Jacques Ranciere

Vikisöz, özgür söz dizini
Jacques Ranciere
Fransız düşünür felsefe profesörü
Doğum tarihi 1940
Doğum yeri Cezayir, Cezayir
Vikipedi maddesi

Jacques Rancière (d. 1940) Fransız düşünür Paris-VIII (St. Denis) Üniversitesi'nden felsefe profesörü iken emekli olmuştur. 1960'larda Marksist düşünür Louis Althusser ile beraber yazdığı Kapital'i Okumak ile ünlenmiştir.

Sözleri[değiştir]

  • Kitap zekaların eşitliğidir.
  • Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır.
  • Eğitimin temeli kendini tanı! Olmalıydı.
  • Tahsil özgürlük gibidir: Verilmez, alınır!
  • Kimse anlamadığı şeyi gerçekten bilemez.
  • İnsan, bir zekanın hizmet ettiği bir iradedir.
  • Bilmek her şey değildir, yapmak her şeydir.
  • Eğitim görmekte olan her insan yarım insandır.
  • Bir kere olmuş olan her zaman için mümkündür.
  • Her şeyde olduğu gibi delilikte de bir düzen vardır.
  • İnsan otoritenin değil, vicdanının sesini dinlemelidir.
  • Bir insan bir başkasının sözünü her zaman anlayabilir.
  • Eşitsiz bir toplumda eşit insanlar olmayı öğrenmek yeter.
  • Size öğretecek hiçbir şeyim olmadığını öğretmek zorundayım.
  • İnsan konuştuğu için düşünmez. İnsan var olduğu için düşünür.
  • Halkın efendisi olmak isteyen, onun kölesi olmaya mecburdur.
  • Mesele özgürleştirilmiş ve özgürleştirici insanlar yetiştirmektir.
  • Kendi yörüngesinde olmayan kimsenin gerçekle ilişkisi yoktur.
  • Üstün zihin aşağı olanlar tarafından anlaşılmamaya mahkumdur.
  • Bir zekanın bir başka zekaya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır.
  • Anlamayanın açıklayana değil, açıklayanın anlamayana ihtiyacı vardır.
  • Bir cahilin başka bir cahil için bilgi kaynağı olması nasıl kabul edilirdi ki?
  • Siyasal kurmacada yaşayan yurttaşsa eşitsizlik diyarına düşmüş insandır.
  • Başkalarına en iyi boyun eğdiren kişi, aynı zamanda en iyi boyun eğendir!
  • Gerçek olandır, söylenen değil. Söylemek insana bağımlıdır; gerçeğe değil.
  • Eğitim sizin ne öğrendiğinize değil hangisini daha iyi ezberlediğinize bakar.
  • Sen düşünen bir varlık değil misin? Yoksa kendini hepten beden mi sanıyorsun?
  • Halkı aptallaştıran öğrenimsizlik değil, zekasının aşağı olduğuna duyduğu inançtır.
  • Aptallaştırma temelsiz bir batıl inanç değil, özgürlük karsışında duyulan korkudur.
  • Başkasını özgürleştirebilmek için önce insanın kendisinin özgürleşmesi gerekiyor.
  • Anlamak gerekiyordur. Sadece anlamak kelimesi bile her şeyin üstüne bir örtü atar.
  • Akla uygun iletişim, kendine saygı ile başkalarına saygının eşitliği üzerine temellenir.
  • Bir insanın kendisine cevap veremeyen bir başka insanla konuştuğu yerde akıl kaybolur.
  • İnsan evlatlarının en iyi öğrendiği şey, hiçbir hocanın onlara öğretemeyeceği ana dilleridir.
  • Güç güçtür. Gücü kullanmak akla uygun olabilir. Ama onu akla uydurmak istemek akıldışıdır.
  • Eşitsiz bir toplumda eşit insanlar olmayı öğrenmek yeter. Özgürleşmek işte bu anlama gelir.
  • Birine birşey açıklamak, her şeyden önce, ona kendi başına anlayamadığını göstermek demektir.
  • Demek ki her insan başkalarının yaptığı ve anladığı her şeyi anlamaya potansiyel olarak güçlüdür.
  • Cahil birinin bir kez yaptığını bütün cahiller her zaman yapabilir.Çünkü cehalette hiyerarşi yoktur.
  • Toplumsal kötülüğün kaynağı "Bu benim!" diyen kişi değil, "Sen benim eşitim değilsin," demeyi ilk akıl eden kişidir.
  • Krallar halk yaratamazlar, ne kadar uğraşsalar da boşuna. Ama halklar önder yaratabilir ve hep yaratmak istemişlerdir.
  • Öğretmek demek, bilgileri aktarırken zihinleri şekillendirmek, o zihinleri planlı bir ilerleyişle basitten karmaşığa doğru götürmekti.
  • Güce adalet kazandırmanın bir yolu her zaman bulunmuştur ama, adalete güç kazandırmanın bir yolunu bulmaya yaklaşan olmamıştır.
  • Kötülük, yani tembellik olmasa; akıl sahibi bir varlığın kendisine borçlu olduğu şeyden söz edildiğini artık duymama arzusu olmasa, kimse hata yapmaz.
  • İnsan akla itaat etseydi, yasalar ve hakimler falan gereksiz olurdu; ama tutkular onu alır götürür: İsyan eder, bu yüzden aşağılayıcı bir biçimde cezalandırılır.
  • Yeni bir bilincin, bir kendini aşmanın mekanıdır; bu aşma neticesinde her bir insanın "kendi işi" herkesin paylaştığı ortak aklın tam olarak uygulanması haline gelir.