Charles Dickens: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
k Taşındı: Kategori:1870 yılında ölmüş insanlar -> Kategori:1870 yılında ölenler (Cat-a-lot) using Cat-a-lot |
Değişiklik özeti yok |
||
14. satır: | 14. satır: | ||
* Bir sevgililer günü kartına asla kendi imzanızı atmayın. |
* Bir sevgililer günü kartına asla kendi imzanızı atmayın. |
||
* İnsan hiçbir yerde kendisinden iyi dost bulamaz. |
* İnsan hiçbir yerde kendisinden iyi dost bulamaz. |
||
* Amerikan |
* Amerikan beyefendisini bilmiyorum ben, [[Tanrı]] beni böyle iki kelimeyi yan yana kullandığım için affetsin. |
||
(''I do not know the American gentleman, |
:(''I do not know the American gentleman, God forgive me for putting two such words together.'') |
||
* Bu dünyada bir diğerinin yükünü hafifleten hiç kimse yararsız değildir. |
* Bu dünyada bir diğerinin yükünü hafifleten hiç kimse yararsız değildir. |
||
(''No one is useless in this world who lightens the burdens of another''.) |
:(''No one is useless in this world who lightens the burdens of another''.) |
||
* Ömrünüzdeki sayılı günlerden bir tekini yaşanmamış sayalım. Kaderinizin akışı kim bilir ne kadar farklı olurdu? Bu satırları okurken bir an durun, yaşamanızı saran o uzun zinciri düşünün. İster demirden olsun, ister altından, ister dikenden olsun. o sayılı günlerden birini yaşamayıp da ilk halkası meydana gelmeseydi, bu zincir belki de hiç örülemezdi. |
* Ömrünüzdeki sayılı günlerden bir tekini yaşanmamış sayalım. Kaderinizin akışı kim bilir ne kadar farklı olurdu? Bu satırları okurken bir an durun, yaşamanızı saran o uzun zinciri düşünün. İster demirden olsun, ister altından, ister dikenden olsun. o sayılı günlerden birini yaşamayıp da ilk halkası meydana gelmeseydi, bu zincir belki de hiç örülemezdi. |
||
* Fabrikaların ve yüksek bacaların kentiydi, bu bacalardan her zaman yılan gibi kıvrıla kıvrıla dumanlar yükseliyor, birbirine dolanıyor ve hiç çözülmüyorlardı. Kapkara bir kanalı, kötü kokan, mor renkte akan bir nehri, gün boyu pencerelerinden bir yığın gürültünün yayıldığı fabrika binaları, melankolik bir filin gün boyu başını sallaması gibi sürekli inip kalkan buhar pistonları vardı. Birbirine benzeyen büyüklü küçüklü caddelerinde birbirine benzeyen insanlar yaşardı. Bu insanlar evlerine aynı saatte girip çıkar, aynı kaldırımda yürür, aynı işi yapardı. Her gün, dün olduğu gibi yarın olacağı gibi hep aynıydı. |
* Fabrikaların ve yüksek bacaların kentiydi, bu bacalardan her zaman yılan gibi kıvrıla kıvrıla dumanlar yükseliyor, birbirine dolanıyor ve hiç çözülmüyorlardı. Kapkara bir kanalı, kötü kokan, mor renkte akan bir nehri, gün boyu pencerelerinden bir yığın gürültünün yayıldığı fabrika binaları, melankolik bir filin gün boyu başını sallaması gibi sürekli inip kalkan buhar pistonları vardı. Birbirine benzeyen büyüklü küçüklü caddelerinde birbirine benzeyen insanlar yaşardı. Bu insanlar evlerine aynı saatte girip çıkar, aynı kaldırımda yürür, aynı işi yapardı. Her gün, dün olduğu gibi yarın olacağı gibi hep aynıydı. |
17.22, 5 Kasım 2018 tarihindeki hâli
Charles Dickens | |
---|---|
İngiliz yazar Charles Dickens | |
Doğum tarihi | 7 Şubat 1812 |
Doğum yeri | Portsmouth, İngiltere |
Ölüm tarihi | 9 Haziran 1870 |
Ölüm yeri | Higham, Kent, İngiltere |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
- Bir memleketin yükselmesi ev ve aile muhabbetine bağlıdır.
- Bir sevgililer günü kartına asla kendi imzanızı atmayın.
- İnsan hiçbir yerde kendisinden iyi dost bulamaz.
- Amerikan beyefendisini bilmiyorum ben, Tanrı beni böyle iki kelimeyi yan yana kullandığım için affetsin.
- (I do not know the American gentleman, God forgive me for putting two such words together.)
- Bu dünyada bir diğerinin yükünü hafifleten hiç kimse yararsız değildir.
- (No one is useless in this world who lightens the burdens of another.)
- Ömrünüzdeki sayılı günlerden bir tekini yaşanmamış sayalım. Kaderinizin akışı kim bilir ne kadar farklı olurdu? Bu satırları okurken bir an durun, yaşamanızı saran o uzun zinciri düşünün. İster demirden olsun, ister altından, ister dikenden olsun. o sayılı günlerden birini yaşamayıp da ilk halkası meydana gelmeseydi, bu zincir belki de hiç örülemezdi.
- Fabrikaların ve yüksek bacaların kentiydi, bu bacalardan her zaman yılan gibi kıvrıla kıvrıla dumanlar yükseliyor, birbirine dolanıyor ve hiç çözülmüyorlardı. Kapkara bir kanalı, kötü kokan, mor renkte akan bir nehri, gün boyu pencerelerinden bir yığın gürültünün yayıldığı fabrika binaları, melankolik bir filin gün boyu başını sallaması gibi sürekli inip kalkan buhar pistonları vardı. Birbirine benzeyen büyüklü küçüklü caddelerinde birbirine benzeyen insanlar yaşardı. Bu insanlar evlerine aynı saatte girip çıkar, aynı kaldırımda yürür, aynı işi yapardı. Her gün, dün olduğu gibi yarın olacağı gibi hep aynıydı.
Charles Dickens ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.