I. Süleyman
I. Süleyman | |
---|---|
Osmanlı İmparatorluğu'nun 10. padişahı | |
Doğum tarihi | 27 Nisan 1495 |
Doğum yeri | Trabzon |
Ölüm tarihi | 7 Eylül 1566 |
Ölüm yeri | Macaristan |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
I. Süleyman (Osmanlı Türkçesi: سلطان سليمان اول, Sultan Süleyman-ı Evvel; 6 Kasım 1494, Trabzon - 7 Eylül 1566, Zigetvar), Osmanlı İmparatorluğu'nun onuncu padişahı ve 89. İslam halifesi. Batıda Muhteşem Süleyman, Doğuda ise adaletli yönetimine atfen Kanunî Sultan Süleyman (Osmanlı Türkçesi ile قانونى سلطان سليمان) olarak da bilinmektedir. 1520'den 1566'daki ölümüne kadar, yaklaşık 46 yıl boyunca padişahlık yapan ve 13 kez sefere çıkan I. Süleyman, saltanatının toplam 10 yıl 1 ayını seferlerde geçirmiştir. Süleyman böylece imparatorluğun hem en uzun süre görev yapan hem en çok sefere çıkan ve de en uzun süre sefer yapan Osmanlı Sultanı olmuştur.
Sözleri
[değiştir]- Kılıcın yapamadığını adalet yapar.
- Dünya bir hayaldir.
- Dünya kimseye payidar değildir.
- Komutan olmak iki kefeli terazidir. Bir kefesi cennet, bir kefesi cehennemdir.[1]
- Adalet ile hükmedersen her günün ibadet sayılır.[1]
- Hakimiyet altınla, mücevherle olmaz. Ancak kılıçla olur. Kılıç hakkı olarak kazanılmış bir diyar da yine ancak kılıç ile muhafaza olunur.
- Dünya ne kadar küçük. (haritayı ikiye bölerek) Biz Doğu tarafını elimizde tutacağız.
- Güç ve yiğitliğin leoparı, cesaret ormanının kaplanı, iman gücüyle dolu bir yiğit, topraklarımızı geri alan aslan, tüm güçlerin okyanusunun paha biçilemez incisi, inancın savunucusu, vezir-i azamım, beylerbeyim İbrahim Paşa.
- Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsünler ki padişah olan Süleyman bu dünyadan eli boş gitmiştir.
- Bre Hayrettin bir kulun ömrüne bu kadar az zamanda bu kadar çok fütuhat düşmez. Siz in misiniz yoksa cin misiniz? Bana ister manzum ister mensur bir eser yaz ben de haine-i amiremde saklayayım ki bizden sonra gelecek nesillere ibret ve ders olsun.
- (Barbaros Hayreddin Paşa'ya Gazavat-ı Hayrettin Paşa'yı yazdırmak için fermanı)
- Devlet adalet üzerine inşa edilir.
- İnançlı tebaamıza yönelik süregiden soygunlar ve devletimize yönelik hakaretleriniz, bize Rodos adasını ve kalesini teslim etmenizi istemekten başka çare bırakmıyor. Eğer buna uyarsanız yedi kat göğü ve yeri yaratan Allah, altı ve yirmi bin peygamber ve göklerden gelen Hazreti Muhammed ve dört halife adına yemin ederiz ki; adadan serbestçe göçmenize müsaade edilecek ve orada kalmak isteyenlerin kılına zarar gelmeyecektir. Lakin emirlerimize derhal itimat gösterilmezse, hepiniz korkunç kılıcımızla paramparça edileceksiniz ve Rodos'un kuleleri, kalesi ve surları yer ile yeksan edilecek. Ne seni, ne de erlerini aklımdan çıkarmadığımdan kuşkunuz olmasın.[2]
- Bir sapkın Divanımıza gelir ve Peygamberimiz Hazretlerinin yüksek şânına gölge düşürür, saçma sapan konuşmaya cüret eder ve saçmaladığı delillerle isbat edilip susturulamaz, çıkar gider. Buna sebep nedir?
- Mevkiler önce Allah'a sonra Devlet-i Aliyye'ye karşı sorumluluktur.
- Halk içinde devlet kadar itibarlı bir başka şey yoktur ama, dünyada bir nefeslik sıhhat gibi saadet ve zenginlik olmaz.
- Bre Hasancan, devletin işi görmezden gelmek değildir. Elbet zulmedenler saptanıp cezasını çekecektir.
- Altın ver, altın ver ki görsünler hazinenin kudretini.
- Denizde savaşmadan, karada fetih olmaz.
- Dostum; ben gönlümü senden yana yolladım, onun bir daha benden yana gelmesi mümkün değil.
- Bu ne güzellik, bu ne yüz, bu ne kokudur? Aklım saçının kokusuyla doludur, Muhibbi (Kanuni) ansızın divane oldu, bu ne aşk, bu ne dert, bu ne huydur? (Hürrem Sultan'a atıf şiirlerinden biri)
- Bu, harp demektir! Biz hakareti sineye çekecek kudretsizlerden, tabansızlardan değiliz. Tez zafer hazırlıkları tamamlansın. Belgrad Kapısı'nı kırmaya andımız vardır.
- Kafirin tedbiri bizi yolumuzdan çeviremez. Rodos illa alınacaktır. Yiğitlik bu mudur? Niçin gayret göstermezsiniz? Rodos şiddetli topçu ateşi ve hücumlarımız karşısında hala ayakta sallanıyor da neden bir türlü düşmüyor?
- İçime kibir girdi. (Mohaç Savaşı sonrası söylediği rivayet olunur)
- Onlar (Fatih Sultan Mehmed ve devlet erkanı) İstanbul'u fetheylemek gibi büyük bir erdeme ulaştılar. Onları kendimizle bir tutamayız.
- Hiçbir şeyi ben yaptım deme. Ele geçirdiğin tüm kaleler, kazandığın tüm başarılar Allah'ın bir lütfudur.
- Bir zafer daha umuyorum. Hatta zaferi kendime vaad ediyorum.[kaynak belirtilmeli]
- Hayreddin! Seni Fransızlara yardım etmek ve İspanya üzerine yüklenmek üzere başkomutan yapıyorum. Bu seferki vazifen çok ağırdır. Çünkü Fransızlardan başka Akdeniz'de kimlerin donanması varsa, onlara meydan okuyacaksın. Kapıkulundan gerekli sayıda tüfekçiden başka, sana istediğin kuvvetleri de vereceğim.
- Ey Fransa Kralı Fransuva! Sefir-i Kebirimden aldığım mazhara göre haberim oldu ki, memleketinde dans namında Ala Mele-İnnas Fuhşiyyat ve Lubiyat yapıyormuşsun. İş bu Name-i Humayunumun eline vusulünden itibaren bu rezalete son vermediğin takdirde, Ordu-yu Humayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum.
- Dünyanın efendisi ben değil, reayadır ki, ziraat ve çiftçilik emrinde huzur ve rahatı terk ile iktisap ettikleri nimetle bizleri yaşatırlar.
- Ben 3 kıtaya hükmediyorum ama balonun belli bir çapı var. Bu çap doğrultusunda ilerler isek bir şey olmaz ama fazla şişirirsek elbet patlayacaktır.
- Kılıcımızın gölgesi durdukça düşmanlar elbette ki bizden korkacaklardır.
- Sanatkarlar, sizler her biriniz benim için tıpkı bir yeniçeri gibisiniz. Onların kılıcı sizin ise kaleminiz bize güç üstüne güç katacaktır.
- Ben, Tanrı'nın kulu, bu dünyanın sultanıyım. Tanrı'nın inayetiyle ümmet-i Muhammed'in başındayım. Adına Mekke ve Medine'de hutbe okunan Süleyman'ım ben. Ben, Bağdat'ta şah, Bizans diyarlarında kayser, Mısır'da sultanım, donanmalarını Akdeniz, Mağrip ve Hind'e yollayan sultanım. Macar taht ve tacını alan ve onları bir kuluna bağışlayan sultan benim. Voyvoda Petru başkaldırdı, ancak atımın ayakları onu toz eyledi; Boğdan'ı da fethettim.[3]
- (Bender Kalesinde 1538 tarihli bir yazıtta yazanlar)
Hastalığındayken (1566)
[değiştir]Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.
Saltanat dedikleri bir cihân kavgasıdır,
Olmaya baht-ü saadet dünyada vahdet gibi.
Kaynakça
[değiştir]Dış bağlantılar
[değiştir]- Kanuni Sultan Süleyman ve hayatını konu alan site