Alacakaranlık (film)
Görünüm
Bu maddenin biçim olarak Vikisöz standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Düzenleme yapıldıktan sonra bu açıklama silinmelidir.
Alacakaranlık | |
---|---|
Yönetmen | Catherine Hardwicke |
Yapımcı | Mark Morgan Greg Mooradian Wyck Godfrey |
Senaryo yazarı | {{{Senaryo yazarı}}} |
Yazar | Stephenie Meyer (roman) Melissa Rosenberg (senaryo) |
Oyuncular | Kristen Stewart Robert Pattinson Taylor Lautner |
Görüntü yönetmeni | Elliot Davis |
Görüntüler | |
Kurgu | |
Müzik | Carter Burwell |
Gösterim tarihi | |
Yapım yılı, ülkesi | 2008, ABD |
Yapım şirketi | |
Dağıtım şirketi | Summit Entertainment |
Süre | 121 dk. |
Dil | İngilizce |
Diğer adlar | |
Bütçe | $37,000,000 |
IMDb sayfası |
Tenin solgun ve buz gibi. Gözlerin renk değiştiriyor, hiçbir şey yemiyorsun ve güneş ışığına çıkmıyorsun. Ne olduğunu biliyorum. Bella: Artık Korkuyorum. Edward: Güzel. Bella: Senden Değil... Beni bırakıp gitmenden, tekrar ortadan kaybolmandan korkuyorum.
- Edward: Sana binlerce kez seni sevdiğimi söylememden sonra, nasıl tek bir kelimenin benimle ilgili inancını yıkmasını sağlayabilirsin?
- Nasıl olsa cehenneme gideceğim için tüm kuralları yıkıyorum.
- Edward: Ve aslan kuzuya aşık olur..
- Bella: Ne aptal bir kuzu,
- Edward: Ne hastalıklı mazoşist bir aslan!
- Nasıl öleceğimi hiç düşünmemiştim ama sevdiğin birisi için can vermek ölmek için güzel bir yol gibi görünüyor.
- 'Senin kokun benim için bir uyuşturucu gibi.sanki bana özel bir eroin gibisin'
- Eğer aklın varsa benden uzak durursun
- Beni istediğin sürece seni isteyeceğim. Sonsuza kadar!
- Diyelim ki ben aptalın tekiyim, o zaman bana her şeyi anlatır mısın?
- Burdayım ve sana güveniyorum!
- James gibi bir sadist olsa da birilerini öldürme fikrinden hoşlanmıyorum!
- Tamam yeterince ısındım.
- Sandığımdan güçlüymüşüm.
- Keşke ben de olabilseydim.
- Sakın gitme!
- O nerede 'Edward'?
- Üç şeyden kesinlikle emindim: Birincisi, Edward bir vampirdi. İkincisi, onun ne kadar baskın olduğunu bilmediğim bir yanı kanıma susamıştı. Üçüncüsü, ona koşulsuz ve geri dönülmez bir şekilde aşık olmuştum!
- Soluğumu tutarak upuzun odanın karşı tarafına avcının karanlık gözlerine baktım.O da memnuniyetle bana bakıyordu..
- Senin istediğin kadar yanında olacağım.
- Sonsuza kadar...
- Sonra, benim adımı ve beni sevdiğini söyledin.
- Bunu zaten biliyordun.
- Ama duymak hoşuma gidiyor.
- Seni seviyorum.
- Benimle huzurlu ve mutlu bir hayat yaşasan olur mu, Bella? Şimdilik.
Yeni Ay romanından Edward Bella'yı terk ederken
[değiştir]- Edward: Bella, buradan ayrılıyoruz.
- Bella: Neden şimdi? Bir yıl daha.
- Edward: Bella zaman geldi. Forks'ta daha ne kadar kalabiliriz ki? Carlisle otuzu geçmiş gibi görünmüyor ama herkese otuz üç olduğunu söylüyor. Ne olursa olsun baştan başlamalıyız.
- Bella: "Biz" derken?
- Edward: Ben ve ailemi kastetmiştim.
- Bella: Tamam, ben de seninle geliyorum.
- Edward: Gelemezsin Bella. Gittiğimiz yer.. Sana uygun bir yer değil.
- Bella: Senin olduğun her yer bana uygundur.
- Edward: Ben sana göre değilim Bella.
- Bella: Saçmalama. Sen hayatımın en mükemmel parçasısın.
- Edward: Benim dünyamda sana yer yok.
- Edward: Bana inanmıyorsun değil mi? Neden yalana inanabiliyorsun da gerçeğe inanmıyorsun?
- Bella: Beni sevebilmen hiçbir zaman mantıklı gelmemişti. Bunu hep biliyordum.
- Bella, senden önce hayatım tıpkı aysız bir gece gibiydi. Çok karanlık, ama yıldızlar vardı, sebepler. Ve sen gökyüzüme bir meteor gibi düştün. Ve bir anda her şey yanmaya başladı, parlaklık vardı, güzellik vardı. Sen gittiğinde ve meteor düştüğünde her şey simsiyah oldu. Hiçbir şey değişmedi ama gözlerim ışık yüzünden kör olmuşu. Artık yıldızları da göremiyordum ve hiçbir şeyin anlamı yoktu.
- Bella: Yaşamak zor, ölüm çok daha kolay ve huzurlu.
- Bella: Bazıları der ki dünyanın sonu ateşler içinde olacak. Bazılarına göreyse buzlar içinde... Arzuları hissettiğim kadarıyla ateşten yanayım bu savaşta. Ama iki kez yok olacaksa dünya,nefreti de tattım bolca. Derim ki buzla gelen yıkımda bir o kadar harika ve yeter bana...