İçeriğe atla

Muhammed/B

Vikisöz, özgür söz dizini
(Muhammed bin Abdullah/B sayfasından yönlendirildi)
Bilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.
  • Baba sevgisini koru. O sevgiyi kesip atarsan, Allah da senin mutluluk ışığını söndürür.
  • Bana benzemekten en çok uzak olanınız, cimri, ağzı bozuk ve çirkin söz söyleyen kimsedir.
  • Başkalarının kusurlarından bahsetmek istediğin vakit, kendi kusurlarını hatırla. o zaman başkalarının kusurlarıyla alakadar olmaya hakkın olmadığını hatırlarsın.
  • Bela insanın diline bağlıdır. Bir kimse bir şeyi “yapmam” dedi mi, şeytan her işini bırakıp onu yaptırana kadar uğraşır.
  • Ben terörle muzaffer oldum.[1]
  • Benden sonra erkeklere, kadınlardan daha zararlı fitne ve fesad (âmili) olarak hiçbir şey bırakmadım.[2]
  • Benî İsrâil'den bir kavim (mesh olunup) beşer tarihinden silindi. Bilinmez ki, o kavm ne (fenâlık) işlemiştir. Ben zannetmem ki, o ümmet fâreden başka bir şeye mesh ve tahvîl edilmiş (dönüştürülmüş) olsun. Çünkü fâre (içsin) diye (bir yere) deve sütü konulursa, onu içmez de koyun sütü konulursa onu içer...[3]
  • Benim Ehl-i Beyt’imi kendi aranızda, vücuttaki baş ve baştaki iki göz gibi kabul edin. [Tabiatıyla] Baş, gözler olmadan yolunu bulamaz.
  • Benim şeytanım kâfir idi. Lâkin Allah ona karşı bana yardım etti de (şeytanım) Müslim oldu.[4]
  • Bildiği ile amel eden kişiye Allah bilmediği ilimlerin bilgisine varis kılar.
  • Bilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.
  • Bilin ki, ümmetimin en kötüleri, kötülüklerinin korkusundan dolayı saygı gösterilen kimselerdir. Şerrinden korkularak saygı gösterilen kimse benden değildir.
  • Bir anlık tefekkür, bin yıl nafile ibadetten hayırlıdır.
  • Bir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha iyi miras bırakamaz.
  • Bir erkek, yanında mahremi bulunmayan [yabancı] bir kadınla yalnız kalmasın.[5]
  • Bir gün birisiyle dost olduğunuzda, yarın onun bir düşman olabileceğini unutmayın.
  • Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyilikleridir.
  • Bir kadını aşağılatmak istiyorsan evine (evlendiğin kadının üstüne) başka bir kadını daha al.[6]
  • Bir kimse cennetlik olarak ölünce, büyük veya küçük, yaşı ne olursa olsun, otuz yaşında bir kimse olarak cennete girer ve artık bu yaş ebediyen değişmez. Cehennemlikler için de durum böyledir.[7]
  • Bir kimse karısını yatağına dâvet edip de (mazereti olmadığı halde) gelmez ve kocası da ona dargın olarak gecelerse, sabah oluncaya kadar melekler o kadına lânet ederler.[8]
  • Bir Müslümana, bir başka Müslümanı korkutmak helâl olmaz![9]
  • Bir Müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o Müslüman için birer sadakadır.[10]
  • Bir saat sonra kıyamet kopacak olsa, elinize bir fidan almışsanız yine de onu dikiniz.
  • Bir şey sattığında, satın aldığında ve alacağını istediğinde kolaylık gösteren kula Allah merhamet etsin.
  • Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslümana, üç günden fazla kardeşi ile dargın durması helâl olmaz.[11]
  • Biriniz elinde bir fidan olduğu sırada kıyamet kopacak olsa, onu dikmeye gücü yeterse, diksin.
  • Biriniz yemeğe davet edilince, oruçlu ise "Ben oruçluyum" desin.
  • Birinizin yamalı bir elbise giymesi, kendisine güven duyulan bir görünüm vererek bedelini ödeyemeyeceği bir elbise alıp giymesinden daha iyidir.
  • Bizi aldatan bizden değildir.[12]
  • Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab'ın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir.
  • Bu sudan içiniz ve yüzünüze, göğsünüze dökünüz.
    • "(Bir defa) Nebiyy-i Muhterem..., içinde su bulunan bir kab istedi. Ellerini, yüzünü kabın içinde yıkadıktan sonra içine (mübârek ağzından su) püskürdü... Sonra onlara: -'Bu sudan içiniz ve yüzünüze, göğsünüze dökünüz'- buyurdu."[13]
  • Buna karşılık sana, kıyamet günü, her biri yularlanmış yedi yüz deve vardır![14]
    • Devesini Allah yoluna bağış olarak verdiğini söyleyen adama verdiği cevap.
  • Babalarınıza iyilik edin ki oğullarınız da size iyilik etsin.
  • Bana itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Bana âsi olan da Allah'a âsî olmuş olur. Emire itaat eden bana itaat etmiş, Emir'e âsî olan bana da âsî olmuş olur.
  • Başkalarını doğruluğa çağıran kimseye kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Bununla beraber onların sevabından da hiçbir şey eksilmez. Sapıklığa çağıran kimseye de ona uyanların günahı gibi günah verilir. Bununla beraber ona uyanların günahlarından hiçbir şey eksilmez.
  • Beş günah vardır ki, keffâreti yoktur. Bunlar; Allâh'a şerîk koşmak, bigayri hakkın adam öldürmek, Mü'min'e bühtan ve iftira etmek, muharebe günü kaçmak ve yalan yere yemin ile hakkı iptal etmek.
  • Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz.
  • Biat etmeyerek ölen kimse, cahiliyet zamanında ölmüş gibi olur. Müslim'in diğer bir rivayetinde; Cemaatten ayrılarak ölen kimse, cahiliyet zamanında ölmüş gibi olur.
  • Binekli yürüyene, yürüyen durana, az olanlar çok olanlara, küçük büyüğe selâm verir.
  • Bir adamın hayra sarf ettiği paranın en efdali, iyaline infak ettiği para ile Allah yolunda kullanacağı atı için verdiği ve bir de Allah rızası için (mücahit) arkadaşlarına sarf ettiği paradır.
  • Bir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha iyi miras bırakamaz.
  • Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
  • Bir kul ki Allâh-u Teâlâ onun kalbinde beşere merhamet yaratmamıştır, haib ve hâsir olmuştur.
  • Bir topluluk bir yere vardığında içlerinden birinin onlara selâm vermesi yeterli olur. Oturanlardan birisinin onlardan selâm alması yeterlidir.
  • Biri Allah korkusundan ağlayan, diğeri Allah rızası için gece nöbet bekleyen iki gözü Cehennem ateşi yakmaz.
  • Büyüklerle oturunuz, âlimlere sorunuz. Hikmet ehli ile düşüp kalkınız.

Kaynakça

[değiştir]
  1. Sâhîh-i Buhârî, cilt 4, kitap 52, hadis numarası: 220; Ebu Hureyre'den rivayet edilen bu hadis için ayrıca bkz. sunnah.com, binlerce sahih hadis içeren İslamî bir kaynak.
  2. Usâme İbn-i Zeyd'in rivayetine dayalı Buhâri'deki bu hadis için bkz. Sâhîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c. 11, s. 267, hadis numarası: 1795; ayrıca bkz. İlhan Arsel, Şeriat ve Kadın, Kaynak Yayınları, 20. Baskı Şubat 2014, s. 93
  3. Buharî'nin Ebû Hüreyre'nin rivayetine dayalı olarak aktardığı bu hadis için bkz. Sâhîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c. 9, s. 68, hadis numarası: 1364; ayrıca bkz. İlhan Arsel, Şeriat'tan Kıssa'lar-1, Kaynak Yayınları, 2. Baskı Ağustos 1996, s. 279. Aynı hadisi Müslim, e's-Sahih, Kitabuz-Zuhd/61-62, hadis numarası: 2997'den aktaran Turan Dursun, Tabu Can Çekişiyor Din Bu 1, Kaynak Yayınları, 13. Baskı Mart 1994, s. 167
  4. Müsned-i Bezzâr'da yer alan bu hadis için bkz. Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c. 2, s. 247.
  5. Buhâri, Cezâu's-Sayd 26, Cihâd 140, 181, Nikâh 111; Müslim, Hacc 424, (1341).
  6. Buhârî, Kitabu'l Cami, s. 428, Kitabu'n-Nikâh, Bab 31'den aktaran İlhan Arsel, Şeriat ve Kadın, Kaynak Yayınları, 20. Baskı Şubat 2014, s. 356
  7. Tirmizi, Cennet 23 (2565).
  8. Ebû Hüreyre'den rivayet edilen bu hadis için bkz. Riyâzü's-Salihîn, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, c. 1, s. 322-323, hadis numarası: 279.
  9. Ebû Davud, Edeb 93, (5004).
  10. Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.
  11. Buhârî, Edeb, 57, 58.
  12. Müslim, Îmân, 164.
  13. Ebû Hüreyre'nin, Ebû Musa'dan rivayet ettiği bu hadis için bkz. Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c. 1, s. 163, hadis numarası: 148.
  14. Müslim, İmâret 132 (1892); Nesâî, Cihâd 46 (6, 49)