Adnan Yücel
Görünüm
Adnan Yücel | |
---|---|
Doğum tarihi | 27 Mart 1953 |
Doğum yeri | Elazığ |
Ölüm tarihi | 24 Temmuz 2002 |
Ölüm yeri | Çukurova, Adana |
Vikipedi maddesi |
Adnan Yücel, (27 Mart 1953, Elazığ - 24 Temmuz 2002), Türk şair.
Sözleri
[değiştir]- Çiçek açmıştır yaralar.
- Uçurumlarda direnen güller.
- Her sözcük bir yürektir şimdi.
- Yüreğim şimdi bir yangın yeri.
- Umutlar yarım sevgiler yarım.
- Ben yürüdükçe zaman yürüyor.
- Herkes kendince seviyor baharı!
- Varsın sizin olsun yalan iktidarlar.
- Sen ne çabuk büyüdün ey çocuk.
- Yaşam yaralı bir kuş ürkekliğinde.
- Acılı yağmurlarla düşmüşüm yere.
- Baharda gazel dökme bahçelerime.
- Bir elimizde kitap diğerinde yıldızlar.
- Sustukça yorgun düşüyor düşlerim.
- Gülmek Yitirilmiş bir türküdür bazen.
- Ve biz yaşamı savunmak zorundayız.
- Kuş kanadında bir bulut mu yalnızlık.
- Ben yeşile koşmalıyım diyor yüreğim.
- Bir şiir düşer yere kendi sesini arayan.
- Oysa yalnızdık dünyanın orta yerinde.
- Ne toprağa sığıyor öfken ne denizlere.
- İnsanlık adına yüreğin bir başka kanar.
- Gönlü yorguna, Her şey ölüm kadar acı.
- Vurulmuş bir kartal gibi düşüyor zamana.
- Nasıl da değişmiş insanımızın insan yanları.
- İki nehrin arası baştan sona yangındır artık.
- Anılar da avutmadı bizi Ağıtlar da yakmadık.
- Okunacaksa doğru dürüst okunsun kitaplar.
- Ah o anılar Hangisine baksam eririm bir solukta.
- Saatler yalnızlığı gösteriyor, yüreğim yine tetikte.
- Her şeyi eskiterek geçer zaman her şeyi değiştirerek.
- Bakma sessizce dalışlarıma, Bir dilsiz kavaldır yüreğim.
- Bakma sessizce dalışlarıma, bir dilsiz kavaldır yüreğim.
- Ey sessizliği biriktiren sokaklar, İyi ki yürüyoruz birlikte.
- Saraylar saltanatlar çöker, kan susar birgün zulüm biter.
- Önce şarkılar dizildi kurşuna, Sonra kahkahalar ve kuşlar.
- Kar yağıyor yaktığım ateşlere, İçimde kül kalabalığı isyan.
- Neye baksam tuzaklarda, sanki neye uzansam uzaklarda.
- Ne lambalar açık, Ne kitaplar, Nerdesiniz ey güzel umutlar.
- Ölmekten daha zordur çünkü, Ölümleri yeniden yaşamak.
- Acıya kurşun işlemez artık, Ölüm bile bu acıyı cellat bilmiştir.
- Acı yitirilmiş bir baba mıdır? Ağıt yenik düşmüş bir sevinç mi.
- Barut gibi bakıyor ölüm, Ve biz yaşamı savunmak zorundayız.
- Hayaller gerçekte durulur gider, Çiçekler dalında vurulur gider.
- Acılar türkülerde uzanır gider, Özlemler gözlerde süzülür gider.
- Hangi saz çalabilirdi o sessizliği, Hangi dil varabilirdi söylemeye.
- Bulutları çarpışa çarpışa yorgun, Bir gökyüzüdür artık gülüşün.
- Bir türlü anlatamadığım, Haykıran bir sessizlikle çatlıyor başım.
- Soluğumu kesip durma ne olur, Zamanı böyle zamansız vurma.
- Oturup bir halkın yüreğine duvarları korkudan saraylar kurdular.
- Yıldızlar metal metal düşmüş yere, Her yerde sessizlik kaynaşıyor.
- Açmışız yüreğimizin kapılarını, İçimizi döküyoruz masmavi sulara.
- Ey yangınlarla boğuşan yüreğim, Dayanabilirsen eğer gel de dayan.
- Kapkara bir çığlıktı her umut, Ağlamakla gülmek arasında yaşanan .
- Ey zamanın yüzüne korku yazanlar, Güldürmeyin beni ağlayamam.
- Adımız halk olduğu günden beri, Bir direnç olmuştur bizde sevinçler.
- Gökyüzünde sanılmış bütün yaşam, Gökyüzüne çivilenmiş ellerimiz.
- Nasıl da güzelmiş öğrenmek, Geleceğe bakar gibi bakmayı gözlerine.
- Saltanatlar bir gün çöker dediler, yüksektekiler bir gün düşer dediler.
- Hep aynı yol aynı uçurum serüveni, Her doğum yeni bir ölüm üstüne.
- Böyle eksik taşınmıyor bu yürek, Mutlaka bir yerlere varmamız gerek.
- Her çile bir tek sözde düğümlenirdi, demiri dövmek tavında gerekirdi.
- Nice gurbetler yaşanıyor içimizde nice ayrılıklar, nice yarım yolculuklar.
- Islak özlemler birikmiş avuçlarım da, Hangi denizden kalma bilmiyorum.
- Henüz varmıyorsa ellerimiz, Dokunmuyorsak bu acılara Saygımızdandır.
- Olmayan bir ışığı yakmak gibidir oysa bizim gözlerimizle bakmak güneşe.
- Az sonra belki bir adam asılacak ve zaman gergin bir ipte durdu duracak.
- Bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır bir de yarınlar için direnenler.
- Yalnızca yaşarsın ey güzel dost, Yaşarsın binlerce şiirin sonsuz imgelerinde.
- Kan ve şiddet akıtılıyor taze düşlere, Okullarda mektupsuz dil kuraklığı var.
- Bir yudum su demekten aciz yürekler, Ya ses verip haykırmalı ya boğulmalı.
- Yarınları bugünden korumam gerek, Suskunluğun zincirlerini kırmam gerek.
- Bitmedi daha sürüyor o kavga, Ve sürecek Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.
- Dikkat et kirpiklerindeki yorgunluğa, Ağlamak üzere dolmuş bir zamandayız.
- Bulvarlar, sokaklar ve bütün caddeler, bir bir gelip onun yüreğinden geçerler.
- Biliyorum Böyle eksik taşınmıyor bu yürek, Mutlaka bir yerlere varmamız gerek.
- Ey suskunluğumun gürültülü depremi adın yarın olsun artık bugün çoktan bitti.
- Tarih mi yitirdi kendini, Gelecek mi lekelendi yoksa,Keşke diyorum, bir bilen olsa.
- Her özlemi yağmurla başlatan bu yerde, Kuş ağzında uçan bir şarkıdır mevsimler.
- Ne zaman söylenecek türkümüz, Her yerde ve hep bir ağızdan Sen söyle ne zaman.
- Acıları yudumlamaya bak, Ölmekten daha zordur çünkü, Ölümleri yeniden yaşamak.
- Açık bırak yüreğinin kapılarını, Kömür gibi beyazlardan, Kar gibi siyahlardan geliyorum.
- Ve bütün gecelere inat karanlığa dişleriyle saldırırken sabah, ey vah sana dünya ey vah.
- Yolu yok başka yaşamanın her sabah geçmişin yüreğine, filizlenen bir gelecek çiziyoruz.
- Resimler girmiyor artık çerçevelere, Fırçalar boyalar suskun Kitaplıklarda kitaplar ağlıyor.
- Orman yok olursa diyor: bir çocuk Ağaç kaybolursa, Ne derim benden sonraki çocuklara.
- Kan Ağlamak ölümlerine Ve Afrika'lı kapkara bir acıyı, Duyabilmek bembeyaz yüreğimizde.
- Bir türlü kurumuyor o kan pınarı, Beylerden krallara kalıyor Krallardan saraysız yeni beylere.
- Bin kez korkuya boğdular zamanı, Bin kez ölümlediler, Yine doğumdayız işte yine sevinçteyiz.
- Ne olur Gülmeyi unutmayın çocuklar, Gülmeyi unutmayın ki, Coşkunuzda tükenmasin bahar.
- Tekliğim, yorgun ve kanadı kırık kuştur. Bakma sessizce dalışlarıma Bir dilsiz kavaldır yüreğim.
- Şimdi nedir sanki yaşadığımız, hangi tutsaklığın gecesidir bu, hangi bağımsızlığın yarım sabahı.
- Bir tabak güneş istiyoruz garson! Lekesiz olsun lekesiz, Bir dal badem çiçeği, bir bardak da deniz!
- O en coşkulu En çocukluk çağlarımızda, Merhaba dedik yaşama, Merhaba ey gizlice kanayan yara.
- Ah benim diri diri ölmüşlüğüm öldükten sonra kör umutlarda, Dünyasız ve insansız gülmüşlüğüm.
- Bakıp durduk mavinin en güzellerine, Bir damla sevinç ararken, Bir nehir acı koyduk suların ellerine .
- Karanlıklar içinde Şafakla gel günle gel, Kan ve barut içinde, Dirençle gel kinle gel, Gel gülüm geeel gel.
- Biz ki o çocukça güzelliğimizde, Hep kavgalarda öğrendik sevmeyi, Bir daha yüreklenip de sevemedik.
- Kurtardık yakamızı yalanlardan, Ve daldık kendi çocuk saflığımıza. Koltuğa alınmış bir kelleydi yaşamak.
- Ey gökkuşağından sıyrılan güzellik, Her akşam üstü aynı hüzünle, Yedi renkli sevinçlerden ayrılan güzellik.
- Yaşamak denilen bu yüce şiir, Bir yaz yağmuru değildir insanda, Öyle etkisiz, Öyle selamsız geçer mi sanıldı.
- Ah mümkün olsa; savaştan barış, barıştan insan yapardım. Kurşun yerine çocuklara her sabah şiir atardım.
- Kar yağıyor yaktığım ateşlere, İçimde kül kalabalığı isyan, Beni anlatacak kadar, Kalabalık değil daha sokaklar.
- Bu karanlık günler içinde, Susmayı bir türlü bilemiyoruz, Çalıp kapıları birer birer, Bir fincan aydınlık istiyoruz.
- Durmadan ateş yakıyoruz karanlıklar da, Bazen aydınlanıyor gecelerimiz, Bazen yangın çıkıyor uykularımızda.
- Çocuk yaşımızda büyük olduk, Bilmeyiz bu yüzden pembe gülüşleri, Böleriz mutlulukları ortasından Gülemeyiz.
- Bitmedi daha sürüyor o kavga, Ve sürecek Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Yeryüzü, Aşkın Yüzü Oluncaya Dek.
- Güneşin Kapıları Bir badem çiçeği sürsem şimdi namluya, Beynime sıksam, Ölümüm bahar olsa nasıl anlaşılsam.
- Bu yaralı öfke günlerinde selam olsun acılar içinde gülene. Kurda kuşça söyleyip, çiçeğe kelebekçe konmayı bilene.
- Grup Vitamin geliyore, Yeminim var şafaklar adına, Yorgun yüreklere biraz umut, Biraz sevgi sunmadan duramam.
- Tam da yürürken güneşe doğru, Daha ilk adımda, Ağıtlarla ağırlaştı yükümüz, Gencecik ölümler takıldı ayaklarımıza.
- Yaşım çocuk başım çocuk iki yanımda iki insan iki silah, Anam arkamda bir göz yaşı seli Arkamda dağlar yıkan bir ah.
- Yıllar yaşları kucaklar, Yaşlar yaşamı çizgiler insanda, Oysa on iki yaş, Bizde bir damla gözyaşı, Bir ayrılıktır başlıbaşına.
- Kiminin sözcükleri kaldı geriye, Kiminin türküleri, Bin tane yüreğim yok ki benim, Bunca acı içinde nereye koysam seni.
- Filizlenip uzandık dostluğun gökyüzüne, Günün bir yüzünde avuçlarken güneşi, Bir yüzünde yeniden düştük toprağa.
- Artık ister dolu yağsın ömrümüze İsterse kar, Biz ki bildikten sonra sevmeyi Bütün sabahlar, Acı renginde olsa ne çıkar.
- Ve sürecek, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek dizeleri okuduğum günden beri hayatımın sloganıdır. Ümidimizi taze tutar.
- +Dağılıp dökülerken korkular, Ne olur Gülmeyi unutmayın çocuklar, Gülmeyi unutmayın ki, Çoşkunuzda tükenmesin bahar.
- Bohçandaki yazgıları Bağrındaki acıları, Bırakıp da bir gün, Gelmek istersen yanıma, Sakın ha Türküsüz çıkmayasın yollara.
- Ve karanlığın ihanetine karşı, Tetikte nöbetçi bütün sabahları, Ölürcesine sevebilir misiniz, Siz bu sevmeyi öldürebilir misiniz.
- Karanfil kokuyor cigaram, Bir karanfil var mektubunda, Bir de menekşe tarlası şiir, Söyler misin, Zindanda çiçekler nasıl yetişir.
- Bu sabır çatlayacak bilirsin, Sel olup taşacak çekilen acılar, Bir gün Ya yeniden başlayacak o yağmur, Ya da dinecek bütün sancılar.
- Pencereden dışarıya bağıran bir menekşe, Alıp götürüyorsa hala, Yüreğimizi o sonsuzluk ülkesine, Bir cam engelinde durulur mu hiç.
- Bir tabak yaşam istiyoruz garson, Şöyle zulümsüz köşesinden, Biraz umut Bir bardak da mutluluk, Ama sonsuzluğun mor ülkesinden.
- Ey gözleri şiir yazan çocuklar, Dünya nasıl da yenik ve yaralı, Yorgun düşmüş avuçlarınızda, Bir tek Sizin gülüşünüz var onu güldürecek.
- Türküler söylerdik hep aynı teldenaynı sesten, aynı yürekten dağlara biz verirdik morluğunu,henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz.
- Önce şarkılar dizildi kurşuna, Sonra kahkahalar ve kuşlar, Şimdi bu serseri akşamlarda, O eski şarkılardan, Bir tek nakarat dolaşır yalnızca.
- Boşuna değil bu telaşlı sessizlik, Bu gök çatlaması gece vakti, Ve haykırışlarımız, Biliyorum yine sizlerden uzak, Yine yaralı bir kuştur kimliğimiz.
- Öyle uzak öyle uzak ki sabahlar, Ne hayalden geliyor sesi, Ne düşten, Bir demet çaresizlik olmuş her sabah, İntihar karşılığı toplanıyor güneşten.
- Nedense çıkmak istemiyorum bulvarlara, Beni bu köhne kapılar tanısın, Bu sokaksız numaralar, Evlerden dışarıya taşan, Bu nemli kokular anlasın.
- Sular böyle sararmamıştı hiç, Böyle zamansız, Böyle güneşten uzak, Ne gün batıyor oysa, Ne şafak söküyor ufuklarda, Sanki bütün renkler tutsak.
- Ey her şeye bitti diyenler korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler, ne kırlarda direnen çiçekler, ne kentlerde devleşen öfkeler. Henüz elveda demediler.
- Kapanmayan yaralar.Parçalanmış kayalar gibi gece, Tutsak Ve güzel düşlerden uzak, Hangi kapıyı çalsak bu saatte, Kanayan bir yara çıkar karşımıza.
- Ah benim coşkulu çocukluğum, Bir özlemi dindirebiirnek uğruna, Şiir pınarımı susuz koyduğum, Nasıl diner şimdi susuzluğum, Uykusuzluğum nasıl.
- Bir sessizlik büyüyor her yerdeKırlarda yeşiller tutsak, Korkular paylaşılırken birer birer, Kimse bakamıyor gökyüzüne ve denize, Bütün maviler yasak.
- O günden beri de yalnızca, Rüyalarında görebilmişti babasını, Hep duvarlar girmişti araya, Ve dipsiz uçurumlar, Bir türlü kıramamıştı zulmün kapısını.
- Dikkat et kirpiklerindeki yorgunluğa, ağlamak üzere dolmuş bir zamandayız. Okunacaksa doğru dürüst okunsun kitaplar, hatalar dönüşmesin acılara.
- Baharın bedeli sen mi oldun içindeki sevince canlar kurban, Başka sözüm yoktur sana, Ak bir kağıt oldun artık sen, Bir yüzünde şiir, Bir yüzünde ferman.
- Zaman incecik bir ırmak gibi, Akıp geçerken şakaklarımdan, Yalnızca çocuklar güldürüyor beni, Sonsuz bir sevinç adına, Gelecek dökülüyor dudaklarımdan.
- Yokluğunda Geceler midir tükenip tükenip giden, Aylar mı yoksa ay ışığında, Kaç kez birbirine karıştı günler, Kaç kez sustuKaskatı bir sabır oldu yokluğunda.
- Ve sorsunlar Anlamı nedir diye yaşamanın, Her yerde tükendiği bir anda umudun, Umudu çelik çelik donanmanın, Mutlaka bir anlamı vardır böyle yaşamanın.
- Kurtardık yakamızı yalanlardan ve daldık kendi çocuk saflığımıza. Koltuğa alınmış bir kelleydi yaşamak, Gençtik, korkusuzduk ama aşksız, ama şiirsiz, ama kitapsızdık.
- Son bir şarkı istiyorum senden, Önce şarkılar dizildi kurşuna, Sonra kahkahalar ve kuşlar, Şimdi bu serseri akşamlarda, O eski şarkılardan, Bir tek nakarat dolaşır yalnızca.
- Kapkara bir çığlıktı her umut, Ağlamakla gülmek arasında yaşanan, Çiğnenip yutulan mektuplar kimeydi, Demir kapılara yazılan şiirler Ve telörgülere çizilen resimler kime.
- Hiç böyle gördünüz mü coşkuları böyle durgun, böyle içten içe fırtınalar kopartan. Hiç böyle duydunuz mu haykırmayı böyle suskun, böyle sessizlik içinde deprem yaratan.
- Korku Kalabalığı Şifresiz bir gökyüzü sunuyorum sana, Varsın kırılmış olsun kanatların, Uçmak yürek işidir şiir atlasında, Gülmek mavi, Sevgiyi yürekten haykırma zamanıdır.
- Artık ne yırtılmış bir resim Ne kırılmış bir çerçeve, Çekip giden bir yolcuyu, Bir daha döndüremez geriye, Her şiir bir dünyadır çünkü, Kaybolursun kaybettikçe Ağlayamazsın.
- Geçtiğimiz o ilk nehirlerden berisuyun ayakları olmuştur ayaklarımızellerimiz, taşın ve toprağın elleri. yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
- İşsiz geçen her gün yoksul, Akşamı bir kondu kahvesinde, Çaylar sıla sıla tütende, Radyoda bir uzun hava, Bir memleket sesi, Sorma gitsin gülüm Yüreğim şimdi bir yangın yeri.
- Yüreği dağ doruğu doğa! Ey gözleri güneş soluğu, Yüreği dağ doruğu doğa, Bu sesienişimiz yalnızca sana, Yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini, Söylenecek sözümüz bitmedi daha .
- Bir yanımız büyük bir ülkeydi kimsesiz, Bir yanımız yine bize düşmandı, Oysa yalnızdık dünyanın orta yerinde, Yitip giden pembe çocukluğumuz Yine zamansız büyümüş bir kandı .
- Dağa, dereye, doğaya kaçmak gerek, Kaçmak istemişiz uzaklara,Kimselere mendil sallamadan,Kimselerle vedalaşmadan, Kurtulmak istemişiz yalnızcaKentlerin o beton tutsaklığından.
- Saraylar saltanatlar çöker kan susar bir gün. Zulüm biter, menekşeler de açılır üstümüzde, leylaklar da güler. Bugünlerden geriye bir yarına gidenler kalır, bir de yarınlar adına direnenler.
- Bir elimizde kitap diğerinde yıldızlar, Durmadan ateş yakıyoruz karanlıklarda, Bazen aydınlanıyor gecelerimiz, Bazen yangın çıkıyor uykularımızda, Gerisini ne sen sor ne ben söyleyeyim.
- Acı değil yavrucuğum Korku değil bu yaşam, Bir sarsılmaz denge ki yürür, Açlıklar bir gün öfkeyle, Yokluklar bilinçle titreşir, Bu denge yürür, Ağaç yaşlandıkça çürür, Fidan yaşlandıkça büyür.
- Oysa gözlerinn, Gülemiyorsun, Dilin yorulmuş utanmaktan, Merhaba bile diyemiyarsun Yenilgiler bağlamış gözlerini, Oysa gözlerin, En az yaşamak kadar güzel, O güzellikleri bilemiyorsun.
- Uykusuz kalır mısın kitaplarıma, dudaklarımda hüzün, avuçlarımda sevinç, kulak verir misin çığlıklarıma. Dağları aşarak gelmişim sana, demir kapıları kırarak, ışık olur musun karanlıklarıma.
- Ey ömrünü destan gibi yürüyenlerYaşayan kimdir gerçekte, Ölen kim Yaşarken bile tükenenler mi, Yılgın yılgın düşenler mi, Yoksa çekilip tarihin burçlarına, Bayrak bayrak ölümsüzleşenler mi.
- Bir fincan aydınlık ,Güneşle yıkanan serçe yüreğimiz, Nasıl kırar kendi kanatlarını, Bu karanlık günler içinde, Susmayı bir türlü bilemiyoruz, Çalıp kapıları birer birer, Bir fincan aydınlık istiyoruz.
- Yetmiyor yüreğim Yetmiyor gökyüzünü lekeleyen bir bulut olmaya, Yetmiyor yüreğim, Yetmiyor bir çiçeği anılarda bile soldurmaya, Ey çelişkiler yumağı, Artık yolun açık-mutluluğun yakın ola.
- Ne olur şimdi sanki, Binsem türkülerin kanatlarına, Uçup yanına konsam, Bir çocuk denli rahat ve sıcak, Başımı dizlerine koysam, Ağlasam ağlasam, Gözlerinde unutsam geçen yılları, Dizlerinde uyuyakalsam .
- Dersim'de dağlar, Dağlıktan çıkmazdan önce, Menekşeler saz çalarmış eteklerinde, Papatyalar halay çekermiş, Ve Munzur'un yüreğinde, Sular güneşi oynatırmış köpüklerinde, Şimdi çamlar yaralı Çınarlar yorgun.
- Şiir dolu sözlerimde değil, Ter damlası gözlerimde bul beni, Uzak uzak bakışlarımda, Sessiz sessiz dalışlarımda, Türkü türkü yanışlarımda bul Bir çölün suskunluğuna, Bir selin coşkunluğuna sor, Sor da bul beni gör beni.
- Kaçırma gözlerini benden Koy bakışlarını avuçlarıma, Ben sabahın her mutlu sesinde, Bir yolcuyum güneşin izindeYaz bahar koşarım kollarına Yeller gibi esercesine Kuşların en güzel türküsünü, Sabahın sesiyle söylercesine.
- Ne gönlümüzün coşkularınadır sözümüz, Ne ölmüş bir aşkın solgunluğuna, Ey gözleri güneş soluğu, Yüreği dağ doruğu doğa, Bu seslenişimiz yalnızca sana, Yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini, Söylenecek sözümüz bitmedi daha.
- Alsam da başımı yürüsem kavgalara, Karanlıkları takmadan iplemeden, Aydınlıkları beklemeden, Korkunun o cüzzamlı iniltilerini, Hiç mi hiç dinlemeden, Şöyle zindanlara vursam kendimi, Kahrın ve sabrın yüreğini görsem, Diner mi içimdeki sancılar.
- Neyi yaşıyoruz şu anda, Nelerle sığmıyoruz dünyaya, Aşktan Öfkeye geçiriyoruz birdenbire, Sevinçten üzüntülere, Durgunluktan coşkulara koşuyoruz, Coşkulardan Mutsuzluğa gömülüyoruz sessizce Ve yaşıyoruz böylece her yılı, Koskoca bitmez bir saniyede.
- Her çocuk Şimdi sonsuz bir şiirdir bizde Sesi bir tutam sevinç Gülüşü bir top ateştir Yanar durur içimizde, Bazen ışık olur aydınlatır bizi, Bazen yangın olur yakar Yandığımızı söyleyemeyiz, Hatalar kana bulanır bir anda, Şarkılar susar, Nasıl başlar bir ağıt bilemeyiz.
- Kuş sesleriyle uyanırsan bir sabah, Doğan güne kaldırırsan başını, Kaynaşan toprağa bakarsın, Toprağı sımsıcak, Ve alabildiğine yumuşak bulursan, Bizi bize sorma sakın, De ki bunlar bir su damlası, De ki rüzgarla boğuşan bir yaprak, De ki bir tohumun boy atması.
- Gerçekten kırılmış mı kanatlarımız, Bir başımıza kalmış mıyız çöllerde, Oysa soluğumuz Rüzgarlardan uzak olsa bile, Suların diliyle birikiyoruz bentlerde, Bilinç kendi yerinde kalsın şimdi, Sevinçse kendi yerinde, Saçları yangın olsun akşamların Kırların sevdası dolaşsın kentlerde.
- Ölümüm Bahar Olsa, Beynimi yüreğime nasıl haykırsam bu akşam, Bu akşam hiç yaşamamış olsamBir badem çiçeği sürsem şimdi namluya, Beynime sıksam, Ölümüm bahar olsa nasıl anlaşılsam.Ne gökyüzü sarhoş ne akşam Yalnızca türkülerde, Bıçaklanmış bir özlem gibi yaşam.
- İçimde bütün dünya dilleri Konuşur şiirler dolusu, Seni anlatırken dilsiz oluyorum, Neden Tokluk uğruna aç topraklar, Süren biz değil miyiz, Güzellik uğruna çirkin savaşlarVeren biz değil miyiz, Namlular gölgesinde aşklar, Ölümler denizinde dostluklarKuran biz değil miyiz, Demek ki ölüm korkutmuyor artık, Demek ki gelecek yakın,Ha bugün ha yarın Varacak olan biz değil miyiz.