Behice Boran

Vikisöz, özgür söz dizini
Behice Boran
Dosya:Behice boran.jpg
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğum tarihi 1 Mayıs 1910
Doğum yeri Bursa, Türkiye
Ölüm tarihi 7 Ekim 1987
Ölüm yeri Bürksel, Belçika
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Behice Sadık Boran (1 Mayıs 1910, Bursa – ö. 10 Ekim 1987, Brüksel), Türkiye İşçi Partisinin son Genel Başkanı, siyasetçi, akademisyen ve sosyolog.

Sözleri[değiştir]

  • Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!  
  • Sosyalist doğulmaz sosyalist yaşanır.  
  • Eğer bir şey yapılacaksa, onu iyi yapmak gerekir.  
  • Kadın hareketi sınıf mücadelesiyle bütünleştirilmelidir.  
  • Herkesin aşk acıları vardır; benim dostluk acılarım oldu.
  • Sömürülüyor olmak başka şeydir, sömürge olmak başka şeydir.  
  • Kişiler hakkında nasıl mı karar vereceksin? Hayatlarına bakarak. Bir insan, yaşadığı hayatın insanıdır.  
  • Hangi şairimizin dili Türkçenin güzelliklerini ve zenginliğini Nâzım kadar bize bol bol, cömertçe veriyor?   
  • İktidar olup ülkeyi yönetebilmek bu bilgileri ve mücadele deneyimlerini kazanmakla, özümsemekle mümkündür.  
  • İktidar şu partiye değil de, bu partiye sadece oy vermekle gerçekleşmez. İşçi sınıfımızın kendisi iktidar hazırlanmalıdır.
  • İşçi sınıfının mücadele ufku, ücret, ikramiye, kıdem tazminatı, referandum gibi ekonomik sorunlarla sınırlanmamalıdır.
  • İşçilerin kaybedeceği hiçbir şey yok, kazanacağı çok şey vardır.  dünyanın her memleketinde işçi sınıfı ileriliğin ve gelişmenin savunucusu olmuştur.
  • Bu sistemde insanların yaşamında ancak "mutlu anlar" olabilir. Mutluluğun sürekli bir hal alabilmesi için daha çok yol almamız gerek. Ütopyamıza doğru.  
  • Türkiye’nin önünde bugün demokrasiye geçilip geçilemeyeceği sorunu duruyor. Biz halkımızın demokrasi isteğine yanıt vermede en başta kendimizi sorumlu hissediyoruz.
  • Amacımız halkı daha bugünden demokrasinin mimarı haline getirmek, toplumun her alanını demokratikleştirmek, halkın katıldığı demokratik bir politik rejimi yaşama geçirmektir.  
  • Toplumlar, tarihlerindeki gelişme ve ilerleme atılışlarının doruk noktalarından geçerek, bu doruk noktalan birbirine katışıp birikerek sosyalist çizgiye ve sosyalizm aşamasına gelirler.  
  • Sosyalistler kendi toplumlarının ve insanlığın tarihinde toplumu ve insanlığı ilerletici, yapıcı, olumlu her şeyin, her başarının, kültür mirasına her katkının, tabii mirasçıları sayarlar kendilerini.
  • Nâzım'ın "Büyük Destan" bütünlüğünde neşredilip halkoyuna sunulduğu gün Atatürk'e basma kalıp methiyeler yazanlar, onun "26 Ağustos Gecesi"nin yanına hangi mısralarını koyup ta boy ölçüşebilecekler?  
  • Kurtuluş mücadele ile sağlanır boyun eğerek değil. Kurtuluş tek tek olmayacaktır. Hep birlikte kurtulacağız. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Hep birlikte kazanacağız. Selam olsun Türkiye'nin ve dünyanın aydınlık geleceğine.
  • İşçi sınıfı bu bilgileri, mücadele deneyimlerini, iktidar için gerekli yetenekleri ancak politik düzeyde örgütlenerek, partileşerek kazanabilir. Kendi bağımsız partisi aracılığıyla ancak iktidar olablir ve iktidarda kalıp işleri yürütebilir.
  • Geçmişte yapılan işlerden, geçirilen deneylerden bugüne vuran bir ışık vardır ve her toplumun belirli bir zaman bölümündeki sorunları, o toplumun, dününü bugüne ve yarına bağlayacak tarihsel gelişme doğrultusu ve şartları çerçevesinde doğru anlaşılıp doğru çözümlere kavuşturulabilir.
  • Türkiye'nin Doğusu, Batısıyla ve parçalar halinde değil, bir bütün olarak, emperyalizme bağımlı geri bir kapitalist ülkedir. Bir bütün olarak emperyalizmin ekonomik sömürüsü, politik, askeri ve kültürel nüfuz ve baskısı altındadır. Temel olgu budur ve sorun bu çelişkinin giderilmesi, bağımlı, geri kapitalist durumdan çıkılmasıdır.
  • İşçi sınıfımız, işçi arkadaşlarımız ülkenin iç ve dış politikasıyla, tüm sorunlarıyla, ekonomik, siyasal sorunlardan sağlık, eğitim, sanat sorunlarına kadar tüm sorunlarıyla ilgilenmek, bu konularda bilgi edinmek, bu konulara ilişkin sorunların geçerli çözüm biçimlerini, yöntemlerini öğrenmek ve bu doğrultuda siyasal mücadele vermek durumundadır.  
  • Fikri görüşleri miyop, bilgi dağarcıkları fakir kişiler, Nâzım'ı gayri milli olmakla ithama kalkışmışlardır. Cemiyetini inkâr ediyor, kendini inkâr ediyor, demişlerdi. Bugün Nâzım sanatın öyle yüksek zirvelerinde ki, hasımları bile onu kabul etmek zorunda kalıyorlar. "Bedrettin Destanı", "Büyük Destan", "Memleketimin İnsan Manzaraları" bu topraklardan yeni birer dağ silsilesi gibi yükseliyor.  
  • Uzun yol, kestirme yol diye bir ayrım geçerli değildir. Çıkar yol, geçit veren yol, ya da çıkmaz yol, geçit vermez yol vardır. Çıkar yol, hedefe götüren yol aynı zamanda mümkün olan en kısa yoldur. Kısa, kestirme yol yoktur ama kestirmeden gideceğim diye maceracı yollara sapma tehlikesi vardır. Bu tür sapmaların cezasını acı sonuçlarını bütün hareket çeker, kurtarmak için yola çıktıkları kitlelerin kendisi çeker.
  • Hakim: Ne yapmak için çıktınız sokağa?
    Boran: 1 Mayıs’ı kutlamak için.
    Hakim: Nerede kutlayacaktınız?
    Boran: Daha önce de söylediğim gibi Taksim’de.
    Hakim: Taksim’e mi gidecektiniz?
    Boran: Evet, Taksim’e gidecektik.
    Hakim: Yol uzak, o kadar yolu nasıl gidecektiniz?
    Boran: Dinlene dinlene gidecektik.
(O tarihte 69 yaşında olan Behice Boran’ın 1 Mayıs kutlamaları için Merter’den Taksim’e yürüyerek gitmek için yola çıkışının ardından kafasına bir dipçik darbesi yedikten sonra karşısına çıkarıldığı hakim ile olan diyaloğu.)

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Vikipedi'de Behice Boran ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.