Ali Naki
Görünüm
Ali Naki | |
---|---|
Doğum tarihi | 8 Eylül 829 |
Doğum yeri | Medine |
Ölüm tarihi | 27 Haziran 868 |
Ölüm yeri | Samarra |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Kaynaksız sözler
[değiştir]- Allah, dünyayı imtihan yeri, ahireti ise netice evi yapmış ve dünyanın imtihanını ahiret mükafatının sebebi kılmıştır...
- Allah dünyayı musibet, ahireti ise mükafat evi kılmıştır. Dünya musibetini, ahiret sevabının sebebi ve ahiret sevabını da, dünya musibetinin bedeli kılmıştır.
- Allah’a itaat eden kimse, halkın gazabına aldırış etmez. Allah’ı gazaplandıran ise bilsin ki halkın gazabına müstehak olur.
- Allah-u Teala’nın kulun kendisini çağırmasını istediği bazı yerler vardır; kim o yerlerde dua ederse, duası kabul edilir, Hz. Hüseyin’in haremi de o yerlerden biridir.
- Anne ve babaya karşı gelmek, fakirliğe ve zillete sebep olur.
- Başıboşluğun doğuracağı pişmanlığı hatırlayarak ihtiyatlı ve ileri görüşlü ol.
- Can vereceğin anı aklına getir, ne dostunun sana faydası olur ve ne de doktorlar seni ölümden kurtarabilir.
- Dünya bir pazardır, bazıları orada kazanır, bazıları ise zarar görür.
- Elinin altında olan bir kimseye kızmak alçaklıktır.
- Fakirlik, ihtiras ve ye’sten (Ümitsizlikten) ibarettir.
- Halk, dünyada mallarıyla, ahirette ise amelleriyle tanınırlar.
- Hased, iyi amelleri mahveder ve halkın gözünde insanı menfur kılar.
- Hased etmekten kaçın; çünkü onun tesiri sende zahir olur, düşmanındaysa bir tesiri olmaz.
- Hayırdan daha hayırlı, o hayırı yapandır. Güzel sözden daha güzel, onu söyleyendir. İlimden daha değerli, onu taşıyandır. Kötüden daha kötü, şerr amelde bulunandır.
- Heva ve hevesine uyan, nefsinin; cahil de kendi dilinin esiridir.
- İncittiğin bir kimseden samimiyet bekleme. Aldattığın bir kimseden vefa bekleme.
- Kendi kadrini bilmeyenin şerrinden emin olma.
- Kendini beğenen kimseyi yeren çok olur.
- Kendini beğenmek, insanı ilim öğrenmekten alıkoyar.
- Kim Allah tarafından günah işlemeğe mecbur kılındığını zannederse, kendi günahını Allah’a maletmiştir ve Allah’ı, günahkarları cezalandıracağı için zulme nisbet vermiştir.
- Kim Allah’ın, elemli cezasından emin olursa, tekebbür eder; öyle ki, sonunda O’nun kazasına ve geçerli emrine duçar olur.
- Kim Allah’tan çekinirse, ondan çekinirler. Kim Allah’a itaat ederse, ona itaat ederler. Kim yaratana itaat ederse, yaratığın gazabından korkmaz. Kim Allah’ı gazaplandırırsa, yaratığın kendisine gazap edeceğine yakin etmelidir.
- Kim Allah’tan taraf açık bir delili olursa (yakin derecesine varırsa) kesip doğrasalar bile, dünya musibetleri ona kolay gelir.
- Meşveret ettiğinde kendi düşünce ve dostluğunu senden esirgemeyen kimsenin sözünden çıkmamaya çalış.
- Münakaşa, kökleşmiş dostlukları da bozar.
- Nimetlerin kadrini bilerek onları koruyun ve onlara şükrederek artmasını isteyin.
- Niyetini doğrultmadan bir iş yapan kimsenin amelini Allah kabul etmez.
- Sana sevgi besleyip görüş belirleyenin görüşüne uy.
- Şaka, cahil insanların yaptığı ve ahmakların da eğlendiği bir iştir.
- Şükredenin şükrünün verdiği mutluluk, şükre sebep olan nimetin verdiği mutluluktan daha çoktur. Çünkü nimet metadır, şükrü ise hem nimettir ve hem de mükafat.
- Tabiatı bozulmuş insanlara artık hikmet tesir etmez.
- Talebe ve öğretmen, ilmin ilerlemesinde ortaktırlar.
- Yumuşak akıllı zalimin, yumuşaklığı vasıtasıyla zulmünü affetrmesi mümkün olduğu gibi, haklı sefih’in (ahmakın) akılsızlığı da, onun haklı olmasını gösteren nuru söndürebilir.
- Zenginlik, arzunun azlığı ve yetecek miktara razı olmandır.