Zeki Demirkubuz
Görünüm
Zeki Demirkubuz | |
---|---|
Doğum tarihi | 1 Ekim 1964 |
Doğum yeri | Isparta |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Zeki Demirkubuz (1 Ekim 1964, Isparta), Türk film yönetmeni, senarist.
Sözleri
[değiştir]- Bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor, artık bundan acı duymuyorum.[1]
- Dostoyevski benim için bir şoktu. Onu anlamam 10 yılımı aldı. Acı bizi birleştiren şey. Acı her yerde ve hepimiz onunla yüzleşmeliyiz. Benim bütün filmlerim onun hakkında. Dostoyevski, aynı kitabı tekrar tekrar farklı karakterlerle ve farklı durumlarla yazmış. Ben de aynı filmi tekrar tekrar yapmaya çalışıyorum. Konuyu değiştirmek bana oportünizm gibi geliyor, sanki siyasi ya da finansal sebeplerden yapılıyormuş gibi.[2]
- Sinema bana ortaya bir mesele koyma, hayat hakkında anlatılması da biraz zor, belki genel anlamda çok kabul edilmeyen, ideolojik ve kabul görmüş egemen algıların dışında, bir şeyler yapma fırsat ve özgürlüğü veriyor. Bunun için sinema yapıyorum. Ve sinemanın benim için en değerli, mucizevi yanı da bu. Ortaya bir mesele koyup, bir şeyler anlatabilmek için bir anlamda, yol olarak karakter ve öykü yazıyorum. Belirli bir şeyi anlatmak çok da bana göre bir şey değil. Ki yeterince anlatılıyor. Zulümler, sınıfsal konular vs sinemada yeterince anlatılıyor. Ben de belki bunların arkasında olabilecek, daha muğlâk, daha benim de anlayamadığım şeyleri anlatmaya çalışıyorum. Bir tür anlama çabası gibi...[3]
- Vasiyetimdir, beni hayvan mezarlığına gömün.[4]
Hakkında söylenenler
[değiştir]- Zeki Demirkubuz bağımsız bir anlatı kurma çabasında son derece cesurdur. Bu nedenle Kıskanmak filmi sinemamızdaki belki de en güçlü atmosfere sahip filmlerden birisidir. İkinci olarak Zeki Demirkubuz, günümüze kadar olan kariyerinin sergilediği belirli temalara, belirli insani durumlara yakınlık gösteren bir şahsiyet olduğu için, romana yaklaşırken kendince belirli çelişkilere odaklanmış bir yönetmendir. Anlatı bir authorun elinden çıktığı kabul edilecek kadar karakteristiktir. Çünkü yönetmen yalnızca bir romanı uyarlamamış, bir hikâye anlatmamış, insanların kolayca kötü bir şey olarak kodlayıp ama yaşamının birçok evresinde hareketlerinde tetikleyici bir güç olarak etkisinde kaldığı bir duygunun çözümlenmesinde özgün bir yaklaşım geliştirebilmiştir.[5] — Zahit Atam