamaz, Eve düşen yıldırım da Satın alınmaz.   
  • Anladık dediğin dedik, Ama dediğin ne? Doğrusun, söylersin düşündüğünü, Ama düşündüğün ne?   
  • Yüreklisin, Kime karşı? Akıllısın, Yararı kime? Gözetmezsin kendi çıkarını, Peki gözettiğin kiminki?   
  • Ah, keşke insanlar iyi olsalar terbiyeli olacaklarına Ama ilişkileri bırakmıyor onları iyi olmaya !  
  • Gerçeği biImeyen sadece aptaIdır. Fakat gerçeği biIen  ve ona yaIan diyen, suçIudur, canidir.
  • İhtiyacımız olan şey kahramanlar değil, kahramanlara ihtiyaç duymayan bir toplum olmalı.  
  • Her öğretmen, zamanı geldiğinde öğretmeyi bırakmasını öğrenmelidir. Bu zor bir sanattır.  
  • Acıya sevinen zalimlerin zevk çığlıkları, bir gün kendilerini sağır edecektir...   
  • İnsanın yeteneği yoksa kendini iki ya da üç kez daha yararlı hale getirmeli.  
  • İnsanların mevkileri yükseldikçe yüreklerini etkilemek bir o kadar zorlaşır.   
  • Karnını doyuranlar, Açlara seslenip gelecek güzel günlerden bahsediyor.
  • A diyen b demek zorunda değiIdir. A’nın yanIış oIduğunu da beIirtebiIir.
  • İnsan, ancak onu düşünen hiç kimse kaImadığı zaman gerçekten oIur.
  • Doğaya hayranIığımız, şehirIerin yaşanmazIığından iIeri geImektedir.
  • Zengin sınıflarının suçlarını belirsizlik kadar hiç bir şey koruyamaz.  
  • Faşizme karşı birleşmeyenler, faşizmin zindanlarında buluşurlar!
  • Madem İyisin Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin...   
  • İmparatorlar hiçbir şeyi kendi başlarına yapamazlar.   
  • Kardeşler arasında pazarlık olmaz.  
  • Bir evimiz bile yok, sürgünüz sadece,
    Bizi kabul eden bir ülke çıksın diye
    Bekliyoruz içimizde bir huzursuzluk,
    Sınıra en yakın yerde
    • Göç ile ilgili bir şiirinden.[1]
  • Kapitalizme karşı olmadan faşizme karşı olanlar; danayı kesmeden onun etini yemek isteyen insanlara benzer. Danayı yemek isterler ama kan görmeyi sevmezler. Kasap eti tartmadan önce ellerini yıkarsa tatmin olurlar. Barbarlığı ortaya çıkaran mülk ilişkilerine karşı değillerdir, yalnızca barbarlığa karşıdırlar. Barbarlığa karşı seslerini yükseltirler, hem de bunu aynı mülkiyet ilişkilerinin yayıldığı ancak kasapların eti tartmadan önce ellerini yıkadığı ülkelerde yaparlar.[2]
  • Sanat, dünyayı yansıtan bir ayna değil dünyanın onunla şekillendirildiği bir çekiçtir.[3]

Galilei’nin Yaşamı[değiştir]

  • Andrea: "Kahramanı olmayan ülke ne mutsuz bir ülkedir."
    Galileo: "Hayır, kahramana ihtiyacı olan ülke ne mutsuz bir ülkedir."

Cesaret Ana ve Çocukları (1939)[değiştir]

  • Savaş da aşk gibi mutlaka bir yolunu buluyor.

Adalet Sizsiniz[değiştir]

Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerle yoğurulan, iyi pişirilmemiş adalet yeter!
Yeter katıksız, kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter![4]

Üç Kuruşluk Opera (1928)[değiştir]

  • Bir banka kurmanın yanında, bir banka soymak nedir ki?

Kaynakça[değiştir]

  1. Bertolt Brecht, "Concerninng the Label Emigrant, Poems,1913-1956, ed. John Willet ve R.Mannheim, 1976, s.301.
  2. Bertolt Brecht, Hakikati Yazmak, Beş Zorluk, 1935
  3. Scholar Library, E Journals, Russel Greinke
  4. "Sahne Tozu". Erişim tarihi: 10 Şubat 2013. 

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Commons'da Bertolt Brecht ile ilgili çoklu ortam dosyaları bulunmaktadır.

Vikipedi'de Bertolt Brecht ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.