Amcazade Hüseyin Paşa
Görünüm
(Köprülü Amcazade Hüseyin Paşa sayfasından yönlendirildi)
Amcazade Hüseyin Paşa | |
---|---|
Doğum tarihi | 1644 |
Doğum yeri | Kozluk |
Ölüm tarihi | 1702 |
Ölüm yeri | Silivri |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Amcazade Hüseyin Paşa (Köprülü Amcazade Hacı Hüseyin Paşa) (d. 1644 - ö. 19 Eylül 1702), II. Mustafa saltanatında, (11 Eylül 1697 - 4 Eylül 1702) tarihleri arasında dört yıl on bir ay on altı gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamı.
Sözleri
[değiştir]- "Üç senedir gelürsüz gidersüz, küffârdan bir karış yer aldığınuz yok. Bu kadar hazîne itlâf ve asâkir-i İslâm it‘âb olunur, eğer mühimmât-ı levâzımınız tekmîl ise münasip olan Varadin kal‘asın muhâsara eylemek gerekdir."[1]
- (Zenta Muharebesi evveli, Savaş meclisinde diğer paşaların Temeşvar tarafına gidilmesi fikrini beyan etmesine mukabil, Belgrad Muhafızı olan Amcazâde Hüseyin Paşa buraların durumunu daha iyi bildiği için karşı çıkmış, paşaların kendisine “Siz dahi bir senedir bu serhaddesiz, vâkıf olduğunuz mertebeyi söyleyin.” demesi üzerine cevaben)
- " ...Bu gideceğiniz yerler sazlık ve bataklıklar içinden geçmekte ve bu yollarda ağır sıkıntılar çekilmesi apaçık gözükmektedir. Bu yol üzerinde kaç kere köprü kurmak gerektiğini kimse kestiremez. Hele bir parça yağmur yağarsa her taraf çamur deryası olacak, o zaman bütün zahire ve top arabaları, ağırlık katarları, yaya ve atlı asker yollarda dökülüp kalacak, işin sonu da bir felâket olacak. Düşman ülkesinin baş kalesi olan Varadin bir yanda dururken hayal ettiğiniz ülkeleri ele geçirmek boş bir düşüncedir. Bir kalenin çepeçevre kuşatıldığı hiçbir zaman görülmemiştir. Kaleler her zaman bir yanından topla döğülerek savaşa girişilir. Burnumuzun dibinde Varadin dururken başka yere neden gitmek gerekiyor, bunu anlayamıyorum. Bir kere Varadin’e gidelim, kuşatalım, açmak kolay gelirse ne güzel, hiç olmazsa kuşatmış olarak şerefimizle döner geliriz diye yanıp yakılmaktaydı."[2]
- (Yukarıda adı geçen Savaş Meclisinde, Mütaleası hilâfına tehlikeli karar verildiğini gören Amcazâde Hüseyin Paşa, toplantı dağıldığı halde söylenmesine devam ederek...)